RÖPORTAJ: GÜLÇİN İŞLER FIRAT gulcin.firat@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR: BETÜL YAZICIOĞLU
MEKAN İÇİN FAIRMONT QUASAR
İSTANBUL'A TEŞEKKÜR EDERİZ.
Cemiyet hayatının, stiliyle her zaman beğenilen ve takip edilen ismi Ayşe Kucuroğlu, yine kendisi gibi moda tutkusuyla bilinen yakın arkadaşı Deren Karaca ile bir moda markası kurdu. İlhamını ve adını tarihin kült kadınları arasında yer alan iki kadından; ikonik, özgürlükçü, tutkulu ünlü ressam Frida Kahlo ve Sex and the City'nin unutulmaz karakteri Carrie Bradshaw'dan alan 'Carrie, Frida, etc.' markasını kuran iki ortakla Fairmont Quasar Istanbul Oteli'nde buluşarak merak ettiklerimizi konuştuk.
Markayı kurmaya nasıl karar verdiniz?
Ayşe Kucuroğlu: Sizin de bildiğiniz üzere modaya çok düşkün, trendleri uygulamaya ve kendi tarzıma uyarlamaya meraklı biriyim. Herkes bana zaten "Ayşe modayı bu kadar seviyorsun, neden bir şey yapmıyorsun?" diye soruyordu. Ben de "Ben tasarımcı değilim sadece ilham aldığım şeyleri giyinmekten ve sergilemekten hoşlanıyorum" derdim. Sonra bir gün ortağım Deren ile konuştuğumuzda moda işine girmeye karar verdik. Deren'in tarzını çok beğeniyorum çevremde gördüğüm en iyi giyinen kadınlardan biri.
Deren Karaca: İki yakın arkadaş olarak birbirimizin stilini her zaman çok beğeniriz. Aynı parçaları beğenip alır ama kendi stilimize göre kombinleriz. Bu anlamda da ortak bir zevki de paylaştığımız söylenebilir. Bu ortak zevki, moda anlayışımızı ve stilimizi beğenen çevremizin de ısrarıyla tasarımlara dökmek ve altına imzamızı atmak istedik.
Bu arada sizi tanıyabilir miyiz Deren Hanım?
Deren K: Uzun yıllardır kurumsal hayatta çalıştıktan sonra 6 yıl önce kendi danışmanlık şirketimi kurdum. Dijital pazarlama üzerine danışmanlık yapıyorum. Moda benim her zaman sevdiğim bir alandı hatta arkadaşlarım bana "modanın google'u" derler çünkü hemen her markanın modelini tanırım, bilirim. Giyinmeyi, kombin yapmayı zaten çok severim.
Ayşe K: Evet, Deren çok sıkı yabancı dergi okurudur. Moda dergilerini satın alan, yurtdışından sipariş eden yegane insanlardan biri.
Markanızın adı Carrie, Frida etc. Size bakınca bu isimlere karar vermekte çok zorlanmadığınızı düşünüyorum.
Ayşe K: (Gülüşmeler) Evet, biz şehirli kadınlarının hemen hepsinin ilham aldığı bir isim, Carrie Broadshaw. Bir de Frida Kahlo var o da kendine özgü, o yılların çok iddialı bir kadını. Bu kadınların ortak özelliği ise cesur, çılgın, tutkulu ve aşkın peşinde olmaları...
Deren K: Carrie, Frida, etc. her kadının içinde yaşattığı Carrie ya da Frida'nın zamansız stiline günlük hayatında sahip olması için feminen ama her daim şık anahtar parçalar üretmek ve bu parçaları taşıyan kadınlara kendileri çok iyi hissettirmek amacıyla yola çıktı.
Sizinle de özdeşleşti bu durumda...
Ayşe K: Evet, Deren markamızın Carrie'si.
Deren K: Ayşe de Frida'sı ( Kahkahalar). Bazen yer değiştirebiliyoruz. Tarz olarak da Ayşe Frida'ya çok benziyor.
Nedir Ayşe Hanım Frida ile benzerlikleriniz?
Ayşe K: Mesela, çizgili ile pauntiyeli tasarımı aynı anda giyinebilirim. O gün sıradan bir gündür ama benim kafamda kocaman bir şapka vardır. Güneşli bir günde şemsiye ile gezebilirim. Kısacası Bebek'te yürürken "Aa, Ayşe geliyor" derler; kendimi 100 metre öteden belli ederim. Karakter olarak özgür bir ruhtu, cesur bir kadındı, kendini çok iyi ifade ederdi. Yıllarca çocuk sahibi olmak için çok uğraşmış ve bunun acısını çok çekmiş. Benim de 5 çocuğum var benim de güzel bir mücadelem var.
