Cemiyet hayatının güzelliği ile dikkat çeken ismi İdil Fırat, moda dünyasına hızlı bir giriş yaptı. Yakın arkadaşı Ezgi Kural ile beraber Bebek'te Glamm.Co adını verdikleri bir butik açan Fırat, oldukça heyecanlı. Aile mesleği olan inşaatı bırakarak tasarımcılığa soyunan İdil Hanım'ın bu kararı herkes için sürpriz olmuş. İkili Bebek'teki butiklerinde hazır giyim kıyafetler satmanın yanında hem kişiye özel tasarımlar yapacaklar hem de yurtdışından getirdikleri çanta, takı gibi aksesuarları satacaklar. Fırat ve Kural, butiklerinin kapısını ilk kez Şamdan Plus'a açtı ve merak edilenleri yanıtladı.
Glamm Co. hayırlı olsun. Burayı açmaya nasıl karar verdiniz? İdil Fırat: Çok teşekkürler. Bu sene başına kadar hiç aklımızda yoktu esasında. Ezgi ile karar verdikten sonra çok dillendirmediğimiz için en yakınlarımıza bile sürpriz oldu. Benim için de aile şirketimiz olan inşaat sektöründen bir anda U dönüşü yaparak moda dünyasına geçmek renkli ve keyifli oldu.
Kendi markanızı kurarak mağaza açmak fikri aniden mi gelişti? Fırat: Ortağım ve aynı zamanda en yakın arkadaşım Ezgi, zaten uzun yıllardır tekstil sektörünün içinde ve çok ortak zevkimiz var. Önce kendi zevkimize göre kumaş alıp tasarladık. Bir ürünü kendimize yakıştırıp kullanınca keşke
başka renkleri ve modeli olsa diye düşünürüz. Oradan yola çıkarak kendimiz için başladık ilk etapta. Sonra eş, dost beğenip de isteyince, "Neden olmasın, nasıl aklımıza daha önce bu gelmedi ki?" diyerek birbirimizden aldığımız destek ve güvenle aniden bu yola çıktık.
Yakın arkadaşsınız şimdi iş ortağı oldunuz... Fırat: Ezgi ile uzun senelerdir çok yakın arkadaşız. Zevklerimiz de benzer. Sosyal hayatımızda zaten
mütemadiyen beraber vakit geçiriyoruz. Birlikte seyahat etmekten, alışveriş yapmaktan çok keyif alıyoruz ve birbirimizin zevkine fazlasıyla
güveniriz. Kendiliğinden gelişen bu süreç işten ziyade bize sosyal aktivitelerimizin bir parçası gibi geldi. Tek farkı koşuşturmacasının ve sorumluluğunun fazla olması...
Ezgi Hanım biraz sizi tanıyabilir miyiz, moda geçmişiniz nereden geliyor?
Ezgi Kural: Dame de Sion'dan sonra Cenevre kentinde College du Leman'da eğitim aldım. Ardından Boston'da Mount Ida College'de
üniversite okudum. Parsons School of Design'da ise tasarım eğitimi aldım. 11 sene boyunca babam ile beraber tekstil sektöründe aile şirketimizde çalıştım. İki sene ara verdikten sonra tekstil ve modaya Glamm Co. ile geri dönmüş oldum. Dolayısıyla heyecanım büyük...
Adına nasıl karar verdiniz?
Kural: İngilizce'de büyüleyici, etkileyici, gösterişli anlamına gelen 'Glamorous'tan esinlendik. İsmimize paralel logomuz ve dekorasyonumuz
da altın ve dore ağırlıklı.
Glamm Co.'da neler olacak, nasıl hizmetler vereceksiniz?
Fırat: Glamm Co. Bebek butiğimizin arkasında kişiye özel üretim yapacağımız atölyemiz var. Önünde ise satış yaptığımız butik aynı zamanda dikilebilecek ürünler, numune kumaş ve modellerin bulunduğu showroom var. Dantel davet elbiselerinden plaj kıyafetlerine kadar seçeneklerimiz mevcut. Aynı zamanda takı ve aksesuarlarımız da satışta. Kıyafetleri hem yurt dışından ithal ediyoruz, hem de atölyemizde kendimiz tasarlayıp imal
ediyoruz. Ayrıca personal styling hizmeti veriyoruz.
