
Lezzet ustası 90. yılını kutladı

Lezzet ustası 90. yılını kutladı

Eşsiz lezzetleriyle, beş duyuya hitap ederek çikolatanın herhangi bir tattan daha fazlası olduğunu kanıtlayan Godiva, 90 yıldır bu başarısını koruduğu gibi her geçen gün üstüne yenilerini de ekliyor. Dünyanın en iyi çikolata ustalarıyla çalışan Godiva, 90 yıldır çok özel tariflerinin yanı sıra kültürlere özel tatlar yaratmakta da çok başarılı... İlk günden beri kurucusu Pierre Draps'ın tariflerine sadık kalarak ve o tariflerden yola çıkarak yeni tatlar yaratan Godiva ustaları, 90. yıl için yaratılan Gold Yıldönümü Koleksiyonu'nu için de, onun "Geçmişi kutluyor, geleceğe şekil veriyoruz" sözlerinden ilham almışlar. Godiva'nın uzman çikolatacılarının hazırladığı koleksiyonun kutusu ise Belçikalı ressam, illüstratör ve çağdaş sanatçı Oli-B'ye emanet edilmiş.
Lezzet ustası 90. yılını kutladı

Bir markanın 90 yıl boyunca, ilk günkü başarısını kaybetmeden ayakta kalabilmesi kesinlikle kutlanılması gereken bir olay. Godiva da bizimle aynı şekilde düşünmüş olmalı ki; 90. yılı için mükemmel bir organizasyon düzenleyerek, çikolataseverlere, ilk olarak Brüksel'deki fabrikalarında bu eşsiz lezzetlerin yapım aşamasını izleme imkanı sundular, daha sonra da muhteşem bir davetle başarılarını kutladılar. Etkinlik, çikolata deneyimini beş duyunun her birine hitap edecek şekilde kurgulandı. Konuklar, ilk başta fındık ağaçları ile bezenmiş bir yoldan deneyim alanlarına girdiler. Godiva'nın kurucusu Draps Ailesi'nin şerefine organize edilen alanda, Godiva'nın ana değerleri olan çikolata tutkusunun zanaatla buluşmasını temsil eden 'Miras Odası' ile karşılaşan konuklar, daha sonra çikolata şeflerinin, interaktif sunumlarını, farklı aromaları ve aroma kokuları gibi her bir duyuya hitap eden alanları deneyimlediler.
Lezzet ustası 90. yılını kutladı

Organizasyonun önemli anlarından biri de sınırlı sayıda üretilen, her biri neredeyse onar yıl arayla geliştirilmiş, Godiva'nın ikonik sekiz çikolatasının yanı sıra 'Egerie Noir' isimli yeni bir çikolata olmak üzere toplamda 9 farklı çikolata içeren Gold Yıldönümü Koleksiyonu'nun tanıtımı oldu. Bu koleksiyon, geçmiş ve bugünün lezzetli bir buluşması olarak, hem tatlı bir nostaljiyi, hem de eşsiz çikolata ve yenilikçi tasarımın birleşimini temsil ediyor. Bu lezzetleri ise Godiva başarılı çikolata şeflerine borçlu. Godiva'nın en usta çikolata şeflerinden biri 28 yıldır markayla birlikte olan Thierry Muret. "Hayatımın yarısından fazlasını Godiva'da geçirdim. Şirkette inanılmaz bir gelişmeye şahitlik yaptım. Ben, şirket ile büyüdüm ve o da bana karşı iyi davrandı" sözleriyle şirkete bağlılığını dile getiren Muret, yeni koleksiyonda yer alan çikolataların çok özel olduğunu da söylemeden edemiyor. 28 senedir, kendisini geliştirmesini sağlayan bir marka ile çalışmanın çok önemli olduğuna inanan Muret, uluslararası bir şirkette çalışıp, farklı kültürlerle etkileşimde olmanın yeni lezzetler yaratmada çok önemli bir unsur olduğuna inanıyor. Bu zamana kadar etkilendiği kültürlerin arasında en sevdiğinin 'Türk kültürü' olduğunu da söylemeden geçemiyor. Ünlü çikolata şefinin 28 senedir Godiva ile kalmasının bir diğer nedeni de marka ile olan bağı. "28 sene aynı şirkette yaratıcı bir pozisyonda kalmak için farklı sebepleriniz olabilir. Öncelikle markaya tutkunuz olmalı. Şirketin bize verdiği özgürlüğü seviyorum. İstediğimiz kaynaklara erişimimiz var. Şirket sahibini seviyorum. Harika bir adam (Murat Ülker'den bahsediyor)" sözleriyle Muret, neden bu kadar uzun zamandır Godiva ile işbirliği içinde olduğunu da açıklıyor.
Lezzet ustası 90. yılını kutladı

