
50 yıllık köklü markaya değişim enerjisi getirdiler

Beliz Sarıyer, Gamze Saraçoğlu

Röportaj: Nazan ORTAÇ
Fotoğraf: Haydar ERÇİN
Mudo Collection Kadın Koleksiyonu, moda tasarımcısı Gamze Saraçoğlu'nun kreatif direktörlüğü'de yenilenirken, marka konseptindeki tüm yenilenme vitrinlerden, imaj çekimlerine kadar tüketiciye dokunulan her noktada yaşandı. Vitrinleri ise iç mimar Beliz Sarıyer tarafından 'Değişimin Başlangıcı' konsepti ile hazırlandı. Bu yaratıcı ikili ile Mudo'nun Akmerkez mağazasında bir araya geldik ve değişimi yerinde gözlemledik.
Mudo'yla nasıl bir araya geldiniz?
Gamze Saraçoğlu: 50 yıllık çok köklü ve güçlü bir marka olan Mudo'da bu göreve gelmek benim için büyük mutluluk oldu. Bu denli büyük bir markanın kreatif direktörlüğümde yenilenmesi ve dönüşümü çok büyük bir sorumluluk getiriyor. Yeni koleksiyonumuzun tüketicilerimizden yoğun bir talep görüyor olması bizleri çok mutlu ediyor.
Yeni bir 'Mudo Kadını' yarattınız. Kim bu kadın?
Saraçoğlu: Mudo'da yenilenme, değişim ve dönüşüm sürecinde dünyanın yeni kodlanan kadına yönelik bir koleksiyon hazırladık. 50 yıllık bir moda markası olan Mudo'nun kendi DNA'sına sadık kalarak Mudo Collection kadın koleksiyonunu, global moda trendlerine göre modernize ederek yeniden tasarladık. Kumaş dokularını değiştirdik. Mudo kadınının her anına kolaylıkla eşlik edebilecek, nefes alabilen, gün boyu deforme olmayacak pratik kumaşlar kullandık. Bedene daha iyi oturması ve esnek olması için likra kumaşlar tercih ettik, deri grubu ekledik, yün dokular, dökümlü gömlekler, kaşmir karışımlı kumaşlar kullandık...
Beliz Sarıyer, Gamze Saraçoğlu

Beliz Hanım, sizin Mudo için vitrin tasarlama hikayeniz nasıl başladı?
Beliz Sarıyer: Mudo vitrin tasarımına, Gamze'nin kreatif direktör olması ile birlikte değişen ve yenilenen yeni koleksiyon ile başladık. Gamze ile sohbet ederken benim iç mimar kimliğimin yanında, scenography alanında da çalışmalarım olduğunu duyunca kendisi teklif etti. Algı bütünlüğü açısından diğer tüm disiplinlerin koleksiyon konseptini yansıtmasını hedefliyordu. Ben de böyle bir birliktelikten büyük bir heyecan duyacağımı belirttim ve ilk vitrin tasarımımızı gerçekleştirdik.
Neler hayal ettiniz, bunları nasıl pratiğe döktünüz?
Sarıyer: Çok iyi çalışılmış bir brief aldım. Dinamik ve dikkat çeken bir mağaza yüzü olarak vitrin alanlarının hikayeleştirilmesi ve görsel mağazacılığı etkili bir marka iletişim aracı olarak kullanmak ilk hedefimiz oldu. Mudo'nun tüketicilere sunduğu ürün çeşitliliği dolayısı ile hikaye çeşitliliği çıkış noktamız oldu. Her bir hikayeyi vitrinde kullanmayı hedefledik. Bunun için hikaye kutucukları oluşturduk. Bunları üç boyutlu görsel ve prop'lar ile destekledik. Kuka ve yağmur bulutlarından tüm kutuları bir arada tutacak bir arka fon yarattık.Tüm sezon boyunca sabit kalacak sonbahar/kış temamızı yansıtacak bir kurgu. Hikaye kutularımız ise bu arka fona eklenip çıkartılarak, sezon boyunca değişkenlik gösterecek.
Tasarım anlayışınızla, Mudo'nun beklentileri birbirine uydu mu?
Sarıyer: Doğru çalışılmış bir brief aktarıldıktan sonra bu briefe yerinde mekansal çözümler sunduk. Mudo ve Gamze Saraçoğlu, ne istediklerini bilen bir ekip. Bana sadece onların aktardıkları briefe doğru senaryoyu yazmak ve bunu sahnelemek kaldı. Unutmayın hikayeniz ne kadar güçlü olursa ve siz onun arkasında sağlam bir şekilde durabilirseniz o kadar akılda kalıcı olursunuz. Bu da her defasında size mekana geri dönme hissi yaratır. Şimdiki hedefimiz ise bunu mağaza içine de yansıtmak.
Uzun soluklu bir çalışma mı bu, yoksa tek sezonluk mu?
Sarıyer: Ben Mudo'ya dışarıdan danışman olarak destek veriyorum. Ve biz bu danışmanlığı uzun soluklu bir çalışma olarak görüyoruz...
Beliz Sarıyer, Gamze Saraçoğlu

