
"Benim için sanatı herkese ulaştırmak önemli"

"Benim için sanatı herkese ulaştırmak önemli"

Röportaj: Bade ÇAKAR
Fotoğraflar: Emrah ABİ
Ünlü reklamcı Nail Keçili'nin kızı olan ve uzun yıllar babasının yanında başarılı projelere imza atan Nazlı Keçili, üç yıl önce sanata olan tutkusunu işe çevirmeye karar vererek, online sanat platformu Artkolik'i kurdu. Platformdan sonra dergi, sergi, sanat dersleri ve sanat gezileri gibi projeler de geliştiren Nazlı Hanım, şu an sanatı herkese ulaştıran başarılı bir kurumun sahibi... Yaptığı her işi hakkıyla yapması, babası Nail Bey'den öğrendiği "İş sahibi işe herkesten erken gelir ve geç çıkar" kuralından geliyor. İşine büyük saygı duyan ve sevgiyle yapan Nazlı Hanım'ın ileriye dönük birçok projesi de var. Artkolik'i ve sanat tutkusunu konuşmak için, diğer sanat galerine göre daha farklı bir atmosfere sahip HUB Galeri'de bir araya geldik.
Babanız Nail Bey ile reklam sektörünün içinde büyüdünüz. Nasıl oldu reklamdan sanata geçiş?
Nazlı Keçili: Evet, çok şanslıyım ki Türk reklam ve iletişim sektörüne büyük emeği geçmiş, 30 sene liderlik etmiş, Türk reklamcılığını dünya standartlarına taşımış bir okulun içinde büyüdüm. Dünyanın ve Türkiye'nin en büyük markalarıyla, isimleriyle çalışma imkanı buldum. Siyasetçilerden sanatçılara, işadamlarından akademisyenlere birçok önemli isimle büyüdüm... Hem özel hem iş hayatımda bana çok yararı olan tecrübeler edindim. Reklam sektörüyle aslında ilişkimi hiç kesmedim. Bir gün ajans olarak olmasa da, başka projeler ile dönmek istiyorum. Ancak sanat, hep en sevdiğim alandı. Yazmak, çizmek, seyretmek, yaratmak...
Bu sevginizden de online bir sanat platformu doğdu...
Keçili: Benim için sanatı herkese ulaştırmak önemli. Online bir platform ile internete ulaşımı olan herkese hizmet verebiliyorsunuz. Başından beri gençler başta olmak üzere, sanatı seven, ilgi duyan, yaratan ya da seyreden herkese ulaşabileceğimiz bir platform yaratmak istedik.
"Benim için sanatı herkese ulaştırmak önemli"

Peki, sanat çocukluğunuzdan gelen bir tutku muydu yoksa yaşınız ilerledikçe mi ilginiz arttı?
Keçili: Yaratıcı tarafım hep kuvvetliydi. Çocukluğumdan beri sanatın birçok dalıyla ilgiliydim. 5 yaşında piyano çalmaya başladım, çizmek ise hep sevdiğim bir alandı. Ayrıca sanata olan ilgi, sadece yaratmakla ilgili olmak zorunda değil, merak etmek, öğrenmek, bilmek de sanat anlamında çok önemli bence.
Kendi platformunuzu kurmadan önce babanızla birlikte çalışıyordunuz. Nasıl bir dönemdi sizin için?
Keçili: Babam için patron olarak son derece disiplinli olmakla beraber gençlere müthiş yol açan, fırsatlar yaratan, sadece iş anlamında değil, hayat anlamında da dersler veren bir iletişim ustası diyebilirim. Benim diğer çalışanlardan hiçbir farkım yoktu, hatta olmadığı gibi biraz daha da katıydı. İlk senemde saat 18.30'da işten çıkarken beni gördüğünde "Sen muhasebeci misin de bu saatte çıkıyorsun, herkes çıkacak sen öyle çıkacaksın" demişti. Bu sözünü hiç unutmam. Ondan sonra 19.30'dan önce hiç çıkamamıştım ofisten (gülüyor)...
Etkileyici gerçekten. Peki, iş hayatınızla ilgili babanızdan aldığınız en büyük tüyo veya öğüt nedir?
Keçili: Babamdan çok şey öğrendim, hala da öğreniyorum. Olaylara geniş açıdan bakmayı, gerektiğinde risk almayı, iletişimin ve pazarlamanın önemli olduğunu ve kesinlikle sevdiğin işi yapman gerektiğini, affedici olmayı, bir de bol bol not almayı... Bir de "İş sahibi işe herkesten erken gelir ve geç çıkar" kuralını...
"Benim için sanatı herkese ulaştırmak önemli"

