
'Kendime geniş bir aile yaratmak istiyorum'

'Kendime geniş bir aile yaratmak istiyorum'

Röportaj: Gülçin İşler Fırat
Fotoğraflar: Cengiz Dikbaş
Cemiyet hayatının ünlü isimlerinden biri olan Enci Teker, '14 Ünlü, 14 Kalp, 14 Şubat' adlı bir sosyal sorumluluk projesi hayata geçirdi. Proje kapsamında, 14 ünlü isim, Adnan-Begüm Şen çiftinin oğlu adına kurulan Alp Şen İyilik Vakfı yararına satılmak üzere kalp tasarladı. Bu projenin detaylarını konuşmak için Enci Teker ile St. Regis Hotel'de buluştuk. Teker'e ayrıca; ünlü reklamcı Alinur Velidedeoğlu'yla olaylı bir şekilde boşanmasını ve yeni hayatını da sorduk.
'14 Ünlü, 14 Kalp, 14 Şubat' adıyla bir sosyal proje gerçekleştirdiniz, bu proje nasıl ortaya çıktı?
Enci Teker: Bir gün annem Cennet Süzer, Begüm Şen ve Deniz Abla (Deniz Tanık, Begüm Şen'in annesi) oturuyorduk. Annem, bizim Begüm'le beraber projeler geliştirmemiz gerektiğinden bahsediyordu. Begüm ve Adnan'ın yerleri benim hayatımda çok özeldir. Kendilerinin vakfı olan 'Alp Şen İyilik Vakfı' için ne yapabileceğimi düşünürken, Alp'in adını da içeren kalp heykelleri aklıma geldi. '14 Ünlü, 14 Kalp, 14 Şubat' ile sevgili Alp'in adını yaşatabileceğimiz tasarım kalpler hazırlayabileceğimizi düşündüm.
'Kendime geniş bir aile yaratmak istiyorum'

Ve ardından Beşiktaş Belediyesi sponsorluğunda projeyi büyüttünüz öyle mi?
Teker: Begüm Özkul adlı yakın arkadaşımla ortak çalışmaya başladık. Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar sağ olsun her konuda bize destek verdi. Zorlu Center'da gerçekleşen tanıtıma sponsor oldu. 14 ünlüye iki metre eninde ve boyunda fiber malzemeden kalpler verdik. Herkes kendine ait tasarımını yaparak projeye destek verdi. Projeye katılan herkes bir telefonla kabul etti ve kalplerini çok kısa zamanda yetiştirdiler. Hepsinin tasarımı birbirinden şahaneydi.
Projenin sizin için önemi nedir?
Teker: Proje benim için çok önemliydi. Şen ve Tanık aileleri çok değerlidir bizim için ve iki aileyi de çok severim. Biz bu proje ile 'sevgi' konseptini çok geniş kapsamda düşündük. Anne-çocuk sevgisi, kardeş sevgisi, eş sevgisi gibi... Bu kalplerin bir ay sonra açık artırması olacak ve geliri Alp Şen İyilik Vakfı'na bağışlanacak. Alp'in yardımseverliğini devam ettiren bu vakıf, İstanbul Üniversiteliler ile birlikte yeni nesil sekanslama ünitesi kurulmasına yardım edip, mevcut kapasite yıllık 3 bin 500'den 23 bin 500'e yükseltilecek.
'Kendime geniş bir aile yaratmak istiyorum'

