Röportaj: İrem Orhan
Fotoğraf: Serkan Eldeleklioğlu
Video: Alper Temel
Mekan için Four Seasons Hotel Bosphorus'a teşekkür ederiz.
Konforundan ödün vermeyen, zarif ve biraz da eğlenceli stil seçimleriyle içinde bulunduğu her ortamda farkını ortaya koyan biri Meriç Küçük. Sosyal medyada kendine has dünyası kadar kıyafet seçimlerindeki özgünlüğüyle de fark yaratıyor. Ona göre, bir üründe kullanılan malzeme ve işçiliğin en üst seviyelerde olması o parçayı uzun vadeli ve kıymetli kılıyor; iyi bir ustalığın yerini hiçbir teknolojinin dolduramayacağını söylüyor. Yaz aylarını genelde Bodrum’da geçirmeyi tercih eden Meriç Küçük ile yaz ortasında şehirde bulunduğu nadir anlardan birinde buluştuk; moda ve stil seçimleri üzerine konuştuk.
Nasılsınız, nasıl gidiyor şimdilerde her şey sizin için? Nasıl geçiyor yaz?
Çok teşekkürler, her şey harika! Bodrum yaz aylarında ikinci evim oluyor ve burada zaman geçirmeyi çok seviyorum.
Modayı ve trendleri de çok yakın takip ediyorsunuz, kedinize özgü bir çizginiz de var; siz kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Konforlu, zarif ve biraz da eğlenceli.
Stilinizle ilgili de sıkça iltifat alıyorsunuzdur; şimdiye kadar duyduğunuz en güzel şey neydi?
Giydiğim şeylerin ne olduğunun hiçbir zaman kendini aşırı belli etmemesi.
Kıyafet seçimleri ve kişinin kendini özgüven hissetmesi arasında bir bağ var mı sizce? Bu durum sizi nasıl etkiliyor mesela?
Olmaz mı! Bazen kıyafet seçimlerimiz ruh halimizi bazen de ruh halimiz kıyafet seçimlerimizi etkiliyor neticede. Hani bazen bir kıyafet giyip, çıkıp gün ortası eve gelip üzerinizi değiştirmek ve bir an önce o kostümün içinden çıkmak istersiniz ya, işte o sizin ruhunuza uygun olmayan bir kostümle, o günkü personanızla uyuşmayan bir stil ile evden çıktığınız anlamına geliyor ve ruh haliniz size hemen kendinizi içinde iyi hissedeceğiniz bir şeyle değişmenizi söylüyor. Ve bence o küçük değişim insanın tüm enerjisini değiştiriyor.
Bazen kıyafet seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyor mu? Daha doğrusu bu konuda eleştiri kabul etmeyenlerden mi yoksa her eleştiriyi değerlendirenlerden misiniz?
Tabii oluyor ve duyuyorum, dinliyorum, eğer işime yarayacak bir bilgiyse alıp kenara koyuyorum, hiç benlik bir yorum değilse üzerime almıyorum.
Sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli yoksa kullanılabilirlik mi? Ne dersiniz, siz genelde tercihinizi hangisinden yana kullanıyorsunuz?
Tasarım ve konfor bence birlikte olduğunda paha biçilmez oluyor. Bu kıyafet için de böyle mobilya için de böyle. Önceliğim bana hitap eden bir tasarım bulmak ve sonra onun içinde ne kadar rahat ve kendim gibi hissettiğime bakmak. Bazen çok beğendiğim tasarımları oldurmaya çalışıp asla kendime yakıştıramıyorum ve sonunda uzaktan beğenmeyi seçiyorum.
Ayrıca mesela ayakkabı, çanta ya da bir küçük elbise fark etmez, size göre bir tasarımı arzu nesnesi yapan şey nedir?