Daha önce vitrin tasarlamış mıydınız? Vitrin tasarımının diğer mekan tasarımlarına göre farklıları neler?
Sarıyer: Evet, iç mimarlık çalışmalarımın yanında vitrin tasarımlarım da oldu. Londra'da yaşadığım dönem master projemi iki farklı tiyatroda sergileme imkanı bulmuştum. İç mimari, sahne tasarımı ve vitrin. Benim için üçü de birbirini destekleyen ve güçlendiren disiplinler. Ve her birinde de tecrübem olduğu için kendimi şanslı hissediyorum.
Gamze Hanım, sizin de müthiş bir başarı hikayeniz var; mesleğe yeni başlayan tasarımcılara neler önerirsiniz?
Saraçoğlu: Çok teşekkür ederim. Sevdiği işi yapan şanslı insanlardan biriyim ve bunun kıymetini iyi biliyorum. Bu, çok insanın başına gelen bir durum değil ne yazık ki. Bu başarılar tek başına elde edilen başarılar değil, hem kendi markamdaki ekibim hem danışmanlık markalarımdaki ekiplerim benim büyük şansım. En büyük şanslarımdan biri Mimar Sinan Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olmam, gençlerin içinde olmak ve heyecanlarını paylaşmak.
Başarıya ulaşmak aslında hedef ama bu hedefe giden yolda keyif almak ve gelişmek çok önemli. Bu iş, rekabetin çok olduğu, çok sabır ve özveri isteyen bir meslek. Kendini geliştirmek, beslemek, farklı disiplinleri takip etmek... İşi mutfağında öğrenmek, her türlü farklı tecrübe için heyecan duymak ve parçası olmak çok önemli. Çok hızlı dönen bir meslek olduğundan, yüksek çalışma temposuna ayak uydurulabilecek bir sistem geliştirmek önemli. Disiplinli, çalışkan, pratik, azimli ve dürüst olmak çok önemli. Ama asıl önemli olan, atılan her adımdan keyif almak ve heyecanlanmak.
Marka-tasarımcı işbirliklerine Türkiye'de de artık sıkça rastlanıyoruz. Nasıl buluyorsunuz yapılan işleri?
Saraçoğlu: Her iki taraf için de çok önemli olduğuna ve sektöre büyük katkı sağladığına inanıyorum...
Beliz Sarıyer, Gamze Saraçoğlu

Bu sene markanızın 10. yılını özel bir haute couture koleksiyonu ve defilesiyle kutladınız. Kutlamalar devam ediyor mu, bize yeni sürprizleriniz var mı?
Saraçoğlu: Ocak ayında 10. senemize girdik. Dolu dolu, keyifli ve başarılı bir 10 yıl geçirdik. 10 yıldır neredeyse aynı ekiple çalışıyorum, bu sebeple başlangıç noktasından şu zamana kadar hepimiz büyük emek verdik. 10. yıl defilemiz bizim dokuz ay üzerinde çalıştığımız bir projeydi.
Couture koleksiyonumuzu tanıtmak için bir defile yaptık. Arkasından 10 yıldır beraber yürüdüğümüz ve desteklerini hep hissettiğimiz insanlara, basına ve kurumlara bir teşekkür adına parti düzenledik. Meslek hayatımdaki en güzel işlerden biriydi. Ardından Mudo işbirliğimiz duyuruldu, benim adıma harika bir yıl yaşıyoruz. Güzel projelerimizin devam edeceği bir yıl olacak.
Hayallerinizle neler var; kendinizi nerede ve nasıl görüyorsunuz?
Saraçoğlu: Hayallerimi gerçekleştirmek benim için çok önemli. Bunun için çok çalışıyorum. 10. yıl defilem, Mudo'nun teklifi ve bu işin başarıyla başlaması benim yakın zaman hayallerimdi, gerçekleşmiş olması benim için büyük motivasyon. Gelecekte işbirliğimizin uzun süreli başarıyla devam etmesi en büyük hayallerimden. Kendi markam adına couture defilelerimize devam etmek
benim için önemli. Genelde hayallerimi mutlu olmak üzerine kuruyorum. Benim en büyük hayalim, mutlu ve huzurlu olduğum sürece bu işi hakkını vererek yapmak ve çevreme fayda sağlamak...
Beliz Sarıyer, Gamze Saraçoğlu

