
'Made in Turkey etiketiyle gurur duyuyorum'

'Made in Turkey etiketiyle gurur duyuyorum'

Nazan ORTAÇ
Yabancı moda dergilerinde dikkatimizi çekti önce 'Begum Khan' markası... Markanın ismi ve tasarımların topraklarımıza dair izler taşıması bizi markanın yaratıcısı Begüm Kıroğlu'na götürdü. Kıroğlu, çocukluğundan beri tutkusu olan Uzakdoğu kültürüne yakın olmak için Çin'e taşınmış. Kapalıçarşı'da üretimini yaptığı tasarımlarını Şangay'dan dünyaya sunuyor. Markası Şangay merkezli olsa da, onun için önemli olan tasarımlarının Türkiye'de can bulması...
'Made in Turkey etiketiyle gurur duyuyorum'

Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Begüm Kıroğlu: Osmanlı koleksiyonerleri olan bir ailede güzellikler, antikalar ve sanat içinde büyüdüm. Çocukluğumdan beri dünyanın çeşitli yerlerindeki bitpazarları, müzayedeler, antikacılar, müzeler, sergilerde çok vakit geçirdim. Ailem bana ne kadar kıymetli veya bulunmaz olurlarsa olsunlar, güzellikleri günlük hayatıma sokmayı, estetiği günlük hayatıma entegre etmeyi, bulamadığım güzelliklerin peşinden koşmayı öğretti. Bu, benim estetik gözümü ve sanata, tasarıma olan yaklaşımımı çok etkiledi.
Tasarım hayatınıza hangi noktada girdi?
Kıroğlu: 'Begum Khan'ı yaratmadan önce de zaten tasarımla iç içeydim. Bir sabah "Ben tasarımcı olacağım" diye uyanmıyor kimse, bu insanın içinden gelen bir tutku, güzel bir mecburiyet. Benim için tasarım estetik bir ihtiyaç, bir av. Küçüklüğümden beri, hayalimdeki, aklımdaki, kalbimdeki bir mücevheri, objeyi, aksesuarı, kıyafeti bulamadıkça, içimdeki tutkuyla hayalimdekileri kendim için gerçeğe dönüştürüyordum. Güzelliklere ve güzellikleri ortaya çıkaran tasarım dünyasına çocukluğumdan beri çok hayranım. Aslında tasarım her zaman hayatımdaydı. Kol düğmesi tasarlama hikayem de biraz bu şekilde başlıyor. Hayal ettiğim ama bulamadığım kol düğmelerini yaparken, kendimi tasarım dünyasının en içinde buldum.
'Made in Turkey etiketiyle gurur duyuyorum'

Neden zor olanı seçip, kol düğmesi tasarlamaya karar verdiniz?
Kıroğlu: Uzun zamandır, benim estetik anlayışıma uyan ve sanat ile tasarımı bir arada yansıtan özel kol düğmeleri bulmakta zorlanınca, tesadüf eseri kendimi bulduğum bir atölyede kol düğmeleri yapmaya başladım. Bir iş veya marka yaratma amacım olmadan. Kol düğmeleri bir erkeğe vermek için en sevdiğim hediye. İçimdeki tasarım tutkusu ve kol düğmesi aşkı ayaklarımı tekrar tekrar atölyeye geri götürdü. Yavaş yavaş tasarımlarımı yapıp, günlerimi atölyede geçirirken 'Begum Khan' markası doğdu.
'Made in Turkey etiketiyle gurur duyuyorum'

Tasarımlarınızın üretimi bugün nerede yapılıyor?
Kıroğlu: Begum Khan markası Şangay'da başladı ve buradan dünyaya açıldı. Şimdi 12 ülkede, 22 satış noktasında satılıyor. Marka tasarımlarım için çok ilham aldığım Çin'de kurulmuş olsa da, bütün üretimimiz el yapımı olarak zanaatkarlar tarafından İstanbul'da yapılıyor. Amacımız Begum Khan'ı uluslararası bir Türk markası olarak büyütmek ve daha da yukarılara taşımak. Bu sebeple benim için 'Handmade in Turkey' vazgeçemeyeceğim ve gurur duyduğum bir etiket.
'Made in Turkey etiketiyle gurur duyuyorum'

