RÖPORTAJ İREM ORHAN
Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine bağlı olarak Türkiye'nin ilk denim üreticisi olan ve dünya çapında markalara üretim yapan Kilim Denim'in genç kuşak temsilcisi Buse Kilimci, kurduğu Cotier Denim markasıyla fark yaratan parçalar1sunmaya devam ediyor. "Üretimden satışa tüm süreçlerimizi 'Dün buradaydık. Bugün buradayız. Ama yarın da burada olmak için ne yapmalıyız' düşüncesiyle, sürdürülebilirlik çerçevemiz içerisinde yapmaya özen gösteriyoruz" diyen marka kurucusu ile marka hedef ve hayallerine dair keyifli bir sohbeti paylaştık.
Denim ağırlıklı tasarımlarınızla sektörde fark yaratıyorsunuz. Denim kumaşı tercih etme sebepleriniz neler?
İlk başta sağlam kumaş olması nedeniyle işçilerin giyiminde kullanılmaya başlanılan denim, günümüzde her markanın koleksiyonlarında bulunuyor. Yapısı itibariyle modanın trendlerine de kendi içinde gelişimi ile cevap veren bir kumaş türü. Kilim Denim ise yaptığı AR-GE çalışmaları ve üretim modelleriyle sezonun öne çıkacak trendlerini denim kumaşlarına yansıtıyor. Ben de her zaman yeni fikirleri kalıplara ve sonrasında kıyafetlere çevirmek isterdim. Kilim Denim ile olan organik bağım sayesinde ise Cotier Denim doğmuş oldu. Aslında amacım bu markayı yeni doğan bir marka olmaktan bir adım öteye taşımak. Denim kumaşı seçenekleri, sergilediği duruş ve yarattığı vizyon ile hedeflerime ulaşmamda en destekleyici unsur Kilim Denim oldu.
Güncel haliyle ürün gamınızda neler var, son koleksiyonlar için neler söylersiniz?
Önümüzde mevsimler değişirken tasarımlarımızın ilham kaynakları da değişiyor. Cotier tasarımları ise başta deniz ve gökyüzü olmak üzere tüm doğadan ilham alıyor. Böylelikle mevsimler değiştikçe ilham kaynaklarımız da farklılaşıyor. Fakat yeni parçalar çıkarırken özellikle koleksiyon ya da mevsim kaygısı gütmüyorum. Web sitemizde yazın ortasında sonbahara uygun bir ceket, kışın ortasında ilkbahara uygun bir elbise görmeniz mümkün. Cotier'in güncel tasarımları arasında denim şortlar ve etekler gibi yaz denilince akla ilk gelen parçaların yanı sıra tulum ve el dokuması detaylarla tamamlanan tunikler de yer alıyor.
Markanızı öne çıkaran diğer hususlardan biri de ürünlerin sürdürülebilir üretim süreçlerinden geçmesi öyle değil mi?
Üretimden satışa tüm süreçlerimizi 'Dün buradaydık. Bugün buradayız. Ama yarın da burada olmak için ne yapmalıyız' düşüncesiyle, sürdürülebilirlik çerçevemiz içerisinde yapmaya özen gösteriyoruz. Sürdürülebilirlik ve çevre bilinci, bir markanın sadece üretim anlamında değil, sürecin tüm adımlarında dikkatli ve titiz olmasını gerektirir. Örneğin koleksiyonda kullanılan kumaşların ham maddelerinde üreticileri koruyan çevreye ve insana dost, geri dönüştürülmüş veya yeniden kullanılmış elyaflar yer alıyor. Tüm kumaşlarda kullanılan boyalar da bu vizyonla uyumlu ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde seçiliyor. Son aşamada ise, üretim atıkları doğaya zarar vermeden arıtılıyor, ayrılıyor veya geri dönüştürülüyor. Bu anlayıştaki üretim sonrasında ürün haline gelen denim kumaşlar Cotier tasarımlarıyla hayat buluyor.
Bir tasarımcı olarak tasarlamayı en sevdiğiniz denim parça hangisi?
Cotier Denim koleksiyonundaki tüm parçaların bir hikayesi var. Benim için tasarım kıyafetin yalnızca bir öğesi, en az tasarım kadar önemli diğer öğeler ise kalıp, kumaş seçimi ve işçilik ve tüm bunları yaparken yaşadığımız evrene bir saygı ifadesi olarak sürdürülebilir kalmak. Tüm bunları hesaba katarak ortaya çıkardığım bir kıyafet aynı zamanda keyifli bir serüven oluyor ancak tüm serüveni içime sinmeyen bir parçayı koleksiyonumuza almıyorum. Bu yüzden de parçalar arasında ayırım yapamam. Fakat şunu diyebilirim ki; el tezgahında dokunan kumaşlarla üretilen parçalarımızın yolculuğuna bizzat dahil olmak, atkı ve çözgülerinde karar verici olmak, seri üretimden ziyade eşsiz ve el emeği üretimleri destekliyor olmak benim en sevdiğim ve en motive olduğum süreç.
Son olarak; sezondaki denim modası hakkında neler söylersiniz?
Benim için denim, trendler ne olursa olsun tasarımlara farklı bir hayat veren bir kumaş. Moda rüzgarları ne yöne eserse essin, iyi tasarlanmış denim parçaların zamansızlığıyla varlığını sürdüreceğine inanıyorum.
