
Dönemin ruhuna ters düşmeyen bir ev

Dönemin ruhuna ters düşmeyen bir ev

Çıplak tuğla duvarları, volta döşemeleri, karo seramikleri her yerde görmeye alıştık. O kadar alıştık ki neredeyse bıktık! Yıllarca kullanılıp, sonrasında 'eski' bulunduktan sonra, şimdi 'trend' oldular çünkü. Kafelerde, restoranlarda 'dekor' oldular artık. Hatta hiç ait olmadıkları yeni günümüz bina yapılarında, sanki yıllardır oradaymış gibi rol yapıyorlar. Ve oraya yakışmıyorlar da...
Oysa Ofist onları seviyor. Ancak ait oldukları, yakıştıkları yerlerde... 100 yıllık yığma Beyoğlu binalarında mesela... Gerçekten duvarlarını soyup onları bulduklarında, eski koridorlarda, banyolarda bazen bakımlı, bazen dökük onlarla karşılaştıklarında... Cihangir'deki bir asırlık Graviyer Apartmanı restore edilip yeniden hayata dönerken, burada Ofist'e de iş düşmüş; AD Evi! Ve AD Evi'nde karşılaştıkları tarihi dokuyu çok sevmişler.
Dönemin ruhuna ters düşmeyen bir ev

Tarihine saygılarından dolayı, ona hiç dokunmadan, kendilerine günümüzün yaşam şartlarına uygun bir yer açmışlar, içine ilişivermişler bir nevi. Buldukları hazinenin değerini bilmiş, sahip çıkmışlar; yığma tuğla duvarlarını, tonozlu tavanlarını, alçı süslemelerini, karo seramiklerini, ahşap lambrilerini benimsemişler. Eklemeleri de günümüz yaşam şartlarına uygun, ev sahibinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde, kendi yorumlarıyla yapmışlar. Artık yerinde bulunmayan, ama restorasyon ekibi tarafından temin edilmiş karo seramik mutfak zemin malzemelerini sanki eskiden beri o zeminde duruyorlarmış gibi zemine döşememişler; mutfak duvarına bir pano yapıp, asmışlar.
Mutfağı ankastre yapıp duvarlara monte etmeyip; modüler olarak yerleştirmişler. Ev sahiplerinin günümüz yaşam alışkanlıklarına da uyum sağlaması adına, aslan ayaklı küvet kaldırılmış ve onun yerine hareketli bir duş teknesi koyulmuş. Ama onu da hazır alıp, lambrileri, zemin karo seramiklerini sökerek, banyonun kabuğuna yerleştirmemişler! Modüler bir duş kutusu tasarlayıp, lambrilere dokunmadan banyonun baş köşesine koymuşlar. Üstelik kolay temizlensin diye de tekerlekli yapmışlar! Gömme rezervuar ve hilton lavabo kullanmamışlar. Solo bir lavaboyu, lahit gibi bir klozeti de bu tarihi fonun üzerine koymuşlar.
Dönemin ruhuna ters düşmeyen bir ev

Ofist'in tasarımcıları; iç mimar ikili Yasemin Arpaç ve Sabahattin Emir, "İşin kolayına kaçmadık" diyor ve yaptıkları işi şöyle özetliyor: "Ona dokunmadık, ama yanına sığışıverdik. Kaygılarımızı, etik anlayışımızı göz önüne aldık, kendimize iş çıkardık. Kolayına kaçmadık; bu eve, kullanılacağı döneme, ev sahibine özgü yeni yorumlarımızı kattık. Binanın kendi zamanının ruhuna ters düşmeden var olanı onaylayıp, kabul edip, hemen yanında onunla birlikte var olabilecek ama şimdiki zamanın fonksiyon ve estetik ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde bir çözüm aradık.
Yapmaya çalıştığımız 'eski' ile birlikte olmak, onun yanında yer alırken ona zarar vermeden 'sen şöyle dur, biz de burada beraber yaşayalım' demek. Buradaki 'biz' de egomuzu değil, şimdiki zamanı ve bu zamanda yaşayan bizi temsil ediyor..."
Yazı: Nazan Ortaç
Fotoğraflar: Ali Bekman