
"Her şeyin hakkını vererek yaşıyorum"

"Her şeyin hakkını vererek yaşıyorum"

Röportaj: Gülçin İŞLER FIRAT
Fotoğraflar: Canan YETİŞTİ SATKIN
Cemiyet hayatının ünlü ismi, mücevher tasarımcısı Evren Kayar, bugünlerde yeni koleksiyonu 'Starry Ocean' ile gündemde. Mücevherleri sadece Türkleri değil Mischa Barton, Bo Derek, Patricia Aequette gibi Hollywood yıldızlarını da süsleyen Kayar ile hamilelik döneminde tasarladığı 2017 ilkbahar-yaz koleksiyonunu konuşmak üzere Tarabya'daki evinde buluştuk. Kayar, yeni koleksiyonuyla ilgili o kadar heyecanlıydı ki bu heyecanına ortak olmamız için Nişantaşı'ndaki showroom'unda da ürünleriyle çekim yaptık. Son derece doğal, pozitif ve enerjik bir kadın olan Kayar, oğlu Atlas'ı kucağına aldıktan çok kısa bir süre sonra iş hayatına hızlı bir giriş yaptı. Evren Kayar ile hem annelik heyecanını hem de yeni koleksiyonu üzerine detaylı ve keyifli bir söyleşi yaptık.
Evren Hanım öncelikle yeni yaz koleksiyonunuz 'Starry Ocean'dan bahsedelim. Neden denizyıldızları?
Evren Kayar: Yıldızlı okyanus koleksiyonunda bana denizyıldızları ilham kaynağı oldu. Hem geometrik olarak hem de masalsı tarafıyla denizyıldızlarını çok romantik ve estetik buluyorum. Denizyıldızlarıyla ilgili mitolojide ve doğada güçlü hikayeler var. Yani sadece trend değil aynı zamanda yıllarca takıp kullanabileceğiniz klasik ve feminen bir sembol denizyıldızları... 20'den fazla rengin, alışılmadık uyumu denizyıldızlarında cezbedici bir renk cümbüşü yaşatmasını ve takan kadınlara mutluluk vermesini istedim. Sihirli denizyıldızlarının renk skalasında herkes kendine mutluluk veren ve iyi hissettiren rengi bularak enerjisini yükseltiyor çünkü doğada tüm bu renkler var.
Bu koleksiyonu oluşturmadan önce nelerden esinlendiniz?
Kayar: Bu çok renkli koleksiyonda bana derinliklerde ışık kırılmalarıyla oluşan renk skalası ilham verdi.
"Her şeyin hakkını vererek yaşıyorum"

Koleksiyonda neler var ve kullandığınız malzemeler neler?
Kayar: 25 tane model var. Pantone gibi renk skalasının olduğu 20'den fazla renk kullandım. Yüzük, küpe, broş, bilezik, kolye var. Malzemesinde 925 ayar gümüş üzerine mine, yarı değerli taşlar ve inciler de kullandım. Tasarımlarımda mine kullanmayı seviyorum.
Bu, aynı zamanda anne olduktan sonraki ilk koleksiyonunuz, sizin için ne ifade ediyor?
Kayar: Hamilelik sürecinde tasarladığım bir koleksiyon. Benim için ayrı bir heyecanı ve yeri var. Neşeli ve mutlu bir koleksiyon olarak ortaya çıktı.
Yaratıcılığınızı nasıl besliyorsunuz, nelerden etkileniyorsunuz?
Kayar: Hayatın kaynağının doğada olduğuna inananlardanım. Her şeyin özü, kökleri doğadan geliyor, ve bence doğada formlar müthiş, uçsuz bucaksız bir kaynak var... Derinliği olan, boyutlu şeyler ilgimi çekiyor. Hayatı da o merak ve samimiyette yaşamayı seven birisiyim. Ama elbette seyrettiğim filmler, seyahatler, gittiğim sergiler beni besleyen şeyler...
Tasarım dünyasında geldiğiniz noktayı nasıl buluyorsunuz?
Kayar: Elbette ki çok memnunum ama daha yapılacak çok iş var. Tasarım uçsuz bucaksız bir iş ve sonu yok.
Yurtdışında da tanınıyor ve biliniyorsunuz ne hissediyorsunuz?
Kayar: Markamı kurarken hedeflediğim şeylerin başındaydı Evren Kayar markasının dünya moda merkezlerinde var olması ve doğru konumlanabilmesi. Şimdi de bu satış noktalarımı arttırıp, daha global bir marka haline getirmek istiyorum.
"Her şeyin hakkını vererek yaşıyorum"

Markanız için global arenada yapmayı istediğiniz yenilik var mı?
Kayar: Uluslararası alanda ilgi gittikçe artmakta, iki yıl içinde Avrupa'daki ilk mağazamı açmayı hedefliyorum.
Tasarımlarınız yurtdışında nerelerde alıcılarla buluşuyor?
Kayar: Tasarımlarımı Londra'da Victoria and Albert Museum, New York'ta Modern Art Design Museum'un yanı sıra Washington, Venedik, Marbella, Capri, Beyrut, Moskova gibi önemli noktalarda bulmak mümkün.
Nişantaşı'ndaki showroom'unuz dışında tasarımlarınız nerelerde satılıyor?
Kayar: İstanbul Modern, Bebek Envai ve Gizia Gate'de var. Yurtdışındaki kitleye önem verdiğim kadar buradaki müşterilerim de benim için önemli, çünkü çıkış noktam İstanbul...
Hollywood ünlülerinin tasarımlarınızı kullanması size ne hissettiriyor?
Kayar: Tabii ünlü insanlar biraz daha seçici oluyorlar ve dolayısıyla beni tercih etmeleri hoşuma gidiyor. Bunun dışında da onları takip eden kitleler var ve önemli referans olmuş oluyorlar. Fakat ünlü veya ünsüz diye bir ayrım yapmak hoşuma gitmiyor, benim tasarımlarımı severek taşıyan insanları görmek beni mutlu ediyor. Özellikle doğru ve özenli taşıyorlarsa daha da mutlu oluyorum.
"Her şeyin hakkını vererek yaşıyorum"

