"Tasarımlarım mücevherin ötesinde"

Londra’da gerçekleşen ‘Jeanious Turks’ etkinliğindeki 11 tasarımcının arasında yer alan ve Kent Prensesi Michael’e hediye ettiği tasarımıyla basında dikkat çeken Nida Bulut, yeni koleksiyonunu ve gelecek planlarını Şamdan Plus’a anlattı.

"Tasarımlarım mücevherin ötesinde"

Röportaj: BADE ÇAKAR

Fotoğraf: CANAN YETİŞTİ SATKIN

Geçtiğimiz ay Londra'da gerçekleşen 'Jeanious Turks' etkinliğinde dikkat çeken mücevher tasarımcısı Nida Bulut, 'BU' markası ile mücevher alanında oldukça başarılı bir duruş sergiliyor. İlhamını tarihten aldığı tasarımlarla bir mücevherin ötesinde insanların anlam yükleyebileceği parçalar yaratan Nida Bulut, şimdiden ilerisini düşünerek adım atanlardan... Uluslararası bir marka olma yolunca hızla ilerleyen Bulut ile Londra macerasını konuşmak için bir araya geldik. Heyecanını bizimle paylaşan Nida Hanım, aynı zamanda yeni koleksiyonu hakkında tüyolar verirken, özel hayatıyla ilgili sorularımızı da tüm samimiyetiyle cevapladı.

Londra'da 'Jeanious Turks' etkinliinde tasarımlarınız tanıtıldı. Sizin için nasıl bir deneyim oldu?
Nida Bulut:
'Jeanious Turks' etkinliği için hazırladığım jean tasarımım ve mücevher tasarımlarımız Londra'da tanıtıldı. Çok sayıda yabancı ünlü tasarımcı ve blogger'ın katıldığı etkinlikte Büyükelçimiz, Kent Prensesi Michael, Hint Prensesi Nazlı da katılan önemli isimlerdendi. Benim açımdan çok verimli ve başarılı geçti. Londra'da ünlü markaları bünyesinde bulunduran mağazanın CEO'su Stacey Cartwright ile görüşüp, yurtdışına açılmak konusunda ilk adımı atarak süreci başlatmış olduk. Gelişmeler karşılıklı olarak devam ediyor. Kısa sürede hem Londra'da hem de Hong Kong, Dubai gibi ülkelerde 'bespoke jewelry' alanında Türk markası olarak konumlanmak adına çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Peki, 'Jeanious Turks' etkinliğine katılma fikri nasıl ortaya çıktı?
Bulut:
İlk olarak projeyi duyduğumda çok heyecanlandım çünkü daha önce mücevher dışında bir çalışma yapmamıştım. Bir süre jean ile mücevheri nasıl buluştururum diye düşündükten sonra jean bir yeleğin üzerine kristal renkli taşlarla kocaman bir pırlanta işlemeye karar verdim. Böylece jean tasarımımdan yaptığım işe dair bir ipucu da vermiş oldum. Tamamen el işçiliği ile yapılan ve 'Jewels On Your Jeanious' ismini verdiğim tasarım önce İstanbul'da sergilendi. Harvey Nichols Türkiye'nin 15. yılına özel olarak bu projenin Londra'da sergileneceğini duyunca daha da çok heyecanlandım. Geçtiğimiz ay 5 Ekim'de sergimiz Knightsbridge Harvey Nichols'da gerçekleşti ve 11 Türk tasarımcının içinde yer almak benim için gurur vericiydi.

Yurtdışına açılmak her tasarımcı için önemli bir adım. Planlarınız arasında başka ülkeler var mı?
Bulut:
Her zaman hedeflerimiz arasında uluslararası bir marka olmak vardı. 'BU' markası Türkiye'nin farklı şehirlerinde, kişiye özel mücevher tercih edenlerle buluşuyor. Internet satışıyla da sadece Türkiye değil, yurtdışında da kişiye özel mücevher tasarlayan markalar arasındayız. Kısa sürede hem Londra'da hem de Hong Kong, Dubai, Beyrut gibi ülkelerde Türk markası olarak markamızı konumlandırmak adına çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Takıdan sonra giyim tasarımı yapmak nasıldı sizin için?
Bulut:
Çok keyifli ve farklı bir deneyimdi. Markamıza belki de yeni bir alan açmış oldu. Jean ile renkli kristal taşların bir araya gelmesiyle nasıl bir uyum sergilediklerini görmüş olduk. Ayrıca, beğeni toplaması da bizi çok mutlu etti.

