Hüseyin Tırman "Vitrin mankenleri yapmıyorum"

Sağlık ve estetik alanında uzmanlaşan Dr. Hüseyin Tırman ile bir araya gelerek, estetik konusundaki yenilikler ve dikkat edilmesi gereken detayları konuştuk

Hüseyin Tırman "Vitrin mankenleri yapmıyorum"

Röportaj: Bade Çakar

Yeni yüzler yaratma peşinde olmadığını, herkesin mutlu olduğu yere dönmeleri için çalıştığını söyleyen Dr. Hüseyin Tırman, insanların mutluluğu için çalışan bir hekim... Tırman ile bir araya gelerek, öne çıkan yöntemleri ve estetikte dikkat edilmesi gereken detayları konuştuk.

İlk olarak sizi biraz tanıyabilir miyiz? Estetik alanına girişiniz nasıl oldu?
Ben üniversiteden sonra, küçük bir şehirde yaşamış bir ailenin çocuğu olarak o şehre dönmek istemedim o yüzden ilaç firmalarında yöneticilik yapmaya başladım. Bu sayede botoksla tanıştım. Botoks aslında 1996'da estetik amaçlı kullanılmaya başlandı, ben de 2000 yılında tanıştım. Daha çok yeni kullanılmaya başlanmıştı. Bu keyifli bir alan, biz hekim olarak burada sadece kendi yetki alanımızda insanların yüzüne, cildine enjeksiyonlar ya da müdahaleler yapma hakkına sahip meslek kolundayız. İşin içinde keyifli şeyler var. Ben resim yapmayı çok severdim. Burada da kreatif bir düşünce var; siz yüzünüzü bana teslim ediyorsunuz. Orada bir şekilde neyin kötü, neyin eksik olduğunu, neyin bozulduğunu bulmam gerekiyor. Doğru yapabilirsem de resim çok güzel oluyor.

Peki, sizin deyiminizle bu resmi yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? İşlemlerde sizin için kusursuzluk mu ön planda?
Ben vitrin mankenleri yapmıyorum. Hepsinin suratı aynı ve donuk, bu benim yapmak istediğim resim değil. Ama işin altyapısı, teknik bir değerlendirme gerekiyor. Yüzünüzde ne bozulmuş ya da eksik... İdeal oranlarımız var. Bu oranlardan önce bana niye geldiğini konuşmak lazım çünkü herkesin yaşam tarzı farklı. Bazıları iş hayatı için daha iyi görünmek isterken, bazıları dudağında veya burnunda küçük kusurlar için geliyor. Bu kişilere uygulayacaklarımız farklı. Kişiye yapacağınız yüzün de o kişinin yaşama uygun olması gerekiyor. Çok iddialı yüzler, sosyal yaşantısında veya iş hayatında sıkıntı yaşatabilir.

Yapaylıktan uzak, doğal görünümü tercih ediyorsunuz...
Biz bozulanı düzeltme gibi bir iş yapıyoruz, yaşlanmayı geri almak üzere. Çünkü herkes yirmisinde, otuzunda çok güzel. Biz düzeltmelerimizle o yaşlara yakın görünümler üzerine çalışıyoruz. Dolayısıyla da kimse onları yadırgamıyor ya da kimse yüzünde bir şey yapıldığını anlamıyor. İnsanlar sadece daha iyi, daha genç, daha sağlıklı görünmek için bize geliyorlar. Biz yeni yüzler yaratma peşinde hiç olmadık. Yeni resim yapmak yerine herkesin mutlu olduğu yere döndürmeye, oraya geri gitmeye çalışıyoruz.

