Demet Şener Küpeli: ''Tecrübelerimi markam ile taçlandırdım''

Demet Şener Küpeli̇, 25 yıllık modelli̇k kariyerinden sonra ‘Demet Şener İstanbul’ adıyla hazır giyim markası kurdu. Küpeli̇, Nişantaşı’nda açtığı showroom’unda i̇lk kez Şamdan Plus’ı ağırladı. Bu kez kendi̇ markasının modelli̇ğini̇ yapan Küpeli, markası

Demet Şener Küpeli: ''Tecrübelerimi markam ile taçlandırdım''

RÖPORTAJ GÜLÇİN İŞLER FIRAT gulcin.firat@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR CENGİZ DİKBAŞ
FOTOĞRAF ASİSTANI BÜLENT BOZAN

Yıllardır moda dünyasının içinde yer alan, çnemli defilelerde baş modellik yapan Demet Şener Küpeli, bu sefer kendi markasının modelliğini yaptı. Mart ayının ortasında kurduğu Demet Şener İstanbul markası için showroom'unda bir çekim yapmak için sözleştiğimiz sırada koronavirüs ile karantina sürecine girmiştik. Demet Hanım bu süreçte markasının online satışını yurtiçi ve yurtdışında sürdürdü ve biz de geçtiğimiz hafta Nişantaşı'ndaki showroom'unda bir araya gelerek buradaki ilk çekimi gerçekleştirdik. Küpeli, kendi koleksiyonundan seçtiği tasarımları giyerek poz verdi ve marka kurma hikayesi ile hedeflerini anlattı.

Öncelikle marka kurma hikayenizi dinlemek isteriz. Nasıl karar verdiniz?
25 yıl moda ile iç içe olan bir iş yaptım. Birçok firmanın reklam ve tanıtım kampanyalarında model olarak yer aldım. Bu uzun soluklu iş yaşantımı, tüm tecrübelerimi ve kendi aktarabileceğim markam ile taçlandırmak istedim.

Hazırlık süreciniz nasıldı ve markanızı ne zaman hayata geçirdiniz?
Mart ayının ortasında 8 aylık uzun ve titiz bir çalışmanın ardından Demet Şener İstanbul markasıyla tekstil sektörüne adım attım. Kendi alanlarında profesyonel bir ekiple en ince ayrıntısına kadar ilgilendiğim markamı da gerek yurtiçi gerekse yurtdışında en iyi yerlere getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bunun yurtdışında çok örnekleri var. Ülkemizde de ben öncülük etmek istedim. Markalarla işbirliği yapan ünlüler var tabii ama benim markam bir girişimcilik örneği ve tekstil alanında ülkemizde bir ilk oldu.

Tam açılış yaptığınız sırada pandemi çıktı ve heyecanınızı belki de istediğiniz gibi yaşayamadınız. Hislerinizi öğrenmek isterim.
Evet, pandemi nedeniyle ülkemizdeki tedbirler kapsamında okullar 12 Mart itibariyle tatil edildi ve biz 13 Mart'ta marka tanıtım eventini gerçekleştirdik. Aslında benim açılış event'im, İstanbul'da gerçekleştirilen son organizasyon oldu; bu nedenle de özel bir açılış oldu benim için. Doğrusunu söylemek gerekirse istediğimden daha etkili ve güzel bir event gerçekleştirdik. Bu zor dönemde açılış yapabilme cesaretini göstermemiz hem basında büyük yer buldu, hem de koleksiyonumuzu bekleyenlere verdiğimiz tarih sözümüzü tutmamızdan dolayı müşterilerle markamızın arasında güçlü bir güven oluştu.

Demet Şener İstanbul adına nasıl karar verdiniz?
En zorlandığımız konu bu oldu aslında. Yaratıcı bir ekiple çalıştık bu konuyu. En sonunda; benim adımın ülkemizde marka olduğu, İstanbul'un da hem ülkemiz hem de dünya için önemli bir marka olduğu gerçeğiyle bu isime karar verdik. Amacımız markayı yurtdışına ihraç etmek olduğundan, bu iki ismi birleştirmek bize yurtdışında büyük avantaj sağlıyor.

Koleksiyondan bahsedelim, neler göreceğiz yeni sezonda?
Koleksiyonumla güçlü, ayakları yere sağlam basan, ne istediğini bilen, klasik giyinen ama bunun yanında da fark yaratmak isteyen tüm kadınlara hitap etmek istiyorum. 2020 ilkbahar/yaz koleksiyonunda da benim stilimin en belirgin parçaları olan takım elbiseler, hem jean hem kumaş pantalonlarla kullanabileceğiniz bluzlar, şık etekler, diz hizasında ve diz altı elbiseler var. Aslında her biri birbiriyle kombinlenebilen, günümüz kadınının yoğun hayatıyla uyumlu, çok yönlü giyilebilen bir koleksiyon. Renkler tam bahar ve yaz renkleri; sıklamen, gök mavisi, ekru var ve çiçek desenleri.

