''Genç yaşta büyük yüklerin altına girdim''

Başarılı kariyeri kadar düzgün aile yaşantısı ile de örnek bir tablo çizen, Turkish Airlines EuroLeague ve ING Basketbol Süper Ligi şampiyonu Anadolu Efes’in tecrübeli kaptanı Doğuş Balbay ile spor ve özel yaşamına dair samimi bir sohbeti paylaştık.

''Genç yaşta büyük yüklerin altına girdim''

RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF SERKAN ELDELEKLİOĞLU


Basketbolda rüya gibi bir sezon sonunda hem Türkiye hem de Avrupa'da zirveye çıkmayı başaran ve tüm Türkiye'yi sevince boğan Anadolu Efes'in kaptanı Doğuş Balbay, şampiyonluk sevincini; "Avrupa kupasını ülkemize getirmek bizim en büyük hayalimiz ve hedefimizdi. Uzun bir aradan sonra disiplinli çalışmanın ve inatçı olmanın karşılığını aldık" şeklinde özetliyor ve ekliyor; "Aynı sene içerisinde hem Avrupa kupasını kazanmak hem de Türkiye ligini tek mağlubiyetle şampiyonluğa tamamlamak çok büyük bir gurur ve mutluluk." Balbay ile şampiyonluk yolundaki en büyük destekçilerinden eşi Erica ve oğlu Austin ile Maslak'ta yaşadığı evinde buluştuk, sıcak bir aile samimiyeti eşliğinde şampiyonluğa giden yolda yaşadıklarını konuştuk.

Bu sezon spor tarihinin belki de en zor sezonunu geride bıraktık her branş adına. Ve Anadolu Efes sezonu çift kupa ile tamamladı, şampiyonluk kupası ellerinizde yükseldi. Neler hissediyorsunuz?

Öncelikle pandemi nedeniyle birçok belirsizliğin olduğu, seyircisiz oynanan koca bir sezonu sağlıkla tamamlayabilmenin mutluğunu yaşıyoruz. Günlük hayatımızda ve saha içinde pandemi koşullarına ayak uydurmak hiç kolay olmadı. Her takımın yaşadığı sakatlıklar ve Covid-19 vakaları sezonun belli bölümünde bizi de ciddi yaraladı. Bu yüzden özellikle sezon başında çok zorlandık fakat bu durumda da üç yıldır beraber oynayan bir ekip olmanın avantajları ön plana çıktı. Anadolu Efes'te saha içi ve dışında aile ortamı yaratmayı başardık. Buna ek olarak oynadığımız basketbolun da seyir zevki çok yüksek olması nedeniyle hem biz oyuncular hem de bizi izleyen tüm basketbol severler unutulmaz bir sezona şahit olduk. Avrupa kupasını ülkemize getirmek bizim en büyük hayalimiz ve hedefimizdi. Uzun bir aradan sonra disiplinli çalışmanın ve inatçı olmanın karşılığını aldık. Aynı sene içerisinde hem Avrupa kupasını kazanmak hem de Türkiye ligini tek mağlubiyetle tamamlayıp şampiyon olmak çok büyük bir gurur ve mutluluk oldu hepimiz için.

Şimdi her şeyi başa saralım ve okurlarımıza Doğuş Balbay'ı tanıtarak sohbetimize devam edelim; öncelikle basketbola başlama hikayeniz nasıl oldu?

Ben aslında daha çok futbol topu peşinde koşan çocuklardandım. Basketbola sekiz yaşında ablamın da teşvik etmesi ile beraber Fenerbahçe Spor Okulları'nda başladım. Sadece hobi olsun diye hafta sonları yaptığım bir spor iken dokuz aylık bir süreç sonrası kendimi bir anda lisanslı oyuncu olarak Fenerbahçe altyapısında buldum.

Performansım tüm koçlarım tarafından çok beğenildiği için kendimden 1-2 yaş büyüklerle aynı kategoride antrenman ve maçlara çıkıyordum. 14 yaşında milli takım formasını giymeye başladım. 15 yaşında ise sayın Aydın Örs'ün Fenerbahçe A Takım Antrenörü olmasıyla beraber, gençlere yaptığı yatırımlarla bilinen efsane koçun beni A Takım kadrosuna dahil etmesiyle genç yaşta hedeflerimden birine ulaştım.

Amerika'da üniversite eğitimi aldığınızı biliyoruz. Bir yandan basketbol bir yandan da okulu tamamlamanız çokta kolay olmamıştır öyle değil mi? Nasıldı sizin için o dönemler her şey?

Genç yaşta Fenerbahçe A Takımı'nın kadrosunda olup antrenmanlara ve maçlara çıkmam benim için inanılmaz bir başarıydı. Fakat bu yoğun tempo lise öğrencisi olarak derslerimin aksamasına neden oluyordu. Ben ve ailem her zaman eğitim ile sporun bir arada götürülmesi taraftarıydık. Ve tabii lise yıllarında bu şekilde aksamalar oluyorsa, üniversite yıllarının çok daha zorlu geçeceği kanaatine vardık. Milli takımlarda ve Fenerbahçe'de sergilemiş olduğum performans Amerika'dan birçok basketbol koçunun dikkatini çekmişti. Texas Üniversitesi'nden gelen burs teklifi üzerine ailemle konuşup eğitim ve basketbol hayatımı NCAA'de (National Collegiate Athletic Association) sürdürme kararı aldım ve benim için farklı bir serüven başladı. Yaklaşık dört buçuk yıl süren, iyi ve kötü anılarla dolu inanılmaz bir hayat tecrübesi oldu. Ailem ve arkadaşlarımdan ilk defa bu kadar uzun süre uzak kaldım. Orada bulunduğum süre içerisinde kendi ayaklarım üzerinde durmayı, disiplinli olmayı ve çok çalışmayı ilke edindim. Dersleri ve sporu aynı anda yürütmek çok kolay değildi ama sistem ve bizlere sunulan olanaklar o kadar iyiydi ki, başarılı olmama ihtimalimiz yoktu. Nihayetinde hem başarıyla üniversite diplomamı aldım hem de en üst seviyede basketbol oynamayı başarabildim.

