
"Hayatımın amacı iyi hissettirmek"

"Hayatımın amacı iyi hissettirmek"

Röportaj:Nazan ORTAÇ
Fotoğraflar:Cengiz DİKBAŞ
Önce oyuncu kimliğiyle hayatımıza giren, sonra klinik aromaterapi eğitimi alarak 'Aisha' markasını kuran Ayşe Tolga, şimdilerde kurduğu Youtube kanalında kendi TV programını yapıyor. "Sağlıklı ve iyi yaşam üzerine yeni öğrendiklerimi çevremdekilere aktarmayı seven biriyim" diyen Tolga'yla neler yaptığını konuştuk.
Sağlıklı yaşam bilinci oldukça arttı. Ama siz bunu yıllar önce keşfedenlersiniz. Neydi sizi bu yola iten?
Ayşe Tolga: Beni bu yola, '94 senesinde babamın kansere yakalanması ve 1998'deki ölümüyle sonuçlanan o süreçte gözlemlediklerim ve sorularım getirdi. Sağlığın korunması gereken bir şey olduğunu, ölümü, hayatı ve pek çok şeyi sorgulayarak; doğal terapiler konusuna, önce kendimi şifalandırma arzusuyla eğildim. Bu gaye ile 1999 senesinde yoga ve şifa sistemleri ile tanıştım. Yine o senelerde detoks ile yolum kesişti ve beslenme tarzımın sağlığım üzerindeki etkisini keşfettim. Tüm bu, 'hizmet alan taraf'taki yolculuğumun bir yerinde; ben de işi öğrenmeye ve beni mutlu edecek şeyin bu olduğunu anladığım bir yere geldim. Asıl hayat amacımın, insanları 'iyi hissettirmek' olduğunu anladım.
"Hayatımın amacı iyi hissettirmek"

Sosyal medyadaki spora ve sağlıklı yaşama dair paylaşımlarınız çok takip ediliyor. Sizin için sağlıklı yaşamın temel prensipleri neler?
Tolga: 'Ayşe Tolga İyi Yaşam' web sitesi aslında uzun soluklu bir iş planının ilk adımını oluşturuyordu. Youtube kanalı üzerinden devam ediyor. Sırada kitabım ve farklı platformdaki işbirliklerim var. Sporun, egzersizin, sağlıklı beslenmenin hayatım üzerinde yarattığı değişiklikleri gördüğüm andan itibaren, diğer insanların da yaşam kalitelerini artırmalarına katkıda bulunmak için paylaşmaya karar verdim. Benim için sağlıklı yaşamın temel prensibi sağlam kafa ve sağlam vücut. Mümkün olduğunca stresten uzak kalmak da önemli tabii. Şehir hayatının yarattığı gerginlikten kurtulup huzuru yakalayabilmek, yaşam kalitesini artıran önemli bir unsur.
Biraz aldığınız eğitimlerden de bahseder misiniz?
Tolga: 2004 senesinden beri dünyanın pek çok yerinde doğal ve bütünsel terapiler üzerine farklı ekol ve tarzlardan eğitimler aldım. Tayland'daki Chiva-Som Akademi'den eğitim aldım, masaj, kinesioloji, refleksoloji, doğal ve bütünleyici terapiler eğitimi gördüm, biraz da fitoterapi derken, en son yolum 2005 senesinde 'ITHMA Instute Of Traditional Herbal Medicine& Aromatherapy' isimli okulla kesişti. Buradan 2007 senesinde Klinik Aromaterapist olarak mezun oldum. Daha sonra 'Integrative Nutrition' isimli okuldan online olarak bütünsel beslenme ve iyi yaşam koçluğu eğitimlerime devam ettim.
Aromaterapi nasıl girdi hayatınıza?
Tolga: Aromalara ve güzel kokulara merakım çocukluğumdan bu yana var. Bu sevgi, Ayvalıklı babaannemden bana miras. Araştırmayı, kendi formüllerimi oluşturmayı ve bunları paylaşmayı seviyorum. Beslenme, ruh ve beden dengesi ve sağlığı üzerine sayısız eğitim ve pratiğim olduğu için bu pratiği bilimsel altyapı ile birleştirmek istedim. Klinik Aromaterapist olmam sayesinde 2005 senesinde bir marka üzerine çalışmaya başladım. Aslında bu bir SPA markası olacaktı, ancak piyasadaki eksikleri gördüğüm için ürün kategorisini de ekledim. İlgimi ve aldığım eğitimleri profesyonelliğe taşıyarak, 'Aisha' markasını yarattım.
"Hayatımın amacı iyi hissettirmek"

