
"Daha yapacak çok işim var"

"Daha yapacak çok işim var"

Röportaj: Gülçin İŞLER FIRAT
Fotoğraflar: Canan YETİŞTİ SATKIN
Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, bugüne kadar 4 bini aşkın doğumu gerçekleştirmiş, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Perinatoloji Uzmanı, Academic Hospital Yönetim Kurulu Başkanı, Dünya Perinatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan çok yönlü biri. 38 yaşında profesör olan Kavak, Dünya Perinatoloji Akademisi'ne üye seçilen ilk ve tek Türk doktor. Yine, Dünya Bilim ve Sanat Akademisi'nin mütevelli heyetine üye seçilen ilk Türk olma unvanına da sahip. 68 kez dünyanın çeşitli ülkelerine perinatoloji ile ilgili uluslararası toplantılarda konuşma yapmak üzere davet edilmiş. Neşe Hanım'ın kariyerindeki başarıları ve aldığı ödüller saymakla bitmez! İş hayatı büyük başarılarla dolu olan ünlü doktor, 2 yetişkin erkek çocuğu annesi ve 27 yaşındayken evlendiği ünlü siyasetçi Cavit Kavak ile de mutlu bir evliliği var. Kendisiyle Bağdat Caddesi'ndeki muayenehanesinde buluşarak başarılarla dolu bir hayatın inceliklerini ve bütün bunların arasında annelik, kadın olmak gibi konuları da konuştuk.
Türkiye'de ilk defa TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) sınavına girenlerden birisiniz. Biraz geçmişe gidersek nasıl bir çocukluktu sizin ki?
Zehra Neşe Kavak: Benim çocukluğum sanıyorum şimdiki halimin temelleriydi. Annem çocukluğumdan bahsederken prensipli ve sorumluluk sahibi olduğumdan bahseder. Çocuktan değil de, yetişkin bir insandan bahsettiğinizi sanabilirsiniz. Okulda da başarılı bir öğrenciydim. İyi notlar, takdirler, teşekkürler... İlk, orta ve lise yaşantımda da okul birincisiydim. Sanırım doğuştan çalışma aşkı var bende. Zaten sonrasında da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ile devam eden eğitim yaşantım, hayatımın odak noktası oldu.
Başarı sizin için ne ifade ediyor? Kendinizi hırslı mı tanımlarsınız, azimli mi?
Kavak: Kendimi aslında öncelikle hedefleri olan bir insan olarak tanımlayabilirim. Önünüze hedef koyduğunuz zaman, hırs da azim de kendiliğinden oluşuyor zaten. Ben her zaman yeni hedefler koydum, onların peşinden gittim. Başarı da benim için bu hedefleri gerçekleştirmek anlamına geliyor. Bir başarı, ardından yeni bir hedef... Her aşamadan sonra önümde yeni bir basamak daha oluşuyor. Bu anlamda bakarsanız evet hırslıyım. Tabii hırs tek başına isteneni gerçekleştirmek için yeterli değil. Azim ve çalışma olmadan başarı gelmez. Şu da var ki; kariyer ve para kazanma odaklı çalışma başarı getiriyor gibi görünse de, sizden çok şey götürür ve bir yerde başarı sandığınız şeyler kaybolup gider. O yüzden para, kariyer odaklı değil başarı için çalışmalı.
"Daha yapacak çok işim var"

