Tarihe Açılan Yeni Bir Kapı ve Büyülü Bir Şehir "Kahire"

Yıllardır merakla beklenen Büyük Mısır Müzesi sonunda açıldı ve artık Kahire’ye gitmek için bir sebebiniz daha var. Dünyanın en büyük tarih müzesini gezmeye gidip de Mısır’ın büyülü başkentini keşfetmemek olur mu!

Tarihe Açılan Yeni Bir Kapı ve Büyülü Bir Şehir "Kahire"

Mısır’ın başkenti Kahire, Nil’in üzerinde yükselen köklü tarihi ve yoğun enerjisiyle her zaman güçlü bir destinasyondu ama şimdi bir başka özelliği daha var. Dünyanın eski bir me medeniyete adanmış en büyük müzesi Kahire’de açıldı. Piramitlerin hemen yanında, Gize Platosu’na bakan yüzüyle konumlanan bu dev yapı, yalnızca bir müze değil, Mısır medeniyetinin binlerce yıllık hikayesini çağdaş bir kurguyla yeniden anlatan görkemli bir anıt gibi. İçeri girenleri karşılayan dev Ramses II heykelinin gölgesinde atılan ilk adım, aslında hem tarihe hem de Kahire’nin kendine özgü ritmine doğru başlayan uzun bir yolculuğun başlangıcı oluyor. Müzenin yarım milyon metrekarelik alanı, yüz binden fazla eseri ve modern ışık-mimari oyunları, ziyaretçiye geçmişi yalnızca göstermekle kalmıyor; adeta yaşatıyor. Tutankhamun koleksiyonunun tamamının ilk kez bir araya getirilmiş olması bile müzeyi çok özel kılıyor. Altın maskenin ihtişamı, genç firavunun mezarından çıkarılan her bir eşyanın zarafeti, ritüel objelerin inceliği ve duvar resimlerinin büyüleyici renkleri, Mısır tarihinin sadece kitaplarda okunan bir bölümünden çok daha fazlası olduğunu gösteriyor. Müzenin kronolojik akışı, Eski Krallık’tan Yeni Krallık’a kadar uzanan bir anlatı sunarken, cam bölmeler arkasında çalışan arkeologları izlemek bile bu dev yapının yaşayan bir kültür laboratuvarı olduğunu hissettiriyor.

Yazı: Şerif Ercan



Büyük Mısır Müzesi’ni görmeye gitmişken şehri keşfetmemek olur mu? Kahire, tüm keşmekeşine rağmen etkileyici bir çekim gücüne sahip. Piramitlerin sabah güneşiyle değişen renkleri, Sfenks’in suskun ama her şeyi bilen bakışı ve Gize’nin çöl kokusu, günün daha ilk saatinde sizi tarihle baş başa bırakıyor. Ardından şehir merkeze doğru ilerledikçe Kahire’nin bir başka yüzü ortaya çıkıyor: İnsan kalabalığı, sokak satıcılarının sesleri, eski kamera merceklerinden çıkmış gibi görünen dar sokaklar ve aynı anda hem modern hem geleneksel yapılar... Kahire’nin taş sokaklarında yürürken zamanın durduğunu hissediyorsunuz. Bir yanda medreselerin gölgeleri, diğer yanda ahşap çıkmalı evlerin arasından süzülen ışık, şehri bir film sahnesine dönüştürüyor. El-Ezher Camii’nin avlusundan Sultan Hasan’ın görkemine, Muhammed Ali Paşa Camii’nin tepeden sunduğu manzaralara kadar her köşe, bin yıldan fazla zamandır aynı hikayeyi fısıldıyor gibi.



Kahire’nin en canlı damarlarından biri olan Khan el-Khalili’de ise bambaşka bir dünya açılıyor. Sokaklar daralıyor, kalabalık artıyor, satıcıların sesleri birbiriyle karışıyor, baharat kokuları havayı dolduruyor ve zamanın ölçüsü tamamen kayboluyor. Eski bakır eşyalar, el yapımı takılar, renkli cam objeler, papirüs tablolar, Nil’e özgü esanslar ve küçük dükkanlar... Burada alışveriş yapmak adeta bir kültür deneyimi. Pazarlık yapmak ise bu deneyimin doğal bir parçası.


Kıpti Kahiresi ise şehirdeki en huzurlu noktalardan biri. Asılı Kilise’nin sakin avlusu, Koptik Müzesi’nin detaylı eserleri ve dar sokakların sunduğu dinginlik, Kahire’nin yalnızca kaostan ibaret olmadığını kanıtlıyor. Her köşede farklı bir ritim var; kimi zaman bir ezan sesi, kimi zaman bir kilise çanı, kimi zaman ise sadece Nil’in usulca akan sesi bu ritmi belirliyor.



Şehrin temposu gün batımına doğru yavaşlıyor. Şimdi de Nil kıyısında yürümek veya Felluka adı verilen geleneksel teknelerle su üzerinde kısa bir tur yapmak iyi bir alternatif. Diğer bir alternatif ise modern, şık ve aydınlık yaşamıyla kahve molası veya hafif bir akşam yemeği için ideal olan Zamalek bölgesine gitmek. Elbette Kahire mutfağı bu yolculuğun önemli bir parçası. Sokak satıcılarından yükselen koshari kokusu, baharatlı hawawshi’nin tanıdık sıcaklığı, geleneksel ta’ameya’nın yeşil dokusu, molokhia’nın güçlü tadı ve Umm Ali’nin hafif tatlı finali, şehrin gastronomik hafızasının iştah kabartan bir özeti gibi. Abou Tarek’in kalabalığı, Abou El Sid’in nostaljik dekoru veya Nil kıyısındaki modern restoranların tatlı esintisi de Kahire deneyimleriniz arasında olmalı. 



Büyük Mısır Müzesi’nin açılması, Kahire’ye yepyeni bir neden kazandırdı; insanlık tarihinin en etkileyici sahnesine tanıklık etme fırsatından söz ediyorum. Ama bu şehir, müzenin çok ötesinde, kendi başına yaşayan dev bir hikaye.