Sizin için en özel kalp hangisiydi?
Teker: Kalplerin hepsi çok güzeldi ama tabii ki benim için en özel olanı Begüm'ün tasarımı oldu. Böyle anlamlı bir projeye dahil olan herkese çok teşekkür etmek isterim.
Kalplerin devamı gelecek mi?
Teker: Projeyi her sene yapmak istiyoruz. Ve kalplerimizi çoğaltarak devam ederiz umarım.
Siz kalbinizi tasarlarken nelerden etkilendiniz? Yaşadıklarınız kalbinizin tasarımına yansıdı mı?
Teker: Geçtiğimiz zaman içerisinde kalbimin paslandığını hissediyordum. Siz ne kadar iyi ve sağlam olursanız olun; dış etkenler demir gibi sizi de paslandırabiliyor. O yüzden paslı saçlar ve hurda parçaları kullandım. Geçmiş ve gelecek zamanı temsil etmesi için de çarkları kullandım. Aralarına ise hayata tutunmamı sağlayan, bana ışık veren insanların gözlerini koydum. Gözler herkesin ışıltısını ve ruhunu yansıtır. Zaman zaman savaşlar verirken, bu kişiler bir şekilde hayatımızda bize destek olmak için varlardır.
'Kendime geniş bir aile yaratmak istiyorum'

Boşanma sürecinizde sıkıntılı günler yaşadınız. Çok yıprandınız mı?
Teker: Size çok samimiyetle söyleyebilirim ki eskiyi hatırlamıyorum. Adı üstünde zaten geçmiş ve bitmiş... Hiçbir duygum yok. Olsa zaten paylaşırdım.
Eski eşiniz Alinur Velidedeoğlu'na kırgınlıklarınız veya kızgınlıklarınız yok mu?
Teker: Boşanmamızın üstünden beş ay geçti ve artık bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Bir de şöyle bir durum var. Ailem eski eşimle adımın aynı cümle içerisinde bile anılmasına sinir oluyor. Özellikle de Mustafa Dayım (Mustafa Süzer) bu konuda çok sert ve konuşmama kesinlikle izin yok.
O halde yeni aşkınız Frank Roccogrande'yi konuşalım. Nasıl gidiyor aşk hayatınız?
Teker: Şu an çok mutluyum. Hayatımda çok değer verdiğim, benim için çok özel ve beni çok iyi anlayan birisi var. Bence ilişki eşittir mutluluk olmalıdır. Ben de bunu yaşıyorum.
'Kendime geniş bir aile yaratmak istiyorum'

Nasıl tanıştınız?
Teker: Frank, kuzenim Baran Süzer'in çok yakın arkadaşı. Bizi o tanıştırdı. İstanbul'da tanıştık. Baran zaten benim birtanemdir, biz hep beraber büyüdük ve kuzenim benim her şeyimi bilir.
Amerika'ya şu sıralar çok sık gidip geliyor olmanız aşktan mı?
Teker: Aslında Amerika'ya hep gidip geliyordum, bağımı hiç kesmedim. Kız kardeşim beş sene önce orada üniversiteye başlayınca, ben de yılın altı ayını New York'ta geçirdim. O süreçte hem kardeşimle doya doya zaman geçirdim; hem de kendimi her anlamda geliştirdim. Sanat okullarına, Broadway show'larına gittim, MoMA'da gece kurslarına katıldım. Herkes gittikten sonra müzede önce bize dönemi ve akımları anlatıyorlardı, sonrasında Picasso, Monet, Pollock'un eserleri karşısına geçip çizim yapıyorduk.
Sanat ve tasarım anlamında şu an neler yapıyorsunuz?
Teker: Şu anda devam etmekte olduğum sanatçıların eserlerinden oluşan eşarp ve çanta koleksiyonum var. Bir de iPhone uygulaması üzerinde çalışıyorum ki, bitmek üzere. O bitince detaylarını paylaşacağım. Bu arada 'Kültür Politikası ve Sanat Yönetimi' yüksek lisansı yaptım. Sadece sanat ve tasarımı içeren projeler olursa yer almak istiyorum.
'Kendime geniş bir aile yaratmak istiyorum'

