
'Sanatı hiçbir zaman yatırım olarak görmedik'

'Sanatı hiçbir zaman yatırım olarak görmedik'

Röportaj:Bade KAÇAR
Fotoğraflar:Koray IŞIK
Eşkişehir’in önde gelen ailelerinden birine mensup olan Ömer Abacı ve zarif eşi Aslıhan Abacı, Nişantaşı’nda bir sanat galerisi açtı. Abacı çifti, böylece İstanbul’un kültür-sanat hayatına bir katkı sağlamış oldu. Abacı çifti ile sanata olan tutkularını, sanat galerilerini ve iş ve özel hayatlarını konuşup bir de özel fotoğraf çekimi gerçekleştirdik.
Sanat merakınız ne zaman başladı? Ne zamandan beri sanata yatırım yapıyorsunuz?
Ömer Abacı: Kendimi bildim bileli sanatla iç içeyim. 30 senedir de fiilen sanatla ilgilenmekteyim. Sanatı bir yatırım aracı olarak görmüyorum. Benim sanata olan tutkum tamamen sanata olan kişisel ilgimden kaynaklanıyor.
Aslıhan Hanım sizin sanatla ilişkiniz nasıl? Ömer Bey kadar ilgili misiniz?
Aslıhan Abacı: Ben güzel sanatlar fakültesi mezunuyum. Zaten eğitim geçmişim sanat üzerine olduğu için ilgilenmemem mümkün değil. Sanat benim için de bir tutku ve bundan sonra da bu yönde çalışmalar yapmaya devam edeceğim.
İlk aldığınız eser hangisiydi?
Ö. Abacı: İlk aldığım eser bir İznik çinisiydi.
'Sanatı hiçbir zaman yatırım olarak görmedik'

Ailenizde koleksiyoner var mıydı?
Ö. Abacı: Ailemde koleksiyoner yoktu. Zaten ben de kendimi hiçbir zaman koleksiyoner olarak görmedim. Bu işi gerçekten profesyonel olarak yapanlar var. Kendime koleksiyoner dersem onlara haksızlık etmiş olurum.
Koleksiyonunuzu hangi parçalar oluşturuyor?
Ö. Abacı: Koleksiyonum birçok farklı eserden oluşuyor. Tablolar, İznik çinileri ve Osmanlı koleksiyon objeleri gibi...
Özel olarak ilgilendiğiniz sanatçı, dönem ve akım var mı?
Ö. Abacı: Dönem olarak, Osmanlı dönemini beğenirim. Ayrıca Osmanlı hatları ve fermanlarına da özel bir ilgi duyuyorum.
A. Abacı: Baba tarafımın kökleri Osmanlı’ya dayanacak kadar eski İznikli olduğundan, İznik çinileri gerçek bir tutkudur benim için.
'Sanatı hiçbir zaman yatırım olarak görmedik'

Koleksiyonunuzu sanat galerisine dönüştürme fikri nasıl oluştu?
Ö. Abacı: Elimde olan eserler çoğalmaya başlayınca, ben de bunları dostlarım ve sevdiklerimle paylaşmak düşüncesiyle kendi galerimde sergilemem gerektiğini düşünerek bu yola çıktım.
Yapılan her müzayedeyi takip eder misiniz?
Ö. Abacı: Hepsini değil, ama belli müzayedeleri fırsatım oldukça takip etmeye çalışıyorum.
'Sanatı hiçbir zaman yatırım olarak görmedik'