Bu sonuçlar doğrultusunda belki, ileride sizi giyim alanında da görebiliriz...
Bulut:
'BU' markasının çıkış noktası mücevher. Altında üç farklı marka daha oluştu. 'BU SLVR' mücevheri gümüş ve pırlanta ile kullanmayı sevenlere, 'BU Gents' şıklığını mücevher ile tamamlamak isteyen centilmenlere, 'BU Baby' ise, bebeğine manevi değer taşıyacak olan ilk mücevherini hediye etmek isteyenlere hitap ediyor. Ancak 'Jeanious Turks' ile ilk kez taşları kumaşlarla birleştirmenin uyumunu gördüm. Tasarım beğeni de toplayınca sürekli değil, ama sezon olarak ışıltıyı giyim ile birlikte sunabiliriz diye düşünüyoruz.

Londra'da Kent Prensesi Michael'la hediye ettiğiniz bilezikle dikkat çektiniz. Kendisi nasıl bir tepki verdi hediyenize?
Bulut:
Kent Prensesi Michael'a nazardan korunması için hediye ettiğim tasarım, mavi ipte, geleneksel nazar boncuklu bir bileklikti ve Prenses'in büyük beğenisini topladı. Hayatının en anlamlı hediyesi olduğunu belirterek, teşekkür etti ve kolundan hiç çıkartmayacağını söyledi.

Biraz da yeni koleksiyonunuzdan bahsedelim.
Bulut:
2016 için hazırladığım seride, tarihte yer almış, Maya, Babil, Antik Mısır gibi medeniyetlerden yola çıkarak, geçtiğimiz sezonda olduğu gibi tekrar beş farklı yeni koleksiyon hazırladık. Her bir koleksiyonun kendine özgü sembolize ettiği, medeniyeti yansıtan hikayesi ve çizgisi var. Koleksiyonlarda, markamızın imzasını yansıtan renkli değerli taşlar kullandık. Ancak bu sefer daha farklı tonlarda ve büyük kesim taşlar ile çalıştık. Aynı zamanda 2017 yılı için, herkesin üzerinde taşımak isteyeceğini düşündüğümüz yeni bir koleksiyon hazırlıyoruz. İlk tasarımlarımız hazır.

Hem modern hem de geleneksel çizginizle dikkat çekiyorsunuz. Bu biraz da okuduğunuz tarih bölümünden gelen bir ilgi mi?
Bulut:
Ben keyif alarak okuduğum bölüm ile ilgi duyduğum iş alanını birleştirerek 'BU' markasını kurma yolunda bir adım attım ve tam anlamıyla bu çizgide de devam etmeyi planlıyorum. Tasarımlarımı geleneksel dokunuş ile birleştirme isteğim geçmişte yaşanmışlığın yarattığı gizemi anlama arzumdan kaynaklanıyor. O nedenle de eğitimimi tarih üzerine yaptım. Üniversitede her alanda tarihi incelerken mücevherin tarihte bu kadar etkin yer alması beni daha da etkiledi ve kendimi bir şekilde tasarladığım mücevherlerle ilgi duyduğum dönemin içinde yaşarken buluyorum.

Moda dünyasında her sezon farklı trendler karşımıza çıkıyor. Takıda da durum böyle mi? Sizce ikonik denebilecek takılar neler?
Bulut:
Evet, 'fast fashion' olgusuyla birlikte artık moda çok çabuk değişiyor. Bundan dolayı da mücevher alanında eskisi gibi uzun süreli kullanılabilen, ağır parçalara daha az rastlanıyor. Mücevher, eskiden gücü ve statüleri belli eden araç olarak kullanılıyordu. Bu etki günümüzde zaman zaman devam ediyor ancak, son dönemlerde mücevherin daha minimalistik boyutlar kazanması, farklı tasarımlar ve kullanımlarla karşımıza çıkması bu bakışı değiştiren en önemli etkenlerden... Kadınların artık mücevheri modanın ayrılmaz bir parçası, şıklığa şıklık katan önemli bir unsur olarak kullandıklarını düşünüyorum. Zaten benim de tasarımlarımda izlediğim çizgi, mücevherin günlük hayatlarımızda kolayca kullanımına yer vermek. Ben tasarımlarımda özel tasarım alanında yoğunlaşıyorum. Tasarımlarımı hazırlarken tabii ki trendlere ve modaya uygun olmalarına dikkat ediyorum. Bence ikonik denebilecek takılar, kişinin mücevhere kendinden bir anlam yükleyerek kullandığı parçalar. Çünkü o noktada mücevher zamanın ötesine geçmiş oluyor.