Babanıza reklam sektöründen ayrılma fikrini söylediğinde nasıl bir tepki verdi? Sizi hep destekledi mi?
Keçili: Reklam sektörü son senelerde büyük darbeler aldı. Sistem, kurallar hatta etikler çok değişti, maalesef 2000'lerden sonra sektöre sahip çıkan, hakkını koruyan ustalar da pek kalmadı. Her şey daha bireysel oldu. Dolayısıyla benim sektörden uzaklaşmam son dönem babamın desteklediği bir hareketti ve evet hayatta tercihlerimde her zaman uyarılarını söylemiş, ancak desteğini de hiç esirgememiştir.
Artkolik'i kuralı yaklaşık 3 yıl oluyor. Nasıl gidiyor Artkolik?
Keçili: Çok keyifli. Şu an ilkokuldan ortaokula geçmekte olan bir çocuk gibi düşünüyorum Artkolik'i; hedeflerini tutturmaya başlayan, kendine güveni gelen, ne istediğini bilen ve emin adımlarla ilerleyen... Biz Artkolik'i hayata değer katan her ayrıntıdan keyif almasını bilen ve yaşam tarzının belirleyicisi olarak sanatı pusula kabul etmiş çağdaş, yaratıcı, üretici bireylere yönelik bir sanat platformu olması için kurduk. Bunu başardığımıza da inanıyorum. Üç ayda bir çıkarttığımız kültür-sanat dergimizin dışında genç sanatçılara yer verdiğimiz galerimiz, sanatın tüm kollarını konu aldığımız ders, atölye, seminerler ve yurtdışı sanat merkezlerine geziler düzenlediğimiz bir eğitim bölümümüz de var.
Üç ayda bir çıkarttığınız dergi de oldukça dikkat çekiyor. Siz daha online tarafını mı, yoksa dergi tarafını mı seviyorsunuz?
Keçili: Evet, üç ayda bir çıkarttığımız dergimizde sanatın tüm dallarını ele alıyoruz, makaleler, röportajlar, geziler, sergiler ve sanat etkinlikleri hakkında bilgiler verdiğimiz bir sanat ve kültür yayını. Açıkçası dergi tarafını çok seviyorum. Sanırım biraz o eskiden gelen reklam geçmişimi ve yaratıcılığımı serbest kullanabildiğim bir alan dergi. Ancak eğitim her zaman en büyük hayalim olduğu için en büyük hedeflerimi onun üzerine koyuyorum diyebilirim. Bunda bir dönem grubumuzun eğitim kurumu olan ancak daha sonra kapanan Akademi İstanbul'un rolü çok büyük. En büyük hedefim uzun vadede yine böyle bir eğitim alanı yaratmak.
"Benim için sanatı herkese ulaştırmak önemli"

Nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz? Dergide ve sitenizde yer alacak sanatçıları veya eserleri neye göre seçiyorsunuz?
Keçili: Hayatın içinde yaşamayı seven, meraklı, heyecanlı, ayağı yere basan ve araştırmacı genç bir ekiple çalışıyorum. Dergide yer alacak konular hakkında büyük kriterlerimiz yok. Sergilerimiz için seçtiğimiz dosya konusu dahilinde çalışmakta olan sanatçılara kapılarımız açık. Dergimizde de gündeme oturmuş, kendine belli yerler edinmiş genç veya yaşlı her sanatçı, sanatsever bizim için değer taşıyor.
HUB Sanat Galerisi'nden biraz bahsedelim. HUB, platform ile ortaya çıkan bir galeri mi?
Keçili: Dediğim gibi Artkolik derginin her sayısında sanat alanında bir dosya konusu işliyoruz. Rüyalar, modernizm, body, seks ve sansür, kitsch gibi... Dergiye paralel olarak bu alanlarda genç sanatçıların yer aldığı sergiler yapmak istedik. HUB'ı da sanatın merkezi, işin çekirdeği anlamında düşünerek hayata geçirdik. HUB klasik bir galeri değil. Daha önce de dediğim gibi ben sanatı hayatın içine katarak anlatmak istiyorum. Dolayısıyla HUB'da sergilerimizi de hayatın içinde yaşarken yaratmaya çalışıyoruz. Sergilerimizi dediğim gibi dergi dosya konusuna uygun yapıyoruz ve sergileme tarzımızı da ofis ve atölyenin günlük isleyişini değiştirmeden yapmaya gayret ediyoruz. Yani derslerimiz sergilerin içinde yapılıyor, heykel yaparken aynı zamanda mevcut bir sergi görebiliyorsunuz...
"Benim için sanatı herkese ulaştırmak önemli"