Daha önce New York'ta düzenlenen ve sadece 50 tasarımcının katıldığı MAD Museum'daki Loot adlı organizasyona katılmıştınız. Bu sene bunun gibi projeler var mı?
Kayar: Elbette, bu sene de sürprizlerimiz olacak. Bekleyelim...
Biraz da home koleksiyonunuzdan konuşalım. Var mı yenilikler?
Kayar: Home koleksiyonuma da takılar kadar önem veriyorum. Mumluklar, çerezlik, fincan gibi ev objelerinin yanında iş hayatını yoğun yaşayanlar için kartvizitlik, kitap ayracı, zarf açacağı gibi ürünler de var. Bunların dışında kurumsal şirketlere de özel tasarımlar yapıyoruz. 'Starry Ocean' koleksiyonunun da ev objelerini çıkarmak istiyorum.
Eşiniz Arhan Bey çok önemli bir fikir adamı. Eşinizden iş hayatına dair neler öğrendiniz, fikir alışverişinde bulunur musunuz?
Kayar: Arhan'dan tasarım alanında ve hayat konusunda çok şey öğrendim. Kendisinin ne kadar değerli, özel bir sanat ve fikir adamı olduğunu biliyorsunuz. Onunla her konuda çok keyifli fikir alışverişlerimiz vardır. 'Starry Ocean' koleksiyonu sunumumda display fikrini Arhan'la beraber geliştirdik ve tabii dDf (Dream Design Factory) hayata geçirdi.
Çok taze bir annesiniz. Annelik sizin için ne ifade ediyor?
Kayar: Aşk, koşulsuz sevgi ve elbette sorumluluk...
"Her şeyin hakkını vererek yaşıyorum"

Hamilelik nasıl geçti? Lohusalık depresyonu gibi sorunlar yaşadınız mı?
Kayar: Hamileliğimi ve sonrasını da sorunsuz geçirdim. 'Starry Ocean' koleksiyonumu hamileliğim süresince tasarlayıp geliştirdim. Bence bu süreci rahat atlatmamda işime devamlılığım faydalı oldu. Bir de çok sevdiğim ve beni mutlu eden bir işle meşgulüm, bu da kendi lüksüm...
Annelikle iş hayatı arasında düzeni çok hızlı kurdunuz sanki... Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Kayar: Benim kendi işim olduğu için iş hayatına erken dönmek durumunda kaldım. Elbette önceliğim her zaman oğlum Atlas ama hayatın bir denge üzerine kurulu olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla hayatımdaki her şeyin hakkını vererek yaşamayı seviyorum. Sağlıklı olanın da bu olduğunu düşünüyorum.
"Her şeyin hakkını vererek yaşıyorum"

Dengeyi nasıl koruyorsunuz, bunun püf noktaları varsa yeni annelere tavsiyeler verelim?
Kayar: Programlı olmak ve güne erken başlamak önemli bence. Yeni koleksiyon çıktığı için bu aralar normalden fazla koşturmalı geçiyor. Ama bir gününüz nasıl geçiyor derseniz, sabah 7.30'da uyanırım Atlas ile vakit geçiririm ve 9.30 gibi evden çıkar işlerime koştururum. Ancak saat 16.00'da eve dönüp Atlas'ın uykudan uyanmasını beklerim ve akşam banyosuna kadar beraber oyun oynarız. Zaten 20.00'da karnı doyduktan sonra uyumuş oluyor. Atlas'la vakit geçirirken mümkün olduğunca telefonlarıma cevap vermiyorum, çalıştığım için olabildiğince oğlumla kaliteli vakit geçirmeye çalışıyorum. Tabii ki zorlukları var ama ortaya sonuç insanın yorgunluklarına değiyor.
Anne olduktan sonra hayata ve eşinize bakışınızda neler değişti?
Kayar: Ailemizin tamamlandığını hissettik. Arhan ile beraber bir çocuğumuzun olması ilişkimizi çok zenginleştirdi.
"Her şeyin hakkını vererek yaşıyorum"

Arhan Bey nasıl bir baba oldu, siz onları izlerken neler hissediyorsunuz?
Kayar: Arhan muhteşem bir baba oldu. Bunu izlemek beni hem mutlu ediyor hem de çok eğleniyorum.
Doğumdan kısa bir süre sonra eski formunuza kavuştunuz, bunun bir sırrı var mı?
Kayar: Çok teşekkür ederim. Hemen eski formuma döndüğümü söylemem fakat kendiliğinden doğal bir süreçte bu koşuşturma içinde eski halime yaklaşıyorum. Uzun yıllar voleybol oynadım, kayak kaydım. Gençlikte yapılan sporların faydasını görüyorum.