
Özgün olmak ilk kuralımdır

Özgün olmak ilk kuralımdır

Derleyen: BADE ÇAKAR
Dünyaca ünlü moda markası Jimmy Choo'nun baleden esinlenerek yarattığı sonbahar-kış koleksiyonu için kameraların karşısına geçen ünlü oyuncu Kate Hudson, markayla olan işbirliğini, başarılı kariyerini ve özel hayatını anlattı.
Holywood'un en güzel kadınları arasında gösterilen Kate Hudson, bitmeyen enerjisi, samimi tavırları ve birbirinden şık kırmızı halı stilleriyle 21. yüzyıl kadınının çabasız tarzı için çok doğru bir örnek. Hudson, en son ayakkabı tasarımlarıyla kadınların hayalini süsleyen Jimmy Choo ile bir araya gelerek markanın baleden esinlenerek yine harikalar yarattığı koleksiyonunun tanıtım yüzü oldu. Yeni işbirliği için kamera karşısına geçen güzel oyuncu, koleksiyondan favori stillerini, bale geçmişinin kendisi nasıl etkilendiğini ve özel hayatını anlattı...
Özgün olmak ilk kuralımdır

Stilinizi ve sizi etkileyen dönemleri, ikonları anlatabilir misiniz?
Kate Hudson: Stilimin ruh halime bağlı olduğunu söyleyebilirim ama konfor kesinlikle önemli. 70'ler beni her zaman etkilemiştir; seksi olmanın yanı sıra genel estetiğinde oldukça özgürdür. Moda ikonlarım ise Julie Christie, Anita Pallenberg, Kate Moss ve Cher.
Jimmy Choo 2015 sonbahar-kış koleksiyonu baleden ilham alıyor. Balenin sizin hayatınızdaki yeri nedir?
Hudson:
Dans ederek büyüdüm. Annem beni daha üç yaşındayken baleye başlattı ve 12 yaşına kadar başka dans türlerini de denememe izin vermedi. Bir dersi bile kaytarma şansım yoktu. Çocukken böyle bir disipline sahip olduğunuzda bu bir anlamda her şeye yansıyor. Dans etmek, vücudumun neye ihtiyacı olduğunu anlamam açısından bedenimle bağlantı kurmamı sağladı. Dansın güzel yanı, bu yoğun disipline ve bu temele sahip olduğunuzda özgür olabiliyor ve serbest bırakabiliyorsunuz. Her şeye, hatta oyunculuğunuza yansıyor; oynadığınız kişiyi içselleştirmek ve açığa çıkarabilmek için provalar yapıyor ve karakterle bağlantı kuruyorsunuz.
Özgün olmak ilk kuralımdır

Bugüne kadar en favori kırmızı halı kıyafetleriniz veya film kostümleriniz hangileri oldu?
Hudson: Çok şanslı olduğumu hissediyorum zira harika moda tasarımcılarıyla ve kostüm tasarımcılarıyla çalıştım. Modaya bayılıyorum dolayısıyla şık giyinebilmek beni heyecanlandırıyor. Benim için bir karakter yaratmanın en eğlenceli yanlarından biri de gardırop oluşturmak. 'Nine' müzikalindeki kostümlerin ve Colleen Atwood ile çalışma fırsatının favorim olduğunu söyleyebilirim. Kırmızı halı favorilerimden biri bu yıl Altın Küre töreninde giydiğim Versace, bir başkası da 2003 yılında Oscar ödül töreninde giydiğim dore Versace. 2013'teki
Altın Küre'de giydiğim desenli Valentino elbise ve 2013'te yine Altın Küre'de giydiğim McQueen elbiseye de bayıldım. Daha pek çok kıyafetim var çok sevdiğim; açıkçası seçmek oldukça zor çünkü sevmediğim bir şeyi büyük olasılıkla giymezdim.
Fotoğraf çekimlerinden hangisi favori Jimmy Choo stiliniz?
Hudson: Sanırım en sevdiğim görünüm, pencerede pembe kadife, topuklu bale ayakkabıları ve etekli fotoğraf. Görünümün tamamında vintage Oscar de la Renta havası hissediliyor, başka bir dünyadanmış gibi ve çok huzurlu..
Hatırladığınız ilk moda anınız hangisi?
Hudson: Henüz küçük bir kızken annemle birlikte özel bir çalışma için Bob Mackie'ye provaya gittiğimizi hatırlıyorum. Mackie'nin atölyesindeydik, her tarafta kumaşlar ve payetler
vardı. Nefesim kesilmişti, sanki bir moda rüyası görüyordum! Bana minik payetli fiyonklu tokalarla dolu bir paket verdi. İçinde farklı renklerde on kadar toka vardı; o anki heyecanımı hiç unutamam.
Özgün olmak ilk kuralımdır

