Can Özsobay: ''Resimlerimle tanınan biri olmak istiyorum''

90’lı yılların ünlü mankenlerinden biri olan Can Özsobay, resme merak sardı ve hatta geçtiğimiz haftalarda Bodrum’da ilk sergisini açtı. Özsobay ile kendine has tekniğini ve sanata olan tutkusunu konuştuk.

Can Özsobay: ''Resimlerimle tanınan biri olmak istiyorum''

RÖPORTAJ: BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR: KUTUB DALGAKIRAN

Can Özsobay, 90'lı yıllarda podyumların en ünlü erkek mankenlerinden biriydi. Podyumu bıraktıktan sonra DJ'lik yapmaya başlayan Özsobay, yıllar sonra ressam kimliğiyle ortaya çıktı. İlk kişisel sergisini sanatseverlerle buluşturan Özsobay, içindeki resim tutkusunun peşine geç yaşta düşmüş. Geç gelen bu tutku ise şu an hayatının tümünü kapsıyor. Kendine has macun kazıma tekniği ile etkileyici eserler ortaya çıkartan Can Özsobay ile ilk sergi heyecanını ve tekniği konuşmak için bir araya geldik.

İlk serginizi Bodrum'da düzenlediniz. Sizin için nasıl bir deneyim oldu?
Benim için bir ilkti. İlk olduğu için de epey bir heyecanlıydım. Bir hafta önce gittim, resimlerimin asılma aşaması çok heyecan vericiydi. Sergi günü ve öncesi güzel tepkiler alınca bir rahatlama geldi tabii. Gelen tepkiler o kadar güzel olunca beni de çok motive etti, hemen stüdyoma geri dönüp, resim yapmaya devam etmek istedim. Heyecan, sevinç, mutluluk, hepsi bir aradaydı.

Bu kadar güzel geri dönüşü bekliyor muydunuz?
Her insan farklı sonuçta, beğenenler olur, beğenmeyenler de diye düşünüyordum. Eleştiri alacağımı düşünüyor, buna göre kendimi hazırlıyordum öncesinde... Eleştirinin dozunu bilmediğim için nasıl tepki veririm diye hep düşündüm. Ben de çok 'eyvallah'çı bir adam değilim. Ama hiç gerek kalmadı. Bir tane bile kötü eleştiri almadım. Bu kadar beğeniyi beklemiyordum. O yüzden çok güzeldi.

Sizi önceden farklı iş kollarında gördük. Modellik, spor hocalığı, DJ'lik... Resim tam olarak ne zaman, nasıl girdi hayatınıza?
Bir anda girmedi tabi... Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar mezunuyum, orada bir renk bilgisi, çizim, sanata ucundan dokunma oldu. Üniversiteye girmeden de sürekli karikatür çizen bir adamdım. Okulum çok büyük katkısı oldu ama okul sonrası ben hiç o mesleği yapmadım. Modellik devreye girdi. Sonra spor hocalığı, DJ'lik... Hayatımın son birkaç yılında kendi tamamen keyfi olarak bir şeyler çiziyordum. Çevremden resim yapmam için çok teşvik geldi. Özellikle herkesin hayatında, ona yön veren büyük katkısı olan, özel biri vardır. Benim de hayatımı bu konuda yönlendiren çok özel biri oldu. Öyle bir dokundu ki, birden bire resim hayatıma girdi, çok güzel motive etti. Deneme amaçlı girdiğim bu yol, bugünkü noktaya geldi. İlk önce arkadaşlarımdan çok güzel geri dönüşler aldım. Arkadaş olunca insan çok inanmıyor ama sonra insanlar ve mimarlar gelmeye başladı ve ben bunu yapmaya karar verdim.

Çok da kendinize inanamamışsınız.
Aynen gerçekten inanmamıştım ama benim mankenliğim de böyleydi. 4 defa elemelere girdim mankenlik ajanslarında, kilolu olduğum için kabul edilmedim. Zayıfladım öyle manken oldum ve ilerledim. Hayatımda her şey sürprizlerle oldu. Yukardaki "zamanı şimdi" dedi ve oldu.