Nişantaşı'nda showroom açtınız. Neden Nişantaşı?
Nişantaşı önemli markaların showroom ve mağazalarının bulunduğu, modacıların ofislerinin yer aldığı bir moda merkezi ve hep hareketli... O yüzden Nişantaşı'nı seçtik.

Mağazanın dekorasyonunda nelere öncelik verdiniz?
Dekorasyon beni yansıtıyor; sade ama şık. Mağazada fazla kalabalık yok; gri ve pudra rengini kullandık. Ayrıca kıyafetlerim renkli olduğundan sade olmasını da özellikle tercih ettik böylece ürünler ön planda olacak. Bu tarzı açacağımız diğer mağazalarda da uygulayacağız.

Mağazanız sizin için ne ifade ediyor?
Showroom mağazam artık benim ikinci adresim oldu. Buranın güzel bir enerjisi var ve harika ışık alan bir konumda.

Bu arada mağazanız kapalıydı ama siz online satış yaptınız; bu sizi çok mutlu etmiş olmalı. Biraz anlatır mısınız bu süreci?
Markamın kuruluşundan önce tüm sektör özelinde geniş kapsamlı bir pazar araştırması yaptırdık ve sonuçlar bize online alışverişin yükselen değer olduğunu gösterdi. Bu nedenle de online tarafımızı güçlü bir ekip ve altyapı ile oluşturduk. Depolama sistemimizden, paketleme ve kargolama sistemimize kadar hepsini en ince ayrıntısına kadar planladık, yatırımlarımızı bu yönde yaptık. Pandemi nedeniyle de müşterilerimizin ve çalışanlarımızın sağlığını düşünerek showroom'umuzu kapattık, tamamen online alışverişe ağırlık verdik. Şunu açıkça söyleyebilirim ki; online alışverişlerde hedeflediğimiz aylık ciroyu ilk 15 günde tutturduk. Tüm bu süreçlerin yanı sıra beni en çok mutlu eden de yurtdışına ürünlerimi göndermemiz oldu. Hollanda, Almanya, Lüksemburg, Kanada, Danimarka, Belçika, İsviçre ve Amerika ağırlıklı olmak üzere birçok ülkeye gönderim yaptık.

Markanız hakkında hedefleriniz, büyüme planlarınız neler?
Baştan planladığımız iş planına bağlı kalarak hareket ediyoruz. Şu ana kadar birçok franchise teklifini geri çevirmek durumunda kaldık. Kontrollü büyümek istiyoruz. Türkiye özelinde iki önemli AVM ile görüşüyoruz ve mağazalaşmamızı sene sonuna kadar üçe çıkarma planımız var.

Yurtdışında markanızla ilgili atmak istediğiniz adımlardan da bahsedelim.
En önemli hedefimiz, markamı yurtdışına ihraç etmek. Şu an ürünlerimizi birçok ülkeye gönderiyoruz. Bu kadar kısa zamanda yurtdışındaki bu ilgi beni çok mutlu ediyor. Yakın zamanda yurtdışında mağazalaşmak ve department store'larda corner planlamamız var. Önemli yurtdışı kaynaklı yatırım guruplarıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Sene sonuna kadar biri Birleşik Arap Emirlikleri'nde, biri Avrupa ülkesinde olmak üzere mağazalaşma planlamamız var. İlerleyen günlerde güzel haberleri sizlerle paylaşacağım (gülüyor).

Koleksiyondaki parçalar nasıl oluşuyor, üretim sürecinizi anlatır mısınız?
Koleksiyondaki parçalar tamamen benim önceden hazırlığını yaptığım; kendi stilimi yansıtan, kadınların günlük hayatlarında ve özel günlerinde giyebilecekleri ürünlerden oluşuyor. Benim planlamam öncelikle alanında uzman ekibimiz tarafından kağıda dökülüyor, çizimleri yapılıyor. Daha sonra kumaşlar benim başında olduğum ekip tarafından özenle seçiliyor ve tüm ürünler için özel kalıp çalışmaları yapılıyor. En son da canlı manken üzerinde son düzenlemeler yapılarak üretime giriliyor. Üretimlerimiz yüksek sayıda olduğundan kalite kontrol benim için çok önemli. Üretilen tüm ürünler hassas şekilde kontrolden geçiyor. En büyük hassasiyetim ürünlerin müşteriye en kusursuz ve en güzel sunum eşliğinde ulaşması. Gamboçlarımızdan kutularımıza, marka logolu kağıtlarımıza kadar hep özenle yapılıyor.

