Şerif ERCAN
Almanlar tarafından kurulan Riga'nın tarihi 12. yüzyıla kadar uzanıyor. Letonya'nın başkenti olan liman şehri Riga, Baltık ülkelerindeki en büyük şehir olma özelliğini taşıyor. Ortasından geçen Daugava Nehri ile Baltık Denizi'ne açılan Riga, ülkenin, önemli bir kültür, politika, eğitim, finans, ticaret ve endüstri merkezi konumunda. Şehrin ilk kurulduğu yer olan tarihsel merkezi 'Vec Riga' yani Eski Riga, UNESCO Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Buradaki binalar, mimari olarak sadece Viyana, St. Petersburg ve Barselona ile karşılaştırılabilecek güzellikteki Art Nouveau (Jugendstil) yapılarıyla ünlü. Vec Riga'da 'House of The Black Head' (Karakafalıların Evi), Televizyon Kulesi, Aziz Peter Katedrali, Riga Kalesi ve Dannestern Malikanesi görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Letonyalılar, Sovyet işgalinden sonra hızla kaybettikleri Avrupa kültür ve geleneğine bağlı değerlere son yıllarda yeniden kavuştu. Ancak AB üyesi olduktan sonra kendi kimlik ve kültürlerini kaybetme kaygısı yaşamaya başladılar. Letonya'nın mutfağında hamur işleri öne çıkıyor. Bizim yağda kızartılan peynirli, kıymalı fincan böreğinin binbir çeşidi var ki, ülkenin en özel yiyeceği olarak kabul görüyor. Letonyalılar eğlenmeyi çok seviyor ve bu yüzden Riga'da gece hayatı çok renkli. Birçok farklı tarzda eğlence mekanı var ve sabaha kadar açık olan bu mekanlar tıklım tıklım dolu. 1991 yılında Sovyetler Birliği'nden ayrılan Letonya, 1 Mayıs 2004'te Avrupa Birliği'ne üye olan ve 800 yıllık tarihi olan Letonya'nın başkenti Riga'yı bu sonbaharda seyahat listenize mutlaka alın; pişman olmazsınız...
