
Ünlü Amerikalı Mimar Peter Marino’nun dokunuşuyla geçmişin ruhunu koruyan villa, yaratıcı buluşmalar ve sanat etkinlikleriyle Chanel’in ilham verici mirasını geleceğe taşıyor.
Yazı: Akgün Akdil
Fotoğraf: Chanel'in İzniyle
Chanel, Fransız Rivierası’ndaki Roquebrune-Cap-Martin tepelerinde yer alan Gabrielle Chanel’in gözde evi La Pausa’yı titizlikle restore etti. Chanel’in 1928’de bizzat tasarladığı bu tarihi villa, uzun süren bir yenileme sürecinin ardından yeniden açılıyor. Geçmişin bir anısı olarak değil, yaratıcı bir buluşma ve ilham mekanı olarak... Yıllardır Chanel ile iş birliği yapan mimar Peter Marino’nun önderliğinde yürütülen bu detaylı restorasyonla La Pausa, sanatçılar, yazarlar ve yaratıcı zihinler için özel bir mekan ve ilham noktası haline geliyor. Yaz sonunda Chanel Arts & Culture çatısı altında resmi olarak açılacak olan proje, Matmazel Chanel’in kişisel tarihine ve kültürel mirasına duyulan derin saygının bir ifadesi ve aynı zamanda markanın Chanel Heritage Sites (Chanel Miras Mekanları) girişiminin önemli bir genişlemesi niteliğinde.
La Pausa, sıradan bir Côte d’Azur villası değildi. Gabrielle Chanel’in bağımsızlık ve yaratıcılığının zirvesindeyken tasarladığı oldukça kişisel bir projeydi. Paris’teki yoğun sosyal hayatından kaçmak, doğa ile uyumlu, sade ve dengeli bir yaşam alanı yaratmak istemişti. Savaşlar arası dönemde Chanel’in en mutlu anılarına ev sahipliği yapan La Pausa, aynı zamanda yaratıcı enerjinin merkeziydi. Salvador Dalí, Jean Cocteau ve Pierre Reverdy gibi dönemin önde gelen sanatçıları burada konakladı. Özellikle Dalí, 1938’de kaldığı dört ay boyunca bazı ikonik eserlerini burada üretti. Gabrielle Chanel, La Pausa’da zamanını tenis oynayarak, dans ederek, yıldızların altında sohbet ederek geçiyordu. Protokol kurallarından uzak, sade ama zarif bir yaşam tarzı benimsiyordu.
Mimar Peter Marino yenileme sürecini şu sözlerle özetliyor: “Restorasyonun, evin inşa edildiği dönemi hatırlatmasını; sanki Matmazel Chanel sadece beş dakika önce odadan çıkmış gibi hissettirmesini iste - dim.” Peter Marino, bu projeyi tarih ile bir diyalog olarak ele almış. Arşiv fotoğrafları, Chanel biyografileri ve onun estetik anlayışına dair kapsamlı bilgisiyle, La Pausa’yı birebir kopyalamak yerine ruhuna sadık kalarak yeniden hayata geçirmiş. Taş kemerlerden el dokuması halılara, sade beyaz duvarlardan ağır ahşap mobilyalara kadar her detay Chanel’in özgün vizyonunu yan - sıtıyor. İç mekanlar, onun Aubazine Manastırı’ndaki gençliğini anımsatan sadelikle tasarlanmış; doğayla uyumlu, gösterişten uzak, sıcak bir atmosfer yaratılmış. Bahçe - lerde yerel bitki türleri tercih edilmiş, yapı sürdürülebilir enerjiyle donatılmış.