Seçtiğiniz ismin nedenlerini anlatır mısınız?
Kıroğlu: Markanın ismi olan Begum Khan kelimesi, Kuzey Hindistan Müslüman Hint prenseslerinin resmi unvanı. Etkileyici mücevherleri ve hayatları olan bu kadınların unvanı. Begum Khan ismi gizemli, renkli, sofistike ve asil duruşuyla markamı çok iyi temsil ediyor.
'Made in Turkey etiketiyle gurur duyuyorum'

Şangay'da yaşamaya karar vermeniz nasıl oldu?
Kıroğlu: Çocukluğumdan beri Asya'ya ve özellikle Çin'e karşı çok özel bir ilgim, çekimim vardı. Üniversiteden mezun olduktan sonra, Asya'ya ve Çin kültürüne olan merakım beni Çin'e, Şangay'a getirdi ve Shanghai Fudan Üniversitesi'nde Çin kültürü üzerine yüksek lisans yapmaya başladım ve daha sonra 'Begum Khan'i kurdum. Halen çok sevdiğim Şangay'da yaşıyorum ve burada araştırmalarımı ve tasarımlarımı yapmaya devam ediyorum.
'Made in Turkey etiketiyle gurur duyuyorum'

Orada nasıl bir hayatınız var? Tanınmış biri misiniz, bir Türk tasarımcıya ilgileri nasıl?
Kıroğlu: 'Begum Khan' markasının özellikle Şangay'da ve Hong Kong, Singapur gibi önemli Asya şehirlerinde birçok sefer tanıtım davetleri oldu. Marka; China Daily, Tatler Hong Kong, Shanghai Daily, Elle China, Vogue China gibi birçok önemli dergide gözüktü ve Joyce, Tangs, Malmaison gibi çok önemli satış noktalarında var. 2012'de kurulmasına rağmen oldukça tanınmış ve bilenen bir marka. Benim de altı senedir orada yaşamış olmamın da muhakkak bir faydası olmuştur.
Asya kültürüne olan ilginiz nasıl başladı?
Kıroğlu: Yıllardır Asya kültürüne, oryantal sanatlara ve özellikle Çin'e karşı çok derin bir ilgim var. Sanki bir şeyler beni bu coğrafyaya, bu kültüre çekiyor gibi. Asya sanatını ve kültürünü çok ince, çok derin, çok detaylı ama bir o kadar da yalın buluyorum. Asya kültürüne olan merakım, ailemin topladığı Asya antikalarını keşfetmeye başlarken ortaya çıktı.
Kimler için tasarım yapıyorsunuz, müşterileriniz arasında kimler var?
Kıroğlu: Begum Khan birbirlerinden çok farklı coğrafyalarda satılsa da, benim kol düğmelerimi alan beyler birbirlerine çok benzer profiller. Hepsi sanatla ve kültürle çok ilgili, kozmopolit, sofistike, çok seyahat eden, uluslararası, kendi özel merakları olan, stilli erkekler. Sofistike duruşu olan ve şıklığın detaylarda gizli olduğunu anlamış stil sahibi bu beylerin hepsi şık, karakterli ve çekici tasarımlarların ve eserlerin arayışındalar.
'Made in Turkey etiketiyle gurur duyuyorum'

