Yazın sonuna yaklaştığımız şu günlerde, hava sıcaklıkları normale dönüyor, yaz sebze ve meyveleri yerini yoğun sarılara, kırmızılara, turunculara, morlara, sıcacık renklere bırakıyor. Pazarda tezgahlara göz attığımızda sıklıkla meyvelerde üzüm, armut, incir, mürdüm eriği, kızılcık, böğürtlen, taze ceviz ve fındıkları buluyoruz. Sebzelerde bamya, barbunya, pırasa, mısır, kereviz, turp, lahana, şalgam, havuç, kırmızıbiber, pancar, yeşilbiber ve mantar var.
Sarı-turuncu: Sarı-turuncu meyve ve sebzelerde beta-karoten dediğimiz A vitaminin öncü maddeleri bulunur.
Kırmızı: Domatese kırmızı rengini veren likopen birçok kanser türüne karşı koruyucudur.
Mor: Meyve ve sebzelere bu güzel mor rengi veren pigment, antosiyanin'dır. Antosiyaninler, hücreleri korur; yaşlanmayı geciktirir.
YAZ SONU MEYVELERİ
Kızılcık: Yaz sonu tezgahlarda yerini alan bir meyvedir. A vitamini, C vitamini, iyot, demir, kükürt, bakır, fosfor, magnezyum, kalsiyum, niasin, riboflavin, tiamin ile oldukça zengin bir içeriğe sahip olan kızılcıkta, bol miktarda flavanoid (izoflavon), karotinoid gibi antioksidanlar da bulunur. Kızılcık, uykumuzu borçlu olduğumuz melatonin kaynağıdır. Proantosiyadin adlı madde, mesane duvarına yapışan zararlı bakterileri durdurarak, idrar yolu enfeksiyonu riskini azaltır. Yüksek oranda C vitamini içeren kızılcık tatlı olmadığından şekersiz tüketilmesi zordur. Şeker içermediği için kızılcık diyabet hastalarının öğünlerine eklenebilecek en faydalı meyvedir.
Üzüm: Üzüm bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, kalp ve dolaşım hastalıklarından korur, böbreklerin çalışmasını uyarıp, karaciğeri temizler, sindirimi kolaylaştırır, kansızlığı giderir. Yüksek miktarda su ve lif içerir. İdeal bir enerji kaynağıdır. Şeker içeriği yüksek olduğundan tüketeceğiniz miktarı 15 adet taze üzümle sınırlandırmanız gerekir. Yeşilinin yanı sıra siyah üzümden yararlanmalısınız. Demir içeriği ile kansızlığa karşı önerilir, beraberinde C vitamini kaynağı ile tüketildiğinde, içerisindeki demirin vücuttaki kullanım düzeyi artar. Üzümün kabuğu ve çekirdeğinde değişik antioksidan maddeleri bulundurur, çekirdekleriyle yenirse hücre yenileyicidir.
Böğürtlen: Böğürtlen kan şekerini dengeler, kanı temizler, hücre yaşlanmasını geciktirir, cildi güzelleştirir. C vitamini deposudur, ayrıca B grubu vitaminleri de içerir. Böğürtlenin içinde bulunan ellagik asit, antioksidandır. Böğürtlen, vücut enfeksiyonlarıyla savaşan aspirinin içinde bulunan aktif madde salisilatın doğal kaynağıdır.
Erik: Ayrı dönemlerde olgunlaşan erik, farklı biçim ve büyüklükte ve türlere göre yeşil, sarı, kırmızı ve mor renklidir. Eriğin kırmızı ve sarı meyvesi sonbahara kadar, kurutulmuşu da yıl boyunca tüketilebilir. Erik, vücuda güç ve enerji verir. Kansızlığa iyi gelir, sindirim sistemine de faydalıdır. Kuru eriğin besin değerleri tazesine göre daha fazladır. Erik bol miktarda B vitaminleri içermektedir, ayrıca potasyum ve magnezyum minerali açısından da zengin bir meyvedir. 2-3 tane kuru erik tatlı ihtiyacını da giderir.
İncir: Çok lifli bir besin olan incir, hem lezzetli hem de sağlık açısından çok yararlı bir meyvedir. A ve B vitaminlerinin yanı sıra, sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve demir mineralleri açısından oldukça zengindir. Yüksek oranda pektin enzimi içermesi ile incir, kandaki kolesterol oranını düşürerek kalp ve damar hastalıklarına karşı vücudu korur. Diğer meyvelere oranla daha fazla şeker içerir. Bu nedenle diyabetli olanların tüketimlerinde dikkatli olmaları gerekir.
Armut: Armut, sarı-yeşil arası renklerde, lifli, hazmı kolay ve mineral açısından oldukça zengin bir meyvedir. Yüksek tansiyonu olanlara çok faydalıdır. A vitamini yönünden oldukça zengin bir meyve olan armut, böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar ve idrarı bollaştırır. Özellikle kabuklu tüketildiğinde lif (posa) ihtiyacını karşılamak için iyi bir kaynaktır.
Banu KAZANÇ