''İyileşmenin şartı travmayı bulmak''

Barış Muslu’nun yeni kitabı Gecikmeli Teslimiyet kendi geliştirdiği NeuroFormat Sistemi’nin deyim yerindeyse bir üst sürümü niteliğinde.

''İyileşmenin şartı travmayı bulmak''

RÖPORTAJ ÖZGE ZEKİ

NeuroFormat sisteminin kurucusu, yazar Barış Muslu, yeni kitabında çok yaygın örnekleri anlatarak travmaların nasıl bulunması gerektiğine örnekler veriyor. "Kitabın başında bununla ilgili 80 teorik sayfa var. Son 30 sayfası da zaten yılların birikimi olan hastalıklar ve onları tetikleyen travmaların kapsamlı listesi" diyor. Önemli bir adım da çalışmaları yapıp o ana giderek olayın duygusunu boşaltmak. Muslu, "Ona teslim olduğun zaman, beyin diyor ki burada artık tehlike yok. Aslında bunu yaptığımızda teslim olduğumuz şeylerin beyindeki tehlikesini temizlemiş oluyoruz. Beyin de artık bu konuda alarm vermiyor" diyor.

NeuroFormat sisteminin üst sürümünde neler var?

Önceki kitaplarımı okuyan yüzbinlerce okurum NeuroFormat tekniğiyle mucizelere imza attılar. Kronik rahatsızlıklarını iyileştirdiler. Fobilerini, bağımlılıklarını yendiler. Kilo sorunlarından kurtuldular. Hâlâ her gün binlerce teşekkür, minnet mesajı alıyorum okurlarımdan, takipçilerimden. Fırsat buldukça, her akşam yaptığım canlı yayınlarda 'mucize'yi yaşayan binlerce kişinin hikayelerine tanıklık ediyoruz. Gecikmeli Teslimiyet kitabımda ise bir anlamda yöntemin çekirdeğine inmiş olacağız. Kalbine demeli belki de. Çünkü ben de bu süreçte yepyeni bilgiler edindim. Kendi geliştirmiş olduğum bu sistemin her seferinde bir üst sürümüne doğru ilerlediğine şahitlik ettim. NeuroFormat sistemi genellikle korkular, fobiler, panik atak benzeri psikolojik ve bazı fiziksel rahatsızlıkları ortadan kaldırmak için yaptığım araştırmalar sonucu geliştirdiğim bir yöntemdi. Klasik tıptan, bildik yöntemlerden fayda görmemiş, kendim bu işi çözeceğim diye hırs yapmıştım. Malum mühendis kafası, analiz ederek, beyin üzerine pek çok yöntemi inceleyerek, kendi üzerimde uygulayarak NeuroFormat sistemini geliştirmiştim. Ama süreç içinde bilgiler, deneyimlerden elde edilen geribildirimler sistemin kendisinin de adeta tecrübelerle bir üst sürüme geçen bir metot olduğunu gösterdi.

Pandemi dönemi boyunca yaptığınız canlı yayınlar çok ilgi gördü. Kitapta da bu hikayelere yer veriyorsunuz...

Evet, her gece yayın yapmamın da bunda etkisi büyük. En son Instagram canlı yayınında yaptığımız toplu çalışmada aynı anda 95 bin kişi vardı. İnanın yüzbinlerce insan inanılmaz bir değişim yaşıyor. Biz belki içeride sürekli yayınlara katılan iyileşmeleri dinleyen kişiler olarak bunları kanıksadık ama yeniler gerçekten de çok şaşırıyor.

İstediğimiz ama gerçekleşmeyen bir duruma teslim olmanın (manevi anlamda) vücudumuza etkileri neler oluyor?

Çalışmaları yapıp, o ana gidip olayın duygusunu boşalttığın zaman ve ona teslim olduğun zaman, beyin diyor ki burada artık tehlike yok. Aslında bunu yaptığımızda teslim olduğumuz şeylerin beyindeki tehlikesini temizlemiş oluyoruz. Teslim olduğun şeylerin enerjisini temizliyorsun ve onları pasifleştiriyorsun. Beyin de artık sürekli bu konuda alarm vermiyor. Çünkü o olayı yaşarken diyorsun ki ben buna teslim oluyorum, kabul ediyorum, ellerimi kollarımı açıyorum ve evin üzerime yıkılmasına teslim oluyorum. Yakın zamanda kaybettiğimiz, çok güzel, hepimize cesaret veren kanser hastası bir genç kız vardı. İsmini söylemeyeyim ama güzel yüzünü hepiniz hatırlıyorsunuz, eminim. Onun kanserle savaş çabasını gördükçe içimden "Ne olur savaşma" demek geçti hep. Çünkü bazen bizi öldüren asıl şey düşmanla savaşmak oluyor. Teslim olanı kimse öldürmez biliyorsunuz. Peki travmaya ya da olaya teslim olduğumuzda ne oluyor? Hemen söyleyeyim, korku gidiyor! Bir anlamda beyninde artık savaştığın rakibe bir önem vermiyorsun. Savaştığın şey tehlikeli olduğu için savaşıyorsun zaten. Ama artık savaşmayacağım dediğinde bir anlamda savaşı bitirmiş oluyorsun. Savaştıkça karşıdaki rakibini güçlendiriyorsun aslında. Yanlış anlaşılmasın, ben bütün düşmanlara teslim ol demiyorum. Fiziksel düşmana teslim ol demiyorum. Düşman dışarıdaysa savaş, hem de gücünün son zerresine kadar. Ama sen kendi beyninde, vücudundaki bir şeyi düşman olarak algılarsan, yaptığın tek şey düşmanı güçlendirmek olur. Bu durum zaten beynin tarafından tetiklendiği için savaştığın şey daha fazla alarm verir, daha da güçlenir. Çünkü savaştıkça daha çok tetiklemiş oluyorsun. Beyinde bu şeye öncelik veriyorsun, duygu yükleyerek önem derecesini artırıyorsun. Beyin de o sorunu, o nörolojik bölgeyi tetiklemeye devam ediyor ve al sana kısırdöngü. Ben gerekeni yaptım, bundan sonra her şey kabulümdür dediğin an her şeyin değiştiği milat bir anlamda. "Affetmek" kelimesi kişisel gelişim kitapları tarafından biraz fazla enflasyon halinde kullanılmış bir kelime ama yine de onu kullanma hakkımdan vazgeçmek istemem. Affettiğin, teslim olduğun her şeyin artık senin üzerinde etkisi kalmamaya başlıyor. Tevekkülün mantığı da burada yatıyor. Daha önce söylediğim gibi tüm dinlerden bağımsız bir anlamda tevekkül bu.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.