Başak Barlas "Önce kendinize inanınca devamı geliyor"

Başak Barlas için ‘ceketlerin kraliçesi’ diyebiliriz. Kesimleri, kumaşları ve detaylarıyla dikkat çeken ceket tasarımlarının yaratıcısı Başak Barlas ile markası Sorbe’yi konuştuk

Başak Barlas "Önce kendinize inanınca devamı geliyor"

Röportaj: Bade Çakar, Fotoğraflar: Betül Yazıcıoğlu

Ceket tasarımlarına farklı dokunuşlar katan Başak Barlas, markası Sorbe ile kısa sürede büyük bir popülerlik kazandı. Farklı detayları, kesimleri ve özellikle kumaşlarıyla dikkat çeken Sorbe hakkında konuşmak için Başak Barlas ile bir araya geldik. Hem gece hem de gündüz tek parça şıklığı sağlayacak tasarımların yaratım sürecini konuştuğumuz keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik

10 yıl aile şirketinde çalıştıktan sonra kendi moda markanız 'Sorbe'yi yaratmaya karar verdiniz. Bu kararı nasıl aldınız?
Şöyle, moda hep içimde olan bir şeydi ve çok ilgi alanım olan bir konuydu. Kendi aile şirketimizde çalışırken de açıkçası günün 2-3 saatini gene modaya harcıyordum. Yani sürekli internette boş vaktimde bakıyordum. Defileleri hep izlerdim. Beğendiğim kişileri takip eder, her ay moda dergilerini okurdum. İlk üniversiteden mezun olduğum zaman başlamak istedim moda sektörün, fakat daha sonra aile şirketine girdim. Girmemle 10 yıl geçirdim. Bu arada iyi ki girmişim diyorum. Çünkü onun da tecrübesi çok farklı oldu, işletme konusunda orada çok şey öğrendim. Ama ondan sonra kendi markamı kurmanın vaktinin geldiğini düşündüm ve bir yerden başladım.

Sorbe'nin odak noktası ceketler... Bu parçayı seçmenizde biraz da 10 yıl kurumsal bir yerde çalışmanın getirisi olabilir mi? Neden ceket?
Ben takım çok seviyorum normalde. Takımla da başlayabilirdik fakat ilk bir şeyi deneyimlerken hepsini bir anda yapmak, üretmek de çok zor bir şey. O yüzden takımdan cekete geçtik, sonradan ekledik. Ben ceket giymeyi çok seviyorum. Fakat kurumsal yaşamda giyilen, kısa, dar yani klasik çizgileri, kumaşları sevmiyorum ve ceketin spor-şık bir şekilde kullanıldığı zaman stile çok hava kattığına inanıyorum. Gündüz de, gece de... Ama istediğim tarzda ve kumaşta bulmak kolay değildi. Beğendiğim bu kalıplar, ithal markalarda vardı ama fiyat olarak yükseklerdi. Ben de ulaşılabilir fiyatta iyi kalitede bulamadığım bir tarz olduğu için kendi markamı yaratmaya karar verdim.

Tasarımlarınızı yaratırken nelere dikkat ediyorsunuz?
Ceketlerimizi diken ustalarımızın hepsi ceket konusunda usta isimler... Kalıpçılarımız da. Dikimde ustalıklar ayrılır, elbise diken farklıdır, ceket diken farklı. Biz en çok açıkçası kumaş kalitesine bakıyoruz. Dikim kalitesine dikkat ediyoruz. Tabii ceketin bilinmeyen birçok yönü var. Mesela içlerinde telalar var ve bu ceketin dik durmasını sağlıyor. Kolda vereceğiniz ivme önemlidir. Dikiş detayları oluyor. Onun yanı sıra iç astarına genellikle çok az insan ipek ya da viskon kullanır. Biz hep bu şekilde kullanıyoruz. Çünkü insana asıl temas eden o. Astarlarımızı çok ön planda tutmaya çalışıyorum. Çünkü üst bir kumaş kalitesi kullanıyoruz. Ceketin dışı kadar içine de önem veriyoruz.

Peki, ceket ve takımların dışında etek ve aksesuarlar da var değil mi? Tasarım yelpazesini geliştirmeyi düşünüyor musunuz?
Aslında ceketin etrafında dönüyoruz diyebilirim. Eteklerimiz var ama onlar ceket-etek takımlarına ait. Pantolonlar da öyle... Aksesuar olarak kemer yapıyoruz ve çok beğeniliyor. Mendil, broş veriyoruz yine ceketlerimiz için... Ceket elbise de yapıyoruz ama hep ceketin türevleri; başka tasarım yaratma fikri şu an yok gibi...

