"Aşk da acı da insanı güzelleştirir"

Dünyanın en güçlü seslerinden biri olarak kabul edilen Concha Buika, D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali kapsamında 18 Ağustos’ta bir konser verecek. 15-19 Ağustos tarihleri arasında bu yıl 11. kez müzikseverlerle buluşacak festival önc

"Aşk da acı da insanı güzelleştirir"

Röportaj:Elif AKTUĞ

Yeni Gine'den İspanya'ya göçen bir ailenin kızı Concha Buika. Çocukluğu Mallorca'da Romanlar arasında geçen Afrika kökenli Buika, kuşkusuz tüm bu renkleri yüreğinde barındırdığı için Flamenko, soul ve caz dünyasının en güçlü vokalleri arasında yer alıyor. Ülkemizde de çok sevilen ve konser biletleri günlerce önceden tükenen 'aşkın sesi' Buika'ya müziğini, aşkı ve hayatını sorduk; içtenlikle yanıtladı.

İspanya'da doğup büyüdünüz, Ekvator kökenlisiniz, ABD'de yaşıyorsunuz... Bu üç ülke size ne ifade ediyor ve daha çok "Nerelisiniz"?

Concha Buika: En çok mutlu olduğum yer sahne ve ben kendimi en çok sahneye ait hissediyorum. Hangi ülkede hangi şehirde olduğum değil, nasıl bir çevrede olduğum da önemli ve özellikle Miami'de çok farklı kültürleri bir arada yaşıyorsunuz ve çeşitlilik büyük bir zenginlik. Miami'nin ışığını ve havasını da çok seviyorum, yaşadığım şehir, sevdiğim şehir...

Babanız ünlü bir siyasetçi ve yazardı. Sizin yaşamınıza neler kattı babanızın bu özellikleri?

Buika: Babam ihtiraslı bir adamdı ve bizi bu yüzden ihmal ettiğini söyleyebilirim. Ayrıca inandığı her ne varsa arkasında sağlam duran bir adamdı ama maalesef bizim ihtiyacımız olduğunda yanımızda değildi ve bu yüzden onu affedebilmem çok zaman aldı...

Muazzam sesinizin yanı sıra, söz yazarı ve besteci olarak da müzik sektörünü etkiliyorsunuz. Hangisini yapmak daha fazla keyif veriyor?

Buika: Stüdyoya giriyorum ve o an bir melodiye şiir yazıyorum ya da bazen kısa bir hikaye bana yepyeni bir şarkı için ilham veriyor. Aslına bakarsanız hepsi ruhuma iyi geliyor ve özellikle şiir yazarak, şarkı sözleri yazarak içimi olduğu gibi döküyorum ve hayatla böylece çok daha kolay baş edebiliyorum.

Şiir kitaplarınız var ve bir roman ile bir film üzerinde çalıştığınıza dair haberler çıktı. Nedir bu iki projenin aslı ve içerikleri?

Buika: Geçtiğimiz yıl şiir kitabımı yayınlamış olduk ve hem şiirler ve kısa hikayeler hem de çektiğim fotoğraflarla dolu bir albüm oldu. Aslında tüm duygularımı döktüğüm şiirler, fotoğraflarla yakaladığım anlar ve hikayelerle tüm dünyamı paylaşmış oluyorum ve bana çok iyi geliyor. Üzerinde çalıştığımız film ise yazdığım bir hikaye üzerinden yola çıktığımız bir film ve erkek kardeşim çekiyor; ancak yıllardır ertelediğimiz bir projeye dönüştü ve açıkçası ben de hiç acele etmiyorum. Hikayesi sürpriz ama yine kendimden yola çıktığım bir hikaye...

Kübalı müzisyen Chucho Valdes ile müzikal işbirliğiniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Buika: Chucho Valdes bir üstad ve aslında hepimizin hayatın birer üstadıyız sadece içimizdekileri keşfetmemiz gerekiyor. Valdes gibi Chic Korea gibi çalışma şansı yakaladığım çok değerli müzisyenler oldu ve kendimi çok şanslı hissediyorum.

