
'Hayata bağlayan dilekler gerçekleştiriyoruz'

'Hayata bağlayan dilekler gerçekleştiriyoruz'

Röportaj: Gülçin İşler Fırat
Fotoğraflar: Serkan Şentürk
Hayati tehlike taşıyan hastalıklarla savaşan 3-18 yaş arası çocukların dileklerini gerçekleştiren Bir Dilek Tut Derneği, Make-A-Wish Türkiye, 2000 yılından beri çocukların ve ailelerinin umut ve dayanma gücünü artırmak için çalışıyor. 2005 yılından bu zamana derneğin Türkiye başkanlığını cemiyet hayatının tanınmış isimlerinden olan Carole Hakko yönetiyordu. Hakko bu önemli görevini ilk günden bu zamana kadar yönetim kurulunda olan Eda Aroyo'ya devretti. Kendisi de derneğin Onursal Başkanı olarak desteğini yerine getirmeye devam edecek. Bu muhteşem iki kadın ile hem derneğin yeni projelerini konuştuk hem de dernek hakkında yanlış anlaşılan bir konuya dikkati çekmek istedik. Bilindiği ya da algılandığı üzere dernek çocukların son dileklerini gerçekleştirmiyor. Dileklerin gerçekleştirilme amacı, çocukların zor günlerinde hayata tutunmalarını sağlamak ve onlara bu zor dönemlerinde umut olmak...
Carole Hanım, Bir Dilek Tut Derneği'nde uzun yıllardır başkanlık yapıyordunuz, neden bıraktınız?
Carole Hakko: Derneğin yönetim kurulunda maksimum 6 sene kalabiliyorsunuz, benim 6 senem doldu. Yeni bir beyin takımı ve yeni bir ortam olması gerekiyor, o zaman dernek daha güçlü çalışabilir. Yönetim Kurulu'ndan ayrıldım ama dernekten tabii ki ayrılmadım.
Yeni göreviniz ne oldu?
Hakko: Derneğin Onursal Başkanı oldum. Şu anda Make a Wish kuruluşunun global ağında yönetim kurulundayım.
'Hayata bağlayan dilekler gerçekleştiriyoruz'

O zaman siz derneğin yurtdışı ayağına daha çok destek olacaksınız, öyle mi?
Hakko: Dünya bakışı olmalı, ama benim önceliğim her zaman Türkiye. Burası benim kalbimde! Bu ülkeyi bırakamam, 26 senedir Türkiye'deyim. Her zaman Bir Dilek Tut Derneği Türkiye'nin başında, destekçileri olacağım, çünkü derneğimizi çok seviyorum. Benim için vazgeçilmez onlar... Kurumsal projeleri, derneğin olduğu bütün dünya ülkeleri için yapıyoruz. Güzel bir ortaklık yapabilirsek, derneğin olduğu 39 ülke buna destek olur.
10 yıldır hayatınızda olan bu dernek sizin için ne ifade ediyor?
Hakko: Hayatımın bir parçası, 24 saat, 7 gün her zaman aklımda...
Bugüne kadar bir sürü çocuğunuz oldu hayatına dokunduğunuz... Nasıl bir duygu bu?
Hakko: İnanılmaz iyi bir şey hissediyorum, çok ama çok mutlu oluyorum. Bu çocuklar zor bir hastalıkla mücadele ediyor ve onlara bu süreçte hastalıklarıyla mücadele etmek imkansız görünüyor. Biz onlar için imkansız görünen dileklerini gerçekleştirince kendilerine inançları artıyor ve diyorlar ki "Her şeyi başarabilirim, bu hastalığı da yenebilirim"... İşte bu bizim için çok önemli, onlara umut veriyoruz. Çocukların gözlerinde o ışığı görmek paha biçilemez. Buna psikolojik ilaç diyorum.
Hiç gerçekleştiremediğiniz imkansız bir hayal oldu mu?
Hakko: Bizim için imkansız hiçbir şey yok. Ama tabii ki bazen bazı dilekler zor olabiliyor.
'Hayata bağlayan dilekler gerçekleştiriyoruz'

