Hülya Kalyoncu'nun kaleminden antik kentler

Anadolu, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir coğrafya. Farklı halkların ve kültürlerin beşiği olan Anadolu, onların ayak izleri ve miraslarıyla dolu. Dr. Öğr. Üyesi Hülya Kalyoncu, en özel antik kentlerin hikayelerini sizler için kaleme aldı.

Hülya Kalyoncu'nun kaleminden antik kentler

Yabancı kaynaklarda Asia Minor (Ön Asya) olarak da adlandırılan Anadolu topraklarındaki uygarlığın ilk izleri buzul çağın yaşandığı Taş Devri'nden itibaren başlamıştır. Bu toprakların tarihsel süreçteki sahipleri sırası ile iç kesimlere yerleşen Hatti, Akad, Asur, Luvi ve Hitit uygarlıkları ve Batı yakasına yerleşen İyonyalılar, Lidyalılar, Frigyalılar, Persler, Romalılar, Abbasiler ve tüm Anadolu'ya yayılan Türklerdir. Bu nedenle üst üste pek çok medeniyetin yerleştiği Anadolu'muz adeta bir antik kent cennetidir.

LİKYA YOLU
'Likya Yolu' üzerinde 19 farklı Antik Likya kentinin kalıntıları bulunuyor. Yol yaklaşık 500 km uzunluğunda ve tek seferde yürünmesi durumunda da gezi süresi yaklaşık 1 ay sürüyor. Yolun tam olarak yeri ise günümüzde 'Teke Yarımadası' olarak adlandırılan, Antalya ile Fethiye körfezleri arasındaki Akdeniz'e uzanan bölgesinde. Antik dönem tarihçisi ünlü Herodot'a göre Likyalılar Girit kökenliler ve Kral Minos tarafından yurtlarından sürülen Minos'un kardeşi Sarpedon liderliğindeki bir grubun uzantıları.

Yine ünlü Troia savaşlarını İlyada adlı destanında anlatan Homeros da Likyalılardan söz ediyor ve Likyalıların savaşta Akhalara karşı Troialıların yanında yer aldığını söylüyor. Likya bölgesi İ.Ö. 545 yılından itibaren sırası ile Pers, Makedonyalı İskender, Suriye Kralı III. Antioc-hus'un yönetimine girmiş ve İ.Ö. 167 yılından itibaren İ.S. 9. yüzyıla kadar ise özgür yaşamış. Bu dönemde başkent Ksanthos olmak üzere 23 şehir 'Likya Birliği'ni oluşturmuş ve birlik adına para basılmış. Likya'nın bu dönemi bolluk ve refahın da en üst düzeye ulaştığı dönemi olmuş. Bölgenin sahil şeridinde olması sebebi ile deniz ticareti oldukça gelişmiş.

Mor boya, sedir ağacı, zeytinyağı, şarap, sünger Likya bölgesinin önemli yerel üretim mallarından olmuş. Şehir nüfuslarının 5.000 kişi civarında olup bölge nüfusunun yaklaşık 200.000 kişi civarında olduğu biliniyor. Likyalıların kendi dil ve alfabeleri olması, gelişmişlik düzeylerini anlatmak açısından önemli. Likya halkının Hristiyanlıkla karşılaşması ise İ.S. 53-57 yıllarında St. Paulus'un Myra ve Patara'yı ziyaretleri neticesinde olmuş. Bölge İ.S. 802 yılında Abbasiler'in, 10. yüzyıldan itibaren ise Bizans'ın ve 1204'ten sonra da ebediyen Türklerin hakimiyetine geçmiş.

PERGE ANTİK KENTİ
Bölgede ilk sırada görülmesi gerekli yerleşim yeri; Antik Pamfilya bölgesine başkentlik yapmış 'Perge Antik kenti'. İ.Ö. 120/121 yıllarına tarihleniyor. Ktistes heykel-kaideleri üzerinde adı yazılmış olan Akhalı kahramanlar Mopsus, Kalkhas, Riksos, Labos, Machaon, Leonteus ve Minyasas şehrin kurucuları olarak belirtilmiş, şehrin mitolojik kurucusu ise 'Mopsus' olarak kabul ediliyor. Helenistik dönem boyunca dünyanın en zengin ve güzel şehirleri arasında sayılan şehrin, o yıllardaki halini, yaşam şeklini, yapılarını, insanlarını görmeyi çok isterdim doğrusu. Devam edelim. Anadolu'nun en iyi korunmuş Roma hamamları, Agorası, Sütunlu caddesi, anıtsal çeşmesi, akropolisi ve 13 bin kişilik muhteşem 'Aspendos Tiyatrosu' bu şehre ait en önemli kalıntıları. Bu tiyatroda meşhur gladyatör ve vahşi hayvan dövüşleri yapılmış. Gerçi bu dönemlere ait tek görmek istemeyeceğim sahneler. Ancak yine de dönemi hayal etmek açısından bilinmesi önemli tabii ki.

Tiyatronun 5 kapı ile kulise açılan sahne binası tarafında tablolar şeklinde Yunan mitolojisinin şarap, doğa, zevk ve barış tanrısı Dionysos'un (Roma'da Bacchus) hayatını anlatan rölyefleri bulunuyor. Şehrin ticari ve politik merkezi olan ve halkın toplanma yeri 'Agora'sında bütün antik kentlerde olduğu üzere, ortasında yer alan avlunun etrafında çepeçevre dükkanlar sıralanmış. Bu agoralarda dönemin en önemli filozofları, din adamları etrafına toplanan gruplara çeşitli seminerler vermişler, anlatılar yapmışlar. Örneğin ünlü Matematikçi Apollonios ve İ.S 2. yüzyılda yaşamış filozof Varus kentin bu tarz tanınmış yurttaşlarından. Şehrin en önemli kalıntılarından olan 'Güney Hamamı' ise pek çok farklı bölümden oluşuyor ve bazı mekânların tabanının altındaki ısıtma sistemini bütün detayları ile görebiliyor ve bu vesile ile hamam yapılaşmasını tamamen hayal edebiliyorsunuz.