Godiva çikolatalarının her biri ünlü şefler tarafından büyük titizlikle yapılıyor.
Lezzet ustası 90. yılını kutladı

Godiva'nın bir diğer önemli şeflerinden biri de Belçika doğumlu Philippe Daue. Daue, şeflerle dolu bir aileden geliyor. Başlarda mimar olmak istese de, zamanla babasının yanında çalışarak çikolata tutkusunun farkına varmış ve bu yoldan gitmeye karar vermiş. Babasının bu kararını sadece bir şartla kabul ettiğini söyleyen Daue, "Babam eğer bir şef olacaksam en iyisi olmam gerektiğini söyledi, ben de hep bunun için çalıştım" sözleriyle başarısının sebebini de açıklıyor. Godiva'nın yeni koleksiyonunun hazırlanmasında görev alan Daue, Thierry Muret gibi şefliğin en güzel yanının farklı yerlere seyahat etmek ve yeni kültürler tanımak olduğuna inanıyor. "Zamanımın yüzde 80'ini seyahat ederek harcıyorum. Yerel lezzetleri tatmayı seviyorum. Otantik olmaları yeterli. Türkiye favori yerlerimden biri" sözleriyle seyahat etmenin önemi açıklayan Daue, bu etkileşimlerin çoğunun da Godiva sayesinde olduğunu söylüyor. Özellikle İstanbul'a olan ziyareti onu çok etkilemiş. Godiva sayesinde geldiği İstanbul'da Mısır Çarşısı'nı gezmek, otantik lezzetler denemek, ona baharatlarla yaratabileceği birçok tarif için ilham olmuş. Daue, Godiva'nın sahibi Murat Ülker ile olan ilişkisini ise şu sözleriyle anlatıyor; "Murat Ülker ile geçtiğimiz günlerde bir tadım seansımız oldu.
Tat konusunda çok keskin bir bilgiye sahip. İş dünyasında bu çok fark yaratıyor; büyük patronun ne hakkında konuştuğunu iyi bilmesi büyük bir artı."
Lezzet ustası 90. yılını kutladı

Godiva Türkiye Ülke Müdürü Hande Ertan, Brüksel'deki fabrikada Godiva şeflerinin elleriyle hazırladığı çikolataların tadına baktı.
Lezzet ustası 90. yılını kutladı

Godiva'nın usta Çikolata Şefi Philippe Daue, bir şef için farklı tatları denemenin çok önemli olduğunu vurguluyor.
Lezzet ustası 90. yılını kutladı

