Sihirli içerik kolajen

İyi yaş almanın en popüler destekçisi olan kolajen hakkında merak ettiklerimizi konunun uzmanına sorduk ve tavsiyeler aldık.

Sihirli içerik kolajen

DERLEYEN İREM ORHAN

Bireylerin daha genç görünme ve hissetme arzusu, kolajen takviyelerine olan ilgiyi gün geçtikçe daha da artırıyor. Aslında vücudumuz ihtiyacı olan kolajeni kendisi üretebiliyor. Ancak yaşla birlikte özellikle 30 yaş sonrasında kolajen üretimi yılda yaklaşık yüzde bir ya da iki oranında düşüyor. 40 yaşına gelindiğindeyse kolajenin yüzde 10 ya da 20'si kaybediliyor. Bu süreçte üretimde kullanılan ham maddeler beslenmeyle karşılanamadığında ise kolajen rezervi daha da azalıyor. Bu da cildin gevşeyip sarkması ve kırışması gibi istenmeyen sonuçlara yol açıyor. Peki, daha sağlıklı yaş almak için hem yiyeceklerle hem de takviyelerle nasıl bir destek sağlanmalı? Konu hakkında danıştığımız Uzman Diyetisyen Selin Sezgin, kolajen hakkında merak edilenleri tüm açıklığıyla anlatıyor.

KOLAJEN TİPLERİNİ TANIYALIM
Kolajen, vücutta en çok bulunan ve hücreleri bir arada tutan proteindir. Ciltte, kemiklerde ve bağ dokusunun yapısında yer alır. Vücuda yapısal destek, güç ve elastikiyet sağlar. 29 farklı kolajen türü olup insan vücudundaki kolajenin büyük çoğunluğu tip I, II ve III'tür. Her üç tip de uzun, ince lifl erden oluşur ve üçlü sarmalın temel yapısına sahiptir. Tip I, vücut kolajeninin yüzde 90'ını oluşturur ve kemikler, bağ dokusu ve tendonlarda bulunur. Cildin elastikiyetinden ve dayanıklılığından büyük ölçüde sorumludur. Tip II, eklemleri birleştiren elastik kıkırdakta bulunur. Tip III, her zaman tip I ile birlikte bulunur. Ciltte, kan damarlarında ve iç organlarda yaygındır. Damarlara elastikiyet ve kaslara güç verir. Tüm kolajen türleri, özellikle hidroksiprolin, glisin ve prolin başta olmak üzere 19 farklı amino asit içerir. Özellikle hidroksiprolinin varlığı dikkat çekicidir. Çünkü bu amino asit diğer proteinlerde bulunmaz.

KOLAJEN KAYNAĞI BESİNLER
Kolajen, hayvansal gıdaların bağ dokularında bol miktarda bulunur. Bu yüzden kas veya başka bir bağ dokusu içeren etler, zengin birer kolajen kaynağıdır. Özellikle tavuk ve diğer hayvanların kemiklerini kaynatarak elde edilen kemik suyunun kolajen içeriği çok yüksektir. Balık, yumurta akı, jelatin ve yosun da iyi birer kolajen kaynağıdır. Aslında, vücutta kolajen üretimi için gerekli olan amino asitler ister kemik suyu ister peynir ister kuru baklagil olsun herhangi bir protein kaynağından gelebilir. Aminoasitlerin yanı sıra, kolajen üretiminde görev alan bazı besin öğelerinin alınması da çok önemlidir. Bunlardan ilki, kolajen sentezinde kofaktör olan ve aynı zamanda mevcut kolajenin yapısını bozabilecek oksidatif stresle mücadelede antioksidan olarak işlev gören C vitaminidir. C vitamini; portakal, mandalina, çilek, kivi ve biber çeşitlerinde bol miktarda bulunur. Diğer önemli mineraller ise kolajen sentezinde kofaktör olan çinko ve sülfürdür. Çalışmalar, sülfür açısından eksik bir diyetle beslenen hayvanların daha az kolajen ürettiğini göstermiştir. Brokoli, soğan, sarımsak, karnabahar, lahana, turp ve roka iyi birer sülfür kaynağıdır. Çinko ise kırmızı et, fasulye, fındık, deniz mahsulleri, tam tahıllar ve süt ürünleri gibi besinlerde bulunur.