Atölye ile showroom'un aynı yerde olmasını özellikle mi istediniz?
Kural: Evet, özellikle aynı yerde olsun istedik. Bir arada olunca büyük kolaylık oluyor. Mağazada ürün beğenen müşterimizin ölçülerine göre ayarlayabiliyoruz tasarımı. Bu sayede modelist ve ustalarımızla beraber fikir alışverişi yapabiliyoruz.
Yurtdışından getireceğiniz ürünleri neye göre seçeceksiniz?
Fırat: Öncelikle kendi takmayacağımız veya kullanmayacağımız bir ürün getirmiyoruz. Dolayısıyla Glamm Co., her şeyden önce bizim kendi zevkimizi yansıtıyor. Örneğin günlük hayatta sıkça kullandığımız ipek bir bluzun üzerine uzun inci kolyeler, gece kıyafetine yakışan kristal taşlı el çantaları, son dönemde çok popüler olan çanta aksesuarları gibi hem günlük hem de şık bir davet için alternatifler sunmayı amaçlıyoruz.
Bebek'te açtınız. Neden?
Fırat: Bebek, Ezgi ve benim en sevdiğimiz, sosyal hayatımızda da sık sık uğradığımız bir muhit. Müşterilerimizin de rahatlıkla ulaşabileceğini
düşündüğümüz merkezi, aynı zamanda da samimi ve sıcak bir semt olduğu için burayı tercih ettik.
Ezgi Hanım hem yakın arkadaşınız
hem de şimdi iş ortağınız oldu.
Size göre bunun avantajları ve dezavantajları
neler?
Fırat: Henüz bir dezavantajını görmedik (gülüşmeler). İnsanın sektörü ve işi yakinen bilen bir ortağa sırtını dayaması çok rahatlatıcı bir durum. Hele ki bu ortak hayatta en iyi anlaştığınız insanlardan biri ise... Birbirimiz olmadan kalkışamazdık böyle bir işe, ikimizin de bu seneye kadar planında veya hayalinde bir marka yaratmak yoktu. Biraz birbirimizi teşvik ettik diyebiliriz. Ezgi çok yapıcıdır, birbirimizi çok iyi tanıdığımız için iş bölümü
yapmakta hiç zorlanmadık.
Glamm Co.'nun hedef kitlesi kim?
Kural: Glamm Co. girdiği ortamlarda fark yaratmayı seven, zevkli ve modern şehir kadınlarına hitap ediyor. Ortaokul mezuniyeti için kısa kokteyl elbisesi almaya gelen genç kızlara da yetişkin, ne istediğini bilen, uzun, dantel elbise üzerine taşlı inci küpe isteyen hanımlara da hizmet veriyoruz.
Ürünlerin fiyat aralıkları neler?
Kural: Yola çıkarken çıkış noktası olarak 'affordable luxury line', yani erişilebilir lüksü baz aldık. Dolayısıyla fiyatlarımızı da olabildiğinde uygun tutmaya gayret gösteriyoruz. Kaliteli kumaşlar kullanıyoruz, amacımız mümkün olduğunca bütçeyi zorlamadan asil ve şık olabilmek.
Aile şirketiniz olan inşaatı bırakınca babanız nasıl karşıladı?
Fırat: Biraz sürpriz oldu aileme. Hatta açılış günü herkesle beraber gördüler hem mağazayı hem de ürünleri ilk kez... Görene kadar da inanmadılarsanırım (gülüyor). Haliyle sasırdılar tabii ama ailem için mühim olan benim mutlu ve huzurlu olduğum işle meşgulolmamdır. Zaten üç jenerasyondur ailede benim dışımda herkes inşaat mühendisliği okurken, benim politika okumak için tutturmama da saygı göstermişlerdi.
Babanızdan çekinir misiniz? Ailenizin kararı sizin için ne ifade eder?