Tam da bir önceki sorumuzun üzerine; bu işe gönül veren ama henüz yolun başındaki adaylara bu konuda bir mesaj verecek olsanız, neler söylersiniz?

Yukarıda belirttiğim gibi genç yaşta aile ve arkadaşlarınızdan uzaklaşıp yepyeni bir hayata adım atıyorsunuz. Öncelikle mental olarak buna hazır olmak gerekiyor. Çevremizde gördüğümüz birçok örnek var; Amerika'ya gidip altı ay ya da bir iki yılda dönen arkadaşlarımız oluyor. Öncelikle kendimize bir hedef belirlememiz çok önemli. Bu fedakarlığı yaparken karşılığında elde edebileceğiniz başarı ve vizyonu hayal edip ona göre bir yol haritası çizilmesi gerekir. Yabancı dil altyapınızın olması, geçiş ve alışma sürecini çok kolaylaştıracaktır. Genel anlamda hem spor hem akademik kariyeri bir arada götürmek kolay olmasa da, uzun vadede geriye dönüp baktığınızda pişman olmayacağınız bir karar olur.

Genç yaşınızda önemli sorumluluklar aldınız, başarılar kazandınız. Bu yüklerin altına girmek üzerinizde bir baskı oluşturdu mu hiç?

Başarılı olduğum kadar, başarısız olduğum dönemler de olmuştur. Genç yaşımda bazı yüklerin altına girmek başarılı veya başarısız olmak beni daha çok kamçıladı diyebilirim. Önemli olan bu dönemlerde pozitif kalabilmek ve hedeflerden şaşmamak. İş hayatında inişler çıkışlar çok normal. Sporda belki sporseverler çok daha bencil olabiliyor, sürekli başarı görmek istiyor fakat sporcuların bu istikrarı yakalaması gerçekten çok kolay değil. Özel hayatımızda yaşadığımız olumsuzluklar, maddi veya manevi huzursuzluk bazen performansımıza etki edebiliyor. Bu dönemlerde iyi yaptığınız şeylerin üstüne gidip, iyiyi istikrarlı hale getirmek, kötü yaptığınız işleri ise analiz edip, nasıl daha iyisini yapabilirim diye sorgulamak başarı yolunda önemli kriterler.

Peki, mesleğe ilk başladığınız yıllar ve şimdi arasında bir değerlendirme yapacak olsanız, basketbol çok değişti değil mi, neler söylersiniz?

Basketbol her geçen gün değişiyor. Amerika'da tempo çok yükseldi, yüksek skorlu ve bol pozisyonlu maçlar oynanıyor. Avrupa basketbolunda ise daha kontrollü her topun değeri bilinerek oynanıyor. Tabii ki sertlik ve atletizm her geçen gün daha artıyor. Oyuncuların birçoğu profesyonelliğin bilincinde olup antrenmanlar dışında ekstra çalışmalara çok önem veriyorlar.

Biraz da saha dışındaki hayatınızdan konuşalım isterseniz; eşiniz yoga eğitmeni galiba, özel bir tanışma hikayeniz var mı?

Eşim yoga eğitmeni ve aynı zamanda luxury seyahat danışmanlığı yapmakta. Biz Texas Üniversitesi'nde tanıştık. Zaten ilk çocuğumuzun ismini de tanıştığımız şehir olan Texas'ın başkenti 'Austin' koyduk. Bizim tanışma hikayemiz için, Amerikan filmlerinin gerçeğe uyarlanmış hali diyebiliriz. Ben üniversitenin başarılı sporcularından bir tanesiydim, eşim Erica ise bizim tüm maçlarımızda bize destek olan cheerleader (ponpon kız). Arkadaşlarımız vasıtasıyla aynı ortamda bulunduğumuz sırada tesadüfen tanıştık ve kampüste de karşılıyorduk zaten, tanışmamız bu şekilde oldu.

Şimdi Austin'den sonra ikinci çocuğunuzu da kucağınıza almaya hazırlanıyorsunuz, bir kız bir erkek babası olacaksınız. Çocuklarınızın da sizinle aynı mesleği yapmalarını ister misiniz?

Spor yapmalarını ve sporu hayatlarında benimsemelerini isterim ama bir yönlendirme yapmayı düşünmüyorum. Her sporu denemelerini ve hangilerinde daha çok zevk alıyor ve hangilerini severek yapıyorlarsa o sporda karar kılmalarını isterim. Amatör ya da profesyonel fark etmez ama kesinlikle sporun hayatlarının bir parçası olması için elimden geleni yaparım.

Uzak ya da yakın vadeli yeni hayal ya da heyecanlarınız var mı?

Çocuklarımın sağlıkla gelişimini izlemek, onların yüzündeki gülücüklere şahit olmak beni en heyecanlandıran ve kalbimi çarpıtan duygulardan. Onların sevgi dolu, saygılı, yardımsever ve duyarlı bireyler olabilmesi adına eşim Erica ve ben her zaman elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.