Size ateş sesli şarkıcı diyorlar, ne kastediyorlar sizce?

Buika: Kimi zaman yorumları ya da dergi ve makalelerde atılan başlıkları ben de görüyorum ama kendimi yazılan çizilen herhangi bir kalıba sokamam. Tek bildiğim kendimi hala keşfetmeyi sürdürüyorum ve şarkı söylemek ruhuma çok iyi geliyor. İçimden geldiği gibi şarkılarımı söylüyorum ve her albümde geçmişte kalanlar ve yaşadıklarım beni değiştiriyor ve ben de daha farklı söylüyorum.

Aşk şarkılarını en güzel sizin söylediğinizi biliyoruz, dilinizi bilmeden sizi dinleyenler aşktan söz ettiğinizi sanıyor. Kendi sesinizi duyunca siz ne hissediyorsunuz?

Buika: Aşka inanıyorum ve aşk beni hayata bağlıyor. Aşk hepimiz için var, her işin içinde ve gördüğümüz her güzellikte aşk var. Şarkılarımın çoğu bana acı veren aşklardan içimde kalanları anlatır, bazılarında da beni yükselten, hayat veren aşklardan yola çıkarım. Şarkılarımda anlattığım neredeyse hep aşk oluyor.

Bilmediğiniz bir dilde şarkı söylemek size göre mi?

Buika: Şarkının dilini düşünmüyorum, güzel melodisi olan ve sözlerindeki duygularında derinlik olan her dilde şarkı söyleyebilirim ve farklı dillerde şarkılar da yazıyorum. İngilizce bir söz yazdığımda, ya da içimden, dilimden İspanyolca bir söz döküldüğünde dilini düşünmüyorum.

Ailenizde başka şarkıcı var mıydı? Sizi kim keşfetti?

Buika: Çocukluğumda evde ailemde herkes şarkı söylerdi ama profesyonel olarak beni şarkıcılığa yaklaştıran ve ilk adımlarımda destek veren teyzem oldu. Teyzemin aracılığıyla bir otelde şarkı söylemeye başladım ve bakın, şarkı söyleme yolculuğum hala devam ediyor.

Sahnede utangaç bir tavrınız var gibi geliyor bana, bazen gözlerinizi kapatıyorsunuz. Gerçekten de utangaç mısınız?

Buika: Kendimi özgür bırakıyorum ve kimi zaman içimi dinliyorum. İçimi dinlediğim zamanlarda gözlerimi kapattığım da oluyor. Aslında konuşmayı pek sevmiyorum ve çok coşkulu bir tepkiyle karşılaştığımda mahcup oluyorum hepsi bu...

Şarkılarınızı her konserinizde defalarca tekrarladığınız oluyor. Hatta, bir konserde aynı şarkıyı sizden üç defa dinlemek istiyorlar. Her defasında ilk kez söylüyor gibisiniz...

Buika: Herhangi bir şarkıyı söylerken kalbimden söylüyorum ve o an nasıl hissediyorsam öyle söylüyorum. Artık pek söylemek istemediğim ve duygusunu bitirdiğim şarkılar da var, söylemeden sahneden inmeyeceğim şarkılar da.

Kimi dinlersiniz, evde, arabada mesela, kimin CD'leri var?

Buika: Elektronik müzik dinliyorum ya da kimi zaman caz dinliyorum. Ruh halime göre değişiyor ama elektronik müzik beni yukarı çekiyor, canlandırıyor ve bazı şarkılar da çok uzaklara götürüyor, dinledikten sonra hemen bir kenarda sözler, şiirler yazıyorum... Evde elbette Nina Simone gibi, Edith Piaf gibi duygusuyla söyleyen şarkıcılardan albümler de bol bol var.

