Röportaj: Bade ÇAKAR
Fotoğraflar: Deniz DOĞAN
Birçok sektörde büyük başarılar elde eden MYC Partners'ın kurucusu Murat Akdoğan, en son Bodrum'da yarattığı ve dünyanın en iyi resort ve otel işletmecisi LUX ile bir araya geldiği 81.000 m2'lik süper lüks LUX Bodrum Resort & Residances ile dikkat çekiyor. "Kafamızdan yeni bir şeyler yapalım fikri eksik olmuyor" diyen Akdoğan, Bodrum'un eşsiz lokasyonunda yer alan LUX Bodrum Resort ve Residances konusunda da oldukça iddialı... Biz de Murat Akdoğan ile bir araya gelerek, başarılı yeni yatırımlarını ve iş hayatındaki başarılı yolunu konuştuk.
MYC Partners ile birden fazla sektörde önemli projelere imza atıyorsunuz. Estethica Hastanesi ile sağlık, daha sonra da turizm ve lüks konut projeleriniz oldu. Bütün bu farklı alanlarda yer almaya nasıl karar verdiniz?
Ben aslında makine mühendisiyim, işletme yönetimi konusunda da yüksek lisans ve doktora yaptım. Mühendis olarak girdiğim şirkette genel müdürlüğe, sonra da patronluğa kadar yükseldim. Kriz dönemi ve kriz yönetimi sürecinde yer aldım. Krize giren şirketi, dünya çapında bir şirket haline getirdik. Daha fazla yapacak bir şey kalmadığında da "ben başka bir şeyler yapmaya başlamalıyım" dedim. Sağlık işi bir vakıftan dolayı ortaya çıktı. Bir vakfımız var; 'Murat Akdoğan Eğitim ve Sağlık Vakfı'. Bu vakfın tüm amacı devlet yurtlarında barınan, 18 yaşına geldiklerinde, gerçek hayata bırakılan kız çocuklarının hayatlarına devam ettirebilmeleri için çalışmalar yapmak... Biz bu amaçla bir üniversite kurup, bu çocukların eğitimini vermeye karar verdik. Bunun için de iş hayatında, baktığımızda en garanti alan olarak sağlık sektörünü gördük. Aynı zamanda hem üniversitenin hem de öğrencilerin gelirlerini garanti altına almak için de hastaneciliğe başladık. Tamamen vakıf hizmetinden dolayı çıktı.
Estethica Hastanesi alanında büyük bir başarı da sağladı...
Biz genel hastane mantığı ile girmedik bu işe. Branş hastanesi yarattık. Çünkü tek bir şey yapıp, onda 'en'leri yakalamalısınız. Estetikte de birçok 'en'i yakaladık, şimdi bunu Türkiye dışına taşımaya çalışıyoruz. Estethica markası, 8 senedir hayatta ve sektörü belirleyen, iş modelini oluşturan bir yapı oldu. Bu markayı biz de önce Avrupa'ya en yakın kapı olan Sofya'dan girerek tüm dünyaya duyuracağız.
MYC Partners olarak çok önemli bir projeye daha imza attınız; LUX Bodrum Resort & Residances ... Projenin ortaya çıkışı nasıl oldu?
Bizim kafamızdan yeni bir şeyler yapalım fikri eksik olmuyor. Bizim iş merkezi projemiz vardı. O aşamada o iş merkezi projesini hayata geçirirken, başka bir şey yapmak istemiyorduk. İşimiz çoktu ama Bodrum'daki bu araziyi gördüm ve ben direkt aşık oldum.
Dünyaca bilinen LUX Resort & Hotels ile bir araya gelişiniz nasıl oldu?
O arsayı satın alırken, oranın çok özel ve sıra dışı bir alan olduğunun farkında olarak aldım. Oraya yapılacak yapı da aynı şekilde farklı ve özgün olmalıydı. Yaptığımız projemizi, Milano'da yapılan sektörün önemli bir yarışmasına sunduk. Dünyanın en iyi projelerinin arasında ikinci oldu. Böylelikle dünyadaki otel zincirlerinin radarına girmiş olduk. Geçen sene LUX Resorts & Residances, dünyanın en iyi resort işletmecisi oldu. Böylelikle dünyanın en iyi resort işletmecileriyle, dünyanın en iyi ikinci projesi bir araya gelmiş oldu.