Aspendos Antik Tiyatrosu'nun anlatıla gelen bir de öyküsü var; Aspendos kralının bir zamanlar herkesin evlenmek istediği çok güzel bir kızı vardır. Kral kızını kime vereceğini bilemediği için halka, "Kim halkımız, kentimiz için en yararlı şeyi yaparsa kızımı ona vereceğim" diye duyurur. Bunun üzerine iki ikiz kardeş iki büyük yapı yapma işine girişir. Biri kente çok uzaklardan, karmaşık yolları birçok zorluğu geçerek, su getiren su kemerlerini; öteki ise ortasında yere metal para atıldığında üst sıralardan bile sesinin duyulduğu dünyanın akustik olarak en iyi tiyatrosunu inşa eder. Kral su kemerlerini gördükten sonra kızını su kemerlerini yapana vermek ister. Bunun üzerine tiyatronun mimarı Zenon krala bir oyun oynar. Kral tiyatronun üst sıralarında gezerken bir fısıltı duyar: "Kral kızını bana vermeli." Akustiğe hayran kalan kral kızını büyük bir kılıçla ikiye ayırır ve bu ikiz kardeşlere verir. Ne diyelim? Biz de anlatanların yalancısıyız.

PHASELIS ANTİK KENTİ
Bölgenin bir diğer görülmesi gereken antik kenti ise İ.Ö. 7. yüzyılda Rodoslular tarafından kurulmuş olan ve uzun yıllar Likya'nın doğu kıyısının önemli liman kenti olmuş olan 'Phaselis Antik Kenti' dir. Kentin ortasında yine muhteşem bir caddesi, caddenin güney ucunda 'Hadrian Su Yolu Kapıs'ı, iki yanında ise gezinti yolları ve dükkanları, ayrıca Hamamları, Agorası ve Tiyatro gibi kamu yapıları yer alıyor.

MYRA ANTİK KENTİ
Bir diğer kent; 'Myra Antik Kenti' ise kaya mezarları ve antik Roma dönemi tiyatrosu ile ünlü bir şehir. Kentte çeşitli yazılı kitabeler ve sikkeler ele geçirilmiş. Antik tiyatronun üstündeki dağda bulunan akropol büyük ölçüde tahrip olmuş ne yazık ki. Tiyatronun yakınında hamam ve bazilika olabilecek geç dönem kalıntıları görülüyor. Açıkhava tiyatrosu 141 yılında bir depremde yıkılmış ve daha sonra tekrardan yapılmış. Hıristiyanlığın ilk zamanlarında Myra, Likya'nın metropolüymüş.

İ.S. 408 ile 450 yılları arasında imparatorluğun başında olan II. Teodosius zamanında günümüzde Noel Baba olarak da bilinen Aziz Nicholaos burada başpiskoposluk yapmış ve Myra Likya'nın başkenti olmuş. Şehirdeki 'Aziz Nikolaos Kilisesi' bu nedenle oldukça önemli. İ.S. 6. yüzyılda inşa edilen kilisede azizin lahdi de bulunuyor. Kilise 1034 yılında Araplar tarafından denizden yapılan saldırılar sonucu büyük zarar görmüş.

I. Aleksios Komnenos döneminde (1081 - 1118) ise Bari'li denizciler Aziz Nicholaos'nın kemiklerini Bari'ye götürmüşler. Kiliseye 11. yüzyılın ikinci yarısında bir manastır ilave edilmiştir. Enteresan şekilde 1863 yılında Rus Çarı II. Aleksandr binayı ve çevresindeki bölgeyi Osmanlı Devleti'nden satın almış. Ancak neyse ki daha sonra, Osmanlı Devleti bölgeyi ve kiliseyi geri alıp Ruslara sadece restorasyon yapma izni vermiş. Yapının freskleri ve mozaikleri gerçekten görülmeye değer.

XANTHOS ANTİK KENTİ
Bölgenin görülmesi gerekli bir diğer antik kenti ise 'Xanthos Antik Kenti'. Fethiye yakınlarındaki kent, Antik Çağda Likya'ya başkentlik yapmış şehirlerden biri. Kentte ele geçen en eski kalıntılar İ.Ö 8. yüzyıla kadar iniyor. Pek çok tarihi olaya ve savaşlara tanıklık etmiş kentten günümüze ulaşan kalıntılar arasında kaya mezarları, lahit mezarları ve Likya kültürüne özgü dikme mezar anıtları mevcut. Likya akropolü, birçok kez onarılmış. Antik tiyatrosu ve Erken Hıristiyanlık döneminde yapılmış kilisesi, Harpy Anıt Mezarı görülebilecek önemli yapıları arasında. 1840'lı yıllarda antik kentte kazılar yapan İngiliz Fellows, şehrin en önemli eserlerinden olan 'Nereidler Anıtı' ile pek çok eseri ise buradan British Museum'a götürmüş maalesef. Anadolu'nun Gözyaşları ve yurtdışına çıkarılan/ kaçırılan eserlerimiz... Bunlar anlat anlat bitmez ne yazık ki..

Başka antik kentlerde buluşmak üzere.


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.