Demet Şener İstanbul kadını kimdir? Markanız kimlere hitap ediyor?
Demet Şener İstanbul kadını; iş kadını, bankacı, akademisyen, sağlık çalışanı, basın mensubu, anne... Kısaca toplumda özel bir yeri olan şık ve güçlü kadındır.

Sizin modaya bakış açınızı biliyoruz, yıllardır değişmeyen bir stiliniz var. Stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Stilimi az ama öz ve zamansız olarak tanımlayabilirim. Ayrıca yerine göre giyinmek de benim stilimin ön önem verdiğim özelliği... Bir kıyafetin kişiliğin önüne geçmemesi gerektiğine inanıyorum.

Dolabınızda en çok hangi parçalar vardır ve asla giyinmem dediğiniz şeyler nelerdir?
Dolabımda en çok ceket pantolon takımlar, blazer ceketler, bluzlar, düz ince trikolar, jeanler, diz hizasında ve diz altı düz/desenli elbiseler var. Aslında hep sorulan bir kadının dolabında olması gereken tüm parçalar benim dolabımı oluşturuyor. Modellik mesleğinden gelen bir alışkanlık belki de asla giymem diyebileceğim bir giysi yok. Ama özel hayatımda seçiciyim ve daima kendi stilimi yansıtan kıyafetler tercih ediyorum.

Karantina sürecini nasıl geçirdiniz? Hem işiniz açısından bu süreç nasıl geçti hem de ailenizle neler yaptınız?
Bu süreci sakin geçirdik ki zaten iş dışında çok sakin bir hayatımız var; o yüzden de çok zorlanmadık. İşlerimizi evden takip etmenin dışında her gün muhakkak Cenk ile spor yaptık, film izledik, kitap okuduk. Çocukların zaten tüm gün süren online eğitim ve antrenmanları var. Hepimizin belli bir düzeni oluştu kısa sürede.

Ailece, çocuklarınızla nasıl vakit geçirdiniz?
İrem mutfakta yeni yiyecek ve içecekler denemeyi çok seviyor ve sık sık mutfağa giriyor, sohbetler ediyoruz. Ömer ve Cenk basket ve futbol oynuyor, bazen de PlayStation... İrem ve Ömer iki kardeş çok güzel vakit geçiyor, bu da bizim çok hoşumuza gidiyor. Akşam yemeklerimizi beraber yiyoruz; bahçede köpeklerimizi gezdiriyoruz.

Pandemi süreci size, hayata dair neler öğretti?
Hayatın maddi boyutundan çok manevi boyutuyla ilgilenen, sevginin önemini bilen, çevreme ve doğaya karşı duyarlı ve saygılı bir insan olarak ne kadar haklı olduğumu görmüş oldum pandemi sürecinde. Bu süreçten sonra da aynı şekilde hayatıma devam edeceğim.

Sizi uzun yıllardır tanıyoruz, kimi zaman güzel haberlerinizle kimi zaman üzüntülü haberlerinizle bizlerle oldunuz. Şu an hayatınızın hangi dönemindesiniz?
Geçmişe bakmayı sevmeyen bir insan olarak şu anımdan bahsedebilirim size… Şu anda hayatımın en huzurlu, en mutlu ve en güvende hissettiğim dönemindeyim. İş kadını gömleğini giymek de bu dönemde nasip oldu.

Güzel bir aile oldunuz eşiniz Cenk Bey ile; boşanmış, çocuklu kadınlara da ilham oldunuz… Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Hayatımın hiçbir döneminde umutsuzluğa ve karamsarlığa kapılmadım. Gerçek bir aşkın beni bulacağına emindim. Allah da kalbime göre verdi ve karşıma Cenk çıktı. Kadınlara bir nebze ilham olabiliyorsam da ne mutlu bana.

Evliliğiniz nasıl gidiyor, Cenk Bey ile birlikte neler yapmaktan keyif alıyorsunuz?
Evliliğimiz çok güzel gidiyor. 21 Haziran'da 1. evlilik yıldönümümüzü kutlayacağız. Her anı ayrı keyifli bizim için... Cenk ile birbirine aşık bir çift olmanın dışında çok da iyi anlaşan iki insanız; nerede olursak olalım hep çok eğleniriz. İş dışında tüm zamanımızı beraber geçiririz. Daha çok evde olmayı sevsek de arada iki üç günlük seyahatler bizi çok heyecanlandırıyor. Sahilde yaptığımız yürüyüşler, sevdiğimiz yerlerde içtiğimiz kahveler, sohbetlerimiz, haftada belli günler şık bir yerde yediğimiz yemekler, beraber yaptığımız sporumuz olmazsa olmazlarımız...

Peki, sormadan geçemeyeceğim, çocuk düşünüyor musunuz?
Allah kısmet ederse evet, çocuk istiyoruz.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.