Nedir tam olarak aromaterapi?
Tolga: Aromatik bitkilerden damıtmayla elde edilen uçucu yağların, insanların bedensel, zihinsel ve ruhsal şifaları için kullanılması olarak tanımlayabiliriz. Aslında hastalık yok, hasta var. Aromaterapi seansına gelen danışanımızın beslenme alışkanlığından uyku düzenine, stres seviyesinden geçirdiği rahatsızlıklara kadar pek çok farklı konuyla ilgili sorular sorarak, hastalığa neden olabilecek izleri sürüyoruz. Semptoma neden olabilecek problemin kökenine inmeye çalışıyoruz. Aromaterapi bilimselliği ispatlanmış, Avustralya ve Yeni Zelanda'da devletin bile sağlık sigortası kapsamına aldığı en kapsamlı ve en etkili tamamlayıcı tıp dalı.
Doğal Terapiler Akademisi'nden de bahseder misiniz? Eğitim de veriyorsunuz sanırım...
Tolga: Doğal Terapiler Akademisi, ülkemizde SPA ve wellness sektöründe hizmet veren profesyonellere eğitimler veren bir kurum. Bu çatı altında, hocalarımız ve ben, masaj, vücut terapileri, spa uygulamaları, cilt bakımı, aromaterapi eğitimleri veriyoruz. Ayrıca amatörler için bütünsel sağlık, hamilelik ve bebek bakımında aromaterapi ve koku atölye çalışmalarım var. Dokuz aylık hamileyken sınavlarımı tamamlayarak, 'Usta Eğitici' belgemi de aldığım için sertifika verebiliyorum. Aisha bünyesinde aromaterapi eğitimi alarak, sertifikalarını verdiğimiz, bu işi meslek haline getiren çok fazla öğrencim var. Bu da benim için çok büyük bir mutluluk ve onurdur.
'Wellbeing' danışmanlığı da yapıyorsunuz? Neleri kapsıyor?
Tolga: Aile, aşk, iş, hobiler, kişisel gelişim vs. ile kişinin hayatı bir bütün. Tüm bu alanlarda mutlu olması ve kendini iyi hissetmesi önemli. Sağlığımız elbette önemli ama sadece bedenimiz, sağlıklı olduğu zaman biz kaliteli bir yaşama sahibiz diyemeyiz. Hayatınızdaki denge, yaşamsal kaliteyi getiriyor bence. Benim için sağlıklı yaşamın temel prensibi sosyal, özel hayatından, kariyerine her şeyin dengede olduğu bir hayat kalitelidir diyebiliriz. Stresi dönüştürebilmek, kişisel farkındalığını yükseltmek hedefimiz
"Hayatımın amacı iyi hissettirmek"

