Türkiye'nin denize girilebilir tek marinası olan Martı Marina içinde yer alan Mistral Restaurant'ı farklı bir konseptle işletmeye başlayan Cüneyt Kurt ile konuştuk. Marmaris Hisarönü Körfezi'nde yer alan marinayı ilk gördüğünde aşık olan Cüneyt Kurt, 38 yıllık deneyimini aktardığı yeni mekanını anlata anlata bitiremiyor...
Cüneyt Bey meslek hayatınızdan bahsetmenizi isteyeceğim, çok sayıda önemli mekan işlettiniz değil mi?
Cüneyt Kurt: 1977'de DJ olarak çalışmaya başladığım Etiler Şamdan'da 1983 yılında işletmeciliğe başladım. 1992'de Levent'te Şans Restaurant, 1996'da Nişantaşı'nda dünyaca ünlü İtalyan restoran zinciri Bice'yi açtık. Yine 96'da Büyükada Anadolu Kulübü'nde Le Bouquet, 1998'de Ortaköy'de Pasha Club içinde Bice, Mayadrom Alışveriş Merkezi'nde Bistrott, 1999 yılında Ankara'da Bistro Fortuna, İstanbul Reina'da Mirror'ı sayabilirim. 2000'de Çeşme Dalyan'da Le Bouquet, 2001 Yalıkavak'ta Bistro Marine, İş Bankası Kuleleri'nde Mirror, 2004 Çeşme Alaçatı Le Bouquet, 2008 Bodrum Gündoğan Mandal Otel, 2010 Astoria Alışveriş Merkezi Bistrom adlı işletmeleri açarak bugüne kadar geldim. Şimdi de Mistral...
Mistral Restaurant&Bar konsepti nasıl ortaya çıktı?
Kurt: İşletmelerimin çoğunu devredip, güneyde bir yerlerde yeni bir başlangıç yapmak istediğimde, çok eski dostum sevgili Oya Narin, muhteşem bir güzelliğe sahip olan Martı Marina'yı bana gezdirdi. İşte o gün Marina'da bir şeyler yapma fikri ortaya çıktı. Oya Narin Hanım ile sohbetlerimiz sonucu Marina'da var olan Mistral Restaurant'ı Mistral By June8 olarak benim işletmeci kimliğimle baştan aşağı yenileyerek hizmete açtık. Şimdi bu muhteşem coğrafyada çalışıyor ve yaşıyorum.
Mekanıza gelen misafirleri öncelikle ne bekliyor?
Kurt: Bu muhteşem doğa harikası koyda, klasik havasını bozmadan yöresel dokusuna bağlı kalarak çok hoş bir mekan yarattık. Misafirlerimizi bu kadar doğal güzelliğin içinde iyi servis ve lezzetli bir yemek haricinde eğlence bekliyor. Haftanın iki günü çeşitli yerli-yabancı müzik grupları ve DJ performansları ile bu istekleri karşılıyoruz.
Sizi, benzer mekanlardan ayıran en önemli özellikler neler?
Kurt: Konumu, doğası, dekoru ve çok ciddi çalışmalar ile hazırlanmış lezzetli ve son derece iddialı mönüsü.
Mönüde nelere dikkat ettiniz?
Kurt: 37 senenin tecrübesi ile hem dünya mutfağından, hem de Türk mutfağımızdan seçtiğimiz yemekleri harmanlayarak hizmete sunduk.
Buraya gelen müşterilere özellikle yemesi için neler tavsiye edersiniz?
Kurt: Pizzalar, kuzu incik, limonlu linguni, deniz mahsüllü risotto, balık çorbası en çok tercih edilenler.
Mekanınız çok özel bir yerde konumlanıyor. Yer aldığı konumun bir restoran için önemi nedir?
Kurt: Öncelikle hizmet verilen müşteri kitlesinin, tarzına, kültür ve zevkine uygun bir konumda olması gerekiyor. Hele ki böyle bir doğa harikası bir yerde iseniz, tek yapmanız gereken iyi bir servis ve lezzetli bir yemek. Konumunuz ve ortam zaten iyi ise memnuniyetin yüzde 50'sini yakalamış oluyorsunuz.
Aynı zamanda DJ'lik geçmişiniz var ve misafirlere müzik ziyafeti sunuyorsunuz. Müzik tercihleriniz nasıl oluyor? Neler dinletiyorsunuz?
Kurt: Günün her saatinde, misafirlerin yaş ortalamasına, isteklerine uygun eskiler, yeniler ama her zaman en iyileri sunuyoruz.
İyi bir işletmenin olmazsa olmazları vardır eminim. Bunlar neler?
Kurt: Temizlik, iyi servis, güleryüzlü ve çalışkan personel, hitap edilen müşteri kimliğine uygun yenilikçi mönü seçimleri, uygun fiyat ve tabii ki müzik.
Tecrübenize dayanarak soruyorum, bir mekanın tutması için ne gerekir?
Kurt: Doğru konum, hitap edilmek istenen müşteriye uygun dekor, kesinlikle iyi yemek, uygun fiyat ve her zaman müşteriye inanmıyorum dedirtecek kontrastlar. Bu çok çılgın bir dekor, alışılmışın dışında bir mönü veya servis olabilir.
Mekan farklı organizasyonlar için de kullanılabiliyor mu?
Kurt: Tabii ki, özel davetler, düğünler, partiler, hemen hemen her hafta oluyor.
Yeni projeler yeni heyecanlar var mı?
Kurt: Olmaz mı... Bende projeler hiç bitmez. İlk size haber vereceğim...