Sanat sizin için ne ifade ediyor?
Teker: İnsanlar televizyonu ya da interneti tercih ediyorlar. Halbuki görmek, dokunmak, duymak, içinde olmak çok daha farklı duygular... Ayrıca bizi sanat temsil eder. Bazen dünya geçmişindeki izlerimizi bile sanat eserlerini inceleyerek öğrenebiliyoruz. Sanat benim için çok önemli.
Bir dönem Süzer Plaza'yı kültür sanat merkezi haline getirmiştiniz, öyle değil mi?
Teker: O dönemde Süzer Plaza yeni bir arayış içindeydi, ben de yüksek lisansımı yapıyordum. Sanat ve kültür merkezi açığımızın çok fazla olduğunu fark ettim. İnci Aksoy da o dönemde kendi galerisi Ekavart için yer arıyordu. Benim de aklımda bir anda ampül yandı. Kuzenim Baran'ı aradım ve onun da desteğiyle sanat galerisi ve cep tiyatrosunu buluşturan özel proje hayata geçmiş oldu. Ailem de sanata ve sanatçıya çok değer verir.
'Kendime geniş bir aile yaratmak istiyorum'

Sevgi dolu bir aile ortamında yetişmişsiniz. Aile kavramı sizin için ne ifade ediyor?
Teker: Aile kavramı çok, ama çok önemli. Aile sevgisi olmayan insanlar hayatlarını sıkıntılı, üzüntülü ve eksik geçiriyorlar. Normalde birbirini seven sağlıklı eşler, çocuklarına da aynı sevgiyi yansıtıp birlikte çok özel anlar geçirirler. Sorunlu kişilik sahibi insanların ya annesi ya da babasıyla çocukluktan gelen sıkıntıları vardır. Ölene kadar da içindekileri bir türlü çözemezler. Ben çok şanslıyım ki, ailem bana sevgiyi o kadar çok verdi ki, kötülük nasıl bir duygu bilmiyorum, hissedemiyorum... Sadece böyle insanları huzursuz görünce acıyorum.
Siz evliliğinizde istediğiniz aile ortamını yaratamadığınızı düşünüyor musunuz?
Teker: Ben de ileride kendime sağlıklı, mutlu, huzurlu, güzel ve geniş bir aile yaratmak istiyorum.
Yeniden evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Teker: Evlilik hakkında konuşmam için henüz çok erken. Malum daha ilişkimiz çok yeni. Ama neden olmasın... Tabii ki isterim.
'Kendime geniş bir aile yaratmak istiyorum'

Hayat mottonuz nedir?
Teker: Benim mottom çok basit, "Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol..."
En sevdiğiniz özelliğiniz nedir?
Teker: Sabırlı olmak. Bu bana çok şey kattı.
Peki en sevmediğiniz özelliğiniz?
Teker: En sevmediğim yanım pire için yorgan yakabilirim. Ve bana bunu söylediklerinde, "Bana ne, yenisini alırım" derim. Bir anda küsüp, hızlıca karar verebiliyorum. Bir de bazen çok utangaç olabiliyorum ve insanlar bunu ukalalık olarak adlandırıyor. Bu özelliğimi cidden hiç sevmiyorum.
'Kendime geniş bir aile yaratmak istiyorum'

Çok fit görünüyorsunuz. Fiziğinizi korumak için neler yapıyorsunuz?
Teker: Teşekkür ederim ama ben nasıl göründüğümü bilmiyorum. Sadece çok iyi hissediyorum ve mutluyum. Yıllardır pilates yapıyorum ama arada ara veriyorum. Yürümeyi ve dans etmeyi çok severim. Rejim hiç yapmadım, sadece anneannemin hayat boyu rejimini uyguluyorum. Her şeyden yiyorum ama az. Baklava yersem yarım ya da bir tane yerim ama hayatta iki tane üst üste yemem. Bir de babamdan öğrendiğim bir ders daha var. Yemek yerken hep dik oturmamı, lokmalarımı küçük parçalara bölüp çok çiğnememi söylerdi. Ben de her yemekte herkes tatlısını bitirirken daha ilk öğünümü bitiririm.
Beş sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Teker: Beş sene sonramı değil, ama 40 sene sonramı hayal edebiliyorum. Güzel bir aile kurup, sevdiğim eşimle yaşlanıp, kardeşlerim, çocuklarım ve torunlarımla sağlıklı ve mutlu bir ortamda olmak istiyorum. Sanat ve tasarım alanında kendimi daha geliştirip, dünyaya kalıcı bir şeyler bırakmak istiyorum.