Danışmanlık yaptığınız insanlara ilk tavsiyeleriniz neler oluyor?
Tolga: Kişi öncelikle kendini iyi tanımalı. Kendisine uygun bir beslenme program ve egzersizler belirleyerek bunları bir yaşam tarzı haline getirebilmeli... Ruh-beden ve zihin ayrılmaz bir bütündür. Bana göre sağlık sorunları bu anlamda semptoma yönelik değil, nedeni anlamaya yönelik olmalıdır. Kilolu ve sağlıksız bir beden için tabii ki danışmanlık alınabilir, ancak bütünsel yaklaşımda kilonun nedeni önemlidir. Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmek isteyenlere ise en önemli tavsiyem; şehir hayatının getirdiği tembellikten kurtulmaları. Spor yapmamak için sürekli bahaneler üreten, zamansızlıktan dengesiz beslenenler çoğunlukta. Spor yaparken salgılanan endorfin hormonu, olaylara da daha pozitif bakmalarını sağlayacak.
Zayıflık son dönemin güzellik şartı olarak kabul görmekte. Sizin güzellik anlayışınız nedir?
Tolga: Güçlü ve sağlam bir yapıya sahip olmak için dengeli beslenerek ideal kilomu koruyorum. Şu andaki kilom, yaş, cinsiyet ve boya göre normal değerde. Kas ve kemik yapım da sağlam. Vücudumuzda milyonlarca hücre her an bir üretim içinde. Bu nedenle de beslenmede birinci kuralım; canlı şeylerle beslenmek. Yani az pişmiş, işlemden geçmemiş, zirai ilaçlanmamış, üzeri bir madde ile kaplanmamış, sentetik koruyucularla raf ömrü bir seneye çıkarılmamış ve sadece doğada varolan şeylerle beslenmek. Uykumu iyi almaya gayret ediyorum. Vücudumun ihtiyacı olan yeterli suyu içiyorum. Tüm bunlar da zinde kalmamı ve iyi hissetmemi sağlıyor.
Ciddi bir koşucusunuz, maratonlara katılıyorsunuz. Koşunun hayatınızdaki yerini nasıl tanımlarsınız?
Tolga: Koşu hayatımın son dört senesinde var olan, çok yeni bir kavram. Ben tüm koşularımı bir yardım derneğine destek veya bir konuya dikkat çekmek adına, 'yardımseverlik koşuları' adı altında yapıyorum. Tam maraton koşmuyorum... Maraton koşucularına hayranım, ancak 40 kilometre koşabilmek için gereken zamanım yok. Koşucu arkadaşlarımı ve koşu camiasını gerçekten çok seviyorum, onların bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. İnsanların giderek bireyselleştiği, bencilleştiği bir dünyada başkalarına iyilik vermek için koşmanın bizi iyileştirdiğine inanıyorum. Size de tavsiye ediyorum. Ülkemizin her yerinde senenin 12 ayı yapılan koşulardan birine mutlaka katılın, oradaki coşkuyu ve güzelliği başka bir yerde bulamayacaksınız garanti ediyorum.
"Hayatımın amacı iyi hissettirmek"

Oyunculukta da çok faalsiniz. Nasıl yaptınız iş bölümünü?
Tolga: Ben zaman yönetimine inanıyorum. Aslında güne çok erken başlayanlardanım, sabah 06.00 civarı kalkıp sabah sporumu yapıp, saat 09.00'da sporun salgılattığı muhteşem endorfin bombası ile günüme yüksek enerji ile başlıyorum. Halen TRT1'de yayınlanan 'Seksenler' dizimiz dışında, sahibi olduğum markam Aisha, 'İyi Yaşam' projemin uzantıları, marka işbirlikleri, eğitimler ve seminerlerde konuşmacı olarak yer alıyorum. Çalışmayı ve üretken olmayı seviyorum. Tabii buradan dinlenmeyi, eğlenmeyi ve tatili sevmediğim düşünülmesin, onun da keyfine varıyorum.
Bir televizyon programı hayaliniz var mı acaba sağlıklı yaşamak isteyenlere yönelik?
Tolga: Var tabii olmaz olur mu! Ancak şu an medyanın içinde bulunduğu koşullardan dolayı kendim bu işe soyunup Youtube kanalımı açtım. 'Ayşe Tolga İyi Yaşam TV' Youtube kanalımda güzellikten, doğal terapilere, nefesten beslenmeye spor yoga videolarımı bulabilirsiniz.
Çocukların beslenmesini de çok önemsiyorsunuz, acaba anneler en çok nerede hata yapıyor?
Tolga: Bilinçlenmemekle... Yani çocuklarımızın iyi beslenmesini isterken, evde cips veya şekerleme yerseniz, çocuklarınıza iyi örnek olamazsınız. Buna paralel olarak düzenli egzersizi de önce siz, sonra çocuklarınızın yapmasını sağlamalısınız. Market raflarında satılan, işlenmiş gıdalar asla bir çocuk beslenmesinde yer almamalıdır. Çocuklarımıza dalından, mevsiminde, köy yerinden gelen saf ve doğal besin maddeleri ile beslemek öncelik.
"Hayatımın amacı iyi hissettirmek"

