RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF BERAT SONER ÇAPİN
Jutsack markası kurucularından Doğal Mesudiyeli Kalaç ile zamansız giyinmeye ve geri dönüşüm malzemelerle de şık olunabileceğine dikkat çekmeye çalıştıkları koleksiyonlarını yakım çekim alanımıza almak üzere Nişantaşı'ndaki yeni taşındıkları showroom'larında buluştuk, Zeynep Tarman ile olan sağlam temelli ortaklıkları, Kansersiz Yaşamı Destekleme Derneği için hazırladıkları son koleksiyonun detayları ve en yeni heyecanlarını konuştuk.
Şimdilerde hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? Nasıl gidiyor Jutsack'te işler, son gelişmeler neler?
Yoğun, hareketli ve heyecanlı bir dönemdeyiz. Jutsack olarak artık üçüncü yılımıza giriyoruz ve Nişantaşı'nda yeni showroom'umuzu açmanın heyecanı içindeyiz. Çantaları hazırladığımız atölyemizi, ofisimizi ve depomuzu da aynı yere taşıdık. Sıcacık, samimi ve çok keyifli bir mekan oldu. Bugüne kadar hep online satış yapıyorduk, ama burada müşterilerle birebir ilişki içinde olmak da çok keyifli.
Yenilikler peşinde olmayı seviyorsunuz. Jutsack markasıyla da aslında farklı bir yola girdiniz, belki riskler aldınız. Hatta bununla ilgili son olarak da Kansersiz Yaşam Derneği'ne destek amaçlı, meme kanserinde erken teşhis konusunda farkındalık yaratmak için yeni bir çanta koleksiyonu hazırladınız. Bu iş birliğinin temelleri nasıl atıldı?
Meme kanseri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kadınlarda en sık görülen kanser türü. Ortağım Zeynep Tarman ve ben iki kadın girişimci olarak, hem bir farkındalık yaratmak hem de kanser hastası olan ailelere bir dernek vasıtasıyla destek olmak istedik. Kansersiz Yaşam Derneği Başkanı sevgili Dida Kaymaz ile iletişime geçtik. Bu işe ne kadar gönül verdiklerini ve ne kadar doğru bir yerde olduğumuzu anlayınca başladık çantaları boyamaya. Bu güne kadar birçok sosyal sorumluluk projesi için çanta tasarladık veya yaşanan doğal afetler için güncel koleksiyonlarımızdan elde ettiğimiz karın belli bir kısmını bağışlayacağımızı duyurduk. Ama galiba hiçbiri bu kadar etkili olmamıştı. Satış anlamında söylemiyorum tabii… Kadınların gösterdiği duyarlılık, çoğunun ailesinde veya bir tanıdığında kanser geçmişi olan, sadece destek olmak isteyen, bu koleksiyon için bize teşekkür edenler oldu. Yüzde 90 kadınlara satış yapan bir markayız biz. Kadınlar çok ince eleyip, sık dokur. Bazen öyle ince ayrıntıya girerler ki, şaşırırız ama yine de her talebi yerine getirmek için emek veririz. Bu koleksiyonda "Rengi hiç fark etmez hangisini istiyorsanız gönderin" diyenler oldu. Ve bir hafta içinde de tüm çantalar tükendi.
Koleksiyondaki çanta tasarımlarınız şu sıralar pek çok modaseverin de radarında ama koleksiyonun çizgisi hakkında siz neler söylersiniz?
Biz yola 'tasarımcıyız' diye çıkmadık açıkçası. Biz yaptıklarımızla her zaman bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Gerek kullandığımız malzemelerle, gerek paketlememizle, gerek katıldığımız sosyal sorumluluk projelerimizle… Aksesuar anlamında takmayacağımız hiçbir şeyi tasarlamıyoruz. Sadece 'moda' diye başka çizgilere kaymıyoruz. Jutsack markası nasıl ki kendi kendine doğal bir süreçte ortaya çıkıp bugün bulunduğu noktaya geldiyse, koleksiyonlar da aynı şekilde marka DNA'sından ayrılmadan çıkıyor.
Sizi diğer yerli üretim çanta markaları arasında farklı kılanın ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Birinci sebebinin, bu güne kadar çekirdek kahve çuvallarından hiç çanta yapılmamış olmasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Diğer markalardan farklı olarak biz, geri dönüştürülmüş malzemeler kullanıyoruz veya bazı maddeleri ileri dönüştürüyoruz. Çevreye duyarlı bir markayız. Tüm ürünlerimiz ve paketlemede kullanılan her malzeme çevre dostu ve sürdürülebilir malzemeler. Sıfır atık birinci önceliğimiz. Ulaşılabilir fiyat politikamızdan taviz vermemeye çok dikkat ediyoruz. Çekirdek kahve çuvalları ve kakao çuvallarının en güzel yerlerini kesiyoruz, çantaya çeviriyoruz. Kişiselleştirme yaptığımız çantalarda ise yine çuval gibi doğada yüzde 100 çözülen jüt kumaşını kullanıyoruz. Kış mevsiminde de su geçirmeyen askeri branda kumaşı kullanıyoruz. Tüm kişiselleştirme boyamalarını ortağım Zeynep Tarman ve ben yapıyoruz. Müşterilerle ve her taleple birebir ilgileniyoruz. Müşteriyle birebir temas, memnuniyet bizim için çok önemli. Bizim çıkardığımız her koleksiyondan mutlaka bir parça alan müşterilerimiz var. Bu da emeğimizin karşılığını aldığımızı gösteriyor.
Sürdürülebilirlik sizin üzerinde önemle durduğunuz hususlardan hatta çıkış noktanız bile diyebiliriz. Şimdilerde neler yapıyorsunuz bu konularda?
Biz iki anne olarak önceliğimiz çocuklarımızın geleceği. Onlara daha yeşil, sağlıklı, daha yaşanabilir bir dünya bırakmak… Uzun süre satılan her çantamız için TEMA ile birlikte bir fidan diktik. Dikmeye de tekrar devam edeceğiz. Çantaların içlerine koyduğumuz teşekkür kartları içleri tohum dolu geri dönüştürülmüş kağıtlar. Toprağa koyup suladığınızda fesleğen veriyorlar. Şimdi en yeni heyecanımız geri dönüştürülmüş denim kumaşlar. Kahve çuvallarını ileri dönüştürüp jean ceketler tasarladık. Hızlı tüketilen modaya karşıt biz; zamansız giyinmeye ve geri dönüşüm malzemelerle de şık olunabileceğine dikkat çekmeye çalışıyoruz.
Aksesuar ve kıyafet seçimleri arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlarsınız?
Benim de sizlerin de duymaya çok alışık olduğumuz "Çanta bir kadının stilinin tamamlayıcısıdır falan" demem lazım belki şimdi ama ben öyle düşünmüyorum. Birisinin bayıldığı stil, ötekinin gözünü kanatabilir. Mesela anneme sorsanız, ben hiç 'elegan' giyinmiyormuşum. Yani stil algısı çok göreceli. Ama Jutsack markası -hala bizi şaşırtan bir şeydir bu- her stile hitap ediyor. Her yaşta, her tarzda, her statüde insan taktı Jutsack´i.
Uzak ya da yakın vadeli sizi heyecanlandıran yeni projeler var mı?
Ben yine bunu proje olarak değil bir sosyal sorumluluk olarak adlandıracağım tabii ama meme kanseri farkındalığı ile yaptığımız çalışmayı 2022'de daha geniş bir platforma yaymayı düşünüyoruz. İnteraktif projeler ile daha çok insana ulaşmayı hedefliyoruz.
