
Ceylan Çapa'ya dair her şey

Ceylan Çapa'ya dair her şey

Harper's Bazaar dergisi, Ceylan Çapa'yla müzikle, modayla, sevdikleriyle dolu yaşamı ve stili üzerine konuştu...
Gümüşsuyu'ndaki antikalarla dolu ferah daire Ceylan Çapa'nın genç enerjisi ile ilginç bir tezat yaratıyor gibi görünse de, onu tanıdıkça bu mekanla arasında birçok benzerlik olduğunu fark ediyor insan. Mesela Ceylan'ı en iyi tanımlayan iki kelime seçmek gerekse onlar zarif ve zamansız olurdu. Kim bilir belki antikalarla dolu bu eve bu kadar yakışmasının nedeni onun bu en göze çarpan, en belirgin özellikleridir. Tabii Londra'da klasik müzik ve bale eğitimi almış olması, ilk gençlik yıllarında satın aldığı ve bugün salonun bir köşesinde duran piyanoyla olan ilişkisinin de rolü olmalı bunda. Her ne kadar hala ismi anıldığında ilk akla gelen şey, Şebnem ve Celal Çapa'nın kızı olsa da o tanıdıkça farklı bir rengini keşfettiğiniz insanlardan. Modayla olan yakın ilişkisi annesiyle beraber hazırladığı ve baharda lansmanı yapılacak bir koleksiyona dönüşmüş. Geçmişine olan bağlılığı ise bir gün ünlü söz yazarı babaannesi Fikret Şenes'in hatırasını yaşatacak bir proje ile hayata geçecek gibi görünüyor. "Bir Başkadır Benim Memleketim, Hoşgör Sen, Anlamazdın gibi onlarca unutulmaz şarkıya söz yazmış. Müzik sevgimin babaannemden geldiğini düşünüyorum. Klasik müzik eğitimi aldım. Piyano ve viyolonsel çalıyorum. Müzik okuduğum çok mutluyum. İleride mutlaka müzikle ilgili bir şeyler yapmak istiyorum."
Ve artık Ceylan Çapa'nın moda, müzik, ailesi, sanat, bazen yurtdışına bile giderken götürdüğü Jack Russell köpekleri ve kedisi Zeytin ile dolu yaşamının perdesini aralamaya başlıyoruz.
Ceylan Çapa'ya dair her şey

Stilinizi nasıl tanımlarsınız? Kendinizi en çok hangi giysilerle rahat hissediyorsunuz?
Aslında çok fazla topuklu ayakkabı giyen bir insan değilim. Spor-şık bir stilim var. Siyah ve kırmızıyı çok severim. Gardırobumun hakimi bu iki renktir diyebilirim. Kahverengi ya da pastel tonlar benim tarzım değil. Favori kombinim jean üstüne deri bir cekettir. Gündüz giydiğim spor ayakkabı ve jean ile kombinlediğim payetli bir üstü, ufak dokunuşlarla -mesela üzerine deri bir ceket ya da kırmızı ruj sürerek- geceye uyarlayabilirim. Bunlar, sanırım kendimi en kendim gibi hissettiğim parçalar. Tabii ki birçok kadın gibi ayakkabıları seviyorum. Favori ayakkabı tasarımlarım ise genelde Ann Demeulemeester, Acne ve Chanel imzası taşıyor.
Size sık sık yeni nesil Türk tasarımcıların defilelerinde rastlıyoruz. Modayla ilişkiniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Doğru, İstanbul Fashion Week'lerde yeni koleksiyon lansmanlarında sıkça yer alıyorum. Birçok yakın arkadaşım da moda işinde olduğu için Türk tasarımcıları çok yakından takip ediyor ve destek vermeye çalışıyorum. Modayı, modayla ilgilenmeyi seviyorum. Ama yanlış anlaşılmasın. Bir parçayı moda diye değil bana yakıştığı için alırım. Eskisine kıyasla çok daha seçiciyim, daha akılcı, doğru parçalara yatırım yapmaya çalışıyorum. Artık profesyonel olarak da modayla ilgilenmeye başlıyorum. Annemle birlikte bir koleksiyon hazırladık. Lansmanı baharda yapmayı düşünüyoruz. İkimizin zevkleri çok farklı ama ikisini harmanladığımızda ortaya çok güzel bir koleksiyon çıktı. Çok heyecanlıyız.
Bu fikir nasıl oluştu?
Annem on seneden fazla bir süredir bu işin içinde zaten. Ben aslında müzik okudum ama modayı da bir sanat dalı olarak görüyorum. Aslında küçüklüğümden beri bir eğilimim vardı modaya. Kim ne giymiş, neyle birlikte giymiş merak ederdim.
Ceylan Çapa'ya dair her şey