Bu işlemler çok kolay. Ameliyatsız birçok düzeltmeyi yapabiliyorsunuz, değil mi?
Şöyle hani pantolonunuz size bir beden büyük gelir de onu daraltırsınız, ameliyatta fazla deri olduğunda çekip, kesip dikiliyordu. Yani ameliyatın bize verdiği tek şey cildi alan olarak küçültmekti. Son on senede artık biz deri altına çok yüksek sıcaklıklar ulaştırabiliyoruz ameliyatsız. Orası jelatin gibi çok ince ve ısıya duyarlı bir alan, eğer doğru enerjiyi verirsek yarı yarıya bile o alanı küçültebiliyoruz yani ameliyata yakın küçültmeler yapılabiliyor. Dolayısıyla küçültme konusunda ameliyatla yarışamıyoruz ama en azından üretebildiğimiz bir sonuç var. Sadece yüzün gerilmesi ve sıkılaşması değil sorun, yani işte yüzünüzdeki o harekette oluşan kırışıklıkların yerleşmesinde botoks gündeme geldi ve bu sektöre giriş sebebimdir. O ameliyatta cevap üretilen bir yer değil. Yüzünüzde boşalan alanlar olduğunda ameliyatla kendi yağınızdan alınıp bir parça konuluyordu. Yağların çok kaliteli dolgular olmaması, sentetik dolguların yeni kalite olmasıyla onları tercih etmemize sebep oldu. Orada da yağın önüne geçildi. Sonrasında biz cildin kalitesini yükseltebilen uygulamalar getirdik. Yani ameliyatla sadece bir kusur çözülebilirken, şu anda yüzdeki yaşlanmayla ilgili bütün kusurlar birçok şey yapılabilir.

Peki, bu işlemlere hangi yaşlarda başlamak lazım?
Doğru olan sizin ne zaman ihtiyacınız var. Kırışıklıklarınız 20 yaşında bile oluşabilir, 50 yaşında da olabilir. Bu yüzden botoksun yaşı yok, sizin ihtiyacınız olduğu zaman olmak zorunda, dolgunun da öyle, germe işlemlerinin de. Yeni nesil öncelikle çok fazla makyaj yapıyor. Makyaj, cildin dışarıyla teması kesildiğinde nemi, oksijeni alamıyor. Daha çok gözenek problemi yaşıyorsunuz, daha çok gevşeme, daha çok kuruluk yaşıyorsunuz. Daha çok leke, daha çok kırışıklık oluyor. İkincisi, eskisi kadar doğal ve sağlıklı gıdalar yok. Olmayınca bir şekilde yapı taşları da size en başından beri yeterince ve doğru yolla gelmiyor. Aileler ne kadar dikkat etse de, işte bu fast food kültürleri, günlük yaşamın getirdiği düzensiz beslenme, uyku gibi birçok faktör yaşlanmayı çok hızlandırıyor. Bir başka faktör de biz bütün bunları telafi etsek bile stres çok fazla ve hava kirliliği gibi çevresel faktörler de çok etkiliyor. Hepsi bir araya geldiğinde bir şekilde yeni nesil bizden daha hızlı ve dayanıksız yaşlanıyor.

Bu tür uygulamaları yapmadan önce nelere dikkat etmeliyiz?
Bence bu iş bir koruyucu hekimlik. Ben tedavi etmekten çok işin koruyucu hekimliği ile ilgileniyorum. Size dediğim gibi ben vitrin mankenleri yapmıyorum. Biz burada sizin kendi doğanızı, görüntünüzü ve genç görünümünüzü, güzelliğinizi koruyoruz. Başka birine benzememeniz, artı bozulmamanız lazım. Bunun için öncelikle doğru bir yerde olmak zorundalar. Doğru yerin mantığı da şu; bir şekilde herkes bugün bir işletme içinde ama ekonomik kaygılardan uzak hakikaten size fayda sağlayacağına inandığınız kişiler ve yerlerde olmalı.

Youtube'da insanları bilgilendirdiğiniz bir kanalınız var, bu fikri nasıl çıktı?
Her şeyden önce ben 20. senemi doldurmaya gidiyorum, meslek hayatım daha eski, 25 senelik hekimim. Bu süreçte sosyal medyanın günümüzde çok aktif olmasıyla önce doğru olmayan ve kirli bilgiler çoğaldı. Ben kendi hastalarıma ve çalışan arkadaşlarıma, yeni başlayanlara bir materyal üretmek istiyorum ki, bu benimle beraber Youtube'da kalacak. O insanlar istedikleri zaman bilgilere ulaşabilecekler. Gerçekten neye ihtiyaçları var, bize ne zaman gelmeleri gerekiyor, hangi sorunları nasıl çözebilirler bunu öğretebilirsek bizim işimiz de çok kolaylaşıyor, onların hayatları da çok kolaylaşıyor. Bir şey bozulmadan ya da yeni başladığında tamir etmek çok daha kolay ama tamamen kaybettikten sonra geri getirmek neredeyse imkansız.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.