Kızınız Can Yael'den biraz bahsedelim... Nasıl bir çocuk Can Yael?
Tolga: İş ve set saatlerimi Can Yael'e göre ayarlıyorum. Sabah kahvaltısını ve akşam yemeğini mutlaka beraber yiyoruz. Birlikte olabildiğimiz her anı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Her şeyi birlikte yapmaktan büyük keyif alıyoruz. Çok sosyal bir çocuk, sürekli program yapmaktan, yeni insanlar, mekanlar görmekten çok hoşlanıyor. Her anne gibi benim için de büyük mutluluk çocuk sahibi olmak. Hamileliğin ve çocuk doğurmanın, hayatın bize en büyük hediyesi olduğunu düşünüyorum. Can Yael'den sonra ben de doğal olarak bir değişim yaşadım. Daha olgunlaştığımı, daha sabırlı olduğumu hissediyorum. Can Yael zeki, muzip, neşeli, özgüvenli, meraklı ve saf bir çocuk. İletişimin ve karşılıklı güvenin olduğu güzel bir dostluk bizimki, tabii içine anne otoritesini de serpiştirmek gerekli.
Kızınızla iki kişilik özel bir dünyanız var gibi? Bu dünyada sizin için aşka da yer var mı?
Tolga: Kızımın en değerli anları bu anlar. İşim, ailem, arkadaşlarım ve evim, benim en değerlilerim. Benim için huzur bulmak, güven, yüksek bir sevgi alışverişi, saygı, dostluk, neşe, hayatı paylaşmak şu yaşımda aradığım değerler. Bunların olduğu bir ilişkiye varım. Olmuyor diye ise bir beklenti ve telaş içerisinde değilim. Hayatımdan çok memnunum, bana bunları hissettirecek biri gelirse, bana ve aileme değer verirse, bize iyi hissettirse başımın üstünde yeri var.
"Hayatımın amacı iyi hissettirmek"

Uzun soluklu ve çok sevilen bir TV projesi olan 'Seksenler' yeni sezonda da devam ediyor, değil mi?
Tolga: Evet, 'Seksenler' bu sezon da devam ediyor. Yedi senenin sonunda setlere 'Seksenler' ile döndüm, ancak yapımlarını ve senaryolarını beğendiğim pek çok iş var. Daha büyük bir prodüksiyonda da olabilirim. Çok çalışmak, istikrarın ve başarının temel kuralı. Bir de oyuncu kendini sürekli geliştirmeli, yenilikleri takip etmeli ve tabii ki gözlem yapmalı... Bir de yapınızda var ise, tüm bu duyguları farklı harmanlayarak, farklı yerlerden bakıp yorumlayarak kendinizi dönüştürmeniz gerekir. Oyuncunun yenilenmesi gerekir, yoksa kendini tekrar eder. Ben hayatın içinde olarak, trendleri takip ederek, okuyarak, izleyerek sürekli kendimi yenilemeye, geliştirmeye çalışıyorum.