Fırat: Bunun doğru tabiri 'çekinmek' değil, ama aileme çok düşkün olduğum için hiç kimseyi hayal kırıklığına uğratmak istemem. Her kız, özellikle babası onunla gurur duysun ister. Dolayısıyla küçük yaşlardan beri eğitim hayatından itibaren onlara layık olmaya çalışıyorum. Babama küçüklüğümden beri çok düşkünümdür, o da bana... Baba-kız aşkımız çok büyük... Her konuda, her zaman muhakkak danışır, fikrini alırım. En iyi yol göstericidir.
İlk defa bu işe atıldınız, heyecanlı mısınız?
Fırat: Evet, çok keyifli bir heyecan üstelik... Çok şanslıyım ki zevk aldığım hobim simdi işim olmuş oldu. Umarım uzun yıllar aynı keyif ve heyecanla devam eder. Aile şirketimiz ile bağlarımı koparmam tabii ki mümkün değil ama şimdilik Glamm Co. sayesinde rolantide...
Önümüzdeki zamanlarda hedefleriniz neler?
Kural: Yurtdışında katılacağımız üç fuar var önümüzde. Ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülkeleri arttırmak istiyoruz tabii ki zaman içinde...
Moda, giyinmek, alışveriş sizin için ne ifade ediyor?
Fırat: Her şeyden önce insanın vücut tipini tanıması, kendine yakışanı bilmesi ve ona göre giyinmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin şu sıra moda olan 'culotte' pantolonları kendime ve tarzıma yakıştırmadığım için kaç sezon yankısı devam ederse etsin, denemek için bile
giyeceğimi sanmıyorum. Alışverişte de önceliğin zamansız parçalara verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ben anneannemin kırk senelik parçalarından kullanabiliyorum mesela. Bizim ailemizin kadınlarının geninde var alışveriş sevdası sanırım (gülüyor). Ben de çok severim, takı ve ayakkabı düşkünlüğüm vardır.
İdil Hanım markanızı kurar kurmaz Koruncuk Vakfı yararına bir defile düzenlediniz. Nasıl bir heyecandı ilk defileniz?
Fırat: Açılışımızdan beş gün sonra defilemiz vardı, peş peşe çok büyük ve yeni heyecanlar yaşadık. Daha önce ÇABA ve Koruncuk Vakıfları
yararına podyuma çıkmıştım, fakat 'tasarımcı' sorumluluğu ile orada bulunmak bambaşka bir heyecanmış. Modellerin saç ve makyajdan
başlayan koşuşturmacasında nefesinizi tutuyor, finaldeki selamlama kısmında veriyorsunuz gibi bir deneyimdi benim için... Çok yakın aile
dostumuz olan Berrin Yoleri'nin önderliğinde gelişen bir proje olduğu için gözümüz kapalı yer almayı kabul ettik. Açılışımızı bu organizasyon için geri çektik, dolayısıyla tatlı bir heyecanımız oldu. Ne mutlu bize ki Feriye Sarayı'nın şahane atmosferinde çok sevdiğimiz dostlarımız ve ailemizin de bulunduğu renkli bir gün geçirdik.
ÇABA Genç'in eş başkanıydınız. Bu yıl başkanlığı bıraktınız.
Fırat: ÇABA Genç fikri, yakın arkadaşım Hezan (Özbek) ve annesi Mensure Abla'yla beraber akşam yemeği yerken ortaya çıktı ve bir anda kendimizi eş başkanlar olarak köklü bir vakfın genç ve dinamik kolu olarak bulduk. Özlem Cankurtaran, Özlem Zehebi, Mensure Özbek, Sıla Öztürk, Şenay Abacı ve daha birçok şahane kadın ki ben altın kızlar derim onlara bize ilk günden itibaren hep yol gösterici oldular. Sonuç olarak ortaya gücünü ÇABA'dan alan ama genç nesli sosyal sorumluluğa teşvik etmeye çabalayan bir oluşum çıktı. Bu sene şirketteki işlerimin yoğunluğundan dolayı yeterince zaman ayıramayacağımı düşünerek dahil olamadım, başkanlık çok zaman ve emek gerektiren bir statü çünkü. Fakat dışarıdan her aktivitesine katılırım ve elimden geldiğince her zaman destek olmaya çalışırım. ÇABA, hep çok ses getiren inovatif işlere imza
atan, her kuruşun gittiği yerin belli olduğu, gözünüz kapalı güvenebileceğiniz bir yardım kuruluşu.
