Bora Aksu: ''Renklerle çevremizi saran gri bulutları yok etmeye çalışıyorum''

Londra’da yaşayan dünyaca ünlü modacımız Bora Aksu i̇le karantina günlerinde yaptiği resimleri̇ ve i̇llüstrasyonları hakkında konuştuk. Aksu, iiç dünyasını yansıtan resimleri̇ i̇lk kez Şamdan Plus i̇le paylaştı.

Bora Aksu: ''Renklerle çevremizi saran gri bulutları yok etmeye çalışıyorum''

RÖPORTAJ GÜLÇİN İŞLER FIRAT gulcin.firat@sabah.com.tr

Dünyanın hemen her köşesinde büyük ölçekte hepimizi etkileyen Covid 19 salgınının hiç şüphesiz en çok etkilendiği sektörlerin başında da moda dünyası geliyor. Herkesin evine kapandığı karantina günlerinde biz de Londra'da yaşayan, başarılarıyla gururumuz olan ünlü moda tasarımcısı Bora Aksu'yla röportaj yaptık. Bu süreci evinde geçiren Bora Aksu, yoğun temposundan uzun zamandır ara verdiği, hobisi ve en büyük tutkusu yağlı boya resimlerine ve illüstrasyon çizimlerine yeniden başlamış. Ve işte ortaya bu muhteşem kompozisyonuyla bizi büyüleyen, içinde bulunduğumuz karamsar durumda geleceğe umutla bakmamızı sağlayan bu çizimler ortaya çıkmış. Ünlü tasarımcı bu çizimlerini ilk kez Şamdan Plus ile paylaştı ve biz de kendisine hem bu resimlerin hikayelerini hem de moda dünyasının geleceğini sorduk.

Bir tasarımcı olarak karantina günlerini nasıl geçiriyorsunuz? Bu olay sizin hangi sürecinize denk geldi ve nasıl bir yol izlediniz?
Londra'da karantina son 2 haftadır yaşanıyor ve karantina kararı için oldukça geç kalındığını düşünüyorum. Bu dönem bizim yeni koleksiyon hazırlık dönemimiz ve şu an bunu evden yapmaya çalışıyorum. Bu da tabii ki çok zor çünkü yeni koleksiyon hazırlarken çok özgür olmamız gereken bir dönem ve yeni fikirler için bir tasarımcının kendini hep bir şekilde taze ve yeni tutması çok önemli. Ben de kendimi kitaplarla, filmlerle durmadan görsel ve zihinsel olarak beslemeye ve yenilemeye çalışıyorum. Yeni yerlere gitmek ve kültürleri tanımak o yüzden çok önemli. Sadece beslenmek ve yeni yerler, insanlar görmek de yeterli değil, tüm bunların oluşabilmesi için büyük bir dozda tasarım tutkunuzun olması lazım.

Bu zor süreç sizin üretim ve tasarım dünyanıza nasıl yansıdı?
Çok zor bir dönem; özellikle moda endüstrisinin çok darbe aldıgını ve alacagını düsünüyorum maalesef… Kendi adıma da çok zor günler geçiriyoruz. Son 5 yılda özellike Asya Pasifik'te çok geniş bir mağazalaşma sürecimiz var ve 45 mağazamız bu son 3 aylık dönemden çok çok etkilendi. En büyük tesellimiz Asya'nın normalleşme sürecine girmesi ama tabii ki her şeyşn eskş halşne dönmesş oldukça zaman alacak.

Umarım bu kötü günler hepimiz için çabucak geçer.
Umarım. Su an benim üretken olmam gereken zaman dilimi. Avrupa'da her şey çok kötü ilerlerken bizi sevindiren en önemli şey Hong Kong'ta hayatın ve dolayısıyla oradaki ofisimizin normal çalışma düzenine tam olmasa da yüzde 70 geri dönmesi oldu. Bu tabii ki çok umut verici.