Sanat her zaman içinizde vardı o zaman?
Sanat hayatımda hep vardı. Ben lise yıllarında resim yüzünden sınıfta kaldım. Çünkü hep karikatür çiziyordum, bir tarih dersinde hocanın karikatürünü çizerken yakalandım ve disipline gönderildim. Sonra çizimim kuvvetli diye güzel sanatlar sınavına girmem için çevremdekiler teşvik eti ve girip kazandım. Orta okuldan beri hep bir şeyler çizerdim ama bu tarz resim 3-4 senedir yapıyorum. İlk başlarda keyfe keder, karikatür resim karışık bir şeyler yapıyordum şimdi tamamen buna yoğunlaştım.

Biraz da tekniğinizden bahsedelim. Farklı bir teknik kullanıyorsunuz, değil mi?
İlk resme başladığımda küçücük bir tablo ile başladım, tamamen amatörce... Kafa dağıtmak için yapıyordum ama bir şeyler çıktıkça o küçük tuval yetmedi daha büyüğüne geçtim. Tüm sanat dallarına saygım sonsuz ama fırçayı alıp, sakin sakin bir şeyler çizmek çok benlik bir şey değil. Benim boğuşmam, kavga etmem lazım. Bu tekniği ise şansa buldum. Bir gün resim yaparken bir hata yaptım ve tuvale yazık olmasın diye hatayı evde bulunan macun ile kapatmaya karar verdim. Macunun üstüne bir şeyler çizebilmek için zımparaladım ve kalkıyor mu diye spatula ile denerken hafifçe kazıdım. İçinden çıkan renk ve görünüme bayıldım. Sonra macunu oya oya birçok deneme yaptım ve bu teknikle yapmaya karar verdim. Araştırdım kimse böyle bir şey yapmamış. Bu teknik bana ait olsun, beni böyle tanısınlar istedim. Resimlerimi gördüklerinde bu Can Özsobay'ın resmi desinler... Benim derdim çok satmak değil, beğenilmek. Resimlerim, insanların gözüne, evine hitap etsin. Ama demek değil ki koltuk rengine uysun da alsınlar. Gerçekten beğenerek alsınlar.

Şu an resim yapmak ne kadar zamanınızı alıyor?
Hayatım şu an tamamen resim. Ne müzik ne spor sadece resim... Full odaklandım. Normalde benim egolarım ve hırslarım yoktur fakat ilk defa bu yaşta buna hırslandım. Bir yerlerde benim resimlerimin görünmesi lazım. Yurtdışı, yurtiçi fark etmez her yere gitmesi lazım. Herkes görsün istiyorum beğenirler veya beğenmezler o önemli değil. Beğenilen kısmı beni motive etmeye yeter. Sadece manevi tatmin olarak düşünüyorum.

Sizi etkileyen sanatçılar veya eserler neler?
Beğendiğim birçok sanatçı var. Yeni nesil, eski nesil... Komet'i çok seviyorum. Ama etkilenme olarak bir tane var o ayrı... Reza Derakshani, adlı İranlı sanatçının mükemmel büyüklükteki bir resmi... O resim büyük bir etki yarattı bende. Bir saat inceledim. Nasıl yapmış, dokundum, hissettim ne yaptığını çözmeye çalıştım tam bir saat. Bedri Rahmi'ler, Devrim Erbil'ler olsun hepsine saygım sonsuz ama beni en çok etkileyen oydu. Öyle bir resim yapmak için canımı verirdim.

Bundan sonraki sergi planlarınız neler? Yurtdışı planlarınız var mı?
Çok planım var. Tüm sergilere gitmek istiyorum ama bunların hepsi bütçe. Ne kadar ekmek o kadar köfte derler ya, ne kadar resim satarsan o kadar yurtdışına çıkarsın. İşbirliğinde olduğumuz galerilerin vazifesi bizi yurtdışında finanse etmek değil, sadece o kontağı kurup, gönderebilmek. Küratörlerle iyi geçinip, seni tanıtmak. Diğer bütün maliyet sana ait. Dolayısıyla gücüm el verdikçe yurtdışına gideceğim. Tabii bu arada bir sponsorum olursa ne güzel olur, çünkü ünlü sanatçıların sponsorları var. Ben daha ünlü bir adam değilim. Tamamen kendi çabamla gitmek için uğraşıyorum.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.