
'Benim ruhum çok özeldir güzellik ikinci planda'

'Benim ruhum çok özeldir güzellik ikinci planda'

Röportaj:Mehmet ÜSTÜNDAĞ
Fotoğraflar:Koray IŞIK
Akademisyen bir anne-babanın kızı, orta ve lise eğitimini İsviçre'de almış, tıp eğitimini ise Almanya'da... Aynı zamanda sanat tarihi, siyasi bilimler ve felsefe okumuş. Almanca, Fransızca ve İngilizce de terapi yapabiliyor. Mesleğindeki başarısına bir de sanat aşkı eklenmiş. Rahşan Düren son derece başarılı bir hekim olmasının yanı sıra, geçtiğimiz hafta altıncı sergisini açan bir ressam. Yurtdışındaki eğitim macerasından sonra İstanbul'a gelen ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde psikiyatri okuyan Düren, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi heykel bölümüne misafir öğrenci olarak devam etmiş... O sıralarda tanıştığı Doktor Mete Düren'le evlenmiş. Bugün iki çocuklu bir anne olan Rahşan Düren çok güzel bir kadın, görünce bakakalıyorsunuz. Ancak o, güzelliği "Benim ruhum güzel" diyerek ifade ediyor... Fiziksel güzelliğin ikinci planda olduğunu söylüyor. Çok yönlü bir kadın olan Düren ile sergisini ve hayatını konuştuk.
Resim yapma yeteneğinizi nasıl keşfettiniz? Bu konuda eğitim aldınız mı?
Psikiyatrist olmanızın resminize etkisi nasıl? Rahşan Düren: Hekimliğim sanata ne kazandırıyorsa, sanat da hekimliğime o kadar kazandırmaktadır. İkisinin birlikteliği bana çok şey katıyor, empati, duygu, hissiyat, farkındalık, algı gibi. Ama daha önemlisi bilimsel bir mesleğimin olması, beni sanatta özgür kılıyor ve sanatta istediğim şeyleri ve projeleri istediğim şekilde gerçekleştirebilme cesareti ve olanağı veriyor. Bu sanat için olağanüstü bir durumdur. Özgür olmak gerekir sanatla ilgileniyorsanız. Mesleğimin zorluklarını sanat sayesinde daha iyi aşıyorum, dolayısıyla enerjim daima yüksek kalabiliyor. Beni bir psikiyatrist olarak tanıyanlar, bunu çok yakından hisseder. Psikiyatride de olabildiğince bağımsız tüm normların, beklentilerin, kuralların, kültürel ve sosyal gerekçelerin dışında kalmamı sağlayan sanattır. Sanat anlamsızlığa karşı bulunmuştur. Psikiyatride irdelediğimiz anlamsızlık sanatla aşılabilir. Dolayısıyla ikisinin de birbirine katkısı var.
'Benim ruhum çok özeldir güzellik ikinci planda'

Resimlerinizin ilgi görmesinde, sıra dışı kimliğinizin etkisi var mı?
Düren: Bu özellikler benim yaşama stilimdir; benim daha farklı ve zor dizginleştirilebilen bir yapım var, bu çocukluğumdan beri öyleydi. Hep cesur, hep biraz çılgın, biraz anarşist bir doğam vardır. Bu beni daima bir yabancı kılmış olup, nerede olursam olayım, okuduğum ülkelerde ve şu an yaşadığım İstanbul'da bile bir yabancı olmamı ve öyle de kalmamı sağlamıştır. Gönlüm durmak bilmeyen bir gezgindir. Belki de mantıklı düşünebilerek mantıksız hareket eden bir kişiyim. Kim bilir?
Resim yapma sürecinizde size neler ilham veriyor?
Düren: Sanat benim için bir inançtır, öğrenilmez, ona göre yaşanır; seçilmez o sizi seçer, size hükmeder; kutsaldır veya sadece bir aşktır. Hep üzer, tamamlanamaz çünkü hep eksik kalır. Hep daha fazla verirsin; ta ki vazgeçene kadar. Bir hedef değildir, bir yoldur, nereye gideceğini bilemezsin, onunla yarışır, ona yenilirsin. Ben öyle yaşıyorum, ilham çok klişe bir kavram. Benim söz ettiğim şey daha derin.
Eserlerinizde öne çıkan kavramlar var mı, varsa nedir bunlar?
Düren: Bunun tanımı yok; olamaz. Sanat 'ben ve o' arasında bir yolculuk, bir şey öne çıkmaz veya sadece ipte bir balans gibidir. Düşünmemek, dengeyi kaybetmemek gerekir. Sanat sana bir his verir ve sen o hissin yolunda yürürsün ve ne çıkarsa kabullenirsin. Öyle olmalıdır benim için.
'Benim ruhum çok özeldir güzellik ikinci planda'

