Akdeniz'in Saklı Kalmış Sahili; Arnavutluk Riviearası

Arnavutluk kıyıları, henüz keşfedilmemiş olmanın avantajını taşıyor: Kalabalık yok, fiyatlar makul ve doğa daha bozulmamış.

Akdeniz'in Saklı Kalmış Sahili; Arnavutluk Riviearası

Öyleyse bu yaz, deniz ve güneşin keyfini çıkarmak için Arnavutluk sahillerini keşfetmeye ne dersiniz..

Yazı: Şerif ERCAN



Adriyatik kıyılarında, Akdeniz rüyasının henüz keşfedilmemiş bir sayfası var: Arnavutluk. İtalya ve Yunanistan arasında sıkışmış ama ruhuyla, tarihiyle ve doğasıyla kendine ait bir dünya kurmuş bu küçük Balkan ülkesi, bu yaz lüks ama özgün bir tatil arayanlar için cazibenin yeni adresi olmaya aday. Bazen bir ülkenin en güzel yanı, henüz yeterince anlatılmamış olmasıdır. Komşu kıyılar yıllardır Akdeniz’in yıldızı olurken, Arnavutluk Rivierası sessizce güzelleşti, sabırla bekledi. Ve şimdi, dünya yavaş yavaş bu bakir cennetle tanışıyor. Eğer siz de kalabalıklardan uzak, otantik ama konforlu bir yaz tatili hayal ediyorsanız, rotanızı Arnavutluk’un güney kıyılarına çevirmelisiniz.



KSAMIL: ARNAVUTLUK’UN KARAYIPLERI

Yazın en sıcak günlerinde, Arnavutluk Rivierası’nın en çok konuşulan yeri kuşkusuz Ksamil. Dalgasız ve cam gibi berrak denizi, bembeyaz kumlarıyla Karayipler’i andırıyor. Burada denizle bütünleşmiş küçük adacıklar bulunuyor. Küçük bir kayıkla bu adacıklara geçip, bir gün boyunca yalnızca sizin olan bir sahilin tadını çıkarabilirsiniz.


Plajlar genellikle butik plaj kulüpleri tarafından işletiliyor ve her birinin kendine özgü bir ruhu var. Lori Beach Club ve Guvat Beach gibi mekanlarda güneşlenmek, Akdeniz stilini sade şıklıkla buluşturan yerel işletmelerin konforunu yaşamak mümkün.


SARANDA: GECELERİ IŞIL IŞIL BIR TATIL ŞEHRİ

Ksamil’den yalnızca 20 dakikalık bir araba yolculuğuyla ulaşabileceğiniz Saranda, hem gündüz deniz keyfi hem de gece hareketliliği sunan sofistike bir şehir. İyon Denizi kıyısında yer alan Saranda, özellikle yaz aylarında Arnavut sosyetesinin ve Avrupalı gezginlerin uğrak noktası. Sahil boyunca dizilmiş lüks restoranlarda Arnavut mutfağının Akdeniz yorumlarıyla tanışabilir, geceleri deniz manzaralı rooftop bar’larda müzik ve kokteylin tadını çıkarabilirsiniz. Saranda’nın tepesinde yer alan Lekursi Kalesi, akşam saatlerinde büyüleyici bir gün batımı manzarası sunuyor. Şehrin tüm ışıklarını ayaklarınızın altına sererken, hafif bir yaz meltemi size sadece doğayı değil zamanı da yavaşlattığını hissettiriyor.



BUTRINT ANTIK KENTI: DOĞA VE TARIHIN EL ELE DANSI

Deniz-kum-güneş üçlüsünü yaşarken tarihle de buluşmak isterseniz, Ksamil’e yalnızca birkaç kilometre uzaklıkta bulunan Butrint Antik Kenti’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu antik kent, binlerce yıl boyunca Yunanlar, Romalılar ve Bizanslılar tarafından kullanılmış. Ormanla çevrili bir lagünün ortasında yükselen bu antik kent, doğayla tarihin nasıl uyum içinde var olabileceğini gösteriyor. Rehberli turlar, özellikle akşam saatlerinde güneşin yumuşayan ışığıyla birlikte etkileyici bir deneyim sunuyor.


HIMARE VE DHERMI: RIVIERANIN BOHEM YÜZÜ

Ksamil ve Saranda’nın ardından biraz daha kuzeye doğru ilerlediğinizde, Arnavutluk Rivierası’nın daha sakin, daha bohem yüzüyle tanışacaksınız. Himare ve Dhermi, uzun sahil şeritleri, taş evli köyleri ve yerel yaşamın sadeliğiyle dikkat çekiyor. Dhermi’deki Drymades Beach, kayalıklar arasına gizlenmiş turkuaz koylarıyla tam bir Instagram rüyası. Bu bölgelerde konaklama için önerim, doğayla uyumlu butik oteller. Ahşap bungalovlar, taş mimarili dağ evleri ve teraslı süitler, sade ama şık bir atmosfer sunuyor. Oteller genellikle sürdürülebilirlik ilkesine göre tasarlanmış; yerel ürünlerle hazırlanan kahvaltılar, güne yoga ile başlama imkânı ve geceleri açık hava sinema gösterimleri gibi detaylarla fark yaratıyor.



LEZZET DOLU DURAKLAR

Arnavutluk mutfağı, Balkanların karakteristik öğeleriyle Akdeniz tazeliğini buluşturuyor. Deniz ürünleri elbette başrolde: Kalamar, levrek, midye ve ahtapotun en tazesini burada tadabilirsiniz. Fergese, Tave Kosi ve Qifqi gibi yerel tatlar, bölge restoranlarında modern sunumlarla servis ediliyor. Limani, Guvat ve Restaurant Apollonia gibi mekanlar, deniz manzaralı şık masaları ve rafine menüleriyle öne çıkıyor. Tatlı olarak ise, bir trilece ya da yerel bal ve cevizle yapılan bakllava mutlaka denenmeli. Yanına bir fincan Arnavut usulü Türk kahvesi içmeyi de unutmayın.


ULAŞIM VE KÜÇÜK LÜKSLER

Arnavutluk’a Türkiye’den direkt uçuşla Tiran ya da Korça üzerinden ulaşabilirsiniz. Ancak Rivieraya inmenin en şık yolu, Tiran’dan araba kiralayarak güneye, sahil boyunca manzaralı bir yolculuk yapmak. Dağların arasından kıvrılan yollar, yol boyunca uzanan zeytinlikler ve aşağıda parlayan deniz manzarası, yolculuğu bile bir deneyime dönüştürüyor.