En önemlisi ardındaki insan. Fikrin ardındaki, işçiliğin ardındaki, ürüne hayat veren insanlar. Üzerine bir de kullanılan malzeme ve işçiliğin en üst seviyelerde olması ürünü uzun vadeli ve kıymetli kılıyor. El işçiliğine saygım sonsuz o yüzden iyi bir ustalığın yerini hiçbir teknoloji dolduramıyor benim için.
Aksesuar ve kıyafet arasındaki ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz?
Birbirini tamamlamalı, yarışmamalı.
Okuyucularımıza tamamen kendilerine ait bir stil yaratmak ve onu geliştirmek konusunda verebileceğiniz tüyolar olur mu?
Aynayla ve aslında kendinle barışmak, bedeninle tanışmak, fiziksel özelliklerin kadar mimiklerine, yürüme hızına, saç atışına uyan doğru bir stile bürünmek için gerekli farkındalığı ve özeni göstermek.
Dünyada işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler? Ve son beğeniyle takip ettiğiniz iş birliği?
Vivienne Westwood, Jonathan Anderson, John Galliano, Daniel Roseberry ve maalesef artık emekli olmuş olsa da Dries Van Noten bu isimlerden sadece birkaçı. Ve Simone Rocha’nın Jean Paul Gaultier haute couture koleksiyonu da bu sezon favorilerimdendi.
“Tasarım ve konfor bence birlikte olduğunda paha biçilmez oluyor. Bu kıyafet için de böyle mobilya için de böyle.”
“20’li yaşlarımda beğendiğimbirçok şeyi alırken şimdi bir beyaz tişörtüm daha olmasa ne olur diye sorup almaktan vazgeçiyorum.”
Sezon trendleri arasında favorileriniz neler?
Yaz aylarında en sevdiğim el örgüsü. Ve bu sezon da çok moda o yüzden birçok farklı yerde harika el örgüsü parçalar bulmak mümkün.
Bu sezon gardırobunuzun demirbaşı nedir?
Benim için her yazın olmazsa olmazı uzun elbiseler. Yaz akşamlarında düz ya da topuklu ayakkabıyla uzun elbiseler kullanmayı çok seviyorum.
Sezon trendleri arasında “Asla giymem” dediğiniz bir parça var mı?
Sanırım yok, bir şekilde her şeyi giyebilirim gibi geliyor.
Peki, sezonda kullanmayı en sevdiğiniz renkler hangileri?
Yaz aylarında ekru favorim. Doğal taş tonları da yalın ve zarif geliyor. Mercan, hardal sarı ve uçuk renklerle yaratılmış desenleri de kendime çok yakıştırıyorum.
Kendiniz için yaptığınız son alışveriş nedir?
En son Cannes seyahatimde Chanel’in Coco Crush serisinden bir yüzük aldım, bu koleksiyondan birkaç parçayı birlikte kullanmayı çok seviyorum.
Modada sürdürülebilirlik üzerine son yıllarda çok fazla görüş ortaya atılıyor. Röportajımızı sonlandırmadan önce; sizin sürdürülebilir modaya katkı için yaptığınız bir şeyler var mı?
Önce az tüketmeye çalışıyorum. 20’li yaşlarımda beğendiğim birçok şeyi alırken şimdi bir beyaz tişörtüm daha olmasa ne olur diye sorup almaktan vazgeçiyorum. Alıp geri dönüştürmeye çalışmaktansa önce bu kadar çok su ve doğal kaynak tüketen giyim sektörünün biraz daha az üretir hale gelmesi gerektiğine inanıyorum. Artık giymediğim ürünlerin bazılarını ikinci el olarak satıyorum, bir kısmını zaten aile üyeleri arasında değiştiriyoruz, bazılarını ise küçültüp ya da değiştirip kızıma yeni bir model yapıyorum çok da güzel oluyor.
Uzak ya da yakın vadeli gelecek planlarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?
Uzak vadeli planlar yapmıyorum da hayaller kuruyorum desek daha doğru olur. Artık planlama işlerini evrene, hayal kurma zevkini kendime verdiğim bir dönemdeyim ve bu çok keyifli.