Bora Bey, tasarım ve moda konularına tekrar döneceğim ama bizimle ilk kez yağlı boya resimlerinizi paylaştınız. Bunlar birer saheser!
Tesekkür ederim. Su aralar bol bol çizim yapıyorum. Bunlar benim zamansızlıktan uzun süredir yapamadığım yağlı boya resğmlerim ve illüstrasyonlarım ve bunları tekrar yapmaya başlamak beni üretken ve yaratıcı kılan en önemli noktalar. Bu dönemin bana olan pozitif etkilerinden birisi de zaman cömertliği yaiatması ve dolayısıyla daha önceden yapamadığım şeylere vakit ayırma şansı yakalamam oldu diyebilirim. Yağlı boya resimler son 7 yıldır yaptığım bir serinin devamı gibi.

Bu resimlerinizdeki kadınların hikayesini dinlemek istiyorum.
Romantik, kırılgan ama kendine güvenen ve içlerinde özgür bir çocuk besleyen kadınlar hep bana esin kaynağı oluyor. İnsanların çocukken ki özgür bakışları, davranışları hatta zevkleri bile büyüdükçe kalıplara, kutulara girmeye başlıyor. Resimlerimde çizdiğim kadınlar gizemli kahramanlar… Her yeni koleksiyon hazırlığında hep yeni karakterleri çizerek başlıyorum. Bu kadınların hepsinin ortak özelliği kontrastlarının hep bir şekilde dengede olduğu karakter yapıları; hassas, duygulu ama bir o kadar da güçlü ve kararlı. Aynı zamanda doğaya ve hayvanlara bağlılar, kendilerini seviyorlar ve olduğu gibi kabul ediyorlar. Çabasız, doğal ve duru yapıları var.

Beni resimlerinizdeki renkler büyüledi. Renk kullanımında çok özgür davranmışsınız. Renkleriniz resmen umut aşıladı.
Evet, dünyadaki olumsuz havaya bir tepki olarak renklerle pozitif bir dünya yaratmaya çalışıyorum. Renkler pozitif hissetmek için en güzel araçlardan birisi. Belki daha önce hiç kullanmadığım kadar rengi bir arada kullanarak çevremizi saran gri bulutu bir şekilde kırmaya çalışıyorum.

Çizim yapmak sizin hayatınızın en önemli parçası olsa gerek.
Kesinlikle. Çizim öyle bir şekilde hayatıma işlemiş ki kendimi bileli kağıt ve kalemle olduğumu ve saatlerce hiç bıkmadan çizdiğimi hatırlıyorum. Her zaman görsel bir hafızam oldu. Şimdi bir ekibime bir şey anlatmak istediğimde, yeni bir konsept geliştiriyorsam bunu yazarak değil çizerek yapıyorum. Çizmek benim için öylesine doğal ki… O yüzden moda ile çok el ele yürüyor doğal olarak. Ben artık çizimi sadece kıyafetleri tanımlamak için değil aynı zamanda Bora Aksu kadınını yaratmak ve tanımlamak için de kullanıyorum. Her sezonun mood'unu, duruşunu, kızını hep çizerek anlatıyorum. Çizimler sadece bir araç değil aslında benim hayal dünyamın da bir şekilde kağıda yansıması. O yüzden Bora Aksu mağazalarında da bol bol çizimlerimi kullanarak mağazalarımızı olabildiğince kişisel ve özgün tutmaya çalışıyoruz. Mağazalarımızda çizimlerim duvarlarda, mobilyalarda hatta mankenlerin yüzlerinde de var. Mağazaya adım atan herkes biraz olsun Bora Aksu'nun kişisel dünyasına girebilsin istiyoruz.

Bu çizimler tasarımlarınıza ilham olacak mı?
Muhakkak ki ilham kaynağı olacak. Benim için tasarım tamamen o an içinde yaşadığım duyguların ve modumun yansıması olarak oluşuyor. Genelde de o duyguları ve modu hikayelerle ve o hikayeleri betimleyen çizimlerle anlatmaya çalışıyorum. Genelde koleksiyonun kahramanı kadınlar oluyor. Çizimlerdeki bu kadınlar da hikayeleri ile bir sonraki koleksiyon için ilham kaynağı olacak. Biz tasarımcılar global, sosyal ve ekonomik değişimlerden etkilenip bu değişimleri de planlamadan, doğal bir şekilde tasarımlarımıza yansıtacağız.

