Çok Aşk vizyona giriyor

Hasan Can Kaya ile Büşra Pekin'in başrolde olduğu "Çok Aşk" filmi 27 Ekim'de vizyona giriyor. İkili film ile ilgili Şamdan Plus'a konuştu ve poz verdi.

Çok Aşk Vizyona giriyor

Röportaj: İrem Orhan

Fotoğraflar: Ali Kalyoncu

Styling: İbrahim Duman

Saç: Mutlu Ahmet Sinan

Makyaj: Gamze Tekin

Mekan: JW Marriott Hotel İstanbul Marmara Sea

İkisi de birbirinden zeki, eğlenceli, hazırcevap bir ikili. Onlarla her sohbetin sonu kahkaha garantili. Biri, dijital platformlarda ortaya koyduğu talk show ile popülaritesi gün geçtikçe daha da yükselen bir ivme gösteren Hasan Can Kaya, diğeri ise oyunculukta komedinin aranan isimlerinden Büşra Pekin. Şimdilerde senaryosunu Hasan Can Kaya’nın yazdığı ‘Çok Aşk’ filminde başrolleri paylaşan ikilinin filmi 27 Ekim'de vizyona girecek. Şamdan Plus'ın kapağını süsleyen ikilinin samimi röportajına bakalım.

Nasıl bir yolculuk oldu sizin için, nasıl başladı ve ilerledi her şey?

HASAN CAN KAYA: Sinema çocukluk hayalim. Bir mizahçı olarak üç senedir gelmiş geçmiş en başarılı talk show’lardan birini yapmanın mutluluğunu yaşıyorum. Hem istatistiksel hem de kitle çeşitliliği olarak ‘Konuşanlar’ ile pek çok ilki başardık. Bu başarı, baskıyı da beraberinde getiriyor. O yüzden yapacağım filmin çok iyi olması gerekiyordu. Senaryo yazımından itibaren çok çalıştığım ve yıprandığım bir süreç oldu benim için. Ama montajda filmi izleyince ‘Değmiş’ dedim. İyi ki çekmişiz. Gerçekten çok güzel bir film oldu.

BÜŞRA PEKİN: Hasan Can’ın senaryosunu okumamla başladı her şey. Okuduktan hemen sonra ikna olmuştum, çok eğleneceğiz dedim ve öyle de oldu.


Hem senaryoyu yazdınız hem de Büşra Pekin, Şebnem Sönmez, Barış Yıldız ve Uğur Yücel gibi isimlerle başrolleri paylaştınız. Bu hikayede bu isimler ile birlikte oynamanın en keyifli yanı ne oldu sizin için? Bu hikayede sizi çeken neydi?

H.C.K. Çok mutluyum… Bu kadroyu bir araya getiren de iyi bir senaryo oldu tabii. Uğur Abi yaşayan efsane zaten. Büşra, Barış, Şebnem hepsi yıllardır beğenerek izlediğim oyunculardı... Bütün oyuncular çok iyiydi ama özellikle Barış, film boyunca beklediğimden de iyi performans gösterdi.

B.P. Kadro ateş ediyor. İyi oyuncularla oynamak çok kıymetli. Daha fazla sahnemolsun istedim Uğur Yücel’le, Barış’la, Şebnem Sönmez’le. Hasan Can’la karşılıklı oynamaya doyamadım.



Böyle güçlü kadrolarla keyifli işlerin içinde olmak muhtemelen sektördeki pek çok arkadaşınızın da ortak hayalidir ama yaptığınız işin yani oyunculuğun size en iyi gelen tarafı nedir?

H.C.K. Oyunculuk komedyenlikle birebir bağlantılı bir iş değil. Disiplini çok farklı. Komedyen olarak sahnede gerçek kişiliğimle varım. Üstelik benim üslubum da doğaçlama olduğu için herhangi bir ön hazırlık da gerekmiyor. O yüzden diyebilirim ki; ben hayatımda ilk defa bu filmde oyunculuğa bu kadar kafa yordum, emek verdim. Kamera arkasından geldiğim için daha önce oyunculuğu bir nevi ‘’geçiştiriyordum’’. Ama bu sefer çok sıkı çalıştım. Zaten filmi izleyince karşılığını da aldığımı gördüm.


B.P. Her rol başka bir macera özellikle bu maceraya güçlü bir ekip ile giriyorsam çok lezzetli. Oyunculuk yapmak beni rutin hayatımdan alıp eğlenceli bir lunaparka götürüyor.


Hiç şüphesiz zor bir iş yapıyorsunuz ama güldürmek yani komedi yapmak konusu bugün halen pek çokları tarafından kolay bir işmiş gibi algılanıyor. Yani mizaha bakış, pek çoklarının kafasında yıllardır böyle. Hal böyle olunca en başından beri yaptığınız işlerde hiç başarısız olma kaygınız oldu mu?Ya da zaman zaman pes ettiğiniz, yol değiştirmek istediğiniz?

