
Sanata tutkun iki özel kadın

Sanata tutkun iki özel kadın

Röportaj: Gülçin İşler Fırat
Fotoğraflar: Cengiz Dikbaş
Sanata ve sanatçıya katkı sağlamak, çağdaş sanatın üretimine ve dolaşımına destek olmak ve genç sanatçılara yeni bir sanat alanı yaratmak amacıyla iki kadın güçlerini birleştirdi. BPR İletişim Ajans Başkanı Banu Birkan ile Sanat Danışmanı Sevil Dolmacı, 'Art Base Project' adını verdikleri yeni sanat oluşumunu hayata geçirdi. Bu oluşum, bir sanat merkezi değil, çağdaş sanat alanında yerel ve uluslararası projeler üretecek bir sanat oluşumu. Art Base Project ile ilgili merak ettiklerimizi kendilerine sorduk.
Art Base Project birlikteliğiniz nasıl doğdu?
Sevil Dolmacı: İletişim sektörü son dönemde kurumlara üretilen projeler üzerinden kurum kimliklerini oluşturmaya başladı ve sanat projeleri de kurumlar için en tercih edilen alan oldu. Dolayısıyla iletişim firmalarının profesyonel bir danışmanlık şirketi ile çalışması kaçınılmaz. Sevil Dolmacı Art Concultancy, Türkiye'de kurumsal bazda hizmet veren ilk şirket ve dolayısıyla iletişim sektörü ile de iç içe bir yanı var. Kurumların sanatla yaratmak istedikleri kimliklerin, medya planı ve iletişim ağı, kurumsal sanat danışmanlık ekibi ile birlikte yürütülünce işin etki alanı da bu ölçekte büyüyor. Biz de bu ihtiyaçların farkındaydık ve ortak sanatçı bir dostumuz vasıtasıyla bir araya geldik. Banu Birkan'ın sanat projelerine olan yakınlığı, Sevil Dolmacı Art Consultancy'nin uluslararası ekibiyle önemli projelere imza atması, kısa sürede ortaklığa dönüştü.
Art Base Project'in kurulma amacı nedir?
Banu Birkan: Art Base Project, öncelikle sanata ve sanatçıya katkı sağlamak amacıyla, çağdaş sanatın üretimine ve dolaşımına odaklanmıştır. Burası bir sanat merkezi değil, çağdaş sanat alanında yerel ve uluslararası projeler üretecek olan bir sanat oluşumu. Ulusal düzlemde genç sanatçılara üretimlerini paylaşabileceği yeni bir alan sağlamak, uluslararası platformda ise tanıtımlarını yaparak sergileme alternatifleri yaratmak...
Dolmacı: Sevil Dolmacı Art Consultancy olarak kurumsallaşmış isimlere ve sanatçı temsilciliklerine yoğunlaştık. Art Base Project, genç sanatçılarımızı öne çıkarma fikrinden doğdu ve diğerlerini de beraberinde getirdi. Art Base Project olarak, Türk ve yabancı genç kuşak sanatçılara odaklanmayı ve ekonomik sanat projeleri üretmeyi hedefliyoruz. Bu konudaki ilk projemiz, 'A Remix of the Local' ile izleyiciye yerel kodların izinde çağdaş bir seçki sunmaya hazırlanıyoruz. Nişantaşı Overthose'de gerçekleşecek olan sergide, genç sanatçıların resim, heykel, fotoğraf, video gibi farklı disiplinlerdeki eserleri yer alacak.
Sanata tutkun iki özel kadın

Sanat alanında yeni bir işbirliği modeli oluşturmuşsunuz. Bu yeniliği açabilir misiniz?
Dolmacı: Küçük gruplara yurtdışında atölye ve koleksiyoner evi ziyaretleri ile müze gezileri düzenleyecek olan Art Base Project, sanatla koleksiyonerin direkt buluşmasını sağlayacak. Yurtdışında Türk sanatçılar için sergi projeleri, yabancı sanatçılar için Türkiye'de eventler yine projelerimiz arasında.
Art Base Project sanat dünyasına nasıl bir katkı sağlayacak?
Birkan: Sanat, dünyaya daima güzellik ve zenginlik katar. Bizim amacımız sanatı yaygınlaştırmak ve sanatçıya yeni iş alanları yaratmak adına hastane, AVM, spor kulübü, iş merkezi, otel projesi gibi kurumlara projeler üretmek ve gerçekleştirmek. Üreteceğimiz projelerde, çağdaş sanat ürünlerini günlük hayatın içine katmayı, sanatı hayatın her alanında görünür, dokunulur bir hale getirmeyi planlıyoruz.
Çağdaş sanat ülkemizde son yıllarda yükselişte. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Birkan: Çağdaş sanat dünyada yükselen bir olgu ve ciddi bir yatırım aracı. Ayrıca her ne sebeple olursa olsun sanatın hayata değer kattığına inanıyorum. Son 10 yıldır sanat fuarlarına, bianellere, galerilere ve genç sanatçıların işlerine artan yoğun ilgi, İstanbul'u çağdaş sanat merkezlerinden biri konumuna getirdi. Artık büyük şirketler ve kurumlar da kendi koleksiyonlarını oluşturuyorlar, yatırımlarını çağdaş sanattan yana değerlendirmek için projeler arıyorlar.
Sanata tutkun iki özel kadın

