Begüm & Deniz Berdan "Hep alt kültürle iç içeyiz"

2019 ilkbahar-yaz koleksiyonunda, çift cinsiyetli Türk Tanrısı/Tanrıçası Umay Ana’dan ilham alan Deniz ve Begüm Berdan, İstanbul ve Londra moda haftalarında yaptıkları şovlarla herkesi kendi köklerini hatırlamaya çağırdı. Tasarım ikilisiyle bir araya gele

Begüm & Deniz Berdan "Hep alt kültürle iç içeyiz"

Deniz ve Begüm Berdan'ın markası DB Berdan, İstanbul'daki moda haftasının ardından Londra Moda Haftası kapsamında da başarılı bir şov sergiledi. 2019 ilkbahar-yaz koleksiyonlarınında çağdaş minyatür sanatçısı Murat Palta'nın 'Gods, Monster and Men' adlı eserinden ilham alan tasarım anne-kız, sıra dışı şovlarıyla yine güçlü mesajlar verdi. Hiçbir zaman züppelik yapıp, kimseye burun kıvırmadıklarını dile getiren Deniz ve Begüm Berdan, hep alt kültürle iç içe olduklarını ve dezavantajlı durumdaki insanların seslerini duyurma konusunda kararlı olduklarını söylüyor.

İstanbul ve ardından da Londra'daki moda haftasında ses getiren defileler yaptınız ve 2019 ilkbahar-yaz koleksiyonunuzu görücüye çıkardınız... Şovlarınızda yine sıra dışı modeller vardı; önce biraz onlardan bahseder misiniz?
Begüm Berdan:
Podyumda modellerin yanı sıra bu sezon kastımızın yarısını sokakta her zaman var olan ve var olmaya da devam edecek gerçek insanlar oluşturdu. Modeller de dahil olmak üzere yürüyen herkes kendi benzersiz kişilikleriyle seçildi şova. Bizce zaten artık insanlar da askı gibi duran modelleri görmekten çok sıkıldı.

Daha önceki koleksiyonlarda verdiğiniz mesajlar, farklılığa övgüyle birlikte insanın gücüne yönelikti. Bu kez alt metinde "İnsanlık var olduğu sürece savaşlar hep var olacaktır" diyorsunuz... Bu kez daha pesimist bir ruhla mı hazırladınız koleksiyonu?
Deniz Berdan:
Aslında tam tersi, koleksiyonlarımızda her zaman negatif bir sözü, durumu pozitife çevirme amacıyla yaklaşıyoruz. Her sezon negatif bir durumu eleştiriyor, pozitif mesaja çeviriyoruz.
Begüm B: Kış 2017'de sosyal medyanın insanları zombiye çevirmesini irdelerken, yaz 2018'de sahte insanlardan bahsettik; kış 2018'de dışlanan, ucube olarak görünen, hakarete uğrayan insanları kucaklarken bu sezon da hayatın döngüsüne odaklandık.
Deniz B: Hayat, iyilik ve kötülüklerle dolu, siz o kötülüklere göğüs gerip onların önünde inatla durursanız iyilik sizi bulacak ve kucaklayacaktır.

Murat Palta'nın eseri 'Gods, Monster and Man' ile nasıl karşılaştınız ve eser size nasıl ilham kaynağı oldu?
Deniz B: Murat'la birkaç sezondur konuşuyoruz, işlerine bayılıyoruz kültürümüzü çok doğru bir şekilde gösterdiğini düşünüyoruz. Markamız için mükemmel bir birleşim olduğu kesin. Murat'ın 'Gods, Monster and Man' tablosu hem içerik hem de görsel olarak bizi kendine çekti.
Begüm B: Tablonun ana merkezinde bulunan yılan saçlı anaç karakterin gücüne kapıldık. Biraz Türk kültürünü araştırdığımızda da bu anaç karakterin kişiliğine uyan Umay Ana'yı bulduk. Umay Ana çok eskilere dayanan, Göktürk yazıtlarında da bulunan interseks bir tanrı/tanrıça. Hem aşk tanrıçası hem savaş tanrısı. Gün ışığında görüldüğünde savaşçı bir erkek; geceleri görüldüğünde ise aşkı temsil eden anaç bir karakter. Kültürümüzde yer alan böylesine güçlü, koruyucu varlık bizi öyle bir içine çekti ki bizimle adeta birleşti diyebiliriz.

