
Yazı: Şerif Ercan
Türkiye’nin güneybatısında, Fethiye’den Antalya’ya uzanan Likya Yolu, antik Likya uygarlığının izlerini taşıyan, yaklaşık 540 kilometrelik büyüleyici bir yürüyüş rotası. Tarihi patikaları, nefes kesen manzaraları ve zengin kültürel mirasıyla Likya Yolu, dünyanın dört bir yanından gezginleri ve tatil severleri cezbediyor. Likya Yolu’na ilgi, her geçen gün artıyor. Hotels.com araştırmasına göre gezginler bu baharda da Likya Yolu’na akın ediyor. Likya Yolu’nun geçtiği illere yönelik aramalarda, bu rotanın en çok tercih edildiği dönemde Muğla için %45, Antalya için ise %15 artış oldu.
Dünyanın en uzun mesafeli ve en özel yürüyüş yollarından biri olan Likya Yolu, kültürel, doğal ve tarihi unsurlarıyla bir yürüyüş rotasından çok daha fazlasını sunuyor. Bu yol, hem bir açık hava müzesi hem de doğa ve muhteşem deniz manzaralarının sihirli bir karışımı aslında. Yol boyunca göreceğiniz tarihi, kültürel ve doğal güzellikler, bu yolu çok özel kılıyor.
Likya Yolu adını, ‘Işıklar Ülkesi’ anlamına gelen Likyalılardan alıyor. Tüm yolun 29 günde tamamlandığı 540 km uzunluğundaki Likya Yolu, farklı parkurları ile Akdeniz’in birbirinden özel noktalarını kapsıyor. Fethiye’ye bağlı Ovacık (Hisarönü) Mevkii’nden başlayan ve Antalya, Gelikbayırı Köyü’nde sonra eren, Likya Birliği’nin en önemli merkezlerini kapsayan bu yolun üzerinde Antik Likya’nın tarihi zenginliğine tanıklık edebileceğimiz 30 farklı parkur bulunuyor.
Antalya ile Fethiye körfezleri arasındaki Akdeniz’e uzanan, bugün Teke Yarımadası olarak adlandırdığımız bölgeyi kapsayan Likya binlerce yıllık bir tarihe sahip. M.Ö. 167 yılında bağımsızlığını ilan eden ve 23 şehrin bir araya gelmesiyle oluşan Likya Birliği’nin en önemli kentleri arasında Santhos, Patara, Pınara, Olympos, Myra ve Tlos gösteriliyor.
KATE CLOW DÜNYAYA TANITTI
Amatör tarihçi ve yazar Kate Clow’un, Likya Yolu’nun 1999 yılında ortaya çıkarılmasında ve dünyaya tanıtılmasında büyük rolü oldu. Tüm dünyaya bu güzel yürüyüş yolunu armağan ederken; yaşadığı deneyimleri ve Likya Yolu’nu kaleme aldığı kitabıyla da tanınan Kate Clow, Türkiye’de neredeyse her dağın ardından bir antik yol çıkabileceğini söylüyor. Likya Yolu’nun en güzel parkurlarından birinin Ölüdeniz - Kayaköy rotası olduğunu da belirten Clow, Phaselis, Xanthos, Patara, Antiphellos başta olmak üzere 20’den fazla antik kente ev sahipliği yapan; Fethiye, Kelebekler Vadisi, Ölüdeniz, Yediburunlar, Patara, Çıralı, İztuzu gibi doğal güzellikleri kapsayan bu yolculuğu özellikle tavsiye ediyor.
Yerleşim yerlerinin güzergah ve mesafelerinin yazıldığı Likya Yol Kılavuz Anıtı ile dünyanın bilinen en eski ve tek karayolları haritasının oluşturduğu Likya Yolu üzerinde yer alan kalıntıların büyük çoğunluğu ise Roma ve Bizans dönemlerinin izlerini taşıyor. Likya Birliği’nin en önemli merkezlerini kapsayan Likya Yolu üç ana kola ayrılıyor. Batı, Orta, Doğu Likya yolları toplamda 30’a yakın parkuru kapsıyor. Antik Likya’nın zenginliğini yaşatan her parkur farklı yollara çıkarıyor sizi. Fethiye, Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu, Kalkan, Kaş, Kekova, Demre, Patara, Olimpos Dağı, Çıralı, Göynük Kanyonu gibi harika noktalardan geçen Likya Yolu, kimi zaman sahilden kimi zaman sarp yamaçlardan devam ediyor.
Likya YOLU boyunca 20’den fazla antik kenti de ziyaret etmek mümkün. Grande Randonnee işaret sistemiyle belirlenen parkurlarda keskin dönemeçlerde ve yoğun bitki olan noktalarda kırmızı-beyaz çizgiler izlemeniz gereken rotaları gösteriliyor. Size uygun zorluk derecesinde olan ve yürüyüş yapmak istediğiniz süreye uygun olarak parkur seçmeniz mümkün. Tüm Likya Yolu’nu tamamlamak ise bir aydan fazla zaman alıyor.