Sanat sizin için ne ifade ediyor?
Birkan: Sanata hayatımda daima bir yer ayırdım. Pek çok sanatçı, koleksiyoner ve müzayedeciyle dostluğum var. Hatta sanata olan ilgim, Overthose Sanat Platformu ile son üç yıldır profesyonel bir boyuta taşındı. Düzenlediğimiz sergilerde Ardan Özmenoğlu, Murat Pulat, Merve Şendil, Halil Vurucuoğlu gibi pek çok genç çağdaş sanatçının eserleri yer aldı. Sanata ayrılan maddi, manevi hiçbir kaynağın boşa gitmediğine inanıyorum.
Dolmacı: Sanat benim için aşk...
Banu Hanım sanata duyduğunuz bu ilgiyi kurduğunuz Overthose Çağdaş Sanat Platformu ve galerisi ile profesyonel boyuta taşımışsınız. Nasıl karar verdiniz buna?
Birkan: Biz Overthose'u klasik bir sanat galerisinden öte sanatın buluşma noktası olarak tasarladık ve yüksek nitelikli sanat yapıtlarını sanatseverlerle doğrudan buluşturmayı hedefledik. Adnan Çoker, Adem Genç, Mustafa Ata, Bubi gibi çağdaş Türk sanatının usta isimlerinin yanı sıra, pek çok genç sanatçıya kapılarımızı açtık. Bundan sonrasında, Art Base Project kapsamında oluşturulan sergi, performans, çağdaş sanat seminerleri ve eğitimlerini Overthose'da düzenlemeye devam edeceğiz.
Beğendiğiniz çağdaş sanatçılar ve eserleri nelerdir?
Birkan: Çağdaş Türk sanatçılardan Ergin İnan, Devrim Erbil, gençlerden Seçkin Pirim, Murat Pulat ve Halil Vurucuoğlu... Dünyada da Ai Wei Wei, Yayoi Kusama, Bruce Nauman ve Elizabeth Peyton takip ettiğim sanatçılar arasında...
İş hayatınızın yoğun temposu arasında sanatsal aktivitelere vakit ayırmak size ne hissettiriyor?
Birkan: Yoğun çalışma temposunda sanat benim için bir dinlenme ve rahatlama alanı oluyor. Keyif aldığım bir sergiyi gezdiğimde ya da çarpıcı bir esere rastladığımda gündelik işlerden kopup başka diyarlara ulaşabiliyorum.
Sanata tutkun iki özel kadın

Sanatın hangi dallarıyla ilgileniyorsunuz?
Birkan: "Sevdiğin şeyleri işe dönüştürmeyi biliyorsan, çalışmak seni her zaman mutlu eder" sözüne çok inanırım. Sanata olan ilgim Overthose'un hayata geçmesine sebep oldu. Şimdi de Sevil Dolmacı ile buluştuk ve birlikte Art Base Project'i oluşturduk. Çağdaş sanatı takip etmekten hoşlanıyorum, video-art ve street-art bana enerji veriyor. Plastik sanatların dışında, tiyatroyu ve müzikalleri seviyorum. Yurtdışı seyahatlerinde mutlaka bir müzikal izlemeye çalışıyorum. Ayrıca opera ile ruhsal bir aşk yaşadığımı da itiraf edebilirim. Bir de resim var hayatımda. Bubi'nin resim atölyesindeki derslere katıldım ve şimdi kendim devam ediyorum.
Sevil Dolmacı Proje ve Sanat Yatırım Danışmanlığı neler yapar?
Dolmacı: İstanbul sanat hayatı; son yıllardaki hızlı değişim/dönüşüm ve sektördeki büyüme ile kabuk değiştirme sürecinde. Değişen ve gün geçtikçe büyüyen sanat sektöründe, kurumların profesyonel çözüm ortakları araması, kurumsallaşmış bir sanat danışmanlık fikrini ortaya çıkardı. Sevil Dolmacı Art Consultancy böyle bir ihtiyacın ürünüydü. Kadromuzda Avrupa ve Amerika'daki önemli sanat kurumlarında çalışmış sanat profesyonelleri yer alıyor. Ayrıca Laurance Jenkell, Manfred Kielnhofer Regard Vand der Meulan ve Ergin İnan sanatçı temsilciliği, özel koleksiyon sergileri, büyük kurumlara sanat danışmanlığı çalışmalarımız arasında. Sevil Dolmacı Art Consultancy olarak galeri, koleksiyoner, sanatçı, müzayedeevi ve artdealer'lar için havuz sistemini oluşturmaya çalışıyoruz.
Çok büyük ve önemli projelere imza atmışsınız. Başarınızın sırrı nedir?
Dolmacı: Benim en büyük şansım yaptığım işin eğitimini almış olmak. Sanat tarihi mezunuyum, master ve doktoram da sanat tarihi, çağdaş sanat üzerine. Demsa'da çalışmak ise büyük bir tecrübe oldu benim için. Demsa Müze Projesi, St. Regis Hotel Projesi, bir sanat tarihçisi için ikinci bir okul oldu. Kabakçı Koleksiyonu, Demirören Group ve diğerleri derken işlerim büyüdü. Yurtdışı deneyimlerinde gördüm ki; zincirin en önemli halkası sanat danışmanı ve böylece Sevil Dolmacı Art Consultancy ortaya çıktı. İşlerin kısa sürede büyümesi ve gelen yoğun talepler ise Art Base Project'in doğmasını sağladı. İşinize aşkla bağlı olmak ve çalışmak ise başarının en net cevabı...