Unutamadığınız bir dilek var mı?
Hakko: Çok fazla var... Bir çocuğumuz vardı 10 yaşında, gemi kaptanı olmak istiyordu. O gün çocuğun her şeyini ayarladık, üniformasından özel sertifikasına kadar. Çocuk kaptana gitti ve dedi ki "Ben 8 sene sonra burada olacağım." Babası ağlamaya başladı, "Neden ağlıyorsunuz?" diye sorduk. "Çünkü biz 10 gün bile düşünmüyorduk, çocuğum umut taşıyor" dedi. İşte vermek istediğimiz bu, bakış açısı değişiyor, umut doğuyor çocuklara...
Derneğin global anlamda yeni bir projesi var mı?
Hakko: Evet, çok yeni bir proje var. Tüm dünyada bir kampanya başladı Disney ile. Disney'in Mickey kulaklarıyla sosyal medyada paylaştığınız #kulaklarinizipaylasin etiketli her resim için Disney tüm dünyadaki Make a Wish kuruluşlarına 5 dolar bağışta bulunacak. Mickey kulaklarından evde yoksa, yaratıcılığınızı kullanarak kulak yapabilirsiniz.
Gelelim size Eda Hanım. Eda Hanım yeni göreviniz hayırlı olsun. Nasıl oldu bu göreve geçişiniz?
Eda Aroyo: Teklif bana Carole Hanım'dan geldi. Şöyle ki 2005 yılında Carole Hanım ile çok tesadüfi bir şekilde havaalanında karşılaşmıştık. Carole o zaman derneği devralmıştı ve bana "Ben böyle bir görev aldım, haydi sen de gönüllü ol" dedi. "Bayılarak gelirim, hemen geliyorum, ne yapmam gerekiyor" dedim ve o günden bu yana kopamadım. Yönetim Kurulu'nda görevim devam ederken yine Carole beni yemeğe davet etti ve "Bu görevi sana devretmeyi çok istiyorum, diğer arkadaşlarımızla konuştuk" dedi. Ben de bu önemli görevi devraldım, ama Carole benim için her zaman büyük bir destek ve bu işin yüzü o.
'Hayata bağlayan dilekler gerçekleştiriyoruz'

Sizin için ne ifade ediyor dernek?
Aroyo: Hayatımda yaptığım en güzel şey, çünkü bunun ne parayla, ne de başka bir şey ile ölçülür değeri yok. Yaptığımız şey ne kadar vakit, emek harcasak da, akşam yatağa yattığımızda "Ohh" dedirten bir şey. İnanılmaz bir huzur ve manevi tatmin veriyor. O çocukların teşekkürü, onların yüzündeki ufacık tebessüm, ailelerin mutluluğu çok farklı bir şey katıyor hayatınıza.
Carole Hanım size devrettikten sonra nasıl bir düzen değişikliği olacak? Derneğin arka planında nasıl bir ekip var?
Aroyo: Düzenimiz aynen devam ediyor. Ofiste çalışan 4 kişilik standart değişmeyen bir ekibimiz var. Türkiye'nin 81 ilinde dilekler gerçekleştiriyoruz. Hemen hemen 70 ilde de aktif gönüllülerimiz var.
Derneğin görünen ve görünmeyen kadrosu nedir? Rakam verebiliyor musunuz?
Aroyo: Türkiye'de yaklaşık 200 tane aktif gönüllümüz var. Bunun haricinde aslında binlerce gönüllümüz var. 60 kişiden oluşan dernek üyelerimiz var.
Derneğe üye olmak için neler gerekiyor?
Aroyo: Derneğe herkes girebilir ama belli kriterlerimiz var. Üyelerin ödediği yıllık bir aidat rakamımız var, makul bir fiyat.
'Hayata bağlayan dilekler gerçekleştiriyoruz'

Gönüllü olmak ve bir dileğin gerçekleşmesinde aktif olarak bulunmak için neler yapılmalı?
Aroyo: Bunun için aslında hiçbir kriterimiz yok ama kişilerin isteyerek yapması gerekiyor ve sabıka kaydı olmamalı. Bir form dolduruyorlar ve bizim verdiğimiz eğitimi almaları şart. Eğitim sadece iki saat sürüyor. Bunun dışında web sitemizden dilekleri görüp, kendilerine bir dilek seçerek, o dileğe bağışta bulunabilirler. Bunun için gönüllü üye olmak gerekmiyor. Sadece bir tuşun ucunda her şey... İsterlerse cep telefonundan da 5282'ye mesaj atabilirler. Yeter ki insanlar bunu yapmak istesin.
Üyelik sisteminizdeki yeniliğinizden bahsedelim...
Aroyo: Şu anda keyifle ve gururla yaptığımız en önemli işlerimizden bir tanesi şu: Kurumsal üyelikler almaya başladık. Şöyle ki şirketler derneğe kurumsal olarak üye olabilirler artık. Unilever, Tahincioğlu, Medica Tıp Merkezi üyemiz oldu. Daha çok şirket ve kurumu bünyemize almak istiyoruz bu üyeliklerle.
Derneğinizin her sene farklı bir sloganı oluyor, bu sene var mı bir slogan?
Aroyo: Aslında her zaman en önemli sloganımız şu: "1 lira bile yeter". Ayda bir kere bile, bir kişi 1 lirasını böyle bir sosyal sorumluluk için kullansa, harika bir sonuç çıkacak ortaya. Biriken o 1 liralar bir sürü çocuğun hayalini gerçekleştirmemize yardımcı oluyor.
Kurumsal sosyal sorumluluk projesini nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Aroyo: İlk olarak biz bir şirkete gidiyoruz ve şirkete kendimizi tanıtıyoruz. Çalışanlar bir araya geliyorlar ve bir takım çalışması ruhu yaratılıyor. Dilekleri onlara götürüyoruz ve onlar içinden seçtiklerini kendileri gerçekleştiriyor. O dileği o şirketin gönüllü grubu gerçekleştiriyor. Bizden sadece 2 saatlik gönüllülük eğitimi alıyorlar. Hep beraber gidiyoruz ve dileği gerçekleştiriyoruz. Bunun etkisi şöyle oluyor şirket yönetimi çalışanı ve kendisi için bir şey yapmış oluyor. Bunun kendilerine verdiği manevi huzur paha biçilemez ve çalışanlar için çok güzel bir motivasyon.
'Hayata bağlayan dilekler gerçekleştiriyoruz'