38 yaşında profesör olmak nasıl bir duyguyu içinde barındırıyor? Her şeyin tamam olduğu hissi mi, yoksa her şeyin yeni başladığı mı
Kavak: Bu, tabii ki başarı anlamında mutluluk verici bir şey... İnsanın kendine saygısı ve sevgisi olması bana göre bir yerde de başarılarının eseri. Bu açıdan tabii ki mutluyum. Ama biraz önce de bahsettiğim gibi, ben yerinde durmayı tercih eden bir insan olmadım. Hep yeni hedefler, yürünecek yeni yollar görüyorum önümde. Genel olarak kendimden memnun olsam da daha yapacak çok işim varmış gibi geliyor. Bu açıdan bakarsanız 38 yaşında da mantalite olarak aynıydım. Demek ki o dönem de her şeyin tamam olduğu hissini yaşamamışım ve devam etmişim.
Hayatınızdaki dönüm noktalarınız neler?
Kavak: Anne olan birçok kadın bu soruya anne olmak diye cevap verecektir. Benim de hayatımdaki en büyük olay anne olmak... Bu insanın hayatında alabileceği en büyük sorumluluk ve yaşayabileceği en büyük mutluluk. Annelik insanın hayatında çok şeyi değiştiriyor. Çocuklarınız için de yaşamaya ve çalışmaya başlıyorsunuz. Onları anlamak için çaba sarf ediyorsunuz. Kuşak farkı, farklı istekler bir anlamda yaşamınıza yeni bir yaşam katılıyor ve size her şeyden daha yakın.
Kadın doğum uzmanı olarak şimdiye kadar çok sayıda kadının dönüm noktasına tanıklık etmişsiniz. Doğumlar size ne hissettiriyor?
Kavak: Kısa süre önce yapılan araştırmada, hamileliğin beyinde bazı değişiklikler oluşturduğu ortaya kondu. Anne adaylarının sosyal ilişkilerdeki bağlantılarında değişimler oluşuyor ve empati yetenekleri gelişiyor. Bir anne çocuklarının ihtiyaçlarını anlayabilmek için değişiyor, gelişiyor. Bir kadın doğumcu ve kadın olarak tabii ki bende bu çok daha farklı anlamlar da içeriyor. Bugüne kadar 4 bini aşkın doğum gerçekleştirdim. Her bir doğum benim için ayrı bir mutluluk sebebi haline geldi. Gerçekleştirdiğim doğumlarda anne olan kadınların gözlerinde, hayatlarındaki en önemli dönüm noktasını görebiliyorum.
"Daha yapacak çok işim var"

Eşinizle tanıştığınızda 27 yaşındaymışsınız ve hemen evlenmişsiniz. Büyük aşk mıydı sizinki?
Kavak: Biz eşimle çok kısa sürede kaynaştık. Kısa sürede arkadaş, dost olduk. Hayata bakışımız uyumluydu. Bir şekilde elektriğimiz de tuttu. Eşimin yaşanmışlıkları beni çok etkiledi diyebilirim. Onda var olan 60'ların ruhu, politik geçmişi çekici geldi. Bütün yaşadıklarını karakterine çok güzel yansıtmış bir insan. Tecrübelerinden olumlu şekilde beslenmiş biri. Durum böyle olunca her şey çok hızlı ve sürpriz bir şekilde gelişti. Eşim bir gün "Evlenelim mi?" dedi, ben de "Tamam" dedim ve bugüne kadar geldik.
Eşinizle aranızda 14 yaş fark var. Yaş farkının avantajları ve varsa dezavantajları neler size göre?
Kavak: Eşimin hayat tecrübeleri benim için en büyük avantaj olmuştur. Hem özel hayatımda hem de iş hayatımda bu tecrübelerden çok beslendiğimi söyleyebilirim. Bunun dışında olgun bir insanla evli olmanın çok güzel yönleri var. Karşınızda ne istediğini bilen, kendini tanıyan biri oluyor. Bu anlamda doğru insanı bulmak ve evliliği bunca zaman sürdürmek gerçekten güzel bir şey... Eşim gerçekten de renkli ve yoğun hayatı olan biri. Zaten birbirimizi hayat eşi olarak seçmemizde bu büyük bir etken. İkimiz de hedefleri olan insanlarız. Bununla birlikte eşim çok liberal bir dünya görüşüne sahip. Beni her zaman için desteklemiştir.
Peki nasıl yıllardı? Genç bir kadınsınız, yeni evlisiniz ve eşinizle başka şehirlerde yoğun geçen bir hayatınız var. Dengeleri nasıl korudunuz?
Kavak: Çalışan bir kadın olunca tabii ki, tek odak noktanızın eşiniz ve eviniz olması çok mümkün olmuyor. Burada önemli olan sabırlı olmak ve karşılıklı anlayış... Hayat arkadaşlığı tarafların birbirine destek olması üstüne kurulu olduğunda dengeler de bir şekilde korunuyor. Cavit Bey zaten çok anlayışlı ve uyumlu bir insan. O bazen İstanbul'a geldi, ben bazen onun yanına gittim. İlişkimizi güzel bir seviyede sürdürdük.
"Daha yapacak çok işim var"