Ben sizin bu kadar çok işe nasıl yetiştiğinizi de merak ediyorum... Bir tasarım ekibiyle mi çalışıyorsunuz?
Saraçoğlu: Gamze Saraçoğlu hazır giyim koleksiyonumuz, alt markamız Purely, couture koleksiyonu, danışmalıklar, MSU görevim haliyle çok yoğun bir tempoda yaşıyorum. Ama her anından büyük keyif alıyorum. Bu yoğun tempoya göre hayatımı organize ediyorum. Hayatımı kolaylaştırarak yaşıyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi harika insanlarla çalışıyorum. Beni tanıyan, ne istediğimi bilen bir ekibim var. 10 senedir benimle beraber olan bir asistanım var, bütün işlerimi ince detaylarına kadar o takip ediyor. Ayrıca tasarım ekibim; tasarım işlerimi, danışmalıklarımı, atölye asistanım da üretimi takip ediyor. Bu sebeple kendimi çok şanslı
hissediyorum. Öte yandan danışmanlık markalarındaki tasarım, tedarik ekipleri de sektörde gördüğüm en çalışkan ve başarılı ekipler. Onların da başarıdaki payları çok büyük...
Beliz Sarıyer, Gamze Saraçoğlu

Beliz Hanım, eşiniz Derin Sarıyer de, kayınpederiniz Aziz Sarıyer de mimari-tasarım alanında çok etkin isimler, onların gölgesinde kaldığınızı hissediyor musunuz?
Sarıyer: Hayır. Çünkü farklı disiplinlerde çalışıyoruz. Ben mekan tasarlıyorum. Onlar ürün.
Kendi projelerinizde onlara danışır ya da fikir sorar mısınız?
Sarıyer: Tabii, üçümüz de birbirimize danışırız. Sonuçta tasarım bizim hayatımızın büyük bir parçası. Özellikle birbirimize bir şey danışacağız diye masaya oturmuyoruz. Zaten yaşam tarzımız konularımız bizi o noktaya doğal olarak getiriyor.
Bebeğinizin doğumundan sonra işe ara vermiş miydiniz? Bu, doğum izninden sonraki ilk büyük projeniz mi oldu?
Sarıyer: Evet, Derin ile beraber iki sene ara verme kararı aldık. Aziz şu an 22 aylık ve ben eski tempoma döndüm...
Beliz Sarıyer, Gamze Saraçoğlu

İşe adapte olmakta zorlandınız mı?
Sarıyer: Hayır, zorlanmadım. İş hayatım zaten sevdiğim işi yaptığım için benim günlük hayatımın bir parçası. Hamileyken ve Aziz'i büyütürken de ben araştırmalarıma, tasarım yapmaya devam ediyordum bir şekilde. Sadece toplantılar eklendi diyebilirim.
Bebeğinizi biraz anlatır mısınız? Nasıl geçiyor günleriniz birlikte?
Sarıyer: Aziz hayatımıza dahil olalı 22 ay oldu. Onun, bizim hayatımıza adapte olmasını sağlıyoruz çoğunlukla. Tabii onun da bazı rutinleri var. Okula bırakılması alınması, öğlen uykusu, yemeği vs... Bunun dışında birçok aktiviteyi beraber yapıyoruz. Biz evde çalışıyorsak onun da kitabına bakmasını teşvik ediyoruz, biz bir pazar günü arkadaşlarımız ile uzun bir kahvaltı planladıysak o da bunun bir parçası oluyor. Zaten yemek yemeye bayıldığı için kolayca uyum
sağlayabiliyor. Kalabalıktan ve yanında bolca insan olmasından büyük keyif alıyor. Akşam arkadaşlarımızla evde film keyfi yapacaksak onu da götürüyoruz.
Yeni projeler var mı gündeminizde?
Sarıyer: Bilgi Üniversitesi'nde yarı zamanlı öğretim görevlisiyim, Mudo'ya danışmanlık yapıyorum. Sanat üreten öncü kreatif insanlardan oluşan Too Many Disciplines adı altında bir
oluşumumuz var. Çoklu yaratıcı disiplinler iç mimari, grafik, sosyolog, stratejist, vitrin tasarımcısı,
endüstriyel tasarımcı ve mimar gibi çoklu yaratıcı disiplinleri aynı çatı altında barındıran bir ekip. Bu ekip ile de farklı projelerde yer alıyoruz.