Godiva ile işbirliğiniz nasıl gerçekleşti?
Oli-B: Benimle iletişime geçtiler. Bana bu özel kutlamanın hikayesini anlattılar ve yıldönümüne dair vizyonumun ne olduğunu öğrenmek istediler. Ben de kutlamaların en önemli noktalarını düşündüm ve benim için bunun havai fişek olduğunu anladım. Böylece bu şekillere, renklere, onların pozitif enerji vermelerine dair bir vizyon oluşturdum. Hikayelerini anlatmak için beni Brüksel'deki genel merkezlerine davet ettiler. Öncelikle bana onlarınki gibi bir marka ile bir birliktelik isteyip istemeyeceğimi sordular. Bunu çok istedim. Eğer insanlarla, tasarımcılarla veya diğer markalar ve dergilerle ilgili iyi hislerim varsa onlarla çalışmayı seviyorum.
Belçika sanatı hakkında düşünceleriniz nelerdir? Belçika çikolatası kadar başarılı ve ünlü olduğunu düşünüyor musunuz?
Oli-B: Evet, düşünüyorum. Biz küçük bir ülkeyiz ancak çok fazla sanatsal enerjimiz var. Belçika'da birçok yaratıcı insan var. Avrupa'nın merkezi olmak gibi bir şansa sahibiz ve ülkemizde pek çok çekici özellikler var. Birçok insan ile tanışabiliyoruz; sanat ve sinema modası bakımından birçok kreatörler var. Çok güçlü bir enerji var.
Sokakta çalışmak, bir markayla çalışmaya göre sizi daha mı özgür hissettiriyor?
Oli-B: Hayır, bir marka ile çalışırken hissetiğim özgürlük de sokaktaki ile aynı. O özgürlük duygusunu alamazsam, kendi istediğimi yapamazsam proje ile ilgilenmiyorum. Bir kampanya ile çalışmak da güzel. Benim için grafik tasarımı yapmak da sokakta duyduğum özgürlüğü veriyor. Yaptığım şey farklı sadece; sokaktayken sokak sanatı yapıyorum, bir marka için çalıştığımda grafik tasarımı yapıyorum, bir tuval ile çalıştığımda ressamım... Ben genel olarak bir sanatçıyım, bu yüzden her türünde çalışmak benim için uygun.
Lezzet ustası 90. yılını kutladı

Kullandığınız isim 'Oli-B' tam olarak neyin kısaltması?
Oli-B: İsmim 'Oli', tam ismim olan 'Oliver'dan gelmekte. 'B' ise soyadımın baş harfi. Soyadım Biname. Sanatımı sokaklarda göstermeye başladığımda insanların bana erişebilmelerini istedim. İnsanlara yakın olabilmenin güzel olduğunu düşünüyorum. Bana gelip işlerimi sevdiklerini söylüyorlar veya tekliflerde bulunuyorlar. Başlarda bunu kariyer edinmeyi hedeflememiştim. Bu sadece resimlerin verdiği hazdı, onları paylaşmanın...
Eserlerinizi yaratırken nelerden ilham alıyorsunuz?
Oli-B: Hayattaki en büyük ilham kaynağım şehirler. Çünkü tüm gün yeni yüzler görmeyi seviyorum. Şehirlerde bulabileceğiniz enerjiyi seviyorum. Seyahat ederken toplu taşıma araçlarını kullanmayı seviyorum. Metro gibi... Brüksel'de şanslıyız. Çünkü dahilinde birçok kültür var. Ne çok taşra, ne çok şehir. Burada birçok Türk de var. Sadece bir merkezi ve etrafı olan bir şehir değil, her şey içiçe. Brüksel'den sonra favori şehrim sanırım Londra. Londra'yı seviyorum. Tabii New York da var. Daha önce İstanbul'a gitmedim. Ama istiyorum.
İşinizle ilgili en çok neyi seviyorsunuz?
Oli-B: İşimle ilgili en çok sevdiğim şey; insanların bana olan güveni. Bana onlarla çalışmam için şans veriyorlar. Godiva bana bu kutlama için güveniyor. Bu büyük bir onur. Bundan gurur duyuyorum. Kendim için çalıştığım zamanlarda ise adeta aklımı kaybediyorum, bir marka ile çalıştığımda da böylesi bir moda girebilirim ancak aynı zamanda kendim olmalıyım. Onlara vaadettiğim şeyi sağlayabilmek için güçlü bir şey üretmeliyim. Şanslıyım ki daha önce beni sınırlayan bir marka ile çalışmadım. Kendim olabiliyorum.
Godiva bu sene 90. yılını kutluyor. Siz bu başarı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Oli-B: Godiva benim için bir kalite damgasıdır. Büyük bir Belçika kalite damgası... Hem çikolata açısından, hem de tarih açısından. Onlar profesyoneller. Meraklılar, daima yenilikçi şeyler yapmak istiyorlar. Sanırım bu yüzden bu marka ile bütünleşebildim. İkimiz de yaratıcılıkta bir sonraki seviyeye çıkmaya çalışıyoruz.