
Şimdilerde hayatının çok yoğun ama bir o kadar da anlamlı ve özel dönemlerinden geçtiğini söylüyor Zeynep Tuğçe Bayat. Kariyeri ile ilgili heyecan verici gelişmeler bir yana dursun, kendisi gibi oyuncu eşi Cansel Elçin’le birlikte 31 Ocak 2024’te oğulları Atlas’ın doğumuyla bambaşka bir dünyayı keşfe çıktıklarına değiniyor. Ona göre annelik kendisine çok iyi gelmiş, o kadar ki; “Atlas ile birlikte hayata bakışım daha da derinleşti” diyor. Yeni doğan bir bebeğe sahip her anne gibi, onda da Atlas’ın dünyadaki bu ilk aylarında biraz yorgunluk ve uykusuzluk var ama aynı zamanda tarifsiz de bir mutluluğun içinde. “Artık daha planlı, daha sabırlı bir insan oldum” diyen Zeynep Tuğçe Bayat ile oğlu Atlas’ın dünyaya gelişi sonrası buluştuk; anneliği, kariyeri ve hayata dair özel sorularla dolu bir röportaj ve keyifli bir çekim gerçekleştirdik.
Röportaj: İrem Orhan
Fotoğraf: Can Karataş
Styling: Ece Şişik
Saç: Mehmet Türkibiş
Makyaj: Yiğit İzgi
“Anne olmak, kelimelere sığmayacak kadar derin bir duygu. Atlas’a bakarken içimde inanılmaz bir şefkat ve güç hissediyorum. En ufak gülüşü bile dünyamı aydınlatıyor.”
İrem Orhan: Şimdilerde hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? Nasıl gidiyor sizin için her şey? Hem kariyerinizde hem özel yaşantınızda her şey yolunda mı? Oğlunuz Atlas ile hayat nasıl gidiyor?
Zeynep Tuğçe Bayat: Hayatımda çok yoğun ama çok anlamlı bir dönemden geçiyorum. Hem oyunculukla ilgili heyecan verici projeler içindeyim hem de Atlas’la birlikte bambaşka bir dünyayı keşfediyorum. Annelik beni büyüttü, derinleştirdi diyebilirim. Uykusuzluk var ama yerini tarifsiz bir mutluluk alıyor.
İ.O: Yakın zamanda oğlunuz Atlas dünyaya geldi ve onunla anneliği tattınız. Anne olmanın kalbinizi çarptıran yönlerine de değinmek ister misiniz?
Z.T.B: Anne olmak, kelimelere sığmayacak kadar derin bir duygu. Atlas’a bakarken içimde inanılmaz bir şefkat ve güç hissediyorum. En ufak gülüşü bile dünyamı aydınlatıyor.
İ.O: 31 Ocak’ta oğlunuz dünyaya geldi ve hayatınızda neler değişti? Özel bir ismi var oğlunuzun. Bu ismin anlamı nedir, sizin için özel bir hikayesi var mı?
Z.T.B: Her şey değişti! Önceliklerim, bakış açım... Daha planlı, daha sabırlı bir insan oldum. Atlas ismi, hem mitolojiden gelen güçlü bir anlam taşıyor hem de evrensel bir isim. Hemen hemen tüm dillerde karşılığı var. Dünya vatandaşı olsun istedik.
İ.O: Nasıl bir anne olduğunuza dair etraftan nasıl yorumlar alıyorsunuz? Arada eleştiri aldığınız da oluyor mu?
Z.T.B: Cansel çok ilgili ve şefkatli olduğumu söylüyor. Arada sırada kendime zaman ayırmam için beni teşvik ediyor ama benim aklım hep Atlas’ta kalıyor. Uykumda bile... Sanırım ilk çocukta bu biraz kaçınılmaz.
İ.O: Siz nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Çocukluğunuza ait unutamayacağınız bir anınız var mı?
Z.T.B: Çok neşeli, hareketli ve meraklı bir çocuktum. Mersin’de büyüdüm. Sahilde gün batımına kadar oynamak, akşamları rolden role girip teyzemin kamerasına poz vermek, saç fırçasından mikrofon yapıp şarkılar söylemek çocukluğumun özeti. Oyunculuğa ilgim oradan başlamış olmalı.
İ.O: Doğup büyüdüğünüz evde öğrendiğiniz en önemli değer nedir?
Z.T.B: Dürüst olmak ve çalışmaktan korkmamak. Ailem bana bunları çok sağlam öğretti.
İ.O: Kendi ailenizden öğrenip çocuklarınıza da öğreteceğiniz en önemli hayat dersi nedir diye sorsak?
Z.T.B: Ne olursa olsun insanın kendine olan saygısını ve vicdanını kaybetmemesi...
İ.O: Kendi yolculuğunuzda geçmişten bugüne dönüp bakınca nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
Z.T.B: Eskiden daha sabırsız ve aceleciydim. Şimdi olaylara daha sakin bakmayı, biraz akışa güvenmeyi öğrendim. Hayatta hiçbir şey tesadüf değil, her şeyin bir zamanı var.
“Eskiden daha sabırsız ve aceleciydim. Şimdi olaylara daha sakin bakmayı, biraz akışa güvenmeyi öğrendim. Hayatta hiçbir şey tesadüf değil, her şeyin bir zamanı var.”