Sizin diğerler otellerden farkınız nedir?
Birçok özelliğimiz var dikkat çekebileceğimiz... Bunlardan en iyisi havaalanına yakın, böyle bir deniz lokasyonunda olmak. Bodrum eskisinden çok daha yoğun, özellikle yazın bir yere gitmek 1 saatinizi alabiliyor. Burada ise havaalanından 15 dakika sonra denize girebiliyorsunuz. Ayrıca tekne turizminin uygun olduğu bir alan değil, çok temiz bir denizimiz var bu da çok büyük bir avantaj. Doğa öyle bir fırsat sunuyor ki sadece otel değil, bütün odalardan denizi görebiliyorsunuz. Farklı bir tasarımımız var. Bodrum tipi bir ev yapmadık, doğaya uygun ama modern bir yapı oldu. Burada aslında bizim yola çıkışımız otel değildi, residance'lardı. İlk başta 50 odalı küçük bir butik otel yapalım, yine lüks olsun ama daha çok evlere yönelik hizmet versin diye düşündük. Otel, residance'lardan daha öne çıksa da bizim asıl amacımız ailelerin rahatlıkla zaman geçirebilecekleri evler yaratmaktı. Geniş alanlar oluşturduk. 81 bin metrekarede sadece 72 ev var. Evlerimiz 3+1 veya 4+1 büyüklüğünde... Hem çocuklara hem yetişkinlere hem de gençlere yönelik her şeyi düşündük... Çocuk parkları, açık hava sineması, after parti alanları... Bodrum'un gece hayatı, aileleri korkutur. Bunun için de bir transfer teknesi yaptık. Türkbükü'ne Yalıkavak'a istedikleri yere götürüyoruz bu tekneyle aynı şekilde de geri döndürüyoruz. Gece 2 - 3'de ailelerin aklı kalmayacak. Kısaca hem gerektiğinde izole olmak hem de istediğinizde Bodrum'un renkli hayatına dokunabileceğiniz güzel bir yer. Gurme alanında belki de Bodrum'un en iddialı restoranlarını oluşturduk. 650 metre sahil şeridi olan her noktasından denize girilebilen bir plajımız var. Biz bir tur oteli yapmadık. Lüks butik bir otel yaptık. Kişiye özel, direkt özel hizmet verilen bir yer... Değerimizin farkındayız, daha kalıcı bir yer yapmak istedik.
Bu dönemde böyle bir yatırım yapma fikri bir risk değil miydi?
Risk tabiii Bodrum değil, Türkiye'nin her yerinde böyle bir proje yapmak risk. Biz aynı dönemde bir iş merkezi, arkasından Estethica Sigorta'yı kurduk Cemal Ererdi arkadaşımla beraber, arkasından da bu proje... Böyle çoğu insanın 'acaba paraları nereye kaçırsak' derdine düştüğü dönemde, biz Türkiye'ye nasıl yatırım yapabiliriz diye düşündük. Türkiye, dünyada çok alternatifi olan bir yer değil. Dünyanın en iyi lokasyonlarından birine yatırım yapıyorum... Bugünlük bir sıkıntı olabilir, iki sene de sürebilir ama nihayetinde muhakkak karşılığını verecektir.
Gelecek için var mı yeni planlar?
Estetik alanında var. Önümüzdeki yıllarda yatırımlarımız bu alanda devam edecek. Böyle bir konsept yaratıp, başarı yakalamışken bırakmak niyetinde değiliz. Bu başarımızı dünyanın her yerinde sürdüreceğiz. Türkiye'den de dünya markası, sektörü domine eden bir marka çıkacak. Arçelik ve Ülker'inki gibi bir başarı, hatta belki de daha fazlasını istiyoruz çünkü estetik herkesi ilgilendiren bir alan...