Markanız nerelerde satılıyor?
Kıroğlu: 12 ülkede; Harvey Nichols Dubai, Joyce Hong Kong, Assouline Istanbul, Tangs Singapore, Beymen Istanbul, Massimo Alba Milano, Barzina Palm Beach, Stiesing Düsseldorf, Harvey Nichols Istanbul gibi çok prestijli 22 satış noktasında satılıyor.
Koleksiyonlarınızın hikayeleri var mı? Nelerden ilham alıyorsunuz?
Kıroğlu: Çoğu tasarımcı gibi benim birçok farklı ilham kaynağım var, tek bir ilham kaynağım yok. Her bir kol düğmesini yaratırken, aklımdaki ve geçmişimdeki bir sürü bilgi veya hatıra bir araya gelip; bir fikir oluşturuyor. Bugüne kadar yaptığım yolculuklar, özellikle Asya, Osmanlı ve Çin imparatorluk kültürleri, bugünün yeni güç metropolleri İstanbul ve Şangay'ın dinamizmleri ve enerjileri, Osmanlı koleksiyoneri ailem ve tabii ki eski dünyanın sanata olan yaklaşımı beni etkileyen en kuvvetli kaynaklar. Ming porseleninin üstünde gördüğüm bir kuş formu, bir caminin kubbesi, Tibet kumaşlarındaki kaplan suratları, seyahat ettiğim bir şehir, tanıştığım biri, okuduğum kitaptaki bir karakter, hepsi ilham kaynakları olabilir benim için.
'Made in Turkey etiketiyle gurur duyuyorum'

Gelecek planlarınız neler?
Kıroğlu: Ocak ayında dünyanın en önemli erkek giyim ve aksesuar fuarı Pitti Uomo'da koleksiyonumuzu göstererek daha da büyük bir coğrafyaya yayılmayı hedefledik ve çok başarılı geçti. Haziran 2015 ve Ocak 2016'da Pitti Uomo'da Türk markası kimliği ile yer alacağız. Palm Beach ve Kuveyt'te ilk defa, Singapur'da ikinci defa koleksiyon tanıtımı için davetlerimiz olacak. Beni en çok heyecanlandıran projelerden biri Istanbul Assouline için ikinci kere yaptığımız özel koleksiyon ve tanıtımı. Bana çok ilham veren bir marka olan Assouline için ikinci kere bir işbirliğine girmekten çok mutluyum.
Kol düğmesinin yanına bir şey daha ekleyecek misiniz?
Kıroğlu: Bu sene ilk defa kol düğmesini tamamlayıcı erkek aksesuarları olan ceket/yaka iğneleri ve gümüş purolukları ekledik koleksiyonumuza. İlk aldığımız tepkiler ve ilgiden gayet memnunuz.,
Markanızın pazarlamasıyla da siz mi ilgileniyorsunuz?
Kıroğlu: Bir ekibimiz var ama pazarlama stratejisi ve iş geliştirmeyle kendim bizzat ilgileniyorum.
'Made in Turkey etiketiyle gurur duyuyorum'

İstanbul ve Şangay'ı sizin hayatınızda özel yapanlar neler? Sizden bu iki şehri karşılaştırmanızı istesem...
Kıroğlu: Osmanlı ve Çin imparatorluk kültürleri birbirlerine çok yakın. Tarihte İpek Yolu'nun açılmasıyla iki uygarlık arasındaki ilişkiler daha da kuvvetlenmiş. Çağdaş kültür, yeniliklere olan açıklık ve bugünün yaşam tarzı anlamında da iki şehri birbirine çok yakın buluyorum. Altı seneden fazladır Şangay'da yaşıyorum. Artık Milano, Paris gibi şehirlerin yaşlandığını ve dinamizmini kaybettiğini düşünüyorum. Dünyanın gözlerini Asya'ya çevirmesini ve çoğu trendin Asya altyapılı olması bir tesadüf değil. Şu anda Şangay ve İstanbul gibi şehirlerin zamanı. Şangay çok dinamik, çok yaratıcı, birçok kültürden genç, yeni fikirleri olan insanların bir araya geldiği, çok hızlı, çok ilham verici, inanılmaz bir şehir. Bu anlamda şehrin enerjisi İstanbul'a çok benzer. Şangay-İstanbul hattı arasında giderken kendimi devamlı yeni sergilerden, yeni tasarımlardan, mimariden, transitte tanıştığım insanlardan, yeni fikirlerden ilham alırken buluyorum.
Erkek giyim markalarıyla işbirlikleri var mı gündeminizde?
Kıroğlu: Sürpriz işbirliklerimiz var. Bizi izlemeye devam edin.
Hangi stil sahibi ünlü erkeğin sizin tasarımlarınızı kullanmanızı isterdiniz?
Kıroğlu: Windsor Dükü Prens Edward'ın kullanmasını isterdim.