Çok farklı gerçekten... Peki insanlar tarafından ilgi nasıl?
Keçili: Ülkemizde de dünyada olduğu gibi online'a ilgi çok gelişmekte ancak yine de özellikle sanatta online siteler genelde daha çok bilgi toplama platformu olarak tercih ediliyor. Online satış henüz olması gerektiği yerde değil, maalesef çok yavaş gelişiyor. Biz de bu talebe göre daha önce içinde satış da olan www.artkolik.biz'i sadece bir sanat bilgi ve haber platformu haline getirdik.
Aynı zamanda sanat turları da düzenliyorsunuz değil mi?
Keçili: Evet, Avrupa'nın sanat merkezlerine çok exclusive sanat turları düzenliyoruz. Paris, Londra, Berlin, Capetown gibi önemli sanat merkezlerinin en etkileyici galerilerini ve müzelerini ziyaret edip, sanat dünyasından önemli isimler ile bir araya gelip, koleksiyonerleri evlerinde ziyaret etme imkanı sağladığımız bu gezilerimiz son derece keyifli geçiyor. Sonbaharda Paris'e yaptığımız bu programı, 11-14 Mayıs'ta Berlin'e ve yaz sonu Capetown ve sonbaharda yine Londra, Paris şehirlerine tekrarlayacağız.
"Benim için sanatı herkese ulaştırmak önemli"

Yerli ve yabancı sanatçıları takip eden bir isim olarak Türkiye'de sanata olan ilgiyi nasıl buluyorsunuz?
Keçili: Genel olarak baktığımızda gelir düzeyi arttıkça sanata ilgi arttı. Bunun iyi tarafları da kötü tarafları da var çünkü doğal olarak bilinçsizce ve sahte büyüyen bir sanat piyasası da oluştu bu şekilde. Ama Türkiye'de koleksiyonerlik tarafı geçmiş nesillerden gelen birçok isim de var. Bu isimlerin liderliğinde kurulan müzeler, galeriler sanatseverlerimizi doğru yollarda ilerletiyor. Sanatseverliğin günümüzde özellikle ülkemizde bir moda haline gelmesi beni rahatsız etse de, zamanla bu kitlenin yerini gerçek sanatsever ve 'anlar'lara bırakacağına inanıyorum. Özellikle eğitim, müze, bienal, fuar ve yayınların artmasıyla... Tabii yine de dünya ile sanata olan ilgimizi kıyasladığımızda henüz yolun başındayız. Evet, İstanbul'da en başta lokasyonu itibarıyla yapılan bienal'ler, fuarlar ve sergilerin çok büyük desteği var ancak sanatın gelişmesine halen eğitim ve üretim dallarında çok eksiklerimiz var.
Sanat sizin için ne ifade ediyor desem ne derdiniz?
Keçili: Sanat benim için muhteşem bir iletişim yolu. Hayal gücünün estetik ile birleştiği bir ifade biçimi ve hayatın önemli tatlarından biri.
"Benim için sanatı herkese ulaştırmak önemli"

Daha önce resim yaptığınızı söylemiştiniz hala devam ediyor musunuz? İleride sergi açmayı düşünür müsünüz?
Keçili: Ben resim yapmayı çoculuğumdan beri çok seviyorum. Ama sergi açmayı hiç düşünmemiştim açıkçası... Ancak şu an Artkolik'te heykel derslerine girmeye başladım ve de müthiş keyif alıyorum. Heykel konusunda gerçekten ilerlemek istiyorum. Belki ona sergi yaparım.
Şu an istediğiniz tüm hayalleri gerçekleştirmiş gibisiniz. Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?
Keçili: Henüz değil (gülüyor). Daha çok yolum var. Hayaller bitmiyor ama evet sağlam adımlarla ilerliyoruz. Dediğim gibi en büyük hayalim eğitim alanında büyümek. Yolumun açık olduğunu düşünüyorum. Tabii iş dışında başka hayallerim de var. Bunların en başında da bir kitap yazmak geliyor. Uzun vadede bir hayal ama gerçekleştireceğime inanıyorum. Sokak ve barınak hayvanlarına destek vermek istediğim projeler var. Bir de kız çocuklarının kendi ayakları üzerinde duracakları şekilde eğitecek ve yetiştirecek projeler üretmek... Geleceğimiz için çok önemli.
"Benim için sanatı herkese ulaştırmak önemli"

