
'Fotoğraflarda gördüğünüz aşk, poz değil gerçek'

'Fotoğraflarda gördüğünüz aşk, poz değil gerçek'

Röportaj:Elif AKTUĞ
Fotoğraflar:Haydar ERÇİN
Aşk sadece kadın ve erkek arasında mı yaşanır? Özlem Güsar'a göre aşk, evlat edinilen, sahiplenilen bir sokak hayvanıyla bambaşka bir boyutta ve gerçek anlamda da pekala yaşanabilir. Türkiye'nin ilk lüks web sitesi OGGUSTO'nun kurucusu Özlem Güsar, bu fikirden yola çıkarak bir sosyal sorumluluk projesi başlattı. Sokak hayvanlarının sahiplenilmesi gerektiğinin altını çizmek ve onların karınlarını doyurmak için harekete geçen Güsar 'Minik Aşkım' adlı bu projesini konuştuk. Lüks marka danışmanı Özlem Güsar sitesini ve yeni projelerini de anlattı.
'Minik Aşkım' projesi nasıl oluştu, neyi hedeflediniz?
Özlem Güsar: Tanrı'ya her gün şükrettiğim birkaç şey vardır, bunlardan biri de bana emanet ettiği hayvanlarım. Üç kedi ve iki köpeğimiz var, hiçbirini satın almadık sahiplendik. Hayvanlar benim gerçekten mutluluk sebebim, çünkü onlar bizi ne kadar 'gerçek insan' olduğumuzla değerlendiriyorlar. Benim bir diğer özelliğim ise 15 yıldır lüks dünyada çalışıyor olmak ve OGGUSTO, Türkiye'nin ilk ve tek lüks dijital sitesi. Bu iki konuyu bir araya getiren bir sosyal sorumluluk projesi hayal ettim. Aşkın sadece karşı cinse duyulan bir duygu olmadığından yola çıktım ve hayvanlarla bir insan sevgilisi ile ne yaparsa, dans etmek, yemek yemek, kitap okumak; hepsini fotoğraflamak amacımdı. Yaklaşık iki aydır bu proje ile yatıp kalkıyorum. Sevgili Pınar Kartal Timer bize İstanbul'un dünyaca en meşhur oteli olan Pera Palace'ı açtı, benim için bu projeyi tek bir fotoğrafçı çekebilirdi ve biricik Tamer Yılmaz tüm hayallerimi gerçek yaptı. Çok sevgili dostlarım beni kırmadı, proje hayvanlar içinse ve sen yapıyorsan biz varız dediler ve kimi üç gün önce hastaneden çıkmasına rağmen koşup geldi, kimi Amerika seyahatinden erken döndü. Projenin en çarpıcı kısmı ise köpek mamalarının havyarı diye bilinen Royal Canin Türkiye'den geldi. Bizi kırmayıp gelen her katılımcı için barınaklara 200 kilo bağışta bulundu. 2 tonun üzerinde mama bağışı demek bu, önümüzdeki günlerde Türkiye'nin farklı yerlerindeki dört ayrı barınağa gönderiyoruz mamaları. Herkes bu proje için tamamen gönüllü çalıştı. Her anlamda amacına ulaşan ve mutluluktan gözlerimi yaşartan harika bir proje oldu.
'Fotoğraflarda gördüğünüz aşk, poz değil gerçek'

Fotoğraflanan ünlülerin yaklaşımı nasıldı, çekim aşamasından bahsetsenize?
Güsar: Çok ama çok zor bir projeydi, öncelikle belirtmem gerek Pera Palace ekibine gerçekten minnettarım. Eğer dünyada hayvan dostu otel ödülü varsa onlar adına ben başvurmak istiyorum. Düşünsenize iki gün içinde otelin en özel bölümlerine, en nadide eserlerin yanına yaklaşık 15 kedi-köpek girdi çıktı. 15 yılı geçkin bir süredir sosyal sorumluluk projelerinde çalışırım, 'Minik Aşkım' fotoğraf çekimlerine katılan herkes hayatımda başka hiçbir projede görmediğim kadar içten, anlayışlı ve sabırlı idi. Herkes sadece kendi 'Minik Aşkı' değil, sokaklarda, barınaklarda aç olan zavallı minik aşklar için de bu çekimin yapıldığını bilerek, en iyisini nasıl yapabiliriz diye çırpındı. İki gün boyunca inanılmaz eğlendik ve her şey kusursuz gitti. Tüm katılımcılar harikaydı ama sevgili Hümeyra çekime geldi, hepimizi kendisine hayran bıraktı, tüm zarafetiyle bir efsane nasıl olunur bizlere gösterdi.
Her bir fotoğrafta aşkı hissetmek mümkün, devamı gelecek mi projelerinizin?
Güsar: Bu projede yer alan kişilerin her biri gerçek bir hayvan tutkunu. Hemen hepsinin birden çok hayvanı var ve hepsi 'satın alma sahiplen' felsefesine sadıklar. Sadece kendi hayvanlarına değil, tüm hayvanlara aşıklar. O nedenle fotoğraflarda gördüğünüz aşk, poz değil hepimizin günlük hayatından gerçek kesitler. Projelerin devamı inşallah gelecek, çünkü ben proje yapmadan yaşayamam. Bir şeyler yaratmaktan ve dünyaya faydalı olmaktan gerçekten çok mutlu oluyorum.
'Fotoğraflarda gördüğünüz aşk, poz değil gerçek'

Sosyal sorumluluk projelerinden sıkça söz ediliyor, cemiyet hayatı özellikle yoğun ilgi gösteriyor. Hepsinde de amaca ulaşıldığına inanıyor musunuz?
Güsar: Ne yazık ki son birkaç senedir sosyal sorumluluk projelerine bazı kişiler çevre edinmek, popüler olmak amacıyla katılmaya başladılar. Yapılan bazı etkinliklerden belirtilen vakıflara para kalıyor mu, emin bile değilim. Sosyal sorumluluk anlamında gerçekten elini taşın altına sokan ve topladıkları paraları ve harcamaları şeffaf olarak gösteren vakıflara öncelik vermek gerektiğine inanıyorum.
Sosyal sorumluluk projeleri nasıl belirlenmeli, bir yolu var mıdır hedefe ulaşmanın?
Güsar: Öncelikle kendinize en yakın olduğunuz konularla ilgili sosyal sorumluluk projelerine girmek gerek. Mesela benim önceliğim çevre, eğitim ve hayvanlar. Çok uzun yıllardır Greenpeace bağışçısıyım. Bu sene yoğun bir şekilde yer alamasam bile TOG için yaklaşık 6-7 yıldır çalışıyorum. Hayvanlar için ise kurumlarla çalışmak yerine, bireysel katkılar yapıyorum.