Rüya Büyüktetik: "Yaptığım Her İşte Devamlılık Ve Kalıcılık Esas Unsurlardır"

Hayatın her alanında ortaya koyduğu seçimlerle fark yaratan ve etrafına ilham veren Rüya Büyüktetik ile ılık bir nisan gününde buluştuk; stil odaklı keyifli bir sohbet ve özel bir çekim gerçekleştirdik.

Rüya Büyüktetik: "Yaptığım Her İşte Devamlılık Ve Kalıcılık Esas Unsurlardır"

Röportaj: İrem Orhan

Fotoğraflar: Berat Soner Çapın

Video: Evren Suda


Elegan seçimleri, hayata karşı pozitif bakış açıları ve her şeyden önemlisi sevgi dolu kalbiyle herkesin etrafında bir Rüya Büyüktetik olmalı diye düşünüyorum. Zira onun gibi özel insanlardan pek kalmadı. Sosyal medyada sunduğu renkli ve olanca hareketli özel yaşamı, stil seçimlerinin perde arkası ve sezon favorilerini konuşmak için Rüya Büyüktetik ile ılık bir İstanbul gününde bir araya geldik.



Nasılsınız, nasıl gidiyor şimdilerde her şey sizin için? Bahar mevsiminin size hissettirdikleri neler?

Çok teşekkür ederim, her şey yolunda. Keyifli ve motivasyonumun yüksek olduğu bir dönemdeyim. Özellikle ilkbahar ayları yılın en sevdiğim zamanları olabilir. Kışın daha içe dönük ve gri atmosferinden renklenerek çıkmak, doğanın ve zihnimin pırıldayan güneşle bütünleşmeye başlaması her zaman mutluluk verici.


Bu mevsim giymekten en keyif aldığınız parçalar hangileri?

Etekler ve elbiseler benim için baharın habercisi ve bu dönem giymeyi en çok sevdiğim parçalar. Aynı zamanda havalar tam ısınamadığı için ise rahat ve güvenli hissettiğim bazı kombinleri mevsime özgü kumaşlarla güncellemeyi seviyorum. Örneğin; kışın giydiğim yün blazer, yerini yavaş yavaş pamuklu ve keten ceketlere bırakıyor. Bir beyaz tişört, ince bir jean ve bir ceket

bana bu dönemde çok iyi hissettiriyor.


Sizi tanıdık tanıyalı kendinize özgü stil çizginizi hiç bozmadığınızı görüyoruz dışarıdan bakınca ama sizce bir 5 yıl öncesine baktığınızda mesela stilinizde o günden bu güne nasıl değişikler görüyorsunuz?


Bence de sanki her şey aynıymış gibi. Makyajımda sadeleşmeler var. Beş yıl öncesindeki yoğun göz kalemleri, fondöten ve

bronz uygulamalar yerini daha doğal geçişlere bırakmış. Saç daha doğal formda ve aralarında hafif gölgeler var. Bu iki değişimin

yüz çevremde belirgin bir aydınlatma yarattığını söyleyebilirim. Kıyafet anlamında ise en belirgin değişiklik topuklu ayakkabıların

yerini alan düz ve hafif topuklular. Çok radikal farklar olmasa da sanki yıllar içinde biraz daha sporlaşmışım. Değişim güzeldir ama bulunduğunuz çizgiye sahip çıkmak, onu bozmamak ve sürdürülebilirliğini sağlamak da iyidir.


Fakat bu kolay bir şey değildir. Siz bunu başarıyla sürdüren biri olarak, neler söylersiniz bu konuda? Zorlandığınız oluyor mu hiç mesela?




Yaptığım her işte de, stilimde de devamlılık ve kalıcılık benim için esas unsurlar. Tabii bunlara sahip çıkarken kendini güncel tutmak da dikkat edilmesi gereken bir nokta. Buna yalnızca modayı kapsayan bir çerçeveden bakmadığımızda, kabul etmeliyim ki, evet zorlandığım oluyor ancak her zaman büyük resimde kalıp ana hedefimden vazgeçmemek beni motive ediyor.


Stilinizle ilgili de sıkça iltifat alıyorsunuzdur; en son duyduğunuz en güzel iltifat neydi ve kimden geldi hatırlıyor musunuz?


Stilim ile ilgili gelen çok güzel yorumlar oluyor. Gün içinde bunlardan bolca duyma şansına erişebilmek çok mutluluk verici.

Ama şimdi bu soruyu duyunca bambaşka bir şey zihnimde belirdi. Sadece stilimle ilgili olmayan ama takipçimden aldığım bir mesaj aklımda yer etmişti.. Mesaj şöyleydi; hamileydi ve beni çok sevgi ile takip ettiği için kızına Rüya adını vereceğini yazmıştı. Ve öyle de yaptı... Sosyal medya aslında sanal ama etkisi çok gerçek. Bu mesajı beni çok etkilemişti...


Kıyafet seçimleri ve özgüven/kişinin kendini yüksek hissetmesi arasında bir bağ var mı sizce? Bu durum sizi nasıl etkiliyor mesela?


Kesinlikle! Kıyafetlerimizin aynı bir tiyatro oyuncusunun giydiği kostüm gibi olduğuna inanıyorum. Bazı günler kıyafetlerimden

güç aldığım veya görünmez olmak istediğimde onların arkasında saklandığım olabiliyor. Bu tamamen ruh halimizle alakalı

ve aslında modanın sihri de tam da burada bence.


Diğer yandan fazlaca göz önünde biri olarak; bazen kıyafet seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyordur değil mi? Yapılan kötü yorumları nasıl tölere ediyorsunuz?


Muhakkak ki oluyor. Eleştiri seven ve öğrenmeye açık biriyim. Tabii her hareketimizde olduğu gibi yorumların niyeti, enerjisi

ve tonu da çok önemli. Bu arada itiraf etmeliyim ki çok kötü yorum alan biri de değilim.


Alışveriş esnasında sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli yoksa kullanılabilirlik mi? Ne dersiniz, siz genelde tercihinizi hangisinden yana kullanıyorsunuz?


Aslında moda dediğimizde her yıl en iyi ihtimalle iki defile üzerinden takip ettiğimiz, yeni koleksiyonları heyecanla beklediğimiz milyon dolarlık devasa bir çarktan bahsediyoruz. Hala farklı, çarpıcı ve uçuk diyebileceğimiz tasarımlar bizi heyecanlandırıyor ancak hem yerel hem global ölçekte iki kutuplu değişen algılar ve ekonomik şartlar bence alışveriş anlayışımızda da değişiklikleryarattı. Şu aralar gözlemlediğim, daha sakin tasarımların revaçta olduğu. Fakat sakin tasarımların revaçta olması dahi bir trend. Dolayısıyla ne denli farklı ve özgünüz, tartışılır... Ben yine daha önceki bir röportajımızda söylediğim gibi kendi seçimlerimde klasikçiyim ama sürprizlere de açığım.



Röportajın devamını Şamdan Plus Dergisi'nde okuyabilirsiniz.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.