Hanif IFW'de hazır giyim koleksiyonuyla yer alacak

Bu yıl ilk kez hazır giyim koleksiyonu ile İstanbul Moda Haftası'nda yer alacak olan Dilek Hanif ile hem koleksiyonunu hemde sezon trendlerini konuştuk.

Hanif IFW'de hazır giyim koleksiyonuyla yer alacak

Senelerdir haute couture koleksiyonları ile Paris Moda Haftası'nda yer alan Dilek Hanif, bu sene üçüncü sezondur hazırladığı hazır giyim koleksiyonu ile ilk kez IFW'de yer alacak. Maria Casas'ın tablolarından etkilenerek tasarladığı koleksiyonu için Hanif "Yumuşak renkler ve danteller var koleksiyonda. Çok severek çalıştığım ve bir o kadar da giyilebilir bir koleksiyon oldu. Günlük hayattan geceye adapte edilebilecek parçalar da mevcut." yorumunda bulundu.

Bu yıl ilk kez hazır giyim koleksiyonunuzla İstanbul Moda Haftası'nda yer alacaksınız. Bu yıl katılmanızın özel bir sebebi var mı?

Hayır, zaten bildiğiniz gibi ben Paris'te de hep couture haftasına katılıyordum. Türkiye'de zaten böyle bir konsept yok. Hazır giyimi yapmaya da yeni başladım, daha üçüncü sezonumuz. Paris'te fuara katılmaya başladık, onunla birlikte bu sene de hazır giyim koleksiyonuyla IFW'ye katılmaya karar verdim.

Önceki senelerde IFW'yi nasıl buluyordunuz?

IFW'nin eksikleri olduğunu ama İstanbul ve tabii ki Türk modası için çok önemli olduğunu düşünüyorum. İleride çok daha iyi noktalara gelecek, buna inanıyorum. Türkiye pazar olarak Rusya ve Ortadoğu'da çok önemli ilerlemeler kaydedecek. Çok merkezi bir yerdeyiz çünkü. Bugüne kadar eksikler vardı, biz bunları gözlüyorduk ama bu her işte böyledir. Daha çok yeniyiz. Eksikler her sezon giderilerek geldi ve bundan sonra da daha iyiye gidecek.

IFW bu sene çadır yerine Antrepo 3'te gerçekleşecek, bu da bir avantaj değil mi?

Evet, ben katılmaya karar verdikten sonra öğrendim ama çok daha keyifli oldu bunu öğrenmem.

Yurtdışında moda haftalarına katılan biri olarak sizce ülkemizin bu konudaki en büyük eksikliği ne?

Ben bugüne kadar IFW'nin çok içinde değildim ve dışarıdan gözlüyordum fakat Paris ile burası arasında şöyle bir fark var: Paris Haute Couture Haftası'nda hiçbir zaman bu tarzda belli bir yerde defile yok. Her moda evi, tasarımcı, kendi seçtiği ayrı bir yerde koleksiyon sunuyor. Hazır giyimde de aynı sistem oluyor ama ben ona da katılmadım yurtdışında. Dolayısıyla hazır giyim ile couture'ü birbirinden ayırmak gerekli. Bu sene neler yaşayacağız bilmiyorum ama çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Önceki yıllarda yapılan aksaklıkları gidermek adına uğraşılıyor. Ben iyi olacağını umut ediyorum.

İstanbul Moda Haftası yurtdışında biliniyor ve takip ediliyor mu?

Bana çok soran oluyordu. Hatta orada yapılan röportajlarda benim katılıp katılmadığım ve neden katılmadığımı da merak ediyorlardı. Ben de onlara bugüne kadar couture koleksiyonu yaptığım ve hazır giyim olmadığı için katılmadığımı söylüyordum. Bence zaman içerisinde çok iyi olacak, çünkü takip ediyor ve biliyorlar.

Bundan sonra sizi her sene IFW'de görecek miyiz?

Evet, artık bunu bir rutine koymak istiyorum. Hazır giyim koleksiyonlarımı IFW'de, couture koleksiyonlarımı ise Paris'te sunacağım.

IFW'de bize sürprizleriniz olacak mı?

Şu anda öyle bir düşüncem yok. Sadece hazır giyim koleksiyonumla gündeme gelmek istiyorum ama defile sonrası bir after party yapılacak ve orada çok uzaklardan gelen bir celebrity'miz olacak.

Bu gelecek olan kişiyle ilgili bir ipucu verebilir misiniz?

Sadece çizgi karakterlerden birinin orijinali geliyor diyebilirim.

