Bir estetik cerrahın gününün nasıl geçtiğini, güzellik anlayışını ve işinin dışında neler yaptığını merak ettik ve Handan Şimşek Turan ile konuştuk. Estetik cerrahi alanında az rastlanan kadın doktorlardan biri olan Estetik Cerrah Dr. Handan Şimşek Turan, sabah 06.30’da güne başlıyormuş. “Güne bir bardak ılık su ve meditasyonla başlamak enerjimi yükseltiyor. Ardından kısa bir yürüyüş ya da hafif egzersiz, günün temposuna ayak uydurmamı sağlıyor. Kahvemi içerken hastalarımın dosyalarını gözden geçiririm” sözleriyle sabah ritüelini anlatıyor.
Sonra kliniğine gidip işine başlıyormuş Handan Hanım ama biz önce iş dışında neler yaptığını soruyoruz. “Tüm gün estetik üzerine çalışsam da sanatla olan ilişkim hiç bitmez. Resim sergilerine gitmek, klasik müzik dinlemek ve zaman buldukça yoga yapmak beni hem fiziksel hem zihinsel olarak besliyor. Estetik sadece mesleğim değil; bir yaşam biçimi benim için” diye cevap veriyor. Bir de seyahat etmeyi çok seviyormuş; “Farklı kültürleri tanımak ve dünyayı görmek, benim için ilham kaynaklarından biri. Seyahat etmek, bir bakıma perspektif değiştirmek gibi. Gittiğim yerlerin mimarisi, sokak estetiği, doğası ya da yerel dokusu bana mesleki olarak da katkı sağlıyor. Ayrıca yerel mutfakları keşfetmeyi çok severim. Yeni tatlar, farklı kültürlerin estetik anlayışını da yansıtıyor bence.”
Şimdi de Dr. Handan Şimşek Turan’ın estetik anlayışını öğrenmek istiyoruz. “Doğallık, zarafet ve sadelik ilkeleri üzerine inşa edilmiş bir yaklaşım” diye özetliyor ve devam ediyor: “Uyguladığım işlemlerde, kişinin yüz ve vücut oranlarını bozmadan, anatomik yapıya ve mimik bütünlüğüne sadık kalarak doğal sonuçlar elde etmeyi hedeflerim. Estetik müdahalelerin amacı, dışarıdan fark edilecek değişiklikler yaratmak değil; kişinin daha dinç, dengeli ve özgüvenli bir görünüme kavuşmasını sağlamaktır. Bu sürecin sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik olarak iyi oluşu desteklemesi gerektiğine inanıyorum.”
Hasta İletişimi: “Empati Her Şeydir”
Bir estetik cerrah için teknik bilgi kadar duygusal zeka da çok önemli,” diye vurguluyor. “Hastalarım kliniğimize yalnızca fiziksel değişim için değil, aynı zamanda kendilerini yeniden tanımak için geliyor. Onları dikkatle dinlemek, ne istediklerini anlamak kadar neden istediklerini anlamak da önemli. İlk görüşmelerde uzun uzun sohbet ederiz. Beklentileri, korkuları, hatta sosyal çevreleri bile karar sürecini etkileyebilir.
Operasyonun öncesi, sırası ve sonrası tüm aşamalarda hastamla kurduğum iletişim, sürecin kalbidir. Onların kendilerini güvende, anlaşılmış ve değerli hissetmesi için bu bağın şeffaf, samimi ve sürdürülebilir olması gerektiğine inanırım. Çünkü bazen bir bakış ya da bir kelime bile, hastanın tüm duygusal sürecini etkileyebilir. İletişim yalnızca bilgi vermek değil; duymak, anlamak ve hissettirmektir.”
Operasyon Öncesi
“Operasyon öncesi süreç, aslında tüm sürecin bel kemiği. Hastanın fiziksel ve psikolojik olarak hazır olması çok önemli. Gerekli tetkikler, medikal geçmişi, yaşam tarzı... Hepsini dikkatle değerlendiriyorum. Ayrıca her operasyonun bir tasarımı vardır. Tıpkı bir sanatçı gibi, yüz oranlarını, ışık-gölge dengesini, doğal duruşu göz önüne alarak çalışırım. Doğallık her zaman önceliğim.”
Operasyon Anı: “Her Detay Bir Hikâye Yazar”
Dr. Turan, operasyon sırasında mükemmeliyetçi yaklaşımıyla tanınıyor. “Ameliyathane benim kutsal alanım. Tam konsantrasyonla çalışırım. En ufak bir dikiş bile gelecekteki görünüm için çok önemlidir. Yıllar sonra bile, bir hasta aynaya baktığında o detayı hissetmemeli; sadece kendisini güzel ve iyi hissetmeli.”
Operasyon Sonrası: Takip ve Psikolojik Destek
“İyileşme süreci sadece fiziksel değil. Psikolojik olarak da destek çok önemli. Hastalarımla ameliyat sonrası birebir ilgilenirim. Kontroller dışında da her zaman ulaşılabilir olmaya çalışırım. Çünkü bazen en büyük değişim, aynadaki görüntü değil; insanın kendine olan bakışıdır.”