H.C.K. Her meslekte, eğer kişi işinin ehli ise başkası için zor olanı kolaylıkla yapar. Ama o iş sadece onun için kolaydır. O kişiye özeldir. Komedide de böyledir. İzleyen kişi de empati yoksunu veya kompleksliyse, bu özel durumu herkes için kolaymış gibi algılar. Yani işinin ehli o işi kolay yaptakdir edilmek yerine haksızca eleştirilir. Günümüzde bile dijital dünyada her şeyin ne kadar izlendiği, hangi kitle tarafından izlendiği belli olmasına rağmen böyle yorumlar olabiliyor. 150 haftadır doğaçlama bir formatla, istikrarlı bir şekilde kırmadığım rekor kalmadı. Bazen benim bile başıma geliyor. Ama gösterilen ilginin sevgi nin yanında küçük bir bedel bu. Pes etme meselesine gelince… Ben henüz bu kadar başarılı değilken de pes etmeyi hiç düşünmedim. Çünkü benimki bir başarma/başaramama hikayesi değildi artık. Ben tutkunu olduğum konunun hizmetkarıydım. Başarı ya da başarısızlık benim dışımda gelişen bir durumdu.

B.P. Kaygım hiç olmadı. Pes etme de olma - dı. Zaman zaman türler arası gezmek iste - dim sadece. Komedinin farklı türleri, dram, müzikli projeler gibi



Oyunculuk mu, komedyen olmak mı daha ağır basıyor sizde? Sizi daha çok heyecanlandıran hangisi diye sorsak?

H.C.K. Tabii ki benim asıl işim komedyenlik. Bugün oyuncu olarak bana sunulan bütün imkanlar, komedyen olarak çok başarılı olduğum için sunuluyor. Komedyenlik yolculuğum sıfırdan küçücük sahnede birkaç kişiye oynayarak başlayan, yıllar içinde kulaktan kulağa, Türkiye’nin en büyük sahnelerinde rekor sayıda seyirciyle devam eden bir yolculuk. Oyunculuk ise benim için yeni bir mesele; layıkıyla en üst düzeyde yeni yeni performans gösterdiğim bir konu.

B.P. Oyunculuk. İçinde her şey var. Beni besleyen her şey.


Bir gün yaptığınız işleri bırakmanız gerekse, muhtemelen nerede ve ne yapıyor olursunuz? Yani kariyer anlamında bir B planınız var mı?

H.C.K. Herhalde yurt dışında futbol ile ilgili bir şeyle uğraşıyor olurdum. Futbol çocukluk tutkum. Çok seviyorum futbolu.

B.P. İlla bu gerekse yine sanatla ilgileniyor olurdum. Prodüktörlük de bir diğer tutku duyduğum alandır.


Filmdeki aşk ilişkileri sürprizlerle dolu. Siz ilk görüşte aşk dedikleri şeye inanır mısınız? Bu konuda şansını zorlamayı sevenlerden misiniz?

H.C.K. Aşk, zor olanı normal kabul etme halidir zaten. Zorlandıkça kavuşmanın daha kıymetli olduğu… Üstünden zaman geçtikçe zorluğun büyüklüğü oranında aklına kazınan hastalıklı bir ruh halidir.



Yaptığınız iş dolayısıyla çok fazla göz önünde olan insanlar olarak, iyi ya da kötü her türlü eleştiriye maruz kalıyorsunuzdur. Böyle anlarda negatif yorumlarla nasıl başa çıkıyorsunuz? Yani psikolojinize nasıl bir set çekiyorsunuz?

H.C.K. Gülüp geçiyor, işime bakıyorum.

B.P. ‘Ben kendimi biliyorum, ben gerçeği biliyorum’ demek çok faydalı oluyor, tavsiye ederim.


Risk almayı sever misiniz? Bugüne kadar yaptığınız en büyük çılgınlık neydi?

H.C.K. Bu filmi böyle bir atmosferde vizyona girmek de dahil, meslek hayatım riskli kararlar alıp, altından kalkarak devam ediyor. Hep daha iddialısını yapmaya çalışıyorum. E, iddialar da risk barındırıyor.

B.P. 18 yaşımda tek başıma Amerika’ya gitmek.




Mutfakla aranız nasıl? En çok hangi coğrafyaların yemeklerini seviyorsunuz?

B.P. Dünya mutfağına bayılırım. Ben tam bir gurmeyim. Uzak doğu favorimdir.

H.C.K. Annem aşçıydı zaten benim. Dolayısıyla onun uzmanı olduğu Anadolu mutfağı favorim.


Hayatınız üzerinden kısa bir geçmiş ve gelecek değerlendirmesi yapmanızı istesek?

H.C.K. Koşullar olarak çok dezavantajlı başladı. Maça yenik başladım yani. Ama büyük bir çabayla bir süre önce öne geçtim. Güzel gidiyor. Dilerim gelecekte güzelleşerek devam eder.

B.P. Çok iyi başladı, iyi devam etti, babamın kaybı ile tökezledi, ilerisi en iyi olacak şekilde hissediyorum. Genelde yanılmam.





6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.