Ebru sanatına genç yorum

Ebru sanatıyla henüz iki yaşındayken tanışan genç sanatçı Sera Çamaş’ın eserleri, uluslararası sanat fuarı Contemporary Venice kapsamında, Palazzo Albrizzi- Capello’da sergileniyor.

Ebru sanatına genç yorum

RÖPORTAJ ÖZGE ZEKİ

Londra'da da önemli ve saygın bir uluslararası bir sanat fuarı olan Canvas London'da iki ebru eseri ile yer alacak olan Sera Çamaş, yaptığı ebruları kolaj tekniğiyle bir araya getirerek suyun üstünde yapılan geleneksel sanata yeni bir yorum ve çağdaş bakış açısı kazandırmakla kalmıyor, gelenekselle modernin uyum içinde bir arada izlenmesini sağlıyoror. Sera Çamaş, 2004 İstanbul doğumlu. Ted İstanbul Koleji 11. sınıfta ve 9 senedir İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı yarı zamanlı piyano bölümü öğrencisi. Enstrüman toplayıp köy okullarında sürdürülebilir müzik eğitimi sağlamak amacıyla başlattığı ve çocuklara notaları ve enstrüman çalmayı öğreterek korolar kurduğu 'Köy Okullarına Müzik' projesi büyük ses getirdi. Sosyal medyada çocukların yaptığı ağaç resimlerinden oluşan sanal bir sergiyi Edirne'de 25 bin ağaçlık gerçek bir ormana dönüştüren 'Sanal Orman' projesinin de kurucusu oldu.

Ebru sanatıyla ilgilenmeye nasıl ve ne zaman başladınız?

Ebru sanatını annem Mimar Sinan Üniversitesi'nde okurken öğrenmiş. Dedem de emekli olduğunda başlamış, evimizin altında atölyemizde sürekli ebru yapılıyordu, ben de bu ortama doğdum. 2 yaşımdan beri ebru yapıyorum, 5 yaşımdan beri de dedem ve annemle 'Dededen Toruna Ebru' atölyeleri düzenliyoruz, çoğunlukla çocuklarla ve kadınlarla çalışıyoruz. Aslında annem de, dedem de ilk başlarda bana ebru sanatını öğretmemişler, sürekli çevremde yapıldığı için tekniğini izleyerek ve deneyerek öğrenmişim. Geleneksel bir sanat olduğunu, lale, karanfil gibi çiçek desenleri yapıldığını bilmediğimden önceleri kuşlar, kediler, çocuk suratları yapıyordum. Sonra kolajlar yapmaya başladım, bu kolajlarla da geleneksel bir sanatı modern tarzda sergilemiş oldum.

Eserlerinizin Venedik'te sergilenmesi süreci nasıl gelişti? Haberi alınca neler hissettiniz?

Türk kadın girişimcilerin kurduğu New York merkezli bir sanat ajansı olan Hubdesign ebrularımı uluslararası platformda temsil ediyor. Aslında New York ve Londra'da pop-up kişisel sergi planlıyorduk ama araya pandemi girince Venedik'te Contemporary Venice ve Londra'da Canvas London'a başvurduk ve ebrularım sergilenmeye hak kazandı. Çok mutlu oldum, çok heyecanlandım ve sevindim.

'Köy Okullarına Müzik' projenizden de bahseder misiniz?

6 yaşımdan beri İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda yarı zamanlı piyano bölümündeyim. Piyano dışında gitar, keman, ukulele gibi başka enstrümanlar da çalmaya çalışıyorum ve şarkı söylemeyi çok seviyorum. 13 yaşımdayken KODA Derneği bizi Harran'a 'Dededen Toruna Ebru' atölyesi yapmaya davet etti, ben de giderken ukulelemi de götürüp çocuklara notaları anlattım, klasik müzik dinlettim ve tek tek ukulele çaldırdım. Ertesi sene 14 yaşımda, Harran'da 18 okuldan davet alınca çocukların müziğe ilgileri karşısında sürdürülebilir müzik eğitimi sağlamak için org toplayıp Türkiye'nin birçok ilindeki köy okullarına göndermeye ve kendim gidip müzik atölyeleri yapmaya başladım. 15 yaşımda ise Harran ve Batman'da çocuk koroları kurdum, İzmir ve Diyarbakır'ı planlarken pandemi başladı. Şu anda internet erişimi olan köy okullarındaki çocuklarla online devam ediyorum. Okullar açılınca mümkün olduğu kadar çok çocuğa müzik eğitimi sağlamak istiyorum. Çocukların illa müzisyen olması gerekmiyor ama müzik evrensel ve birleştirici bir dil, beni o çocuklarla buluşturdu, onlara da kendilerini ifade edecek bir dil olur, başka kapılar açar diye umuyorum.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.