“Doğru tasarım; özgünlük, farklılık ve kullanılabilirlik dengesi olandır”

Kendi moda markasını kurarak içindeki tasarım aşkıyla en büyük hayalini hayata geçiren Ece Nayman ile özgün stili ve isabetli seçimlerinin arkasındaki hikayeyi konuştuk.

“Doğru tasarım; özgünlük, farklılık ve kullanılabilirlik dengesi olandır”

RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF ŞEREF YILMAZ
VİDEO EVREN SUDA

Evde kendi başınayken bile özenli giyinmeyi seven, modaya gerçekten kalbini verenlerden biri Ece Nayman. 2018'in sonlarına doğru yarattığı ACE NAYMAN markasıyla ortaya koyduğu tasarımlar da zaten bunu kanıtlar nitelikte; çabasız ve kendiliğinden cool... Maskülen bir tarzı var, oversize kalıplar onun için vazgeçilmezler arasında ilk sıralarda ve nadir bulunan her parça onun için bir arzu nesnesi. Ama onun modaya olan yaklaşımı konusunda söyleyeceklerimiz bu kadarla da sınırlı değil tabii. Moda tutkunu Nayman'ın stil şifrelerini birlikte çözüyoruz.

Ece Hanım nasılsınız şimdilerde, yaz nasıl geçiyor?
Her şey harika, yeni koleksiyon hazırladığım için hızlı ve yoğun bir tempoda ilerliyor hayat şu sıralar. Aynı zamanda Kenan Doğulu'ya sahne kostümleri tasarlıyorum bu yaz, bu yüzden çok heyecanlı ve mutluyum. Her sene olduğu gibi İstanbul-Bodrum arası gidip geliyorum genellikle, aralara da vakit buldukça yurtdışı seyahatleri ekliyorum.

Kendi markanızla ortaya koyduğunuz tasarımlarla da son dönemde pek çok kişinin radarındasınız. Marka hikayeniz ve felsefenize de değinmek ister misiniz?
ACE NAYMAN'ı 2018'in sonlarına doğru yarattım. Çocukluktan beri moda tasarımcısı olmak ve kendi markamı kurmak en büyük hayalimdi diyebilirim. London College of Fashion'dan mezun olduktan sonra modadan çok uzaklaşmadan başka alanlarda çalıştım, hem deneyim biriktirdim hem de cesaretimi topladım bu işe atılmak için. Markam; DNA'sında desenlerin ve renklerin olduğu, eğlenceli ve giyildiğinde insanın kendini mutlu ve özgür hissetmesini sağlayan modern sokak stilinde bir marka. Tasarımların ve desenlerin özgün olmasına çok dikkat ediyorum dolayısıyla bu parçaları taşıyan kişilerin günlük hayatlarına bir nebze de olsa renk katmak hedefim.

Modayı ve trendleri de çok yakın takip ediyorsunuz, kedinize özgü çizginiz var; siz kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Benim belirli bir stilim yok bence, o gün kafama ne eserse öyle giyinenlerdim. Dikkat etmeye çalıştığım şey özgün olmak, hayatımın her alanında böyle davranıyorum diyebilirim. Aslında buna da dikkat etmiyorum, kendiliğinden böyle gelişiyor, bu da sanırım çok küçük yaşlardan beri modaya olan ilgim ve bilgimden kaynaklanıyor. Globalde neler olup bittiğine çok hakimim ve sizin de dediğiniz gibi modayı çok sıkı takip ediyorum. Genel olarak daha maskülen bir tarzım var diyebilirim, oversize kalıplar benim için vazgeçilmezler.

Stilinizle ilgili de sıkça iltifat alıyorsunuzdur; şimdiye kadar duyduğunuz en güzel şey neydi?
Kendi tarzımı tamamen markama yansıtıyorum, dolayısıyla markanın beğenilmesi benim için hem şahsi olarak hem de profesyonel açıdan en büyük övgü.

Kıyafet seçimleri ve kişinin kendini yüksek hissetmesi arasında bir bağ var mı sizce? Bu, sizi nasıl etkiliyor mesela?
Kesinlikle var hatta bu benim her zaman söylediğim bir şeydir. Ben yataktan çıkar çıkmaz günlük kıyafetlere geçerim, evde kendi başımayken bile özenli giyinmeyi seviyorum, bu benim modumu yükselten bir şey. Güzel giyinmek ve evden çıkmadan önce ne giyeceğime karar vermek, saçımı makyajımı yapmak, benim için günün en eğlenceli dakikaları. Makyaja da büyük ilgim var, kendi kendime yeni ve değişik makyajlar denemeyi çok seviyorum. Özellikle özel günlere büyük bir özenle hazırlanırım ve bu bana büyük bir özgüven katar.