Peki, nasıl bir Dilek Hanif koleksiyonu göreceğiz IFW'de?

Son derece romantik bir koleksiyon. Maria Casas'ın tabloları çıkış noktam. Yumuşak renkler ve danteller var koleksiyonda. Çok severek çalıştığım ve bir o kadar da giyilebilir bir koleksiyon oldu. Günlük hayattan geceye adapte edilebilecek parçalar mevcut. Ayrıca koleksiyona uygun ayakkabılarımız da özel olarak tasarlanıyor. Zaman içinde çanta ve ayakkabıyı da aksesuarlarla birlikte markanın içerisine yerleştirmeyi planlıyoruz. Hepsi satışa son derece uygun, çünkü bunları defileden 10 gün önce Paris'te fuarda sergileyeceğiz ve önümüzdeki yaz yurtdışındaki müşterilerimizden siparişini alıyor olacağız. Dolayısıyla ayakları üzerinde duran bir koleksiyon bu.

Renk konusunda nelere yoğunlaştınız?

Çok uçuk renkler; somon, pudra, lila ve mint yeşili gibi renkler var. Dantel, şifon ve kendime özgü bir puantiye desenimiz de var.

Kış sezonuna girerken sizden bir de şu anki sezon trendlerini dinlemek isterim...

Bu sezonunun renkleri bordo, yeşil, siyah ve beyaz. Yine iki rengin bir arada kullanıldığı parçalar çok moda. Floral ve animal desenlere de yer veriliyor. Yumuşak dokulu kumaşlar da var. Son derece güzel ve keyifli bir sezon aslında. Etek boylarımız da uzadı. Cigarette pantolonların yanı sıra 70'li yılların bol paça pantalonlarını da sıkça göreceğiz. Tulumlarımız da olacak.

Kışlık alışverişinizi yaptınız mı?

Bu sene Fashion Night Out'da hazır giyim mağazamızı açtık. Mağazamdan her bir parçayı seçtim ve gardırobumu oluşturdum. İnsanın para vermeden kışlık gardırobunu oluşturması çok şahaneymiş.

Alışveriş yapmayı sever misiniz? Hangi mağazalardan alışveriş yaparsınız?

Seviyorum ama burada çok fazla vaktim olmuyor alışveriş yapmaya, yurtdışında daha çok yapabiliyorum. Genelde Ralph Lauren'den spor kıyafetlerimi alırım. Donna Karan severim. Givenchy'nin gömleklerini çok beğenirim. Zaman zaman YSL'den, Celine'den de alıyorum. O markanın o sene çıkardığı ne hoşuma giderse onu alırım ama aldıklarımı herkes giyerken değil, insanlar giyip bitirdikten sonra ben giyerim.

Türkiye'de genç modacılar artık iyice çoğaldı, siz nasıl buluyorsunuz onları? Gençlere ön ayak olmak için bir takım çalısmalarınız var mı?

Aslında şu anda ciddi anlamda bir çalışma yapmıyorum bu konuyla ilgili ama bunun için belirli bir alt yapı oluşturma aşamasındayız. Çok genç modacı olmasının iyi bir şey olduğunu düşünüyorum, çünkü tasarımın Türkiye'de önemi algılandı artık ve bu konuda çok çalışma yapılıyor. Tabii ki bu gençlerin içerisinden bazıları sivrilecek her işte olduğu gibi. Herkes kendi başına bir marka olmak zorunda değil aslında. Genç tasarımcılar daha kurumsallasmış markaların içerisinde de varlık gösterebilir. Dünyada bunun çok örneğini görüyoruz. Öbür türlü tek başına marka olmaya çalışırken kendileri yıpranıyor ve pes ediyorlar. Oysa o enerjiyi işlerini iyi yapmaya adayabilir, onunla ugraşır ve bunu bir markayla birlikte götürebilirler.

Tüm dünyada 'stil ikonu' adı altında farklı ve kendine has giyinen ve birçok kişiyi peşlerinden sürükleyen isimler var. Sizce ülkemizde 'stil ikonu' olarak nitelendirebileceğiniz isimler var mı?

Bence Türkiye'de 'stil ikonu' yok. O çok başka bir şey, gerçekten de stilinizin olması lazım. Stil ikonluğu kimliğinizle bağdaşan bir şey olmalı. Yoksa modadan alınmış bazı şeyleri alıp giymekle stil ikonluğu olmaz ama tabii ülkemizde de çok iyi giyinen kadınlar var.

Öykü Yazıcıoğlu

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.