Ceketler, şu an dolapların vazgeçilmezlerinden biri... Eskiden iş dünyasına ve ciddi stiller ait olan bu tasarımın bu kadar popüler olmasını siz neye bağlıyorsunuz?
Son 2-3 senedir ceket çok vurgulanmaya başladı. Belki insanlar önceden o kadar ceket giymiyordu. Ama bana sorarsanız yine bu kalıplardan ötürü giymiyorlardı. Eskiden bu modern çizgiler yoktu. Mesela uzun kruvaze bir model bulamazsınız. Bir de çok rahat bir kullanımı var. Bir de tabii özellikle İstanbul için konuşuyorum, hava şartları da değişti. Çok soğuk olmuyor. İnsanlar çok kalın palto tercih etmiyor. Kalın kumaş bir ceket, atkı ile dışarı çıkabiliyorsunuz.

Cekette farklı tasarımlar yaratmak kolay oluyor mu? Yeni tasarım yaratma süreci nasıl oluyor?
Ceket tek parça görünse de detaylandırabileceğiniz bir parça. Smokin kesim veya spor kesim, kumaşa göre çizgiler ve kalıplar değişiyor. Yaka tipinde değişiklikler yapabilirsiniz; dik yaka, şal yaka, erkek yaka, hakim yaka, bir sürü seçenek var. Nasıl bir şey tasarlayacağımı belirlerken, açıkçası öncelikle kendimi düşünüyorum. Ne giymek istiyorum sorusundan yola çıkarım. Bir anda 2-3 modele yığmaktansa, bir ceket kalıbını oturtup, onun üstünden ilerlerim. Bu yönünde hem kalıp değiştirebiliyoruz hem de detay parça ekleyebiliyoruz. Mesela bir kısma deri ekleyebiliyoruz, biye ekliyoruz.

Sorbe'nin 3 stili var. Onlardan biraz bahsedelim mi?
3 tane kadın modelimiz var. Biri 'The Masculine Feminen', bu ceketlerimiz genellikle biraz daha erkeksi. Hemen hemen hepsinin kruvaze kapanış olduğunu söyleyebilirim. 'The Gentle Women' serisi daha gece odaklı, hem maskülen hem feminen bir dokunuşu var, daha ışıltılı daha gece odaklı bir seri. 'The Timeless Lady' serimizde de daha klasik ceketlerimiz var ama tabii ki yine bir detay oluyor.

Yeni koleksiyon hazırlığınız var mı?
Bizim ceketlerimizin hepsi 'Limited Edition' olarak çıkıyor. Bir kumaştan 20-25 ceket gibi yapıyoruz. Bunu da bilerek yapıyoruz herkeste aynı ceket olmasın diye. Kumaşlarımız Fransa ve İtalya'dan geliyor ve hepsi çok spesifikler... Ayda yaklaşık 4-5 set yeni ürün geliyor. O yüzden de neredeyse her hafta yeni ürün geliyor diyebiliriz.

Birçok ünlü isim sizin tasarımlarınızı tercih ediyor. İlk kendi tasarımınızı beğendiğiniz bir ünlü ismin üzerinde gördüğünüzde ne hissettiniz?
İlk zamanlarda Demet Şener, Nur Bilen Yavuzer, çok destek oldular, sağolsunlar. Çok heyecanlandım, çok mutlu oldum çünkü bir yandan beğendiğiniz kişileri tasarımlarınızla görüyorsunuz hem de adınızın duyulmasında çok etkili oluyor. Çok heyecanlanmıştım ama hala çok heyecanlanıyorum. Yani herhangi bir azalma olmadı.

Gelecek planlarınız nedir?
İstanbul hariç 5 ilde daha satışımız var. Şu anda yurtdışı satışımız yok. Onu da ayrı bir şekilde planlamaya vakit ayırıp, ayrı bir şekilde konsantre olup, adım atmak lazım. Ona biraz daha zaman olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu sadece satış odaklı olmuyor aynı zamanda dört ayaklı bir büyüme oluyor; üretim, kumaş her şey büyüyecek. Ama tabii ki hedeflerim var. Çünkü insan her seferinde başka bir heyecan istiyor. İnternet satışımız var. Instagram kadar web sitesi de etken ödeme kolaylığı sağlıyor insanlara, oradan modeli görmüş oluyor.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.