Koleksiyon pesimizmden çok uzak görüyor bu arada, rengarenk ve üst üste giydirilmiş parçalar müthiş bir armoni içinde... Koleksiyonu anlatır mısınız, kaç parça var ve nelerden oluşuyor?
Deniz B: Yaz 2019 koleksiyonumuzda ultra rahat siluetlerde kolaj giyimden oluşan parçalar yer alıyor. Denim, naylon ve pamuk karışımında kaotik bir harmoni sunuyor. Oversized siluetler, birbiriyle kolajlanmış parçalarla, üst üste giydirilmiş gibi duran pantolon üstü boksörler, rastgele yerlerden çıkan volanlar, üç yakalı tişört elbiseler ve çift kemerli eteklerle dolu bir sezona dönüşüyor. Hazırlaması çok keyifli bir koleksiyon oldu.

Yaptığınız tasarımlarla Türkiye'deki moda tüketicinin iki sezon önünde olduğunuzu düşünüyorum... Siz, tasarımlarınızın Türkiye'de geç anlaşıldığını düşünülüyor musunuz?
Begüm B: Öyle demeyin, çivi gibi her şeyi çok hızlı kapan bir kitle var. Bu kitle azınlıkta kalsa da biz onlarla yazışıyoruz, anlaşıyoruz.
Deniz B: Sosyal medyanın işin içine girmesiyle her şey değişti. Artık herkes tüm dünyayla irtibatta ve her şeyi çok çabuk kapıyor. Hıza yetişemezsen başka bir evrende kalmış oluyorsun artık.

Yine grafiklerle sosyal mesajlar verdiniz; bu kez peçeli kadınlar için de mesajınız vardı... Onu anlatır mısınız?
Deniz B: Her şey İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson'ın 6 Ağustos 2018'de yaptığı çok tepki gören açıklamasıyla başladı. Açıklamada Boris Johnson, peçeli kadınları banka soyguncusuna benzettiğini söyleyerek ayrıştırıcı yorumuyla çok negatif tepki çekti. Biz de feminist kadınlar olarak, kadınların ne giydiğine karışan, kim olursa olsun, herkese karşıyız. Niye her olumsuz mesaj kadınlar üzerinden veriliyor ki? Artık kadınların kıyafet tercihlerini eleştirmekten bıkmadı mı insanlar?! Bırakın yakamızı, artık herkes istediğini giyebilsin özgürce gezebilsin istiyoruz.

Reebok'la bir işbirliği yaptınız koleksiyonda; nasıl kesişti yollarınız ve Reebok'un çizgisiyle sizin ruhunuz nasıl buluştu?
Deniz B: 90'lar dinamiğinde bir koleksiyon çıktı. Bazı parçalarda Reebok Classic işbirliğinde ultra rahat siluetler yer alıyor. Reebok Classic modelleri; kesilip parçalara ayrılarak yeniden birleştirilmesinden oluşan bir hiper limitli koleksiyona evrildi. Biz buna kolaj giyim adını verdik. 'Reebok Classic Resonstructed' adı altında 10 model, limitli sayıda üretiliyor.

Aynı şekilde Bioderma ile de işbirliği yaptınız. Ve çok cesur bir karar alarak modelleriniz makyajsız çıktı podyuma değil mi?
Begüm B: Bizim DB Berdan markası olarak geçtiğimiz yıllarda da moda haftası özelinde Bioderma işbirliklerimiz oldu. Sensibio H2O'yu anlatan güzel bir kostüm tasarlamıştık. Aldığımız olumlu geri dönüşlerin yanı sıra, etkili ve güzel bir iş birliği oldu. Bu sezon DB Berdan 2019 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu'nun teması markanın da ilgisini çekti ve defile konseptine bağlı olarak, modellerde makyajda yüzde yüz doğallık kullanıldı. 'Makyajsız makyaj'a tepki göstererek 'Gerçekten makyajsız!' mottosuyla modeller, Bioderma Sensibio H2O misel sularla podyuma çıkmadan önce tüm makyajlarından arındırılarak ve cilt tiplerine uygun olan ürünler ile nemlendirilerek kendi doğal ciltleriyle; yani tüm benlikleriyle podyumda yürüdüler. Bu şekilde Bioderma'nın da istediği mesajla birebir örtüşen bir iş yapmış olduk: Sensibio H2O 'göründüğünden çok daha fazlası'...