Şu an çocuklarınız nerede okuyorlar, onlara hayata dair neler öğrettiniz?
Kavak: Büyük oğlum Mehmet, ABD'de Syracuse Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi. Şu an Türkiye'de finans sektöründe çalışıyor. Küçük oğlum Hasan ise Boston'da Babson College 1. sınıfta Business okuyor. Çocuklarımın ihtiyaçlarını, isteklerini anlamaya çalışırken aslına bakarsanız ben onlardan çok şey öğrendim. Yeni nesil gerçekten farklı. Bazen keşke tıp alanını seçmeleri için biraz daha özendirici olsaydım demiyor değilim.
İş hayatınız ile annelik arasında kaldığınızda seçiminiz ne oldu?
Kavak: Eşimle sürekli birbirimize destek olduğumuz için, bu tip bir arada kalmanın çok olduğunu söyleyemem. Olduğu zamanlarda da, iki konuyu birden çözmeye yöneldim.
Mesleki kariyeriniz hep yükselişte geçmiş. Bunun sırları nelerdir?
Kavak: Biraz sıradan bir cevap gibi gelecek ama çalışmak, çalışmak ve çalışmak diyorum. Aslına bakarsanız bazı klişelerin, klişe olmasının nedeni doğru olmalarıdır. Bu da böyle bir şey... Çalışma olmadığı zaman başarı sağlayamazsınız. Kimsenin elinde sihirli değnek olmadığına göre, hedeflerinizi gerçekleştirmek için çalışmak zorundasınız. Her zaman önünüze yeni hedefler koyup devam etmelisiniz. Olduğunuz yerde kalırsanız gelişme şansınız yok. Tabii işinizi sevmelisiniz. Sevdiğiniz işi yaptığınız zaman her zaman daha iyi olmak için çalışıyorsunuz.
Sayamayacağınız kadar çok ödül almışsınız ve ülkemizi yurtdışında çok başarılı projelerde temsil etmişsiniz. Bunlar sizin için ne ifade ediyor?
Kavak: Çalışma alanlarım arasında ayrım yapamadığım için her ödül benim için ayrı bir anlam taşıyor. Çok saygın kuruluşlardan ödüller aldım. Hepsi benim için çok değerli. Görevlendirmeler de beni çok onurlandırıyor. 'International Academy of Perinatal Medicine'a, yani Dünya Perinatoloji (Gebelik Bilimi) Akademisi'ne üyeyim. İlk Türk hekimim bu alanda görev alan. Yine ilk Türk kadın hekim olarak, Dünya Perinatoloji Derneği Yönetim Kurulu'na seçildim. Ülkemi ve ülkemin sağlık hizmetlerini bu anlamda temsil etmek gurur verici. Yılın Bilim Kadını ödülüne birden fazla layık görüldüm. Bu da çok mutluluk verici.
"Daha yapacak çok işim var"