Deren K: Carrie de, Frida da sanatı seven, şehirli, modern ve özgürlüğüne düşkün kadınlar.
Markanızın yola çıkışı etekler; neden etek?
Deren K: Amacımız zamansız parçalar üzerine odaklanmaktı ve biliyorsunuz ki etek her zaman vardı kadınların hayatında. İkimiz de etek giymeyi çok seviyoruz. Etek tasarlamaya karar verdik ama buradaki amacımız kaliteli, dikişi, kumaşı güzel ve yıllarca dolapta kalacak parçalar üretmekti. Belki bakıldığında yenilikçi bir ürün değildi ama biz burada kalite ile öne çıkarak eteklerimizde fark yaratmaya başladık.
Ayşe K: Deren'in söylediklerine ek olarak İstanbul'da malum kadınlar artık hayatın her alanında ve bizim eteklerimiz de her ortama uyum sağlayacak şekilde tasarlandı. Eteklerimizi istersen bir veli toplantısına giderken spor ayakkabı ile akşam da yemeğe giderken topuklu ayakkabı giyinerek kombinleyebilirsin.
Arkadaşlığınızı işe çevirdiniz, nasıl bir arkadaşlık sizin ki?
Ayşe K: Bizim arkadaşlığımız zor zamanlarımızda birbirimize destek olduğumuz ve günün her saatinde her şeyimizi konuştuğumuz bir arkadaşlık. Arkadaşlığımız işe karışmıyor. İş hayatını konuşurken günlük sıkıntılardan, olaylardan geri duruyoruz. Eğlenceli bir yere gittiysek de asla iş konuşmayız.
İş bölümünü nasıl yaptınız?
Ayşe K: Ben İkizler burcu olduğum için, kafam çok karışıyor ve aynı anda birkaç işe kanalize olunca bir işimi bitirmem zaman alabiliyor. Fakat Deren o kadar disiplinli ki "Bu yapılacak, bu dikilecek, bugüne bu yetişecek" şeklinde çok planlı. Deren K: Evet, Ayşe tam bir görev insanıdır. Hiçbir işe geç kalmaz, zamanında gelir. Bir gözlüğünün arkasına duygular, yaşananlar saklanır ve Ayşe en pozitif haliyle olması gereken yerde olur. Biz de birbirimizi tamamlıyoruz.
Ayşe K: Evdeki 5 çocuk ile zamanı tasarruflu kullanmak gerçekten kolay değil. Birçok anneye bu konuda fikir verdiğim doğrudur.
Açıkçası 5 çocuk annesi biri olarak sizden çocuk giyim markası hayata geçirmenizi beklerdim. Olacak mı junior koleksiyonlar?
Ayşe K: Neden olmasın? Birkaç büyük marka markamızla işbirliği yapmak ve anne-çocuk koleksiyonunu çıkarmamızı istiyor. Belki öyle, büyük, güçlü Türk markalarından birine karar verebiliriz. Selma'ya bir etek diktik hatta.
Carrie, Frida, etc. koleksiyonunda neler göreceğiz?
Deren K: Koleksiyonlar oluşturulurken parçaları giyen kadınların, dönüştükleri ikonların stilinde rahat ama stil sahibi hissetmesini amaçladık. Hep bilinen, her zaman aranan ama iyi kumaşa, iyi bir kalıp ve dikişe sahip olanının zor bulunduğu parçalara odaklandık. Bu amaçla, ilk koleksiyonda 'slip' formda saten etekler ve spagetti askılı üstler yaptık. Sonrasında da elbise tasarladık. Carrie, Frida tasarımları sadece saten parçalardan oluşmayacak. Saten ile kendimizi özdeşleştirmiyoruz. Bu bizim ilk koleksiyonumuz ve yola çıkışımız öyle oldu.
Ayşe K: Bizim için en önemli nokta tasarımlarımızın zamansız olması. Saten çok trendi ve her zaman bir klasik. Yeni sezon ile birlikte saten gömlek planlıyoruz. Koleksiyonda mini eteklere girmeyiz çünkü ikimiz de mini etek kadını değiliz. Yanları yırtmaçlı etekler tasarlıyoruz.
Kıvrımlı Türk kadınları için biraz iddialı ve seksi oluyor saten tasarımlar...
Deren K: Evet, saten kusurları gösteren bir kumaştır ancak biz bunun da çözümünü bulduk. Eteklerimizi astarlı yapıyoruz. En çok sattığımız iki beden Small ve Large. Hatta büyük bedenlerde açık renkler çok tercih ediliyor, Large bedenden daha büyüklere de kişiye özel dikim yapıyoruz.