Sokak hayvanları için çok güzel işler yaptığınızı biliyorum. Neler yaptığınızı biraz da sizden dinleyelim mi?
Keçili: Hayvanlar benim için çok değerli. Çocukluğumdan beri onlarla iç içe büyüdüm ve çocuklarımı da aynı şekilde büyütmeye çalışıyorum. Duyarlılık bence burada başlıyor. Hayvan sevgisi olmayan bir insanın ne insanlığa ne de dünyamıza bir yararı olabilir. Ülkemizde son dönemlerde özellikle sokak hayvanlarına destek çok arttı, sosyal medyanın da çıkışının bunda rolü çok büyük. Ben de bu yolla çok değerli insanlarla tanıştım. Başıboş, hasta, engelli hayvanlara gönüllü destek veren bu çok özel insanlar kendileri tamamen bu yola adamışlar. Her gününü besleme, bakım ve yardım ile geçiren bu arkadaşlarımla fırsat buldukça çalışmaya gayret ediyorum. Onlar 7/24 tamamen gönüllü çalışıp, yüzlerce can kurtarırken bizler de biraz olsun destek verebiliyorsak ne mutlu bana. Konu gelmişken buradan herkese sokak ve barınak hayvanlarına duyarlı olmamız konusunda biraz olsun dikkat çekmek istiyorum. Gidip gelemesek de en azından onlara mama göndererek, klinik veya pansiyon desteği vererek biraz olsun destek olabilirler. Tabii ki en önemlisi de çocuklarımızı bu duyarlılık içinde yetiştirmek. Dünyamıza, doğaya, insanlığa saygı tüm canlılara duyarlılık ile başlıyor bunu unutmamalıyız.
Başarılı bir iş kadını olmanın yanı sıra bir de annesiniz. Kızlarınızla ilişkiniz nasıl?
Keçili: Annelik bence dünyanın en zor mesleklerden biri... Çocuk yetiştirmek, büyük sorumluluk ve sabır gerektiren çok kutsal bir meslek. "Çocuklar sizin dediğinizi değil, yaptığınızı yaparlar" derler ya, aynen öyle. Ben de her şeyden önce onlara doğru örnek olmaya gayret ediyorum. Sıcak bir ilişkimiz olduğuna inanıyorum açıkçası. Birbirimize karşı son derece dürüst ve açığız. Yaşları 9 ve 11 olmasına rağmen çok iyi üç kız arkadaş gibiyiz, birlikte vakit geçirmekten çok büyük zevk alıyoruz. Benim, her zaman onların en yakın arkadaşları, destekçileri ve sırdaşları olduğumu bilmeleri çok önemli benim için.
"Benim için sanatı herkese ulaştırmak önemli"

Çocuklarınız da sanatla ilgili mi?
Keçili: Kızlarımın ikisi de sanat ile ilgili. Ama çok güzel bir şey var ki; artık zaten eğitim sistemimizde sanata çok güzel yer veriliyor. Okullarda daha yuvadan itibaren çocuklara sanat sevgisi aşılanıyor. Nazenin resim ve heykele çok meraklı, Sahara ise daha çok tiyatro alanında kendisini geliştirecek gibi. Ayrıca müzik alanında da yetenekleri var, vokal ve piyano eğitimi alıyorlar. Ama benim için en önemli olan sanatın her dalını önce tanımaları, bilgi edinmeleri ve sanatçıya saygı göstermeleri... Kendileri mesleklerini sanat alanında seçmeseler de iyi birer sanatsever olmalarına önem veriyorum.
Hem iş hem özel hayat derken, kendinize nasıl zaman ayırıyorsunuz?
Keçili: Çocuklarımla çok zaman geçiriyorum ve onların ilgi alanlarını dinliyorum. Güncel olmak için bugün çocuktan al haberi durumu hala çok geçerli (gülüyor). Spora zaman bulmaya çalışıyorum, daha çok yoga yapmaya çabalıyorum. Dediğim gibi heykele başladım. Yazmayı da çok seviyorum, ara ara uzun notlar alıyorum. Seyahat etmek en büyük keyfim... Hayvanlarla zaman geçirmek dediğim gibi önemli benim için. Bir de okumayı seviyorum özellikle gelişim kitaplarını. Louise Hay hastasıyım. Terapi gibi geliyor.
Son olarak cemiyet hayatının beğenilen isimlerinden de birisisiniz. Güzellik sırlarınız var mı?
Keçili: Çok klişe olacak ama güzellik mutluluk ile çok paralel bence. Güzellik sırrı diyorsanız tek sırrım temizlik. Makyajımı çıkartmadan asla uyumam ve cildimle fazla uğraşmamaya çalışan, mümkün olduğunca az malzeme kullanan biriyim.