Bazen kıyafet seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyor mu? Daha doğrusu bu konuda eleştiri kabul etmeyenlerden mi yoksa her eleştiriyi değerlendirenlerden misiniz?
Pek eleştiri almıyorum, nerede nasıl giyinmesini bilen bir insanım. Eleştiriyi, işi bilen ve bilgisine güvendiğim kişilerden geldiği takdirde dikkate alırım. Kendime ve stilime fazlasıyla güveniyorum.

Sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli yoksa kullanılabilirlik mi? Ne dersiniz, siz genelde tercihinizi hangisinden yana kullanıyorsunuz?
Özgünlük benim için en önemli kriter. Her şeyin anında taklit edildiği bir dünyada yaşıyoruz maalesef. Herkes birbirine benziyor, tüm markalar birbirini kopyalıyor. Okuldan edindiğim en önemli bilgi bir tasarımı hayata geçirmeden önce arkasında oluşturduğunuz hikaye ve araştırma süreci. Özgün olduğunuz zaman zaten farklı da oluyorsunuz, kullanılabilirlik de tabii ki çok önemli. Bunları hepsini doğru oranda harmanladığınız zaman en doğru tasarım ortaya çıkacaktır.

Ayrıca mesela ayakkabı, çanta ya da bir küçük elbise fark etmez, size göre bir tasarımı arzu nesnesi yapan şey nedir?
Ben nadir bulunan, az adette yapılmış veya 'show piece' olan parçalara hayranım. Bu tarz ürünler benim için arzu nesneleri. Bir ürünü herkeste görünce benim için cazibesi kaçıyor, beğensem bile o üründen hatta komple markadan soğuyabiliyorum.

Aksesuar ve kıyafet arasındaki ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aksesuarlar kıyafetlerin en önemli tamamlayıcılarıdır. Aksesuarsız bir görünüm bana çıplak geliyor. Ayrıca bazen çok sade bir kıyafeti kullanacağınız aksesuarla bambaşka hale sokabilirsiniz, bu benim de yapmaktan hoşlandığım bir tarz.

Okuyucularımıza tamamen kendilerine ait bir stil yaratmak ve onu geliştirmek konusunda verebileceğiniz tüyolar olur mu?
Her zaman savunduğum gibi öncelikle herkesin kendi vücudunu tanıyıp ona göre giyinmesi gerektiğini düşünüyorum. Bence bunu hallettikten sonra herkes istediğini giymekte özgür olmalı. İnsanların ne dediğini çok düşünmeden giyinmelerini, modayı bir zorunluluktan ziyade bir eğlence gibi görmelerini tavsiye ederim.

Dünyada işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler? Takip ettiğiniz iş birlikleri var mı?
Alexander Wang favori tasarımcım. Onun zekasını kıskanıyorum bir tasarımcı olarak. Miuccia Prada ve Raf Simons'un iş birliğine hayranım. Gerçekten herkesten farklı, yaratıcı ve kendi çizgisinden hiç şaşmayan dünya devleri.

Sezon trendleri arasında favorileriniz neler?
Balenciaga'nın 'studded boots'ları yani çivili botlar, Louis Vuitton'un Nike Air Force ile yaptığı sneaker'lar, ACE NAYMAN'ın beachwear grubu diyebilirim.

Sezon gardırobunuzun demirbaşı nedir?
Balenciaga'dan oversize bir jean ve blazer almıştım Los Angeles'tan onları eskittim diyebilirim, Rimowa'nın küçük omuz çantası ve Prada'nın etek şortu da diğer favorilerim arasında.

Sezon trendleri arasında "Asla giymem" dediğiniz bir parça var mı?
Aşırı 'cut out' daracık elbiseler sanırım...

Peki, sezonda kullanmayı en sevdiğiniz renkler hangileri?
Bu sezon kendi koleksiyonumda da kullandığım fuşya ve genel olarak da mavi tonlarını çok seviyorum.

Modada sürdürülebilirlik üzerine son yıllarda çok fazla görüş ortaya atılıyor. Röportajımızı sonlandırmadan önce; sizin sürdürülebilir modaya katkı için yaptığınız bir şeyler var mı?
Az ama öz ürün almaya çalışıyorum. Eskiden önüme gelen çoğu şeyi alırdım şimdi ileride vintage değeri kazanacak veya limited edition olan yüksek kalitedeki parçaları tercih ediyorum. Kendi markam olduğu için bende olmayan ürün gamlarını başka markalardan almaya özen gösteriyorum.

Uzak ya da yakın vadeli gelecek planlarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?
Hayalim Londra'da bir mağaza açmak, önümüzdeki sezon bunun adımlarını atmaya yönelik çalışmalar yapacağım. Markamın erkek koleksiyonu gelecek, bunun haberini verebilirim. Alanında başarılı kişilerle ve kurumlarla sürpriz iş birlikleri de yolda. İşim benim her şeyim tek planım hiç durmadan bol bol çalışmak...

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.