Markayı kuralı çok az bir zaman oldu. Nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Ayşe K: Çok iyi geri dönüşler alıyoruz. Özellikle şu çok hoşuma gitti; insanlar uçağa bizim eteklerle binip indiklerinde fotoğraf gönderdiler "Bak Ayşe hala jilet gibi eteklerimiz" diye. Eteklerimiz saten olmasına rağmen buruşmuyor. Yurtdışından çok sipariş alıyoruz.
Ne hissettiriyor bu size?
Ayşe K: En önemlisi güçlü bir kadın markası olması ve iki kadın olarak bu yola girmiş olmamız çünkü kadın olmak çok güzel. Kadın etek giyince çok daha güzel oluyor. İstediğimiz bir şeyi ortaya koymak, markanın adını güçlü kadınlardan yaratmak ve aldığımız güzel dönüşler beni çok mutlu ediyor.
Deren K: Ayşe ile bir marka kurmak beni çok mutlu etti ve en güzeli de ikimizin bir karar alması 5 dakika sürüyor. Karar almakta hiç zorlanmıyoruz. Çatışmıyoruz, orta noktada buluşabiliyoruz.
Ayşe K: Çok önemli bir şeymiş ortaklık, evlilikten bile öte...
Mağazalaşmayı düşünüyor musunuz?
Deren K: Mağaza değil ama belki showroom açacağız. Ünlü markaların corner'larında yer almayı düşünüyoruz, zaten görüşmeler yapıyoruz Türkiye'nin ünlü büyük mağazalarıyla.
Ayşe K: Sayılı üretim yaptığımız için mağaza açmayı düşünmüyoruz. Şu anda eteklerimiz Openhause, Lidiana, Hipicon sitelerinde satılıyor. Kendi web sitemiz yakında kurulacak ve Londra'da Asos'ta satışımız olacak, inşallah yakın zamanda.
Etek giymek sizin için ne ifade ediyor?
Ayşe K: Etek, seksiliği ve kadın olmayı ifade ediyor.
Deren K: Etek giyinmek iyi hissettiriyor ve özgürlüğü anımsatıyor.
Eteklerinizle ilgili kombin önerileri alalım.
Ayşe K: Eğer vaktiniz yoksa ve bir davete gidecekseniz; siyah etek, üstüne -havanın durumuna göre- kış ise kaşmir triko yaz ise şık bir üst ve stiletto giyinin, bol inci kolye takın ve kırmızı ruj sürün. Hafta sonu ise renkli bir etek, altına spor ayakkabı ve üstüne benim de çok sevdiğim Iron-Maiden ya da Metallica bir tişört veya çizgili bir gömlek giyin. Sevgilinizin ya da eşinizin size bol gelen gömleğini de giyebilirsiniz. Gömleğin de beli bağlanırsa çok hoş olur.
Deren K: İş toplantısı için de blazer bir ceket ile kombinleyebiliriz. Ceketin beline şık bir tokası olan deri kemer takabiliriz. İçine havanın durumuna göre belki atlet ya da doğrudan sadece ceket de giyilebilir. Blazer kalça seviyesinin altına inmemeli. Tüvit ceketlerle de çok hoş oluyor. Ayakkabı olarak da orta boy topuk tercih edilebilir ya da sivri burun, arkası açık ayakkabı.
Ayşe Hanım uzun yıllar yeme-içme sektöründe gördük sizi, yeniden görecek miyiz?
Ayşe K: Galiba biraz kaşınıyorum bu konuda. Biliyorsunuz ki yemek yapmaya, mutfağa aşığım. Yemek yapmayı seviyorum. Alkent'in içinde kız kardeşimin işlettiği, sağlıklı ürünlerin olduğu bir mekan var ona devam ediyorum. Benim de daha az ürünün olduğu gurme küçük bir shop hayata geçirme planım var. O adrenalini özledim, neden olmasın?
Özel hayat nasıl gidiyor?
Ayşe K: Gayet güzel gidiyor, her şey yolunda. En büyük 16, en küçük 7 yaşında oldu. Çocuklar da büyüdü, kendi başlarına giyinip yıkanıyorlar ve bana bayağı bir vakit kalıyor. Ama 6. çocuğu da yapardım (Gülüşmeler). Çocuk sahibi olmak çok güzel bir şey.
Yaparsınız belki 6. çocuğu da...
Ayşe K: Belli olmaz, hayat bu. Çocuklarım "hayır" demez inan ve çok sevinirler.