Kullandığınız aksesuarlar da çok sıra dışıydı... Onları nasıl seçtiniz?
Begüm B: Kültürümüzden var olan, ama herkes için bir moda şovunda gördüklerinde şaşıracakları bir aksesuar seçmek istedik. Stylistimiz Anıl Can'ın iki yıldır üzerinde çalıştığı ve birkaç klibinde de kullandığı cezaevi-işi olan boncuk işleme muskalar, ve araba aynalarına asılan Türk bayraklarını aksesuar olarak kullanmak istedik.
Deniz B: Londra'da da sunduğumuz koleksiyonumuzda bu işlemeler inanılmaz ilgi gördü, kültürümüzün zenginliklerini kullandığımız için gururluyuz.

Alt kültürü çok iyi sentezliyorsunuz, tasarımlarınızı ve lansmanlarınızı hazırlarken bunu çok iyi yansıtıyorsunuz. Öte yandan üst sınıfa ait bir ailesiniz; alt kültürü tanımak için neler yapıyorsunuz ve bu sizde 'sakil' durmuyor?
Deniz B: Alt kültürlerle iç içe bir aileyiz, hiçbir zaman bir züppelik yapıp da kimseye burun kıvırmadık. Begüm zaten ergenliğinden beri sürekli punk konserlerine gider, sokakta takılır. Bize bu gökten düşmedi. Aslında Türkiye'deki pek çok insan gibi biz bu işin içinde büyüdük. Yoksa zaten yapıştırma gibi duruyor.
Begüm B: Bu arada Türkiye'deki punk kültürü yurtdışından getirilme, zaten orta sınıf işi. 70 sonu, 80 başı yurtdışına gidip görmüş kişiler getirmiş buraya, sonrasında sokaklara yayılmış, harmanlanmış.

Kendinizi beslemek için neler yapıyorsunuz; hangi sanatçıları, şovları ve tasarımcıları takip ediyorsunuz örneğin?
Deniz B: İlgimizi çeken her türlü sergi, organizasyon, konser, performans, film ne varsa hepsini izliyoruz. Onun dışında sokakta gözlem yapmak, sosyal olayları takip etmek, aktivistlerle iletişimde olmak, kısacası hayatımızda yaptığımız görüp gözlemlediğimiz her şeyden besleniyoruz.

2012 yılında kuruldunuz ama kısa sürede çok yol aldınız, dünya çapında tanınmaya başladınız. İlk yola çıktığınızda bunları hayal etmiş miydiniz?
Deniz B: Pek de kısa süre sayılmaz, 13 sezon geçmiş. Bir markanın kendini oturtabilmesi için gereken zamanı aşmışız. Yavaş ama doğru adımlar atmaya çalışıyoruz. İlk adımımızı Londra Moda Haftası'nda 2012'de yapmıştık. Şimdi tekrar aynı platforma geri dönmek çok heyecanlı.

Hayallerinizin ötesinde misiniz, gerisinde mi?
Deniz B: Çok hayalperest olduğumu söyleyemem, insan gerçekten istedikten ve bunun için çok çalıştıktan sonra başaramayacağı bir şey yok.

Markanızla ilgili heyecan verici yeni gelişmeler var mı?
Deniz B: Londra Moda Haftası'nda hem İngiliz moda konseyinin showroom'undaydık hem de Fashion Scout'ta defilemizi gerçekleştirdik. Bu çok heyecanlı bir gelişmeydi.
Begüm B: Önümüzdeki yıl için bizi çok heyecanlandıran bir sergi projemiz olacak. Bunun yanı sıra Londra ayağını da içine alan, İstanbul'da gerçekleştirilecek birkaç büyük organizasyon projesi de bizi çok heyecanlandırıyor.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.