Nasıl bir ruh hali içindesiniz? Karamsar, umut dolu?
Aslında ruh halim her an değişiyor bazen iyimser; bazen ise bilinmeyenin getirdiği karamsarlık çöküyor üzerime. Tüm dünya ve insanlık adına büyük bir sınavdan geçiyoruz. Bu sadece ekonomik değişimler değil aslında bir nevi uyanış çağrısı bence…

Sizce bu salgın krizi bittikten sonra, moda dünyası nasıl bir konumda olacak? Şu an insanlar dolaplarında bekleyen kıyafetlerini özledi ya da yeni sezondan beğendiklerini almak istiyor ama almıyor. Bu dönemin bitimiyle alışveriş çılgınlığı mı olur yoksa herkes elindekine daha da tutunup tüketim çılgınlığına dur mu der?
Her şey değiştiği gibi özellikle moda dünyası büyük bir değişim içine girecek; çok almak ve tüketmek yerine az ve öz almak, olanı değerlendirmek daha önemli olacak. Bence tasarımcılarda özleri ne ise daha çok ona yönelecekler. Çok tasarım yapmak yerine az ve öz tasarlayacağız. Kullanılan her bir malzemenin nereden geldiği, nasıl üretildiği ve geriye dönüşümü olup olmadığı sorgulanacak. Çok daha bilinçli bir tüketici grubunun oluşacağını düşünüyorum.

Şu dönem ilham kaynaklarınızı neler oluşturuyor?
Genelde belli dönemlerde hikayeleri ile öne çıkmış kadınlar hep benim ilham kaynağım oluyor. Şu sıralar sanıyorum ki yaşadığımız dönemden dolayı beni en çok 1918 yılında yaşanan salgın esnasında ortaya çıkan kahraman kadınlar, hemşireler, yaşanan hikayeler ilgilendiriyor. Modanın o dönemde nasıl etkilendiği, öncesi ve sonrası da benim ilgimi çeken konulardan bazıları.

1918 yılında yaşanan salgın da modayı ciddi anlamda etkilemişti.
Aslında 1918 yılıyla 2020 yılını karşılaştırmak çok zor çünkü o dönemdeki salgının yanı sıra 1. Dünya Savaşı'ndan yeni çıkmış yorgun bir dünya vardı. Moda açısından da salgın sonrası çok daha minimal ve fonksiyonel bir moda oluşmuş daha sonra ise bir nevi kutlama havasıyla bu tasarımlar yavaş yavaş yerini daha gösterişli ve lüks kıyafetlere bırakmıştı.

Evde geçirilen bu günler için sizin moda tutkunlarına tavsiyeleriniz neler?
Bence bu zaman kendinizi sorgulayıp daha iyi tanıyabilmek için inanılmaz bir fırsat. Özellikle herkesin gardırobundaki tüm parçaları gözden geçirip eleyebileceği güzel bir dönem ve böylece daha öz, fonksiyonel ve aynı zamanda kimliğinizi daha iyi yansıtan bir gardırop oluşturmanız için bulunmaz bir fırsat.

Şu sıralar okuduğunuz kitap, film, dizi önerisi alabilir miyiz?
Şu an daha önce koleksiyonlarıma ilham olmuş iki kadının kitabını okuyorum. Bir tanesi Hilma Af Klint'in 'Paintings For The Future - Tracey Bashkoff ', diğeri de Dr. James Barry - 'A Woman Ahead of Her Time'. Dizi olarak izlemeyenler için muhakkak 'Flea Bag' dizisini öneriyorum, 2 sezonu birden izleyin. Diğer favori dizim 'Killing Eve'. Onun da 3. sezonu bu ay gösterime girecek ve ben de dört gözle onu bekliyorum. 'Killing Eve'in kitabının yazarı Luke Jennings, defilelerime her zaman eşiyle gelerek beni onurlandırır. Onu kişisel olarak tanımak da tabii ki dizisi için beni çok heyecanlandırıyor.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.