Siz ilhamınızı genelde tarihten alıyorsunuz sanırım...
Bulut:
Tasarımlarımın çıkış noktası tarih ve tasavvuf. Tasavvufta beni etkileyen hikayeleri mücevher ile yorumlamaya çalışıyorum. Tasavvuftan ilham alırken amacım, insanlara üzerlerinde taşıdıkları maddeden enerji ve maneviyat hissetmeleri değil, gündelik koşuşturma içinde unuttukları değerleri bu tarz mücevherlerle sadece bir hatırlatıcı olarak kullanmalarına ve kendilerini iyi hissetmelerine vesile olmak. Böylece kendilerini manevi anlamda daha güçlü ve enerjik hissedeceklerini düşünüyorum. Aynı zamanda tasarımlarım, tarihten çizgiler taşırken, günümüzün etkilerini de yansıtıyor. Her yaşa ve tarza hitap ediyor. Mücevher benim için anıları hayatta tutabilmenin bir yolu. Tasarımlarımız mücevherin ötesine geçiyor...

Anneniz Nilfüfer Bulut, Türkiye'nin önemli iş kadınlarından biri. Kariyer konusunda yardım alıyor musunuz?
Bulut:
Annem, markamı kurma sürecinde bana inanarak en büyük desteği vermiş oldu. İş hayatıyla ilgili annemden öğrendiğim çok konu var. İhtiyaç hissettiğim yerlerde görüşlerine başvuruyorum ancak sanırım karakterimden dolayı sonunda yine kendi bildiğimi yapıyorum. Başarılı bir annenin kızı olmak büyük avantaj. Annem benim hayatımdaki rol modelim. Onun tecrübelerini yakından takip ederek kendi iş hayatımda uyguluyorum.

Yoğun tempoda çalışıyorsunuz. Kendinize zaman ayırmak istediğinizde neler yapıyorsunuz?
Bulut:
Boş zamanlarımda genelde kitap okumayı çok seviyorum. Onun dışında spor yapmaya özen gösteriyorum. İnsanın her zaman kendini zihnen ve bedenen geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Ailem ve arkadaşlarımla vakit geçirmeyi, seyahat etmeyi çok severim. Yeni yerler keşfetmek bana her zaman heyecan vermiştir. Dünyada farklı yerler görmenin vizyonunuzu genişlettiğine inananlardanım.

Kısa süre önce nişanlandınız. Düğün hazırlıkları nasıl gidiyor? Bu tempoda ilgilenebiliyor musunuz?
Bulut:
Zamanı doğru planlayınca hayatınızda önem taşıyan konularla aynı anda ilgilenecek motivasyonu bulabiliyorsunuz. Çok koşturmalı oluyor ama ben de şu an ki yoğunluğumda hem işim hem de özel hayatımla ilgili gerekli vakti ayırdığımı düşünüyorum.

Hem kariyer hem de özel hayat olarak gelecek için planlarınız arasında neler var?
Bulut:
Şu an üniversitede MBA yapıyorum. İşimi eğitimimle birleştirerek, markalaşma yolundaki tüm detayların birebir içinde yer almak istiyorum. Başarının kişinin işiyle bütünleşmesiyle geldiğine inanıyorum. Diğer yandan yurtdışında markalaşma konusunda çalışmalar yapıyoruz. Çeşitli ülkelerde geleneksel Türk mücevherini markamızla birlikte tanıtmak istiyoruz. Mücevheri farklı sektörlerle buluşturmayı düşündüğümüz projelerimiz var. Şu an farklı yabancı markaları tüketiciyle buluşturan büyük mağazalarda satış corner'larımız var ve kendi markamızın sitesinden online satışımız var. Heyecanla yeni koleksiyonumuzu tamamlayıp, mücevherseverlerin beğenisine sunmayı ve yurtdışındaki çalışmalarımızla ilgili güzel haberler vermeyi bekliyoruz.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.