Kezban Arca Batıbeki: “Pandemi dönemi kendimize yoğunlaşmamızı sağladı”

Kezban Arca Batıbeki’nin, ‘Yolda II’ (On The Road II) isimli solo sergisi Artcrowdistanbul Online Galerisi’nde iki ay süreyle çevrimiçi olarak izlenebilecek. Pandemi sürecinde ‘yol’a duyduğumuz özlemi dile getiren bu özel seçki ile ilgili merak ettiklerim

Kezban Arca Batıbeki: “Pandemi dönemi kendimize yoğunlaşmamızı sağladı”

RÖPORTAJ ÖZGE ZEKİ ozge.zeki@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR KUTUP DALGAKIRAN

Türkiye'de güncel sanatın değerli isimlerinden Kezban Arca Batıbeki'yle her köşesi minik hikayeler gizleyen atölyesinde buluştuk. 'Yolda II' (On The Road II) isimli ilk 'online' kişisel sergisinin baskıları masada; her eser o kadar canlı ve gizemli bir havaya sahip ki hangisine bakacağımızı şaşırıyoruz. Küratörlüğünü Cue Art Space kurucusu Aslı Biçer'in üstlendiği online sergide (artcrowdistanbul.com) Kezban Arca Batıbeki' nin, geçmiş dönemde hiç görülmemiş ve pandemi sürecinde, sergiye özel ürettiği 28 dijital fotoğraf-kolaj eseri yer alıyor. Kezban Arca Batıbeki 'On The Road II' başlıklı solo sergisinin çıkış noktasını; "Toplumca evde oturduğumuz pandemi döneminde, hemen herkesin yolculuklarda çekilen fotoğraflarını; sosyal medyada, sanki o günleri bir daha yaşayamayacakmış gibi içlenerek paylaştıkları dönemden esinlendim. Çektiğim binlerce yolculuk fotoğrafı arasından bana ilham verenlerini seçip ve tabii kendi üslubumdan uzaklaşmadan yeniden yorumlayarak bir seri oluşturdum" sözleriyle aktarıyor. Hikayenin geri kalanını kendisinden dinleyelim.



Serginiz çevrimiçi olarak izlenebiliyor. Pandemi sebebiyle her alanda dijitale daha yatkın hale geldik, sanatta da böyle oldu. Neler söyleyeceksiniz?
Zorunluluktan bu yola girdik diyebiliriz. Bence öyle işler, konseptler vardır ki; arkasında ciddi bir küratoryal çalışma gerektirir ve bir sergi mekanında, canlı olarak izlenmelidir. Online olarak bu etkiyi yaratmak olanaksızdır. Benim geçtiğimiz mayıs ayında açmak üzere hazırlıklarımı tamamladığım sergi, işte bu tür bir sergi olacaktı. Salgın nedeniyle ertelenince üzüldüm doğrusu. Evde kaldığımız uzun süreçte kendimi fotoğraflarım üzerinde çalışırken buldum. Ardından @cueartspace'in kurucusu Aslı Biçer; @artcrowdistanbul'un kurucusu Şanel Şan ile üzerinde ortak çalıştıkları Online Galeri için bir sergi teklifiyle geldi. Aslı'yı uzun süredir tanırım, denemeye karar verdim. Gerçek bir galeri sergisine hazırlanır gibi aylarca hazırlandık. Duvarları bile birlikte bilgisayar üzerinde yerleştirdik. Çok da başarılı bir yazılım oldu ve işte buradayız.

Serginin tanıtım yazısında pandemi süresince sosyal medyada paylaşılan yol fotoğraflarının size ilham verdiğini söylüyorsunuz. Siz pandemi sürecini nasıl geçirdiniz? Kendinizle, hayallerinizle ilgili keşifleriniz oldu mu?
Hala süregelen bu gerilimli süreç içerisinde; sosyal medyada, birçok arkadaşımın, yolculuk özlemiyle dolu benzer paylaşımları ilgimi çekti. Normalde arkama çok bakan biri değilimdir, eski fotoğraflarıma bakıp bakıp ah da çekmem, ileriye bakarım. Bu kez bir de tersini deneyeyim dedim ve yıllar içinde yaptığım yolculuklarda çektiğim fotoğrafların arasından seçtiklerimi, kendi sanatsal üslubuma uyarlayabileceğimi düşündüm. Kendimle ilgili keşfim ise aslında zaten bildiğim bir şeyin evren tarafından onaylanması gibiydi. Eşimle evden çıkmadığımız dönemde hiç sıkılmadım ve zamanın nasıl geçtiğini inanın anlamadım. Dışarıda cezbedici herhangi bir şey olmadığında ve zaten dünya bloke olmuşken kariyerime ne kadar iyi odaklanabileceğimi gördüm. Bence hepimizin böyle bir tokada ihtiyacı vardı.

Sergideki eserlerin tekniklerinden bahseder misiniz?
Sergide; renkli ve siyah-beyaz 28 dijital fotoğrafik kolajım yer alıyor. Geçmişten günümüze; çıktığımız yolculuklarda çektiğim binlerce fotoğraftan, kafamda görsel bir öykü oluşturabileceklerimi seçip, özellikle oluşturduğum sanatsal dili korumaya özen göstererek, çok sevdiğim ve resimlerimde de de sıkça kullandığım kolaj tekniğini fotoğrafa uyarlıyorum.

Çok keyifli, her biri özenle seçilmiş objelerin bulunduğu renkli bir atölyeniz var. Burada bir gününüz nasıl geçer?
Atölyem İstanbul'un en özel tarihi yapılarından birinin içerisinde ve zaten bu bile benim için mutluluk verici. Kozmopolit şehir insanıyım. Eski ile yeninin, tarih ve günümüz gerçekliğinin, huzur ve karmaşanın aynı anda yaşanabildiği bir noktada çalışabildiğim için kendimi şanslı sayıyorum. Çalıştığım mekan benim için çok önemlidir. Çalışırken gözümün iliştiği birlikte yaşadığım objeler, kitaplar ve eşyalar bende sanatımı etkileyen, yön veren etkiler uyandırır, Atölyeme girdiğim andan itibaren de boş vakit geçirmem, doğrudan çalışmaya odaklanırım.

Siz seyahat etmeyi özlediniz mi? Fotoğraflarınız mekan ve zaman deneyimine davet ediyor. Bu doğrultuda size en çok ilham veren ve eserlerinizle ilham verdiğinizi düşündüğünüz adreslerinizi paylaşır mısınız?
Geçtiğimiz yaz aylarını direksiyonda geçirdim. Eşim Koray'la, Ege, kısmen iç Anadolu ve Akdeniz'de birçok şehir, kasaba ve antik ören yerlerini içeren uzun yolculuklar yaptık, ülkemizi bir ölçüde yeniden keşfettik. O nedenle yolculuk özlemimi tatmin edebildim. Sergide yer alan fotoğraflar adlarını, çekildikleri yerlerden alıyorlar. Matera, Paris, Lucca, New York, Münster, St. Petersburg, Bologna, Karaağaç, Poros, Hyra, Viyana, Cunda, Şirince, Lüleburgaz ve tabii ki eve dönüş olarak İstanbul başlıklı fotoğraflar var.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.