ÇABA Derneği'nin gecesinde şarkı söylediniz. Sesinize güveniyor musunuz, müzik eğitiminiz var mı?
Fırat: O bir kereliğe mahsus çok heyecan veren bir deneyimdi. ÇABA ailesi olarak çok titizlendiğimiz, tüm geliri Florya'da yapılan Gençlik Evi'ne aktarılan bir geceydi. İkinci annem gibi gördüğüm Sezen Aksu'nun sahnesinde, onun çok sevdiğim şarkısı 'El Gibi' şarkısını canlı söyledim. Ortaokul koro hikayelerimizi saymazsak, ilk canlı şarkı tecrübemdi hatta heyecandan sahneye çıkmadan kulaklarım tıkandı. Davetimizden önceki gün stüdyoda kayıt yapmıştık, ama son dakika bana katakulli yapıp canlı söylettiler. Neticede keyifli bir anı olarak kaldı (gülüyor). 5 yaşımdan
beri piyano çalıyorum, halen de beni en rahatlatan en huzur bulduğum şeydir piyano çalmak...
Sürekli göz önünde olmak nasıl bir his? Hareketlerinize kısıtlama getiriyor mu?
Fırat: Göz önünde olduğumu düşünmüyorum, bu daha ziyade mesleği oyunculuk, şarkıcılık, modellik vs gibi olanlar için geçerli bir durum sanırım. Dolayısıyla hareket kısıtlanması gibi bir kaygım yok.
Peki ya hakkınızda yapılan yorumlar, aşk hayatınız ile gündeme gelmek size ne hissettiriyor?
Fırat: Sizi tanımayan, hayatında hiç görmemiş, karşılıklı sohbet etmemiş insanların hakkınızda tamamen yanlış ve kulaktan dolma bilgilere dayanarak yorum yapıyor olması hiç kimse için hoş değil. Benim popülariteye dayanan bir işim olmadığı için ve ailemi rahatsız ettiği için haliyle rahatsızlık duyuyorum. Fakat kendinizi de herkese anlatamazsınız. Kendi çemberiniz dışındakileri ilgilendirdiğini de düşünmüyorum. Bir noktada sadece önemsediğiniz insanların ve sizin hayatınıza dair bilgisi olan doğruyu, yanlışı bilen yakınlarınızın fikir ve görüşlerinin değeri oluyor, gerisine kulak tıkamak gerekiyor. Özel hayatı çok da kurcalamamak ve üzerine yorum yapmamak gerek diye düşünüyorum.
Formunuzu nasıl koruyorsunuz?
Fırat: Genetik olarak şanslıyım sanırım, metabolizmam hızlı, yiyip de kilo almayanlardanım ben. Arkadaşlarım arasında en çok yemeği ben yerim, pek salata tırtıklayan kızlardan değilim yani. Hamur işini çok severim, en sevdiğim yemek de mantıdır üstelik. Dikkat ettiğim tek şey bol sıvı tüketmek, en az iki litre su içiyorum günde. Tatlı düşkünlüğüm yoktur ama şeker ihtiyacımı doğal yoldan alıyorum çünkü meyve çok severim. Hele şimdi en sevdiğim meyve olan kiraz mevsimi olduğu için keyfime diyecek yok. Uzun yıllar voleybol oynadım ama sonradan bıraktım zamansızlıktan... Şimdilerde vakit buldukça Bujin Fight Club'da Erkan Hoca ile çalışıyorum.
Röportaj: GÜLÇİN İŞLER FIRAT gulcin.firat@sabah.com.tr
Fotoğraflar: CENGİZ DİKBAŞ