Sezen Aksu'yu dinlediğinizi söylemiştiniz, Türkçe şarkı size ne ifade ediyor? Sezen ile bir düet olacak mı? Lütfen evet deyin...

Buika: Beni temsil eden Pasion Turca ekibi sayesinde Sezen Aksu'yu öğrendim ve şarkılarını da. Keşfettiğim ve sevdiğim birçok şarkısı oldu. Projeleri menajerler bana getiriyor ve bir gün bir stüdyoda bir telefon alıyorum ve ilerliyoruz. Her an farklı sürprizler de olabilir.

Bir ozansınız bana göre, acı çekmeden, yaşanmadan aşk anlatılır mı?

Buika: Acı hepimizi güzelleştiriyor, aşk da öyle. Aşk olmadan da olmaz ve şarkılar da olmadan olmaz; elbette hepimizin büyük acıları ve aşk acıları da var. Tuhaf olan o acı ilk başta sanki sadece bizim acımızmış gibi geliyor, oysaki acılarımız sır değil ve başkalarının da acısı...

Çingene mahallesinde bir siyah çocuk... O dönem ne hatırlatıyor size?

Buika: O dönem çocukluğumun mahallesinde Çinli aileler de vardı ve biz tek siyah aileydik. Saçımın farklı oluşunu anlayabilmem bile çok fazla zamanımı aldı ve öyle kucaklayıcı, öyle güzel insanlar tarafından çevrelenmiştik ki, farklılıkları kabul etmeyi de onlar sayesinde öğrenmiş oldum. Kendimi ve tüm farklılıkları kabul etmeyi...

Türkiye'de bu kadar sevilmek nasıl hissettiriyor, konser biletleriniz önceden tükeniyor. Dilinizi bilmeden sizinle söylüyor insanlar...

Buika: Ayrılığın, acıların, aşkların dili bir... Hangi dilde söylenirse söylensin, giden sevgiliye dökülen gözyaşları da bir ve belki de müzik bu ortak dilin en güçlü dışavurumu. Kimi zaman şarkının hikayesini tam olarak bilemeseniz bile duygusunu her dilde anlayabiliyorsunuz, sanırım Türkiye'deki dinleyici ile duygularımızla bağ kuruyoruz. Ancak elbette Türkiye'de ilk konserimden beri menajerliğimi yürüten Pasion Turca ekibinin de Türkiye'deki dinleyici ile güçlü bir bağ kurmamda büyük emeği ve payı var.

Pedro Almodovar imzalı 'İçinde Yaşadığım Deri' filminde sesinizi duymak muhteşemdi. Nasıl bir araya geldiniz, oyunculuk da yapmıştınız sanırım bir filminde?

Buika: Bahsettiğim gibi tüm projeleri bana menajerlerim getiriyor ve benim tüm yaptığım şarkı söylemek. Almodovar çok cesur biri. Çok cesur ve çok derin... Yaptığı işin bir parçası olmak benim için büyük bir onur. Filmde de tek yaptığım şarkı söylemekti...

Las Vegas'ta, showgirl olarak da çalışmışsınız, korkmadınız mı bunca çabaya rağmen kaybolmaktan?

Buika: Las Vegas benim için çok eğlenceli ve çok keyifli bir dönemdi. Tüm yapmam gereken Tina Turner şarkılarını öğrenmek ve onun gibi hissederek şarkı söylemekti. Onbinlerce kişilik stadyumlarda konserler veren, milyonlarca hayranı olan pop starlarını çok seviyorum. Bence harika bir iş başarıyorlar ve farklı inançlarda ve fikirlerde binlerce kişi onların konserlerinde müzikle bir oluyor. Tina Turner olağanüstü bir şarkıcı ve henüz müzik işinin ilk adımlarında onun şarkılarıyla sahnede olduğum çok keyifli bir dönem olmuştu.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.