Yaşamınızda hangi kuralları veya felsefeyi takip edersiniz?
Hudson: Birkaç kuralım var. Birincisi özgün olmak. Bu benim gerçekten zorlandığım bir konu çünkü 'olmam gereken' şeye uymaya çalıştığımda insanları ve en başta kendimi hayal kırıklığına uğrattığımı hissediyorum. Bu nedenle özgün ve gerçek olmak benim için en önemlisi.
Korkutucu olabilir zira herkes sizi olduğunuz halinizle sevmeyebilir ama o noktada olduğumda daha mutlu, daha az baskı altında ve daha az endişeli hissediyorum. Bir de tek bir hayatınız olduğu fikri. Her günün yaşadığınız son gün olabileceği düşüncesi, anda yaşamayı ve her anın keyfini çıkarmayı istemenizi sağlıyor. Gözleriniz açılıyor ve her şeyi olduğu gibi görebiliyorsunuz. Ben de buradayken maksimum yaşamak istiyorum.
İlk 'yetişkin' ayakkabılarınızı veya çantanızı anlatır mısınız?
Hudson: 12 yaşındaydım ve mezuniyet içindi. Annem o zamanlar topuklu ayakkabı giymeme izin vermiyordu ama ben ayakkabı dolabına gidip onunkileri deniyordum tabii. Bol etekli beyaz bir elbise giymiştim; üzerinde küçük kiraz desenleri vardı. O gün annem ilk topuklu ayakkabılarımı almıştı; herhalde üç santim yüksekliğindeydi. Parlak kırmızı ayakkabılarımı hediyelik ambalajıyla verdiğinde öyle mutluydum ki...
Siz ve stil ekibiniz kırmızı halı etkinliklerinde ne giyeceğinize nasıl karar veriyorsunuz?
Hudson: Çoğunlukla aynı insanlarla çalışıyorum ve herkesin fikrine değer veriyorum. Genellikle birbirinden çok, farklı iki stilden birini seçmeye çalışıyoruz. Hepimiz fikrimizi söylüyor ve üzerinde konuşuyoruz. Bazen kendiliğinden çözülüyor, bazen de üzerlerinde oynuyoruz. Saçı toplasak mı, açık mı bıraksak, biraz oyun oynamaya benziyor. Tabii rahat olması benim için en önemli özelliği.
Özgün olmak ilk kuralımdır

Moda açısından hangi sezon favoriniz? Neden?
Hudson: Sonbahar-kış koleksiyonlarını görmek beni hep heyecanlandırır çünkü moda için favori sezonum bu. Katmanları ve dokuları seviyorum, çok daha zengin. Ama giyinme açısından favori sezonum kesinlikle yaz. Tam anlamıyla bir yaz kızıyım; uçuşan, hafif ve mümkün olduğunca az şey giymeyi severim çünkü kısıtlanmak istemem.
Oyuncu olduğunuzdan bu yana en çok hangi rolünüzde kendinizi tanıdınız? Unutamadığınız bir senaryo var mı?
Hudson: Çok bilinmese veya fazla gişe yapmasa da her film benim için öğretici bir deneyim olmuş ve üzerimde büyük etki yaratmıştır. Film setlerinde olmaya bayılıyorum ve her birinde yeni şeyler öğreniyorum. Bazı filmlerde daha uzun çekimler oluyor dolayısıyla insanlarla daha derin ilişkiler kurabiliyorsunuz. 'Almost Famous' filminin çekimleri çok uzundu, o nedenle unutulmaz bir yeri var bende. Robert Altman ile çalışmaktan, yönetmenlik stilini deneyimlemekten büyük keyif aldım; oyuncuların özgür olmasına çok önem verirdi. Bir keresinde bana kendisinin tuval, biz oyuncuların ise boya olduğumuzu söylemişti. Bu işin en sevdiğim yanlarından biri bu; çalıştığım her yönetmenden farklı şeyler öğrendim. Kamera beni her zaman cezbeden ve
büyüleyen bir alan oldu; John Toll ve Bob Richardson gibi ustalarla çalışma ve onları izleme fırsatı bulduğum için çok şanslıyım. Ve şunu öğrendim; çalışırken anda kalmalı ve özel yaşamını işe taşımamalısın...
Özgün olmak ilk kuralımdır

Öğrendiğiniz en iyi güzellik ipuçları neler ve kim öğretti?
Hudson: Yıllarca annemin makyajını yapan Tom Case, elinde sadece dört ürünle en güzel yüzü yaratabilirdi. Yüz hatlarını belirginleştirmenin ustasıydı; annemin makyajını yaparken onu izlerdim. Belli unsurları öne çıkarmayı ve gölge yaratmayı böyle öğrendim. Güzellikle ilgili ipuçlarının herkes için farklı olduğunu düşünüyorum. Hepimizin kemik yapısı farklı olduğu için herkes yüzünün farklı bir özelliğini öne çıkarmalı.
Özgün olmak ilk kuralımdır

Düzgün bir fiziğiniz var. Sağlıklı yaşam, düzenli spor hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hudson: Bana göre şekeri kesmek, ya da en azından ne kadar tükettiğinizi bilmek ve sınırlamak. Ben tam bir şeker bağımlısıydım. Ne kadar çok şeker tükettiğimizi fark ettim. Bu her şeyi değiştirdi. Spora gelince, sizi ürkütmeyecek herhangi bir şekilde aktif olun ve haftada dört kere spor yapmaya çalışın. Uzun olması gerekmiyor; parkta bir yürüyüş bile olabilir. Üçüncüsü de zihinsel sağlık ve meditasyon. Annem ve ağabeyim bildim bileli meditasyon yaparlar;
bense işlerim ve çocuklarımdan dolayı hiç zaman bulamıyordum. Geçen sene başında yeni yıl kararlarımdan biri her gün beş-on dakika meditasyon yapmaktı. Beş dakikayla başladım ve yirmi dakikaya çıktım; güne daha farkında ve odaklı, aynı zamanda daha az tepkisel başlamamı sağlıyor.