Rahat, şık ve bir o kadar da kendine özgü bir stili var influencer Katre Turan’ın. İçinde rahat hissetmediği hiçbir kombini sezonun hit parçası olsa da giymiyor, isabetli seçimler yapıyor. Onun bir ürünü arzu nesnesi sayması içinse, öncelikle estetik algılarına hitap etmesi gerekiyor. Genç influencer ile Çubuklu’daki evinde bir araya geldik; yakın zamanda futbolcu Arda Turan’ın erkek kardeşi Okan Turan ile yaptığı evliliği, kendisi gibi moda tutkunu eltisi Aslıhan Doğan Turan ile olan iletişimleri, güncel stil seçimleri ve son alışverişlerini konuştuk.
Nasılsınız, nasıl gidiyor şimdilerde hayat sizin için? Geçtiğimiz yaz Arda Turan’ın erkek kardeşi Okan Turan ile birlikteliğinizi evlilikle taçlandırdınız. Nasıl gidiyor evlilik?
Öncelikle evimize hoş geldiniz, her şey yolunda, çok keyifliyiz teşekkür ederiz. Okan ile uzun süren sevgililiğimizin sonunda geçtiğimiz haziran ayında Hünkar Suyu Korusu’nda ailelerimizin ve dostlarımızın katıldığı bir düğünle evlendik. Evlilik çok keyifli gidiyor, oldukça mutluyuz. Evlilik öncesinde de uzun süredir birlikte olduğumuz için Okan’ın ailesini ve arkadaşlarını da uzun süredir tanıyordum, hepsiyle çok samimi bir ilişkimiz var, bu da beraber geçirdiğimiz zamanları daha keyifli hale getiriyor.
Eltiniz Aslıhan Turan ve ailenin diğer üyeleri ile de iyi bir iletişiminiz, güçlü bir bağınız olduğu biliniyor. Göründüğü gibi mi her şey, eltiden daha çok kız kardeş gibi misiniz gerçekten?
Evet, Aslıhan ile abla-kardeş gibiyiz gerçekten. Daha önce söylediğim gibi evlenmeden önce de Okan ile uzun süredir birlikteydik. Dolayısıyla Aslıhan ile de aslında çok uzun zamandır çok fazla vakit geçiriyoruz. Okan ve abisi de birbirlerine çok bağlı kardeşler olduğu için biz de birbirimize çok bağlı hale geldik. Birlikte vakit geçirmeyi seven bir aileyiz.
Diğer yandan Aslıhan Hanım’ın da kendine ait hoş bir stili var, sizin gibi. İkinizin stilinizin en benzeyen ve ayrışan yönleri neler desek?
Aslıhan’ın alışılagelmiş bir tarzı var ve onun dışına çıkmayı pek sevmez. Bense kendi tarzımın dışına çıkarak daha riskli tercihlerde bulunabiliyorum sanırım, farklılığımız bu diyebilirim. En benzeyen yönümüz ise ikimizin de rahat giyime önem vermesi.
Modayı ve trendleri takip etmeyi bu denli seven iki elti ‘kız kardeş’ arada ters düştüğünüz noktalar da oluyor mu? Birbirinizi eleştirir misiniz hiç?
Bazen birbirimize takıldığımız oluyor tabii ki ama aramızdaki diyaloğu eleştiri olarak değil de öneri olarak tanımlayabilirim sanırım. Birbirimizi uzun süredir tanıyor olduğumuz için hem tarzımızı hem fiziğimizi göz önünde bulundurarak bazı noktalarda yapıcı eleştirilerde bulunduğumuz oluyor.
Siz kendi stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Kendi stilimi hem rahat hem şık olarak tanımlayabilirim. Çünkü içinde rahat olmadığım hiçbir kombini sadece beğendiğim için giyemem. Bazen başkasında görüp çok beğendiğim ve sezonda hit olan ürünleri denediğimde içinde rahat ve iyi hissetmiyorsam giymiyorum.
Kıyafet seçimleri ile kişinin kendini özgüvenli hissetmesi arasında bir bağ var mı sizce? Bu durum sizi nasıl etkiliyor mesela?
Kıyafet tercihi ile özgüven arasında bir bağ olduğunu düşünüyorum. Kendimi içinde iyi hissetmediğim, kendim gibi hissetmediğim kıyafetleri tercih etmiyorum. Beni yansıtan, içinde kendimi iyi hissettiğim parçaları taşımaktan daha çok keyif alıyorum.
Bazen kıyafet seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyor mu? Daha doğrusu bu konuda eleştiri kabul etmeyenlerden mi yoksa her eleştiriyi değerlendirenlerden misiniz?
Benim en büyük jürim annem sanırım. En fazla eleştiriyi de en büyük takdiri de annemden alıyorum diyebilirim. Kendisi oldukça açık sözlü olduğu için kombin tercihlerimle ilgili fikrini de açıklıkla dile getiriyor. Ama çok beğendiğim bir tercih olduğunda eleştirilerini başta pek dikkate almasam da sonrasında düşündüğümde ona katıldığım oluyor. Tabii annem bir yana bugün sosyal medya da herkes bir jüriymiş gibi davrandığı için orada da beğenildiğim ve eleştirildiğim oluyor, bunları da dikkate almaya çalışıyorum.