Stilini beğendiğiniz kadınlar, stil ikonlarınız kimler?
Alexa Chung'ı beğeniyorum. Olivia Palermo'nun stilini de severim. İkisi de kendime çok yakın bulduğum isimler. Ben de bu isimler gibi farklı parçaları bir arada kullanmayı seviyorum. Bir şeyi marka diye alanlardan değilim.
En sevdiğiniz tasarımcılar kimler?
Annemin markası Chez-bo ile Raisa&Vanessa'yı severek giyiyorum. Çünkü kendilerine özgü bir tasarım dilleri var. Yabancılarda ise, David Koma, Givenchy, Emilio Pucci'yi beğeniyorum. Pucci'nin işlemeli parçaları çok hoşuma gidiyor.
Bir stil sırrınız var mı? Ve şimdiye kadar yaptığınız en iyi moda yatırımı nedir?
Mesela ayak bileklerim çok incedir. O yüzden bileklerimi vurgulayan boylarda kıyafetler giymemeye özen gösteriyorum. Belki de henüz genç olduğum için fazla bir moda yatırımım yok. Annemin bana verdiği vintage parçalar var. Beni düşünerek sakladığı kıyafetler, çantalar, aksesuarlar benim için inanılmaz değerli.
Ailenizle yaşadığınız bu evle ilgili en çok sevdiğiniz şey nedir?
Bu bina aile apartmanı. Tüm aile burada yaşıyoruz: Anneannem, amcam herkes burada. Ben ailemle yaşadığım için bu evde genelde annemin klasik dekorasyon zevki hakim. Salondaki piyano benim. Konservatuar mezunuyum ve bu piyano bana lise yılarında alınmıştı. Benim için değeri büyük. Bir de, dikkat etmişsinizdir, evin her köşesinde fil bibloları var. Annem de ben de fil bibloları topluyoruz.
Ceylan Çapa'ya dair her şey

En sevdiğiniz seyahat rotası ve alışveriş yapmayı en çok sevdiğiniz ülkeler hangileri?
Uzakdoğu'yu çok seviyorum. Daha yeni Hong Kong'dan geldim. Uzakdoğu'daki değişik markalardan ve yerel tasarımcılardan bir şeyler almayı çok seviyorum. Herkesin üstünde aynı şeyleri görmek, onları giymek sıkıcı geliyor. Yine bu yüzden genç Türk tasarımcılardan giyinmeyi tercih ediyorum. Londra'daki Porte ve Paris'in ara sokaklarındaki vintage butiklerden de alışveriş yapmak çok hoşuma gidiyor. Siz sorunca fark ettim. Galiba yurtdışından alışveriş yapmayı daha çok seviyorum.
İstanbul'da nerelerde vakit geçirmeyi seviyorsunuz?
Nişantaşı ve Karaköy'ü çok seviyorum. Neredeyse haftanın dört günü Nişantaşı'ndayım, çünkü gittiğim spor salonu orada. Nişantaşı'nın havasını çok seviyorum. Paris'i anımsatıyor bana. Arnavutköy'ü de çok severim. Kız arkadaşlarımla haftada bir buluşup balık günü yapıyoruz.
Ceylan Çapa'ya dair her şey

Bir sanat koleksiyonu yapmak isteseniz nereden başlardınız?
Tablolardan. Sanata karşı her zaman merakım vardı. Ama yeni yeni tablolara karşı ilgim artmaya başladı. Kendim için birkaç tablo almak istiyorum. Bu belki bir koleksiyonun da başlangıcı olur. Burhan Doğançay'ı ilgiyle takip ediyorum. Çok önemli bir ressam. En son Contemporary Istanbul'u ziyaret ettim. Çok keyifli ve heyecan vericiydi.
Güzellik bakım sırlarınız var mı?
Annemden öğrendiğim en önemli güzellik sırrı makyajla uyumamaktır. Ben de yatağa girmeden önce ne kadar yorgun olursam olayım makyajımı mutlaka çıkarırım. Ayrıca sabah ve akşam düzenli olarak tüm vücudumu kremlemeye özen gösteriyorum. Kullandığım ürünlerin içinde hiçbir kimyasal madde bulunmamasına da dikkat ediyorum. Bu yüzden, Hindistan'dan aldığım doğal içerikli olan kremleri kullanıyorum. Ama hepsinden önemlisi doğallık bence. Kirpiklerim uzun olduğu için sık sık 'takma mı?' sorusuyla karşılaşıyorum. Öyle şeylere çok karşıyım. Mesela kendimi en çok spordan sonra beğenirim.
Söz açılmışken, sporla aranız nasıl?
Düzenli olarak yapıyorum. Eskiden kick boks yapardım. Son yıllarda onun yerini pilates aldı. Pilates gerçekten çok farklı bütün kadınlara tavsiye ediyorum.
Röportaj: Eylem ŞİMŞEK
Fotoğraflar: Serkan ELDELEKLİOĞLU