Bu kadar başarı ve takdir dolu bir hayatta "keşke şunu da yapsaydım" gibi 'keşke'lere yer var mı?
Kavak: Ben keşkelerim olduğu zaman onları gerçekleştirme yoluna gidiyorum. Bugüne kadar hep istediğim şeylerin peşinden koştum zaten. Bu yüzden hayatımda böyle bir pişmanlık durumundan söz edemeyiz. Tabii oğullarımı tıp konusuna özendirmek dışında (gülüyor) ama hayat zaten onların hayatı, diledikleri gibi yaşayacaklar.
Şu an neler yapıyorsunuz, yeni projeler ya da çalışmalar var mı?
Kavak: Şu an Academic Hospital yönetim kurulu başkanlığını yapıyorum ve tabii ki doktorluğa devam ediyorum. Bunun dışında TİKAD Başkan Yardımcılığı görevini de yürütüyorum. Yeni proje ise İstanbul Kent Üniversitesi. Şu an kurucu rektörlüğünü yaptığım üniversite, bu sene içinde aktif yaşantısına başlayacak. Kadınlara ve engellilere pozitif ayrımcılık bakışıyla yola çıkmış bir kurum. Türkiye'de eğitim ve sosyal hayata çok şey kazandıracağını düşünüyorum. Geçtiğimiz sene Academic Hospital'e büyük yatırımlar yaptık ve kısa süre içinde, çok iş başardık. Hastanemizi büyütüp, genişlettik. Kadromuz çok güçlüydü zaten. 50 profesör doktor ve 30'u aşkın uzman hekimimiz var. Son teknoloji cihazlarla çalışıyoruz. Fakat otelcilik hizmetlerimizde bazı eksiklikler olduğunu düşünüyorduk. Şimdi bu konuda da A plus hizmet veriyoruz. 2012'de Harvard Tıp Fakültesi ile işbirliğine başlamıştık. İsteyen hastalarımızın dosyalarını Harvard'a gönderiyoruz ve ikinci görüş alıyoruz. Academic Hospital için İstanbul'daki en iyi hastanelerden biri oldu diyebilirim.
Bundan sonraki planlarınız neler? İşinizi bırakmayı, dinlenmeyi vs. düşünüyor musunuz?
Kavak: Dinlenmeye ne niyetim, ne de vaktim var. Her zaman önüme yeni bir hedef koyuyorum. Hiçbir zaman ev kadını olmadım, olamam da... Yani yapacak daha çok işim var. Öncelikle Türk halkına hizmet etmek her zaman hedefim. Bugün Türkiye sağlık alanında çok iyi noktada. Açılışımızda Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi; Türkiye'de sağlık alanında bir devrim oldu. Bunu daha üst seviyelere çıkartmak için çalışmaya devam. Daha sonra tabii ki tıp bilimine katkıda bulunabilmek için çalışmaya devam...
"Daha yapacak çok işim var"

Çok güzel ve bakımlı bir kadınsınız. Bunun sırları alalım sizden, nasıl yaşıyorsunuz?
Kavak: Öncelikle çok prensip sahibi bir insanım. Her sabah 6'da kalkarım, 1 litre su içerek güne başlarım. Büyük bir bardak hafif kaynatılmış maydanoz suyu mutlaka içerim. Bir kaşık kestane balı yerim. İyi bir kahvaltı yaparım. Yani kısaca öncelikle sağlığıma dikkat ediyorum. Sağlık olunca güzellik de geliyor. Spor hayatımın bir parçası. Aslına bakarsanız yeni bir kitap projem var. Güzellik ve sağlık sırlarını yazıyorum. Kitabım tamamlandığında bu sırları herkesle paylaşmış olacağım. O yüzden biraz sabredin diyorum.
Sosyal sorumluluk alanında neler yapıyorsunuz?
Kavak: Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) sosyal sorumluluk projelerine önem veren bir kuruluş. Ben de TİKAD Başkan Yardımcısı olarak bu projelerde yer alıyorum. En son geçtiğimiz yaz Türkiye genelinde yatılı ilköğretim bölge okullarıyla ilgili 'Bir Başkadır Benim Memleketim' adlı bir projeye başladık. Üç sene sürecek projeyle yatılı ilköğretim bölge okullarının fiziki şartlarını iyileştirmeyi hedefliyoruz. Her iş adamının kendi memleketinden bir YİBO'yu desteklemesi üzerine kurulu bir proje. Bu sayede daha iyi eğitim şartları oluşacak ve bunun da sosyal hayata olumlu bir katkısı olacağını düşünüyorum.