Koleksiyonunuzdaki favori eseriniz hangisi?
Ö. Abacı: İnsan çocuklarını nasıl birbirinden ayıramazsa, ben de onları birbirinden ayıramam. Hepsi benim çocuklarım gibidir. Hepsini çok seviyorum.
Aldığınız eserleri satar mısınız?
Ö. Abacı: Kendim için aldıklarımı saklamak isterim ama kabul etmeliyim ki, eğer bu işi ticari olarak yapacaksam, tabii ki bu işin doğasında ederini bulan eserleri satmak da var.
Satarken üzülüyorsunuz o halde...
Ö. Abacı: Sanata benim gibi tutkusu olan insanlar için onlardan ayrılmak zordur. Ben hiçbir zaman sanatı bir yatırım aracı olarak görmedim. Sanatı benim gibi seven insanlarla paylaşmak, onları da bu tutkuya dahil etmek, benim için en güzel yatırım.
Memleketiniz Eskişehir’e çok yatırım yapıyorsunuz, bunlardan bahseder misiniz? Yeni yılda yeni ve farklı projeleriniz var mı?
Ö. Abacı: Eskişehir benim için Türkiye’nin en güzel şehri ve ömrüm yettiği kadar ben ve ailem, şehrimizin ekonomisine hizmet etmeye devam edeceğiz. Halihazırda Eskişehir’de Abacı Konak Otel, Abacı Sigorta, 222 Park, Acıktım Cafe, Passage Cafe&Patisserie, Mamul Pasta Ekmek ve Gaga Gourmet Lounge Event Hall ile Abacı Grup olarak faaliyetlerimiz sürdürüyoruz.
Nasıl bir aile hayatınız var? Sanat tutkunuz dışında birlikte neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
A. Abacı: Geleneksel bir aile yapısına sahibiz. Yoğun iş hayatı içindeki eşime hizmet etmekten büyük keyif alırım. Her zaman eşimin isteklerini ön planda tutan, onun hayatını kolaylaştırmak için elinden geleni yapan biriyim, böyle klasik bir aile düzenimiz vardır. Birlikte seyahat etmekten, yeni yerleri keşfetmekten ve eski sanat eserlerini takip edip, görmekten büyük keyif alırız.
Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?
A. Abacı: Birçok sosyal sorumluluk projesinde aktif olarak görev aldım. Hayatı paylaşmak anlamında ulaşabildiğimiz her yerde insanlara elimizden geldiğince destek olmak için çalışmanın hazzının hiçbir şeyde olmadığını düşünüyorum. Bence en kutsal şey yardıma muhtaç olanlara yardım eli uzatmak.
Ö. Abacı: Eşim sosyal sorumluluk projelerinde aktif olarak rol alıyor. Kendisine bu konuda her zaman destekçiyim.
'Sanatı hiçbir zaman yatırım olarak görmedik'

Yarattığınız Mikasa Moor markası, kısa sürede beğenilen markalar arasına girdi. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Ö. Abacı: Çalışma, çalışma ve yine çalışma...
Ürün seçimi yaparken en çok nelere dikkat ediyorsunuz?
Ö. Abacı: İyi bir gözlem ekibimiz var. Piyasa şartlarını, tüketici tercihlerini fizibilite ederek ürün gamında en çok tercih edilen ürünleri ve özel parçaları tasarlayarak bir araya getirme gayreti içindeyiz.
Mikasa Moor için gelecek projeleriniz neler?
Ö. Abacı: Mevcut mağazalarımıza yenilerini eklemek ve insanları Mikasa Moor kalitesiyle buluşturmak için ortağımla beraber var gücümüzle çalışıyoruz. Şu anda francaise ile beraber 20 mağazamız var, fakat amacımız gelecek iki yılda 50 mağaza daha açmak.
Aslıhan Hanım siz de Mikasa Moor ile ilgileniyorsunuz. Kendinizi biraz tanıtabilir misiniz?
A. Abacı: 1973 yılında Bursa’da doğdum. Eğitimimi Bursa’da tamamladıktan sonra Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarımı bölümünü bitirdim. Daha sonra bir süre babamın şirketlerinde yönetici olarak çalıştım. Evlendikten sonra da Mikasa Moor markasının geliştirilmesi için çalışmalarım oldu. Şimdi benim geçmişten beri tutkum olan sanat galerisiyle ilgilenmekteyim. Sanat galerisi açma fikri oluşana kadar sadece Mikasa Moor ile ilgileniyordum. Ancak sanat galerisi benim için çok daha cazip bir seçenek olarak ön plana çıktı.