TAKVİYELERİN KULLANIMI
Vücudumuz düzenli olarak kolajen üretebilir ancak bu üretim yaşla birlikte azaldığı gibi sigara içimi, güneşe maruziyet, bazı otoimmün hastalıklar ve sağlıksız beslenme de üretimi olumsuz etkiler. Bu yüzden de bireyler kolajen takviyelerine ihtiyaç duyarlar. Kolajen takviyeleri, türüne ve kaynağına göre çeşitlilik gösterir. En yaygın olan sığır kolajeni takviyeleri, kolajen tip I ve III'ten oluşur. Bunlar saç, cilt ve tırnak sağlığı için tercih edilebilir. Popülerliği gittikçe artan balık kolajeni ise tip I kolajen içerir. Buna karşılık tavuk kolajenleri, çoğunlukla kıkırdak ve eklem sağlığı için önerilen kolajen tip II'den oluşur. Ancak belirli bir kaynak veya türdeki kolajen takviyesinin bir diğerine göre daha üstün sonuçlar verdiğini gösteren araştırmalar çok azdır. Vücut, kolajeni tam olarak ememez. Çünkü protein, kan dolaşımına emilmeden önce, sindirim işlemiyle parçalanmalıdır. Kolajenin biyoyararlanımını artırmak için, tipik kolajen takviyeleri hidrolize edilir. Bu da kolajenin uzun amino asit zincirlerinin bir kimyasal ya da enzimatik işlemle iki ya da üç amino asitten oluşan peptidlere parçalandığı anlamına gelir. Bu peptitler daha sonra gastrointestinal sistemden kolayca emilir. Kolajen peptidleri çeşitli işlevlere sahiptir. En temel işlevi, kolajen veya vücuttaki diğer proteinlerin üretimi için yapıtaşı görevi görmektir. Bunun yanında, peptitler kolajen üreten fi broblastlar üzerindeki reseptörlere bağlanır ve kolajen üretimini artırmak için bu fi broblastları uyarır. Aynı zamanda antioksidan olarak da işlev görür ve vücuttaki mevcut kolajeni oksidatif strese karşı koruyacak şekilde çalışır. Açıkçası kolajen peptitlerin vücutta nerede kullanılacağını veya kolajen üretmek için kullanılıp kullanılmayacaklarını önceden belirlemek imkansızdır. Çünkü kolajen peptitleri, diğer proteinlerin sentezi için de kullanılabilir.

KOLAJEN TAKVİYESİ SEÇERKEN DİKKAT
Öncelikle tercih edilecek ürünlerin üretim tekniğine dikkat edilmesi gerekir. 'Liposome' tekniğiyle üretilen takviyelerde istenilen miktarın mide asidinden en az şekilde etki ve kayıp ile geçmesi, bağırsağa iletimi ve ardından da yüksek oranda emilimi sağlar. Eğer eklem sağlığı için kullanılıyorsa sığır kaynaklı, cilt sağlığı için ise balık kaynaklı kolajen tercih edilmelidir. Vücutta elastikiyetin artması için elastin içeren ürünler tercih edilmelidir. Sentetik molekül yerine doğal içerikli molekül içeren takviyeler tercih edilmelidir. Son olarak; kolajeni kullanırken vücutta yeterli kolajen sentezinin sağlanması için mutlaka yumurta, kırmızı veya beyaz et çeşitleri, süt, yoğurt, peynir gibi hayvansal protein kaynaklarını içeren ve yeterli protein almanızı sağlayacak bir beslenme planını diyetisyen kontrolünde oluşturmanızı tavsiye edeceğim. Böylece kolajenin etkilerinden maksimum yararlanabilirsiniz.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.