Eşiniz Okan Bey de her daim şık stil seçimleriyle görmeye alışkın olduğumuz biri. Onun gardırobu da size mi emanet?
Aslında dolabı tam olarak bana emanet değil ama alışverişlerine genelde ben eşlik ediyorum. Özellikle özel davetlere hazırlanırken smokin alışverişlerinde muhakkak onunla olmamı istiyor. Onun dışında Okan’ın da kendine has bir tarzı olduğu için çok bir müdahalede bulunmuyorum açıkçası. Sadece küçük dokunuşlarla kombinini tamamlamasına yardımcı oluyorum.
Sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli yoksa kullanılabilirlik mi? Ne dersiniz, siz genelde tercihinizi hangisinden yana kullanıyorsunuz?
Ben ikisinden yana da kullanıyorum. Bazı kombinler için farklı ve iddialı parçaları tercih ediyorum bazen de o parçanın farklı kombinlerde değerlendirilebilmesi için tercih ediyorum. Ayrıca mesela ayakkabı, çanta ya da bir küçük elbise fark etmez, size göre bir tasarımı arzu nesnesi yapan şey nedir? Benim için bir ürünün arzu nesnesi haline gelebilmesi için öncelikle estetik algılarıma hitap ediyor olması lazım.
Aksesuarda kullanmayı daha çok sevdiğiniz parça hangisi peki?
Benim olmazsa olmaz aksesuarım gözlük. Gözlük için belli bir tarzım da olduğunu düşünüyorum. Genelde aynı tarz gözlükleri kullanıyorum, farklı markalar da olsa genelde benzer tarzlar oluyor. Her ne kadar başkalarında gördüğüm farklı ve iddialı gözlük modellerini çok beğensem de kendime yakıştırmadığımdan pek tercih etmiyorum. Aksesuar ve kıyafet arasındaki ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz? Kesinlikle bir puzzle gibi birbirlerini tamamladıklarını düşünüyorum.
Okuyucularımıza tamamen kendilerine ait bir stil yaratmak ve onu geliştirmek konusunda verebileceğiniz tüyolar olur mu?
Benim buna verebileceğim en iyi cevap ‘zaman’ sanırım. Kişinin tarzının oluşması zaman alıyor bence. Çünkü önce insanın kendini ve bedenini tanıması, estetik algılarını neyin uyandırdığını keşfetmesi gerekiyor. Bu da biraz zaman istiyor, o yüzden çok aceleci olmamak lazım. Kişinin bu süreçte önyargılı olmaktan kaçınması ve farklılıklar denemeye cesaret etmesi gerekiyor.
Dünyada işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler? Ve son beğeniyle takip ettiğiniz iş birliği?
Cult Galia, Toteme, Victoria Beckham ve Magda son zamanlarda beğenerek takip ettiğim markalar.
Sezon trendlerde favorileriniz neler?
Son zamanlarda daha zamansız parçaların trend olduğunu görüyoruz. Bu benim çok hoşuma gidiyor. Daha eskiye dönük, daha düz ve basic ürünler bu sezon en hoşuma giden trend diyebilirim.
Bu sezon gardırobunuzun demirbaşı nedir?
Bu sezonla sınırlamadan vereceğim bu cevabı sanırım. Benim her sezon dolabımın en favori ve olmazsa olmaz parçası iyi bir kot pantolon ve beyaz tişörttür. Bunun yanında ince askılı siyah bir elbise ve güzel bir siyah blazer ceketin her dolapta bulunması gereken kurtarıcı parçalardan olduğunu düşünüyorum.
Sezon trendleri arasında ‘Asla giymem’ dediğiniz bir parça var mı?
Bu sezon çok fazla düşük bel kot görüyorum, en sevmediğim trend bu sanırım. Düşük bel kot en son ben lisedeyken çok trenddi ve o zamanlar fazlasıyla giymiştim. O zamandan beri dolabımda bulunmayan ve sanırım bir daha da bulunmayacak bir parça düşük bel kot.
Peki, sezonda kullanmayı en sevdiğiniz renkler hangileri?
Açıkçası ben renklerin enerjisine çok inanıyorum. Özellikle bu sezon kırmızı ve pembe kullanmayı çok seviyorum. Bu yıl doğum günümde de tercihimi kırmızı bir elbiseden yana kullandım.
Kendinize yaptığınız son alışveriş nedir?
Son Yunanistan seyahatimdeyken aldığım topuklu bir terlik sanırım.
Uzak ya da yakın vadeli gelecek planlarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?
Kısa vadeli planlarımdan başlayayım o halde. Bu yaz için planladığımız birkaç seyahatimizi tamamlamak ve yeni yeni ağırlık vermeye başladığım sosyal medya serüvenimi biraz daha renklendirmek hedeflerim arasında. Uzun vadeli olarak ise bizim Okan ile kalabalık bir aile hayalimiz var, yakın gelecekte ailemize yeni üyelerin katılmasını istiyoruz.