Yeni serginizden biraz bahseder misiniz? Neler var acaba?
Düren: Yaklaşık 7 yıldır resim yapıp sergi açıyorum, böylece sanat dünyasını tanıma fırsatım oldu. Ben, elit bir topluluğun, elit ortamlarda, ellerinde kırmızı şaraplarla snob bir şekilde sanata hükmetmesine karşıyım. Ve bu tarz ticari sanattan hiç haz etmiyorum, doğru da bulmuyorum, bu değil sanat. Bizim yaptığımız kutsal bir şeyi yüzeyselleştirmekten başka hiçbir şey değil. O yüzden tam bir buçuk yıl evvel bir karar aldım. Ben fuarların, galerilerin, davetlerin sanatçısı olmayacağım. Bütün koyduğum projeleri iptal ettim, kendimi korudum. Ya hiç yapmayacaktım ya da tam, hayalimdeki gibi olacaktı. Ben artık yaptığım şeyden heyecanlanmıyordum. Bana zevk vermemekteydi. O yüzden Haydarpaşa Garı projesinin hayalini kurdum ve yola düştüm ve bunun için bir yıldır çalışıyorum. Haydarpaşa Garı'nda bekleme salonunda dev bir enstalasyon gerçekleştireceğim ve VIP salonunda sergi açıyorum. Bir hayalim gerçekleşiyor. Ve bunun her aşaması çok keyif ve heyecan veriyor. Ben sanatı bundan sonra sadece bu çapta yapma kararı aldım. Benim sanatın maddi karşılığına ihtiyacım yok; bir 'non profit' sergi hazırlıyorum. Herkese, halka, dostlarıma, tanıdıklarıma, tanımadıklarıma. Bir şey de istemiyorum karşılığında. Keyif alalım sadece. Olağanüstü güzel bir proje, içime her türlü siniyor ve çok yoruluyorum. Son üç aydır, dört saat uykuyla geçiriyorum günlerimi ama her şeye değer. Sanırım çok istemek lazımmış.
Plastik cerrahi uzmanlığı yapacakken, psikiyatriyi seçtiniz. Bu kararı vermenize ne sebep oldu?
Düren: Her seçim bir vazgeçiştir. Ben plastik cerrahiden hiç vaz geçmedim aslında; halen "Dr. Serdar Eren'in yanında tekrar asistan olarak başlasam mı" diye sıkça düşünüyorum. O da bunu biliyor, eminim bir gün yapacağım, bu hayata sığdıracağım. Benim bir diplomaya ihtiyacım yok; yeterince değerli bir diplomam var. Bir şeyin daima öğrencisi kalabilirim. Zaten hayat bir ömür boyu süren bir okuldur.
'Benim ruhum çok özeldir güzellik ikinci planda'

Nörobilim eğitimi alacaktınız, o ne aşamada? Gelişme var mı?
Düren: Alıyorum, bu yıl eğitim için gittiğim Neuromodulatory Laboratuar'da geçirdiğim en keyifli zamanlarımdan biriydi. Dünyanın önde gelen nörobilimcilerinden Mark George'un yanında University of South Carolina'da bir 'fellow- ship' programına başladım. Her yıl bunun için bir zaman ayıracağım. Ve bu alanda çalışmaya, yoğunlaşmaya, bilgilenmeye devam edeceğim. Mark George, son yıllarda tanıştığım ve en çok etkilendiğim insanlardan biri; çok ünlü ve bilimsel anlamda popüler olmasından dolayı değil. Egosu olmayan, kendini bir hiç gibi gören, kendini hep geride tutan, başkalarının büyümesini teşvik eden olağanüstü sade ve mütevazı bir bilim adamı; iyi bir insan. Hekimliğinden, bilgeliğinden, insanlığından, var olma coşkusundan, sevgi doluluğundan çok etkilendim. Haydarpaşa sergime dünyalar güzeli eşi Eloise ile geliyor. Bu yaz için onunla Akyaka'da bir kongre düzenlemeyi planladık. Kendisi tutkulu bir kite sörfçü olduğundan, Akyaka'da yapma kararı aldık. Böylece belki bir yandan tatil de yapacak.
Koleksiyonerlerin yakından takip ettiği bir sanatçısınız. Hangi koleksiyonlarda eserleriniz var?
Düren: Sanatın koleksiyonerlerin elinde olması ve onlar tarafından yönlendirilmesine oldukça karşıyım. Çok sert ve sivri bir şey dediğimi biliyorum ama lüften sanat tarihini bir inceleyin. Sanat bu dünyaya onlarla gelmedi, onlar sanatı bir işletmeye çevirdiler. Bu böyle olmamalı, yaşanmamalı.
'Benim ruhum çok özeldir güzellik ikinci planda'