İ.O: Seyahat etmeyi seviyorsunuz bildiğimiz kadarıyla, yeni yerler keşfetmenin size en iyi gelen yanı nedir? Atlas ile de seyahat ettiniz mi, onunla seyahat etmek nasıl? Z.T.B: Yeni yerler görmek, farklı kültürleri tanımak beni besliyor. Bebekle seyahat etmekten başta çok korkuyorduk ama korktuğumuz gibi olmadı. Bir tek fazla eşyadan dolayı eskisinden yorucu oluyor. Onun dışında Atlas’la seyahat etmek çok eğlenceli. Hemen herkesin ilgisini ve sevgisini kazanan güler yüzlü bir çocuk. Uçak yolculuklarına bayılıyor. O da yeni şeyler keşfetmeye çok meraklı. Şimdiden küçük bir gezgin oldu.
“Mutluluk benim için sevdiklerimle geçen kaliteli zaman. Kendime küçük molalar vermek, yürüyüş yapmak, müzik dinlemek ve hatta şarkı söylemek bana iyi gelir.”
İ.O: Yaptığınız işte sürekli kendini yenilemeyi seven bir yapınız var, yarışınız kendinizle ve bu çok belli. Ama bir gün bu işi yapmaktan vazgeçerseniz eğer, kendiniz için bir B planınız var mı?
Z.T.B: Sanatı bırakmam sanırım ama çok uzun zamandır yazıyorum. Yazdığım bir şeyin hayata geçmesini çok istiyorum. Bir de ileride yönetmenliği denemeyi çok isterim.
İ.O: Yaptığınız işin size en iyi gelen yanı nedir?
Z.T.B: İnsanlara hikayelerle dokunabilmek. Kimi zaman ağlatmak, kimi zaman umut vermek... Bu benim için tarifsiz bir his.
“Ben istediğim şeylerin üzerine cesurca giderim. Eğer bir hedefim, bir kararım varsa motivasyonumu düşürmek çok kolay değildir.”
İ.O: Annelik ve tüm bu yoğun tempoda her şeye aynı anda yetişebilmenin stresini yaşadığınız oluyor mu? Nasıl planlıyorsunuz?
Z.T.B: Tabii ki bazen yoruluyorum. Ama çok planlıyım; not defterim, telefonumda listelerim olmazsa olmazım. Cansel’den önce her şeyi kendim hallederdim ama artık destek almaktan çekinmiyorum, ebeveynlik ekip işi.
İ.O: Siz genelde hayatı akışında mı yaşarsınız yoksa şansını zorlamayı seven biri misiniz?
Z.T.B: Ben istediğim şeylerin cesurca üzerine giderim. Eğer bir hedefim, bir kararım varsa motivasyonumu düşürmek çok kolay değildir. Akışına bırakma kısmı, elimden gelen her şeyi yaptıktan sonra...
İ.O: Mutluluk nedir sizce? Size özel mutluluk kürleriniz var mı?
Z.T.B: Mutluluk benim için sevdiklerimle geçen kaliteli zaman. Kendime küçük molalar vermek, yürüyüş yapmak, müzik dinlemek ve hatta şarkı söylemek bana iyi gelir.
İ.O: Sizi her daim formunda görmeye alışkınız ama doğum sonrası bunu sağlamak için özel bir rutininiz, beslenme programınızın olmazsa olmazları var mı? Tatlıyla aranız nasıl?
Z.T.B: Hamilelik sonrası dengeli beslenmeye dikkat ettim. Tatlıyı oldum olası çok sevmem. Kırmızı orman meyveleri benim için tatlıdan daha lezzetli. Sanırım sağlıklı olan şeyleri ben daha çok seviyorum. Bu bulunmaz bir nimet. Bir de bol su içmek ve hareketli olmak en önemlisi.
İ.O: Şimdilerde düzenli spor yapmaya fırsat bulabiliyor musunuz?
Z.T.B: Atlas sayesinde sürekli hareket hâlindeyim. Ama eski kas yoğunluğuma ulaşabilmem için özel olarak pilates veya yoga yapmam ve tenis oynamam gerekiyor. Henüz düzenli bir şekilde başlayamadım ama yaz sonuna doğru bir düzen oturtmaya çalışacağım.
İ.O: Aşkın bir ömrü var mıdır, varsa ne kadardır?
Z.T.B: Aşk bence bitmez, sadece şekil değiştirir. Zamanla heyecan yerini daha derin bir bağlılığa bırakıyor.
İ.O: Aşk çılgınlık mı yoksa mantık işi mi? Hangisi sizin aşkı yaşayış biçiminize daha uygun dersiniz?
Z.T.B: Başlangıçta kesinlikle çılgınlık! Ama uzun soluklu olması için mantık da devreye girmeli. Ben ikisinin dengesini seviyorum.
İ.O: Son olarak hayatta, yapmak isteyip de yapamadığınız bir şeyler var mı? Sizinle ilgili yakın vadede neler bekliyor bizi?
Z.T.B: Çok gezmek, dünyayı daha fazla keşfetmek istiyorum. Yakın vadede de yeni bir proje geliyor, detayları yakında paylaşacağım.
“Aşk bence bitmez, sadece şekil değiştirir. Zamanla heyecan yerini daha derin bir bağlılığa bırakıyor.”