Hasta çocukların dileklerini gerçekleştirdiği için bir nevi son dileği gerçekleştiriyorsunuz gibi algılanabiliyorsunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Aroyo: En çok yakındığımız konu bu. Hep şunu söylüyoruz; biz, son dilek yapmıyoruz! Biz hayata bağlayan dilekler yapıyoruz. Hepimiz bu algının değişmesi için çok çabalıyoruz. Bağış yapmak isteyen insanlarda şöyle bir yaklaşım doğurabiliyor: "Ben bir çocuğun son dileğini gerçekleştireceğine daha sürdürülebilir bir şey yapayım" diye düşünebiliyor. Ama bizim işimiz son dilek değil. Onlara umut veren, belki bir gün meslek sahibi olmuş olarak karşınızda oturacak insanların hayatlarına dokunmaya çalışıyoruz. O yüzden hiçbir zaman son dilek değil. Tabii ki kaybettiğimiz çocuklarımız da oluyor, ama o zaman da şöyle bir güzellik ile karşılaşıyoruz. Çocukların aileleri bizlere mektup atıyor ya da arıyor ve diyor ki, "Sayenizde o kadar mutlu oldu ki son zamanlarında, bu bile bizim için büyük bir teselliydi."
'Hayata bağlayan dilekler gerçekleştiriyoruz'

Dilekleri gerçekleştirirken nasıl bir yol izliyorsunuz?
Aroyo: Dilekler dörde ayrılıyor: Olmak istiyorum, gitmek istiyorum, tanışmak istiyorum ve sahip olmak istiyorum. Biz dileği almaya gittiğimizde en çok istediğini başa koyarak, sonrasında da diğer dileklerine geçiyoruz. Doktorlarından izin almamız gerekiyor ilk olarak. "Bir laptop istiyorum" diyen çocuğa sadece laptop gitmiyor. Onunla ilgili her şeyi öğreniyoruz; sevdiği renkten yemeğe, kahramana kadar. Ve ardından o günü çocuk için nasıl unutulmaz hale getirebiliriz çerçevesinde hummalı bir çalışma başlıyor. Çocuk zannediyor ki sadece bir laptop sahibi olacak. Ama aslında onun yanında o kadar çok paket var ki açması gereken... Mutluluk mucizesi yaşanıyor adeta.
Sizin unutamadığınız bir dilek var mı?
Aroyo: Hiç unutamadığımız bir anımız var. Bir şirketin genel müdürü de dilek gerçekleştirmeye geldi. Küçük kızımız da prenses oldu ve tesadüf onu kendi özel hizmetlisi olarak belirledi. Ve ona, "Bütün gün hep yanımda ol" dedi. Yalıdayız ve çok eğlenceli bir gün geçiriyoruz, fakat genel müdürün işi var ve gitmesi gerekiyor. Hafifçe eğildi "Pardon prensesim benim ülkeyi kurtarmak için bir şeyler yapmam lazım, gidebilir miyim" dedi. Prenses kızımız "Sizinle işim bitmedi, gidemezsiniz" dedi. Ve bunun üstüne genel müdür bütün toplantılarını iptal etti ve "Her iş bekleyebilir, buradayım" dedi. Herkese inanılmaz bir duygu yaşattırıyor.
'Hayata bağlayan dilekler gerçekleştiriyoruz'

Derneğin yeni başkanı olarak sizin için şu an en önemli konu nedir?
Aroyo: Şirketlerle yaptığımız kurumsal sosyal sorumluluk projemizi yaymak istiyoruz, çünkü bu iş yaptıkça ve duyuldukça güzel olacak. Yeni ortaklıklarımızın olmasını, yeni şirketlerle çalışmayı ve herkesin bu işi ucundan yakalamasını istiyoruz. Sokaktan geçen herkes keşke birileri için doğru bir şey yapabiliyor olsa ve bunun bir yere gittiğini bilerek yapabilse... En önemli isteğimiz bu. Hiç tanımadığın birinin hayatına dokunmak, her zaman dokunduğun insanların hayatına dokunmak gibi olmuyor. Sadece bizim derneğimiz için demiyorum, Türkiye'de çok sayıda güzel işler yapan dernek var. Herkes cebinden 1 lirasını bir yere verse çok şey olur. Bu hiç kimseyi fakir etmez ama dernekleri çok zengin eder. Bir de Akbank'a ve Suzan Sabancı Dençer'e teşekkür etmek istiyorum. 10 senedir ana sponsorumuz. Onların desteği bizi bu günlere getirdi.
Son olarak Carole Hanım size dönmek istiyorum, ne söylemek istiyorsunuz insanlara yardımlaşma konusunda?
Hakko: Herkesin bir başkasına yardım eli uzatması gerektiğine inanıyorum. Bana göre herkesin mecburen başkası için bir şey yapması lazım.