İki çocuk annesisiniz, çocuklarınızdan bahseder misiniz? Nasıl bir annesiniz, daha çok psikiyatrist gibi mi, yoksa ressam gibi mi?
Düren: Bilemeyeceğim, çocuklarımın doktor olmasını istiyorum çünkü çok onay veren ve mutluluk veren bir meslek. Karşılık olarak aldığınız şey sevgidir doktorlukta ama çocuklarımın sanatsal taraflarını görüyorum ve onları da sonuna kadar destekliyorum. Oğlumun 3 yaşındayken filme, kameraya, çekime ilgisi barizdi. "Yönetmen olmak isteyecek" dedim ve gerçekten şu an 8 yaşında ve "Yönetmen olacağım" diyor. Ben asla koşullandırmadım oğlumu. Sadece izliyorum ve izin veriyorum. Kızım Saran 10 yaşında, şimdiye dek golftan başka bir şeye ilgisi yoktu. Çok yakın bir geçmişte piyanonun başına oturup hiç ders ve eğitim görmediği halde sadece hafızasında olan bir melodiyi çalmaya başladı. Ertesi gün ben eve hoca çağırdım. Kızım bu kadar çok istiyorsa, benim görevim de onu yaşatmaktır.
Çocuklarınız doktor yönünüzü, ressam yönünüzü mü daha çok seviyor? Ne dersiniz?
Düren: Çocuklarıma "Ben nasıl bir anneyim sizce" diye sordum, kızım 9 yaşındayken şu cevabı verdi, "Coşkulu, neşeli, tutkulu, çılgın"...
'Benim ruhum çok özeldir güzellik ikinci planda'

Gezgin ruhlu biri olduğunuzu söylemiştiniz; nerelere gittiniz, planlarınızda nereler var?
Düren: Charleston'a bu yıl tekrar gitmek istiyorum, Mark'ın yanına. Onun dışında 'kite surf'e başlamak istiyorum. Şehirleri sevmiyorum, beni İstanbul bile boğuyor. Doğanın içinde olma arzusu içindeyim.
Moda tutkunuz var mı? Modanın hayatınızdaki yeri nedir?
Düren: ESMOD Moda Okulu'nda bir ara ders verdim ama su aralar vaktim yok. Moda bir yaşama stilidir, yaşama sanatıdır. Modayı iyi kullanmak gerekir, insan bir ortama kıyafetiyle girer kişiliğiyle çıkar.
'Benim ruhum çok özeldir güzellik ikinci planda'

Güzelliğinizle dikkat çeken bir kadınsınız. Nedir sizin için güzelliğin anlamı ve önemi?
Düren: Benim ruhum çok özeldir. Güzellik ikinci planda...
Güzelliğinizi ve formunuzu korumak için neler yapıyorsunuz?
Düren: Kendimi ve ruhumu canlı tutacak her şey. Sanat mesela..
'Benim ruhum çok özeldir güzellik ikinci planda'

Eşiniz Mete Düren de çok yönlü bir doktor; Türkiye Futbol Federasyonu Basın Sözcüsü. Doktorların çok yönlü olmasının işlerine etkisi nedir?
Düren: Doktorluk bir sanattır. Mete çok iyi bir müzisyendir. Piyano, gitar, davul çalar. Kendi müziğini besteler. Doktorlardan çok iyi müzisyen çıkar derler. Mete de öyledir. Onu, piyanonun başına geçip kendi kendine çaldığı vakit izlemek büyük bir keyiftir, çok özel bir andır.